GÜNDEM - 30 Eylül 2024 Pazartesi 11:39

STM KARGU zırh delici harp başlığı ile hedefi tam isabetle vurdu

A
A
A

Türk savunma sanayinin öncü firması STM tarafından milli imkanlarla geliştirdiği ve terörle mücadele etkin kullanılan Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı “STM KARGU”ya zırh delici harp başlığı entegre edildi. KARGU, zırh delici harp başlığı ile ilk test atışında, hedef zırhlı aracı başarıyla vurdu.

Türkiye’nin tam bağımsız savunma sanayii hedefi doğrultusunda, milli ve modern sistemler geliştiren STM Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.Ş., Türkiye’de öncüsü olduğu taktik mini İHA alanında, yeni bir gelişmeye daha imza attı. Değişen harp sahalarını yakından takip eden ve hızlı şekilde çözümler geliştiren STM, milli imkanlarla geliştirdiği ve terörle mücadele etkin kullanılan Türkiye’nin ilk milli vurucu İHA’sı “STM KARGU”ya zırh delici harp başlığı entegre etti. Yoğun bir geliştirme safhasının ardından, sahaya çıkan zırh delici KARGU, belirlenen hedefi ilk test atışında tam isabetle vurdu. Zırh delici mühimmatla havalanan KARGU, hedef olarak belirlenen zırhlı araca dalış gerçekleştirdi ve ilk test atışında hedefini noktasal hassasiyetle imha etti.

“Zırh delici başlık tamam sırada RF arayıcı başlık var”

STM Genel Müdürü Özgür Güleryüz, KARGU’yu harp sahasının dinamiklerine göre sürekli geliştirdiklerini belirterek şöyle devam etti: “Bir süredir KARGU’nun farklı faydalı yük versiyonları için çalışıyoruz. Bugüne kadar anti-personel mühimmat başlığı ile sahada etkin şekilde görev alan KARGU bundan sonra zırh delici harp başlığı ile de mobil ve yerleşik kara hedeflerine, dayanıklı yapılara ve zırhlı kara araçlarına etki edecek. Kullanıcı personel sahadaki anlık duruma göre, anti personel mühimmat başlığını çıkarıp, zırh delici başlığı hızlıca değiştirebilecek. Özellikle KARGU’yu çok aktif şekilde kullanan Mehmetçiğimizin sahada elini güçlendirecek bir konsept ortaya koyduk. İhracat açısından da son derece etkili olacak. Diğer yandan STM mühendislerinin imzasını taşıyan RF (Radyo-Frekans) Arayıcı Başlık entegrasyonunda da sona geldik. RF Arayıcı Başlık ile de KARGU, düşman radar ve elektronik harp sistemlerini tespit edip, imha edebilecek. Özellikle etkin bir maliyetle düşman unsurlara etki edebilecek milli bir sistemi ülkemize kazandırmış olacağız.”

STM KARGU zırh delici harp başlığı ile hedefi tam isabetle vurdu

Üç farklı kıtada 10’dan fazla ülkenin tercihi

Kamuoyunda “kamikaze İHA” olarak da bilinen vurucu İHA KARGU, STM tarafından yerli ve milli imkanlarla geliştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine 2018 yılında giren KARGU, TSK başta olmak üzere Türkiye’de çeşitli güvenlik güçleri tarafından terörle mücadele, özel operasyonlar ve sınır ötesi operasyonlarda etkin şekilde kullanılıyor. Dünya arenasında dikkatleri üzerine çeken KARGU 2021 yılında ilk ihracat başarına imza atarken, 2024 yılına gelindiğinde, üç farklı kıtada 10’dan fazla ülkeye ihraç edildi. Bugüne kadar 5 bin adetten fazla KARGU üretildi.

STM KARGU zırh delici harp başlığı ile hedefi tam isabetle vurdu

Düşman bölgesinde tespit edilmesi zor

Düşük radar kesit alanı özelliği ile düşman bölgesinde tespit edilmesi zor olan KARGU, tek bir asker tarafından kolayca taşınıp görev alanında 1 dakika içinde kurulabiliyor. Milli vurucu İHA KARGU, üzerindeki yapay zeka ve görüntü işleme kabiliyetleri, sessizliği, taşıdığı patlayıcıyı hedefe tam ulaştırma yetenekleriyle önemli bir sürpriz etki ve operasyonel üstünlük sağlıyor. Vurucu Döner Kanatlı İHA (VİHA) ve Yer Kontrol İstasyonu’ndan oluşan KARGU, sahip olduğu gelişmiş elektro optik ve kızılötesi kameralar ile gece-gündüz etkin operasyon yapabiliyor. 30 dakikadan fazla havada kalabilen KARGU, 10 km menzile sahip. Görev iptali, eve dönüş ve kendini imha kabiliyetlerine sahip KARGU, yüksek performanslı seyrüsefer ve kontrol algoritmaları ile donatıldı. KARGU’ların sürü halinde görev yapmasını sağlayan sürü İHA teknolojisinin yanı sıra GPS’ten bağımsız görev yapabilmelerine imkan sağlayan KERKES Projesi de bulunuyor.

İsmi eski Türkçe’den geliyor

Eski Türkçe’de “dağ başındaki gözlem kulesi” ve “atmaca” anlamına gelen KARGU, görev bilgisayarı marifetiyle tamamen otomatik şekilde seyrüsefer icra ediyor. KARGU, özellikle tehdit açısından riskli bölgelerde askerlerin girmeden, o bölgedeki tehditleri tespit edip, etkisiz hale getirilmesinde görev alıyor. “Man-in-the-Loop” prensibi ile tamamen operatör kontrolünde görev yapan KARGU, yüksek riskli, kompleks çatışma bölgelerindeki hedeflerin tespit ve teyidini sağlayarak kullanıcı personele keşif, gözetleme, istihbarat ve hassas vuruş imkanı sağlıyor.

Zöhre Alagöz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Esin Köymen, Süreyya Paşa Vakfı’na ait olan alışveriş alanıyla ilgili basına açıklamada bulundu Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, Süreyya Paşa Vakfı’na ait olan Süreyya Plajı’nın alışveriş alanına ilişkin mahkemenin verdiği son karar hakkında açıklamada bulundu. Başkan Köymen, “Maltepe halkına ait olan kamusal gelirlerin bir sermaye grubuna, bir özel şirkete ya da bir kısım imtiyazlı kişilere devredilmesi uğruna yargının siyasi bağlantılara alet edilmesini asla kabul etmeyeceğiz” dedi. Maltepe’de Feyzullah Mahallesi sahilinde Süreyya Paşa Vakfı’na ait olan Süreyya Plajı’nın alışveriş alanı, iddiaya göre sözleşmesi sona ermesine rağmen kullanılmaya devam edildi. Maltepe Belediyesinin mahkemeye başvurmasının ve belediye lehine karar çıkmasının ardından şirket alışveriş alanından tahliye edildi. Tahliye işlemlerinin sonrasında şirketin mahkemeye yaptığı başka bir başvuru neticesinde tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verildi. Başkan Köymen: "Süreyyapaşa Vakfı’nın mahrum kaldığı kira geliri özel bir şirketin karı veya ticari kazancı olarak düşünülemez" Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen, Maltepe Sahili’nde bulunan Bakireler Anıtı önünde konuya ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Başkan Köymen, “Bu alana ilişkin yaptığımız incelemelerde alanın sözleşme süresinin yıllar önce dolduğu, buna rağmen tahliye için gerekli girişimlerin gerçekleştirilmediği, kesinleşmiş tahliye kararlarının icra edilmediği, uygulanmadığını ve bunun sonucu olarak vakfın kira gelirlerinin oldukça düşük kaldığını, normal şartlarda aylık kira bedeli olarak elde edilecek tutarların ancak 1 yıllık kira bedeli olarak alınabildiğini tespit ettik. 10 Şubat 2024 tarihinde oldu bittiye getirilerek sözleşmelere ve hukuka aykırı şekilde tek bir yönetim kurulu kararı ya da belediye encümeni kararı dahi olmaksızın sözleşmenin işletmeci şirket lehine uzatılacağına dair önceki belediye başkanı tarafından tek imzalı bir protokol yapıldığını, davalı şirket tarafından dosyalara sunulan bir dilekçe ile öğrendik. Özellikle vurgulamak isterim ki burada Süreyyapaşa Vakfı’nın mahrum kaldığı kira geliri, özel bir şirketin kârı veya ticari kazancı olarak düşünülemez. Mahrum kalınan Maltepeli öğrencilere verilecek burs yardımlarıdır, mahrum kalınan Maltepelilere verilecek eğitim ve sağlık yardımlarıdır, mahrum kalınan öğrencilerimizin kalacağı yurtlardır. Göreve gelir gelmez gerekli adımları atarak 19 Temmuz 2024 tarihinde kiracı şirketin bulunduğu taşınmazı kesinleşmiş mahkeme kararları doğrultusunda yani İstinaf ve Yargıtay süreçleri tamamlanmış bir hukuk süreci sonucunda İcra Müdürlüğü eliyle tahliye ederek hukuken ve fiilen teslim aldık. Alanın daha şeffaf ve güvenli bir şekilde yönetilmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Boğaziçi Yönetim Anonim Şirketi ile bir işbirliği süreci başlattık ve ilerleyen haftalarda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla gerçekleşecek bir tören ile işbirliği sürecini sizlerle paylaşacağız” dedi. "Asla kabul etmeyeceğiz” Köymen konuşmasının devamında, “Sürecin doğal bir parçası olarak davalı şirket tarafından çok sayıda başvuru gerçekleştirildi ve tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulması talep edildi. 19 Temmuz 2024 tarihinde tahliye işlemlerini tamamlayarak alanı teslim aldık. Uyuşmazlığı inceleyen 5 ayrı mahkeme de aynı doğrultuda şirketin tedbir taleplerinin reddine karar vererek haklarımızı tescilledi. Bunlar yaşandıktan ve biz alanda faaliyet göstermeye başladıktan sonra aynı şirket bir başvuru daha yaptı. Şirket adına vekaleten hareket eden bir avukat, 26 Eylül’de mahkemeye dilekçe vererek bir kez daha tedbir talep etti. Bu kez başvuruyu inceleyen mahkeme kendisinden önce karar veren 5 mahkemenin aksine, tahliye işlemi çoktan sonuçlanmış olmasına rağmen hukukun uygulanması mümkün olmayan bir karara imza atarak bir gün içerisinde şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verdi. Önceki başvuruların aksine son başvuruda şirketin vekilliğini üstlenen avukat, Maltepe kamuoyunun yakından tanıdığı, geçmişte Adalet ve Kalkınma Partisi İlçe Başkanlığı yapmış olan avukat Kamil Barkır. Uzun uğraşlar sonucu kesinleşmiş mahkeme kararlarına dayanarak gerçekleştirdiğimiz tahliye işleminin durdurulması yönündeki şirket talepleri 5 ayrı mahkeme tarafından reddedilmiş ancak ne hikmetse AK Parti İlçe Başkanlığı yapmış bir avukat şirketin vekili haline geldikten sonra yapılan başvuru jet hızıyla kabul edilmiştir. Maltepe halkına ait olan kamusal gelirlerin bir sermaye grubuna, bir özel şirkete ya da bir kısım imtiyazlı kişilere devredilmesi uğruna yargının siyasi bağlantılara alet edilmesine asla kabul etmeyeceğiz” dedi.
Van Kayıp Rojin’in babası: “Kimseyle bir düşmanlığımız yok” Van’da kaybolan 21 yaşındaki üniversite öğrencisi Rojin’in babası Nizamettin Kabaiş, kızının her yerde arandığını belirterek, “Kimseyle bir düşmanlığımız yoktur. Çocuk kimseyle tartışmamıştır. Kardeşiyle, annesiyle hiçbir sıkıntısı da yoktur. Sevinerek, isteyerek geldi. Buraya getirdiğim gün çok sevinmişti” dedi. Van YYÜ Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi Rojin Kabaiş, yeni kazandığı okulu için Diyarbakır’dan Van’a geldikten iki gün sonra 27 Eylül’de kaldığı yurtta yemek yedikten sonra Van Gölü sahiline inmek üzere yurttan ayrıldı. Yolda annesiyle cep telefonuyla görüntülü görüşen ve bir büfeye de uğrayan Kabaiş, geldiği sahilde bir süre bankta oturarak Van Gölü’nü seyretti. Daha sonra kamera açısından çıkan genç kızdan bir daha haber alınamadı. 28 Eylül günü sahilde dolaşan öğrencilerin cep telefonu, su şişesi ve kekin bulunması üzerine Rojin Kabaiş için eşyalarının bulunduğu Van Gölü’nde sahil güvenlik ve polis ekipleri tarafından arama çalışmaları başlatıldı. 3 gündür kendisinden haber alınamayan Kabaiş’in babası Nizamettin ve anne Aygül Kabaiş de Diyarbakır’dan Van’a gelerek yürütülen çalışmaları takip ediyor. “Buraya getirdiğim gün çok sevinmişti” Konuya ilişkin konuşan baba Nizamettin Kabaiş, geçtiğimiz hafta kızı Rojin’i Van’a getirerek yurda yerleştirdiğini söyledi. Olayın Cuma akşamı gerçekleştiğini ve yurt yönetiminin ise kendisine geç haber verdiğini anlatan Kabaiş, “Erken haber verseydi daha güzel olurdu. Çalışmalardan memnunuz. Çalışmalar son hızıyla devam ediyor. Müdahale ediyorlar. Bize yer ayırdılar, yemek veriyorlar, polis memurları bizimle ilgileniyor. Yurttan çok geç haber verdiler. Ondan dolayı şikayetçiyim. Kimseyle bir düşmanlığımız yoktur. Çocuk kimseyle tartışmamıştır. Kardeşiyle, annesiyle hiçbir sıkıntısı da yoktur. Sevinerek, isteyerek geldi. Buraya getirdiğim gün çok sevinmişti. Çarşıda gezdik, yemek yedik. Buraya teslim ederken video çekmiştik. Selamlaştık, gülerek ayrıldık” dedi. “Sahilde çakıl taşları toplayacaklardı” Kızıyla hem kendisinin hem de annesinin konuştuğunu dile getiren Kabaiş, “En son annesiyle görüntülü konuşmuştu. Yemekten çıkarken kaybolduğu gün konuşmuşlar. Annesine kahve alacağını söylemiş. 11 dakika sürmüş konuşmaları. Annesi, kızımıza okuluna alıştın mı diye sormuş. Kızımız, alıştığını ve hoş vakit geçirdiğini söylemiş. Kendi şahsımla yurttaki arkadaşlarla görüşmedim. Müdürler görüşmüş. Onlar bana söyledi. Zaten onunla beraber yatan bir arkadaşı var. O da Mardin’lidir. İki günlük arkadaşıdır. Ona gezmeye gidelim demiş. Sahilde çakıl taşları toplayacaklardı. O da demiş ben gelmeyeceğim. Tek başına gelmiş, burada kameralarda gözüküyor. Saat 19.05’de buradan geçmiş. Ondan sonra öbür kameranın alanından çıkarken görmüyor” diye konuştu. Sahilde kızına ait telefon, kulak ve suyun bulunduğunu ifade eden Kabaiş, “Eşyalarını ertesi gün sabah başka öğrenciler bulmuş. Herkesten rica ediyorum. İnşallah gören varsa, haber verirse çok memnun oluruz. Benim Rojin’im değil, benim ciğerim değil, herkesin Rojin’idir. Herkesin ciğeridir. Herkes elini vicdanına koysun. Gördüğü zaman bize haber verse çok iyi olur. Çok memnun olurum. İnşallah da buluruz” şeklinde konuştu.