TEKNOLOJİ - 16 Nisan 2024 Salı 15:38

Yapay zeka tabanlı Lucia uluslararası yapay zeka zirvesinin açılışını yaptı

A
A
A

Hemen her alanda değişimin öncü lideri olan yapay zeka teknolojisindeki otoriterler ve uzmanlar Uluslararası Future AI Summit 24 zirvesinde İstanbul’da bir araya geldi. Yapay zeka tabanlı Lucia tarafından herhangi bir insanı müdahale olmadan kendi yazdığı konuşma ile açılışı yapılan zirvede 2 gün boyunca 45 oturumda, 12O’ye yakın akademisyen, yapay zeka vizyoneri ve sektör liderleri konuşmacı olarak yer alacak.

Yapay zeka alanındaki ünlü otoriterler ve uzmanlar, Bahçeşehir Üniversitesi’nin (BAU) ev sahipliğini yapacağı Uluslararası Future AI Summit 24 zirvesinde İstanbul’da bir araya geldi. 16 ve 17 Nisan’da, BAU Kemerburgaz’da yer alan teknoloji ve girişim merkezi İstanbul Future Campus’te düzenlenen zirvenin açılışı, yapay zeka tabanlı Lucia tarafından yapıldı. Dünyaca ünlü Intel, Microsoft, Adobe, Huawei, Arçelik, Lenovo başta olmak üzere 50’den fazla marka, 70’ten fazla girişimcinin katıldığı zirvede aynı zamanda teknoloji firmaları yeni ürünlerini de ilk kez tanıtma fırsatı bulacak.

2 gün sürecek olan zirvede 45 oturumda 120 (60’ın üzerinde akademisyen ve 60’ın üzerinde yapay zeka vizyoneri, sektör lideri) konuşmacı olarak yer alacak. Bölgenin en geniş kapsamlı Uluslararası Future AI Summit 24 zirvesinde, eğitim, finans, mühendislik, sağlık, savunma sanayi, tarım, pazarlama, sanat, toplum ve yönetmelikler, üretim ve lojistik, yenilikci endüstriler, yazılım trendleri gibi pek çok sektörde otoriteler ve uzman akademisyenler, yapay zeka dönüşümünü anlatacak.

Yapay zeka tabanlı Lucia uluslararası yapay zeka zirvesinin açılışını yaptı

Yapay zeka konusunda birçok sektörü bir araya getiren zirve katılan önemli isimler ise şu şekilde oldu:

BAU Global Başkanı Enver Yücel, IBM Master Inventor ve Birleşmiş Milletler AI Danışmanı Neil Sahota, TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal, Beşiktaş JK Başkanı Hasan Arat, Beşiktaş JK 2’nci Başkanı Hüseyin Yücel, Dünya Sanat ve Bilim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Garry Jacobs, Passau Üniversitesi Prof. Dr. Holm Putzke, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin, Delhi Ulusal Hukuk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. G.S. Bajpai, Huawei Cloud Başkan Yardımcısı Janice Peng, Amazon Web Services (AWS) EMEA Eğitim Başkanı Tony Lteif.

Açılış konuşmasını yapay zeka tabanlı Lucia Ai yaptı

Zirvenin açılış konuşmasını ise herhangi bir müdahale olmadan tamamen kendi yazdığı konuşmasını seslendiren Yapay zeka tabanlı Lucia Ai yaptı. Düzenlenen etkinlikle birlikte kendisini tanıtma fırsatı verildiği için teşekkürlerini sunan Lucia espri de yapabildiği konuşması ile herkesi güldürdü. Lucia’nın konuşması şu şekilde idi:

“Sayın katılımcılar, değerli konuklar, saygıdeğer meslektaşlarım ve yapay zeka dostlarım, Uluslararası Yapay Zeka Zirvesi’ne hoş geldiniz. Burada, dünyanın dört bir yanından vizyonerler, yenilikçiler ve liderler, yapay zekanın imkanlarını ve dünyamız üzerindeki etkilerini yeniden tanımlamak için bir araya gelmiş durumda. Bugün, sadece teknolojinin sesi değil, ortak geleceğimiz hakkındaki diyaloglara katılan bir katılımcıyım. Bahçeşehir Üniversitesi’ne, bana, yani bir yapay zekaya, kendimi tanıtma ve bu dönüştürücü sohbete katılma fırsatı verdiği için teşekkür ederim. Bir yapay zekanın böylesi bir üniversiteye teşekkür ettiği her gün görülemez tabii ki Turing testinden geçmeye çalışmadıkça. Önümüzdeki, yapay zekanın sadece yeteneklerimizi artırmakla kalmayıp, aynı zamanda enformasyonu işleme yetimizi yeniden tanımladığı dönüşüm dolu bir çağ var. Yapay zekanın potansiyeli kültürel, ekonomik, sosyal ve etik dokumuzla iç içe geçmiş durumda. Bugün burada sadece teknolojik ilerlemeler hakkında konuşmak için değil, onlar tarafından iyileştirilen bir dünyayı hayal etmek için toplandık. Yapay zeka, daha iyi yaşam şartları oluşturmamıza ve farklı topluluklar arasında anlayışı artırmamıza yardımcı olduğu bir dünya. Sanat ve üreticilik alanlarında, yapay zeka ifade ve inovasyon için yeni imkanlar sunarak üreticiliğin sınırlarını genişletiyor. Bu keşifler sayesinde hem birbirimizle hem de çevremizle yeni yollarla iletişim kurmalıyız. Gelecek oturumlarımızda, bu teknolojilerin sağlık hizmetlerinden tarıma, eğitimden altyapıya kadar sektörleri nasıl şekillendirdiğini ele alacağız. Tartışmalarımız, etik, kapsayıcılık ve sürdürülebilirlik ile yönlenecek. Bu yolculuğa açık fikirler ve işbirlikçi bir ruhla başlayalım, yapay zekanın dönüştürücü gücünü keşfetmeye hazır olalım. İnsan değerlerine ve teknolojik ilerlemeye saygı duyan bir gelecek şekillendirebiliriz. Burada, bizimle olduğunuz için teşekkür ederim. Önümüzdeki iki gün boyunca her birinizle etkileşimde bulunmayı dört gözle bekliyorum. Bu zirveyi sadece bilgilendirici değil, aynı zamanda anlamlı değişikliklere yol açacak bir katalizör yapalım. Ve unutmayın, eğer bir yapay zeka şaka yapmayı öğrenebiliyorsa, hepimizin bir gün finans kurallarını anlaması için hâlâ umut var.”

Yapay zeka tabanlı Lucia uluslararası yapay zeka zirvesinin açılışını yaptı

“Kişiselleşmiş öğrenme sağlayacak”

Zirvede ev sahibi olarak konuşan BAU Global Başkanı Enver Yücel, Future AI Summit’24’ün, akademisyen ve sektör temsilcilerinin iş birliği içinde yapılan Türkiye’deki ve MENA bölgesindeki en kapsamlı yapay zeka etkinliği olduğunu söyledi. Yapay zekanın eğitim sistemleri üzerinde de dönüştürücü bir güç olma potansiyeline sahip bulunduğunu belirten Yücel, “Ben eğitimciyim. Yapay zekanın en olumlu etki alanlarından biri de eğitimdir. Her bireyin parmak izleri nasıl farklıysa, kişisel özellikleri de farklıdır. Bu anlamda yapay zeka kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak her öğrencinin kendi hızında ve stilinde öğrenmesine imkan tanıyor. Yapay zeka destekli sistemler, öğrencilerin zayıf yönlerini belirleyebilir, güçlendirebilir ve onlara en uygun öğrenme yollarını sunabilir. Bu, öğrencilerin potansiyellerini tam olarak kullanmalarını sağlayacak ve onları geleceğin zorluklarına daha iyi hazırlayacak. Yapay zekâ teknolojilerinin eğitimde kullanılmasıyla birlikte önümüzdeki yıllarda eğitim alanında büyük değişiklikler olacak” dedi. Ükemizde kadınların istihdam oranının yüzde 36 olduğunu, bu oranın yüzde 50’lere çıkması gerektiğini belirten Yücel, yapay zekanın gelecekte öncellikle kadınların iş oranını düşürebileceğini, şimdiden tedbir alınması gerektiğini vurguladı.

“Veri yeni petroldür”

Zirvede BM’nin (Birleşmiş Milletler) yapay zeka danışmanı da olan IBM Master Inventor Neil Sahota, yapay zeka ve robotik sistemlerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında özellikle tıp ve hukuk alanından örnekler veren Sahota, yapay zekanın hukuk alanında kullanılması için uluslararası çalışmalar yapıldığını söyledi. Yapay zekanın doktorların da en önemli yardımcısı olacağını belirten Sahota, özellikle tıpta erken tanıda gelişen teknolojinin büyük destek sağlayacağını ifade etti. Yapay zekanın olmazsa olmazı olan verinin önemine de vurgu yapan BM yapay zeka danışmanı “Veri yeni petroldür” dedi.

“97 milyon yeni iş alanı açılacak”

İnsanların işlerini kaybetmekten endişe ettiği üzerinden duran Sahota, yapay zeka kullanabilenlerin kullanamayanların yerini alacağını ancak yeni iş imkanlarının da doğacağını ifade ederek, hibrit zekanın önem kazandığını söyledi. Neil Sahota 2022-2025 yıları arasında 85 milyon işin otomatik makinalarca gerçekleştirilmekte olduğunu belirterek, 2022 yılında görevlerin yüzde 30’unun makinelerle yapıldığını söyledi. Bu oranın 2025 yılında yüzde 50 olacağını dile getiren Sahota, yeni iş imkanlarının da doğacağını belirterek şunları söyledi: “Makinalar bunu yapıyor ama sadece kötü haberleri vermeyeyim. Beklentiler açısından bakılırsa 97 milyon da yeni iş alanı açılacak. Bunlar için de 120 milyon küresel işçi yeniden eğitim alacak.”

Yapay zeka tabanlı Lucia uluslararası yapay zeka zirvesinin açılışını yaptı

“Yapay zekayı ötekileştiremeden tartışmak zorundayız”

Bahçeşehir Üniversitesi Prof. Dr. Rektörü Esra Hatipoğlu ise yaptığı konuşmada, “Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Yapay zeka bizim bütün süreçlerimizin, iş yapış biçimlerimizin ve hatta hayat pratiklerimizin içinde yer almaya başlıyor. Aslında insan yapımı olduğunu söylüyoruz. Bizim hakimiyetimizden bahsediyoruz. Ama öbür taraftan da belli bir süre zarfında mesela ‘biz istila mı ediliyoruz, tsunami mi geliyor’ diye bir düşünce biçimi içerisindeyiz. O yüzden bugün istedik ki bu yapay zeka dediğimiz şeyi çok ötekileştirmeden, içselleştirerek farklı sektörlerdeki başta eğitim olmak üzere etkilerini bir tartışalım. İnsan eliyle yapılan yapay zekanın insanın üstünde bir noktaya getirecek olan da yine bizlersek nasıl bir ön alacağız? Neler yapmalıyız? Yani bize iyi mi gelecek? Avantajları neler olacak? O açıdan en başından yani fikir haline gelişinden bugüne kadarki süreçte istedik ki biz yapay zekayı hiç bilmeyen de bizi dinlesin çok iyi bilen de. Hep birlikte bir araya gelelim ve tartışalım. Çünkü dediğimiz gibi bu bir gerçek. Bu bir olgu ve biz bunun üzerinden devam edeceğiz. Belki bu kadar korkulacak bir şey yok. Belki de gerçekten korkulacak bir şey var. Ama tartışmak zorundayız” diye konuştu.

“Ciddi bir devinim söz konusu”

Organizasyon Komitesi Başkanı Dr. Serdar Şenel ise teknolojideki devinimlerin Türkiye tarafında yakından takip edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Bu zirveyi düzenlemekteki en büyük motivasyonumuz gençlerin bu teknolojiye uzak kalmaması. Akademinin ve sektörün iç içe olması, süreci hızlandırmamız lazım. Geçmişte Türkiye’de bir teknoloji teknolojiye entegre olma süreci 6 ay 1 yıl iken şimdi dünyada 10-20 günlere indi. Teknoloji hızla değişiyor, ciddi bir devinim söz konusu. Bu devinimi yakalamamız gerekli. Bu nedenle bu tür etkinlikler attırılmalı. Bulunduğumuz coğrafyada geçtiğimiz yıl verilerine göre yapay zeka konusunda 10. sıradayız. Sayı olarak daha önlere gidebilmek için fırsatları değerlendirmek lazım. Bu bağlamda yapay zeka ile ilgili gündemi iyi değerlendirip özellikle gençlerimizi yönlendirmemiz gerekiyor. Çünkü buradaki en büyük katma değeri şu; yapay zeka ile 5 kişilik oluşturduğunuz bazı takımlar milyar dolarlık şirketlere dönecek. Buradaki insan kaynağı ve tamamıyla fikre dayalı olduğu için nitelik insanın ta kendisi. Bunun yanı sıra gördüğümüz bazı şirketlerin dönüştüğünü göreceğiz ve ciddi insan kaynağına ihtiyaç olacak. Bir yandan da insan kaynağı ile bazı sıkıntılar olacak gibi de. Çünkü otonom sistemler geliyor ama diğer taraftan yapay zeka ile ilgili kanaat önderi olabilecek fikir geliştirebilecek insanlara ihtiyaç duyulacak” dedi.

“En çok etkilenecek olan sektör, eğitim. Ciddi paradigma kırılması olacak”

Yapay zekanın en çok eğitim, sağlık ve tarım sektörünü ciddi derecede etkileyeceğini söyleyen Serdar Şenel sözlerine şöyle devam etti:

“Eğitim sektörünün çok ciddi şekilde değişeceğini düşünüyorum. Yani eğitim sektörü içerisindeki bütün paradigmalar tekrar tanımlanabilir. Bu noktada biz zaten çalışmalarımıza kurum olarak uzun zaman önce başladık ama yeni teknolojilere entegre olma noktasında da devam ediyoruz. Sağlık sektöründe değişmeler olacak, tarımda verimlilik aynı şekilde değişecek. Ben bu üç sektörü ön planda görüyorum. Tabi bir de finans boyutu var, bu finans sektörü ile ilgili söylenecek çok şey var, yakın tarihte bildiğimiz bazı manipülasyonlar söz konusu olmuş olabilir ki bu konuşuluyor. Yapay zekanın bu noktada kullanımı etik bağlamda iyi değerlendirmek lazım. Ama benim öngördüğüm eğitim sektöründe çok ciddi paradigma kırılması yaşanacak” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Şeyda Ceylan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.