SAĞLIK - 31 Ekim 2020 Cumartesi 15:27

“Takıntılarınızın yaşamınızı kısıtlamasına izin vermeyin”

A
A
A
“Takıntılarınızın yaşamınızı kısıtlamasına izin vermeyin”

Dr.

Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) tanısı alan kişilerin, obsesyonların meydana getirdiği huzursuzluk ve sıkıntıyı düzenli ilaç ve psikoterapi yanında, aile desteği ile yenebileceğini kaydetti.


Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu, obsesif kompulsif bozukluğun (OKB), obsesyon adı verilen tekrarlayıcı, kişiyi rahatsız eden takıntılı düşünce ve davranışlar döngüsüne yol açan bir ruhsal hastalık olduğunu belirtti. Kişinin takıntılı düşüncelerini mantık dışı olarak değerlendirse de düşünmekten kendini alıkoyamadığını, yoğun huzursuzluk ve sıkıntı yaşadığını belirten Kaşifoğlu, bu kişilerin obsesyonların meydana getirdiği huzursuzluk ve sıkıntıyı ortadan kaldırmak amacıyla yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemler geliştirdiğini belirtti.


Yine de her takıntılı düşünce ya da davranışın OKB olarak değerlendirilmemesi gerektiğini de ifade eden Kaşifoğlu, bu tarz düşünce ve davranışların hastalık sayılabilmesi için kişinin günlük işlevlerini etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar şiddetli ve yoğun olması gerektiğini söyledi.



En sık rastlanan obsesif kompulsif bozukluk türleri


Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu, en sık rastlanan obsesif kompulsif bozukluk türlerinden biridir. Elleri aşırı şekilde yıkamak, evdeki eşyaları aşırı temizlemek gibi etkilerle kendisini gösterir. Kontrol etme kompulsiyonları ile olan kuşku saplantıları da bir işi tekrar tekrar kontrol etme dürtüsüne yol açan kompulsiyonlardır. Cinsel içerikli obsesyonlar, günah ya da yasak sayılan düşüncelerin akla gelmesiyle oluşan dini içerikli obsesyonlar da örnek verilebilecek türlerdendir. Her şeyin belli bir düzende olduğundan emin olunmasını zorlayan simetri/düzen obsesyon ve kompulsiyonları, sayma kompulsiyonları, kağıt, şişe, çöp gibi gereksiz şeyleri toplama dürtüsüne neden olan biriktirme ve saklama kompulsiyonları da yine en bilinen türlerdendir.



Obsesif kompulsif bozukluğun nedenleri


Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedenlerinin tam olarak bilinmediğini kaydeden Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu, biyolojik ve psikososyal etkenlerin bu hastalıkta etkili olduğunun düşünüldüğünü belirtti. Biyolojik etkenleri, beyin işlevlerinde bozulma, ebeveyn veya yakın derece bir aile üyesinin bu bozukluğa sahip olması (genetik faktörler) olarak tanımlayan Kaşifoğlu, psikososyal etkileri ise erken dönemde travmatik veya stresli olaylar yaşamış olmakla açıkladı.



“İlaç ve psikoterapi eş zamanlı uygulanır”


İnatçı bir hastalık olan obsesif kompulsif bozukluğun genellikle stres yaşanan zamanlarda şiddetlendiğini ve artıp yayıldıkça hastanın yaşamını kısıtladığını belirten Kaşifoğlu, takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek, günlük işlevleri belirgin olarak kısıtlayacak düzeyde olduğunu kaydetti. Çoğu kişi için bazı düşünce ve davranışların ruhsal bir hastalık belirtisi olabileceğine karar verip uzmana başvurmasının zor olduğunu dile getiren Kaşifoğlu, birçok hastanın ayıplanacağı, dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği düşüncesi ile hissettiklerini paylaşmaktan ve tedaviden kaçınabildiğini belirterek,“Tedavi sürecinde bir uzman tarafından hastanın davranışları ve belirtileri değerlendirilip, OKB tanısı alan hastaya ilaç ve psikoterapi eş zamanlı olarak uygulanır. İlaç ve psikoterapi yanında aile desteği de tedavi sürecinde fayda sağlar. Terapideki amaç hastaların ritüellerini gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve anksiyetelerini azaltmaktır. Düzenli ve iş birliği içinde yapılan tedavi ile başarı sağlanabilir” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya İşletmelerin sorunları ve çözüm önerileri KSO’da masaya yatırıldı Konya ekonomisinin lokomotif sektörleri sanayi, tarım ve hizmetler sektörlerinin sorunları ve çözüm önerileri Konya Sanayi Odası’nda düzenlenen çalıştayda ele alındı. Sanayiciler, akademisyenler, kurum ve kuruluşların temsilcilerinin katıldığı çalıştayda, 10 farklı sektörün sorunları üzerine yoğunlaşıldı. Konya Sanayi Odası, Konya Ticaret Odası ve Konya Ticaret Borsası’nın paydaşı olduğu Necmettin Erbakan Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Yönetim Akademisi Derneği tarafından düzenlenen ‘Küresel, Ulusal ve Bölgesel Ekosistemde İşletmelerimiz: Sorunlar ve Çözüm Arayışları Çalıştayı’ Konya Sanayi Odası’nda gerçekleştirildi. İki gün boyunca devam eden çalıştay kapsamında; otomotiv, araç üstü ekipman, tarım makineleri, makine ve ekipmanları, savunma sanayi, plastik ambalaj, ayakkabı, asansör, tarım ve hizmetler sektörlerinin temsilcileri ile akademisyenler aynı masa etrafında bir araya gelerek sorunları ve beklentileri tartıştı. Konya, güçlü sanayi şehri unvanını hakkıyla taşıyan bir şehir Çalıştayın açılışında konuşan Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı M. Zahid Çatlı, Konya’nın geleceğini sanayiyle şekillendiren önemli bir şehir olduğunu söyledi. Konya sanayisinin gücünü sektörlerden aldığını vurgulayan Çatlı, “12 organize sanayi bölgemizle, 100’ün üzerinde sanayi sitemizle, yıllık 3,3 milyar doları aşan ihracatımızla ‘güçlü bir sanayi şehri’ unvanını hakkıyla taşımaktayız. Bu başarımızı, otomotiv, makine, savunma sanayi, gıda sanayi, kimya, hidrolik, plastik, ayakkabı, tekstil gibi hemen her sektörde üretim yapan sanayicilerimize borçluyuz. Ayrıca, orta-yüksek teknolojinin toplam üretimimiz içerisindeki payının yüzde 47,5 seviyelerine ulaşması, ihracatımızın yüzde 95’ini sanayi mamullerinin oluşturması, sanayi şehri unvanımızı perçinlemektedir. Bu güçlü performansımızı inşallah önümüzdeki yıllarda da artırarak sürdüreceğiz” şeklinde konuştu. Çatlı, sanayinin önde gelen sorunlarının başında insan kaynağının geldiğini söyledi. Nitelikli insan kaynağı sorununun birçok sektörde büyümeyi sınırlayan önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Çatlı, şunları söyledi: “Sanayi sektöründe nitelikli iş gücü açığı, geleneksel sektörlerle birlikte, özellikle teknolojik yenilikleri takip eden sektörlerde büyük bir sorun oluşturuyor. Bu da işletmelerimizin kurulu kapasitelerini tam olarak kullanmasının önünde engel teşkil ediyor. Verimlilik, meslek lisesi öğrencilerimizin sanayi üretimine yeterince entegre olamaması, üniversite sanayi iş birliğini istenen düzeyde geliştiremememiz gibi başlıklar da sanayicilerimizden bize gelen sorunlar arasında yer alıyor. Konya Sanayi Odası olarak biz, bu ve diğer sorunların çözümü için çalışmalar yürütmeye, proje ve yatırımlar hayata geçirmeye devam ediyoruz.” Çalıştay, işletmelerimize ışık tutacak Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Şahbaz da, işletmelerin kalıcı olabilmesi için yapısının güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Sanayi ile birçok noktada üniversite olarak iş birliği içindeyiz. Kurumlar ile ortak çalışmalar yürütüyoruz. Konya, Türkiye’de öne çıkan özel işletmelerle, tüm sektörler itibariyle bir mücadelenin olduğu büyük bir ticaret ve yatırım potansiyeli olan bir şehir. Bu anlamda kalıcı olabilmenin yolu işletmelerimizin yapısını güçlendirmekten geçiyor. Bu çalıştayın işletmelerimize ışık tutacağını düşünüyorum” dedi. Ortak akılla sonuca varmak istiyoruz Daha sonra konuşan Yönetim Akademisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Hulusi Cenk Sözen ise, dernek olarak 130’u Türkiye’den, 32’si yurt dışından olmak üzere 162 üniversiteyle geniş bir erişim ağına sahip olduklarını söyledi. Farklı ilgi gruplarının faaliyetler ve kongreler düzenlediğini aktaran Sözen, piyasa ile akademiyi nasıl daha fazla bir araya getirebileceklerine yönelik çalışmalar yaptıklarını bildirdi. Yönetim Akademisi Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Olcay Bige Aşkun’un da, derneğin faaliyetleri hakkında bilgiler verdiği programda son olarak konuşan NEÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Diken de, üniversite ile sanayinin gücünü birleştirdiği takdirde daha ileri gidebileceğini söyledi. Diken, şunları aktardı: “Biz akademisyenler olarak bildiğimizi aktarmamız, sanayinin de gücünü bizimle birleştirmesi gerekir. Böyle olunca çok daha ileri gidebileceğimizi düşünüyoruz. Bu noktada çeşitli akademik etkinliklerde bulunuyoruz. Ancak, bugün farklı bir çalışma yapmak istiyoruz. Biraz daha ayakları yere basar şekilde, meseleleri masaya yatırarak, akademi ve piyasa birlikteliğini sağlayarak ortak akılla bir yere varmak istiyoruz.” Konuşmaların ardından Prof. Dr. Ahmet Diken’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Konya Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi Gülvezir Korkmaz, Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Hakkı Karaca, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Barca, Advisors Türkiye Danışmanlık Yetkilisi Dr. Mustafa Hafızoğlu sunumlarını gerçekleştirdi. 2 gün boyunca devam eden çalıştay kapsamında; otomotiv, araç üstü ekipman, tarım makineleri, makine ve ekipmanları, savunma sanayi, plastik ambalaj, ayakkabı, asansör, tarım ve hizmetler sektörlerinin temsilcileri ile akademisyenler aynı masa etrafında bir araya gelerek sorunları ve beklentileri tartıştı.
Bursa Diyanetten ’Yılbaşı’ uyarısı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu haftaki cuma hutbesinin konusu ’Milli ve manevi değerler’ oldu. Hutbede, "Dinimizde asla yeri olmayan batıl inançlardan, yanlış tutum ve davranışlardan kendimizi, ailemizi, gençlerimizi ve çocuklarımızı koruyalım" denildi. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın cuma hutbesinin bu haftaki konusu "Milli ve manevi değerlerimizi muhafaza edelim" oldu. Camilerde cuma namazı öncesinde verilen hutbede, "Milletleri güçlü kılan, onları emin adımlarla geleceğe taşıyan temel unsur; milli ve manevi değerlerine bağlı kalmalarıdır. Kendi değerlerinin yerine başkalarının değerlerini, kendi sembollerinin yerine başkalarının sembollerini benimseyen milletler ayakta duramazlar. Kendi medeniyetini unutup yabancı kültürlerin etkisi altına giren toplumlar; tarihlerini, dillerini, dinlerini ve kimliklerini kaybederler. Nitekim Peygamber Efendimizin (s.a.s), ’Kim bir kavme benzerse o da onlardandır’ uyarısı hepimiz için önem arz etmektedir. Bu sebepledir ki, dinimiz ve geleneğimizle hiçbir bağı olmayan, İslam dışı geleneklerden kalan figürlere özenmek, onlar gibi giyinmek, onlar gibi hediyeler dağıtmak, inancımıza aykırıdır, yanlıştır. İnsanları hak ve hakikate davet eden bir peygamberin doğumu, onun getirdiği değerlere aykırı olarak kutlanamaz. Dolayısıyla helal haram ölçülerine riayet edilmeyen ve mahremiyet sınırlarını aşan her türlü eğlence ve davranış, inancımıza aykırıdır, günahtır. Ayrıca hangi sebeple olursa olsun, masumları katledenlere destek verenlerin sattıkları ürünlerle hediyeleşmek, başta Gazze şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak kadar ağır bir vebaldir. Şu hususu da asla unutmayalım ki, kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren kumarı, aile ve toplumu temelinden sarsan zinayı, aklı ve iradeyi devre dışı bırakan uyuşturucu maddeleri, mutsuzluktan başka getirisi olmayan piyango ve diğer şans oyunları gibi haramları, yılbaşı kutlamaları dâhil hiçbir eğlence ve kutlama helal ve meşru hale getiremez. Müslümanların, değerleri ve inançlarıyla uyuşmayan söz konusu yanlışlara düşmelerinin sebebi; dünyevileşmeleridir, ilahi ölçülerden uzaklaşmalarıdır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bu hususta bizleri şöyle uyarmaktadır: ’İçinizden öyleleri olacak ki, önceki kavimlerin âdetlerini karış karış, arşın arşın takip edecekler. Hatta onlar bir kertenkele deliğine girseler bile peşlerinden oraya girecekler.’ Öyleyse, bizi biz yapan ve bizi ayakta tutan değerlerimize sımsıkı sarılalım. Dinimizde asla yeri olmayan batıl inançlardan, yanlış tutum ve davranışlardan kendimizi, ailemizi, gençlerimizi ve çocuklarımızı koruyalım. Unutmayalım ki, Allah ve Resûlü’ne her haliyle tabi olanlar; dünyada huzura, ahirette ebedi kurtuluşa ulaşacaklardır" ifadelerine yer verildi.
Bartın Bartın’ın eğitim seviyesi masaya yatırıldı Bartın’da İl Eğitim Değerlendirme Toplantısı’na katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, yaptığı basın açıklamasında Bartın’ın eğitim ortalamasının Türkiye ortalamasına yakın olduğunu ifade ederek, ’’Eğitimde Türkiye ortalamaları da, OICD ortalamalarına ve dünya ortalamalarına çok yakın, hatta birçok gösterge açısından ortalamaların üzerindeyiz’’ dedi. Bartın Valiliği Toplantı salonunda gerçekleştirilen İl Eğitim Değerlendirme Toplantısı’na katılan Milli Eğitim Bakan Yusuf Tekin, toplantı çıkışında ise Bartın Valisi Nurtaç Arslan, Ak Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz ile birlikte gazetecilere açıklama yaptı. Gerçekleşen toplantı ve Bartın ziyatereti hakkında bilgi veren Bakan Tekin, Bartın’ın ve Türkiye’nin eğitim seviyesi ile ilgili konuştu. Tekin, ’İl ziyaretlerimiz kapsamında bugün Bartın’dayız, kısmet olursa Karabük’e geçeceğiz. Buradan da ziyaretlerimizin formatı şu şekilde valimiz belediye başkanımız siyasetçilerimizle beraber, İlin eğitim altyapısını, hem fiziki altyapı itibariyle hem de içerik itibariyle eğitim altyapısını masaya yatırıp detaylıca bütün yönleriyle konuşuyoruz. Bu kapsamdaki ziyaretlerimiz çerçevesinde bugün de Bartın’a geldik gelirken yol üzerinde zamanımız uygundu. Esenyurt şehit Ahmet Boyraz, ilkokul ve ortaokulunu ziyaret ettik. Anlık, habersiz bir ziyaret oldu. Oradaki öğretmen arkadaşlarımıza da teşekkür ediyoruz, ev sahiplikleri için. Ardından bir değerlendirme toplantısı yaptık. Çok mutluluk verici bir biçimde son yıllarda yapılan eğitim yatırımlarıyla, Bartın’da da gerek derslik başına düşen öğrenci sayısı itibariyle gerekse de öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibariyle Türkiye ortalamalarını yakalamış durumdayız ki, daha önce müteaddit defalar ifade ettim. Türkiye ortalamaları da bu anlamda, OICD ortalamalarına ve dünya ortalamalarına çok yakın, hatta birçok gösterge açısından ortalamaların üzerindeyiz. Bu da mutluluk verici bir tablo. Gerçekten eğitim öğretim altyapısında ancak bu şekilde bir seferberlik ruhuyla, bir birlikte çalışma azmiyle ancak mesafe katedilebilir’’ dedi. 22 yıldır Türkiye eğitiminde pozitif bir ive olduğunu vurgulayan Tekin, ’’Bu yaptıklarımız sayesinde Türkiye genelinde yapılanlar sayesinde biliyorsunuz, geçtiğimiz hafta uluslararası önemli bir ölçme mekanizması olan tim sonuçları açıklandı. Sayın cumhurbaşkanımızın liderliğinde son 22 yılda yapılan bu yatırımlar sayesinde, temsil sınavlarında hem 4. sınıflar, düzeyinde hem 8. sınıflar düzeyinde, hem matematik hem de fen bilimleri alanında şu an birçok ülkede konuşulan önemli bir başarı elde etmiş durumdayız. Bu başarımızda, emek sarf eden bütün öğretmen arkadaşlarımıza içtenlikle teşekkür ediyorum. Bizim üstümüze düşen 2002 yılından itibaren sürekli pozitif yönde seyreden bu gelişme trendini daha iyi bir noktaya taşımak, bunu yapabilmek için de müfredatımızda güncellemeler içeren uluslararası anlamda rekabet gücümüzü arttırabilecek güncellemeler içeren, yeni bakış açılarını müfredatımıza yansıtan eğitimde yeni yaklaşımları, odağına alan, bu kapsamda aynı şekilde milli ve manevi değerlerine de bağlı, ülkesini seven ülkesiyle gurur duyan bir kuşak yetiştirmek amacın da matuf olacak şekilde Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni de, hayata geçirdik. İnşallah bununla beraber hem uluslararası göstergeler açısından, hem de toplumun beklentileri açısından eğitim öğretim çıtamızı, daha yükseğe çıkarmış olacağız. Özellikle alt ve fiziki altyapı itibariyle yapılanlar gerçekten takdire şayan, aynı şekilde teknolojik altyapı itibarıyla da okullarımızın neredeyse tamamı internet erişimine, etkileşimli tahta hizmetine ve dünyanın en zengin içerik portalı olan EBA gibi bir portre sahibiz. Bütün bunlarla beraber çocuklarımız geleceğimiz güvence altında diyebiliriz’ diye konuştu. Bakan Tekin Cuma namazının ardından ise Ak Parti İl Başkanlığı’nı ziyaret edecek.
Kahramanmaraş Kahramanmaraş’ta 5 asırlık tarihi çarşıda restorasyon çalışmaları sürüyor Kahramanmaraş merkezli depremler, taş ve ahşaptan yapılan yaklaşık 500 yıllık Maraş Kapalı Çarşısı’na da zarar vermişti. Depremde hasar alan tarihi çarşıda restorasyon çalışmaları devam ediyor. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen iki büyük deprem, şehrin en önemli ticaret merkezlerinden biri olan ve Anadolu’nun en eski yerlerinden Tarihi Maraş Kapalı Çarşısı’na büyük zarar vermişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle restorasyon çalışması başlatılmıştı. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, restorasyon hakkında bilgi vererek, “Burası Kahramanmaraş için en önemli mekanlarımızdan bir tanesi. Yaşadığımız asrın felaketinin ardından büyükşehir belediyesi olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm bakanlıklarımız Kahramanmaraş ile alakalı depremin etkilediği illerde çok ciddi çalışmalar içerisinde. Tarihi Kapalı Çarşımızın da bundan birkaç ay önce ihalesi yapılmışı ve çalışmalara başlanmıştı. Hasar tespit çalışmaları, esnafımızın taşınma süreçleri, proje aşamaları ve yapım ihalesinin ardından restorasyon çalışmaları başladı. 140 iş yerinin bir kısmı restore ediliyor, bir kısmı da aslına uygun şekilde yeniden inşa ediliyor. Buradaki tahribat çok üst seviyedeydi ve o yüzden de çalışmalar titizlikle sürdürülüyor. Yaklaşık 600 milyon Türk Lirası değerinde bir yatırımı ifade ediyor buradaki çalışmalar ve şantiyemizde 50’nin üzerinde işçimiz günlük çalışma gerçekleştiriyor. Şu anda zemin ve alçı sökümleri yapılıyor, koruma amaçlı ahşap askılama işi de devam ediyor” dedi.