GÜNDEM - 10 Nisan 2025 Perşembe 12:31

Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 10’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

A
A
A
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 10’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın şehit oluşunun 10’uncu yıl dönümü nedeniyle İstanbul Adalet Sarayında anma töreni düzenlendi. Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ‘’Bu aziz millet, her bir ferdiyle; şehit savcı Mehmet Selim Kirazların emanetine sonuna kadar sahip çıkarak Türkiye Yüzyılı’nda, terörsüz Türkiye’yi inşa edecektir’’ dedi.


Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın 10 yıl önce Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda şehit oluşunun yıl dönümü dolayısıyla anma töreni düzenlendi. Adliyenin Atrium alanında gerçekleşen törene Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Adalet Komisyonu Başkanı Sait Özdemir, şehit Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz, Adalet Bakan Yardımcısı Mehmet Yılmaz, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilleri, hakimler, savcılar, adliye personeli ve vatandaşlar katıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından konuşmalar yapıldı. Konuşmaların ardından Şehit Savcı Kiraz’ın makam odası ziyaret edilerek karanfil bırakıldı, akabinde odasında Kur’an-ı Kerim okundu.



‘’Bu ülkenin Mehmet Selim savcılarıyla, kahraman Mehmetçiğiyle, Fethi Sekin’leriyle, Ömer Halisdemir’leriyle hiçbir hain yapı, hiçbir terör örgütü baş edemez’’


Törende konuşan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, şehit Savcı Kiraz için Allah’tan rahmet dileyerek, ‘’Şehit savcımızı, görevini layıkıyla yapan, adaletin tecellisi için çalışan, dürüst ve ahlaklı bir vatan evladı olarak her zaman hayırla yâd ediyoruz. Onu yalnızca bugün değil, 10 yıldır her daim rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Şehit savcımızın mirasına sonuna kadar sahip çıkacak, vatan ve millet düşmanlarına geçit vermeyecek, hainlerin kirli amaçlarına asla müsaade etmeyecek yargı mensuplarımız var. Bu ülkenin Mehmet Selim savcılarıyla, kahraman Mehmetçiğiyle, Fethi Sekin’leriyle, Ömer Halisdemir’leriyle hiçbir hain yapı, hiçbir terör örgütü baş edemez’’ dedi.



‘’Bu aziz millet, her bir ferdiyle; şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ların emanetine sonuna kadar sahip çıkarak Türkiye Yüzyılında, Terörsüz Türkiye’yi inşa edecektir’’


Bakan Tunç, hukuku ve adalet teşkilatının her bir mensubunun hakkını korumak adına, gereken her türlü adımı atmakta sonuna kadar kararlı olduklarını belirterek, ‘’Kim olursa olsun, hangi yapının mensubu olursa olsun, hangi kılığa bürünürse bürünsün; bu milleti, bu devleti, bu adalet teşkilatını hedef alan her kimse, adalet karşısında mutlaka hesap verecektir. Varlığımıza, birliğimize, kardeşliğimize kastedenler, toplumsal bütünlüğümüzü zedelemek isteyenler; her dönemde, her şartta terör örgütlerini bir araç olarak kullanmışlardır. Geçen yıl Şubat ayında yine içinde bulunduğumuz İstanbul Adalet Sarayı’nı hedef alan menfur terör saldırısı, emniyet güçlerimizin canları pahasına gösterdikleri kahramanca mücadele sayesinde engellenmiştir. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında; bu aziz millet gözünü kırpmadan şehadete yürürken, bu ülkenin yargı mensupları da darbecilere karşı hukukun üstünlüğüne olan inançla, milletimizle omuz omuza, darbeye karşı en net duruşu sergilemiştir. Bu aziz millet, her bir ferdiyle; şehit savcı Mehmet Selim Kiraz’ların emanetine sonuna kadar sahip çıkarak Türkiye Yüzyılı’nda, terörsüz Türkiye’yi inşa edecektir’’ şeklinde konuştu.



‘’Şehit Mehmet Selim Kiraz, hukukun üstünlüğüne inananlar için bir simge, genç hukukçularımız için tavizsiz bir rehberdir’’


İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, acılarının ilk günkü gibi tazeliğini koruduğunu belirterek, ‘’Terör ne kadar karanlık ve acımasız olursa olsun, hukukun üstünlüğüne ve milletimizin adalet inancına zarar veremeyecektir. Şehit Mehmet Selim Kiraz, hukukun üstünlüğüne inananlar için bir simge, genç hukukçularımız için tavizsiz bir rehberdir. Anısını yaşatmak, onun uğruna can verdiği değerlere sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğudur. Bugün aziz hatırası önünde saygı ile eğilirken, böylesi bir kahramanı yetiştiren muhterem anne ve babası Hakkı amcamızın ve Saadet teyzemizin ellerinden saygıyla öpüyoruz. Onların yanında dimdik durmak, milletçe borcumuzdur. Kiraz’ın bizlere emaneti olan ailesini asla yalnız bırakmayacağız. Her daim yanlarında olacağız’’ diye konuştu.



‘’O zamana kadar Mehmet Selim ben ve eşimin evladıydı ama 31 Mart 2015 tarihinden bu yana büyük Türk milletinin evladı oldu’’


Şehit Mehmet Selim Kiraz’ın babası Hakkı Kiraz ise bugün onur ve gurur duyduğu bir gün olduğunu belirterek, ‘’Asla acı kelimesini kullanmıyorum çünkü bu millet uğruna bir can değil bin canımız feda olsun. Allah birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, bütün devlet büyüklerimize ve siz değerli meslektaşlarına da en kalbi duygularımla selamlarımı, hürmetlerimi ve saygılarımı sunuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız adliyeyle ilgili olan her konuda adını anmakta ve yad etmektedir. Tabi ki bizim de amacımız sizin bizi unutmamanız. Bir Mehmet Selim’imiz gider, evet gitti. O zamana kadar Mehmet Selim ben ve eşimin evladıydı ama 31 Mart 2015 tarihinden bu yana büyük Türk milletinin evladı oldu. Biz size hediye, hibe ettik. Allah evlatlarımızı bağışlasın. Bizi yalnız bırakmadığınız için hürmetle saygılarımı sunuyorum’’ ifadelerini kullandı.


Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, 31 Mart 2015 günü öğle saatlerinde İstanbul Adalet Sarayında görevi başındayken DHKP/C’li iki terörist tarafından odasında rehin alınmıştı. Teröristler, Savcı Kiraz’ın serbest bırakılması için Berkin Elvan’ın ölümüne neden olan polisin bulunmasını şartı koşmuş ancak Savcı Kiraz saatler süren müzakerelere rağmen makamında şehit edilmişti.



Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz ölümünün 10’uncu yıl dönümünde adliyede anıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Eray Yazgan: "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var" Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan, kulüpten kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi olmadığını, bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanına geldiğini belirterek, "Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık" dedi. Yazgan ayrıca tutuklu bulunan sarı-kırmızılı futbolcu Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktıklarıyla ilgili algı yapıldığını ifade ederek, "Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz" şeklinde konuştu. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Kemerburgaz Metin Oktay Tesisleri’nde sarı-kırmızılıları takip eden muhabirlerle sohbet toplantısında bir araya geldi. Toplantıda Galatasaray Sportif AŞ Başkan Vekili Abdullah Kavukcu ve Galatasaray Genel Sekreteri Eray Yazgan da yer aldı. Galatasaray’ın daha önce sponsorluk sözleşmesi imzaladığı ve yasadışı bahisle ilişkilendirildiği için iptal ettiği sponsorluk konusuna açıklık getiren Eray Yazgan, "Bizim kulübümüzden kimsenin ’M.g.news’ ile direkt görüşmesi yok. Bir ajans vasıtasıyla bize geliyorlar. Benim veya bizden herhangi bir yöneticinin böyle bir görüşme yapması söz konusu değil. Söz konusu firmanın ismini ilk defa konu yönetime geldiği gün öğrendim. Bir ajans vasıtasıyla pazarlama departmanımıza gelmişler. Bu firma bizimle anlaşmadan önce firmanın boy boy başka statlarda reklamları dönüyordu. Başka kulüpler de bu firmayla anlaşma yapmış. Bunun bir haber sitesi olduğu söylendi. O dönemde Taksi vs. bir çok farklı mecraya reklam vermişler. Bu site, baktığınız zaman bir spor haber web sitesi. Fakat bu sitenin farklı bir siteye yönlendirme yaptığı söyleniyor. Bizi yönlendiren bir ajans var, buna onay veren bir federasyon var. Biz, çok dolaylı bir yoldan suçlandık. Ben sadece imza yetkilisi olduğum için suçlanıyorum. Bu sözleşmenin imzalandığı gün farklı bir imza yetkilisi arkadaşımız bunu imzalamış olsa idi, şu an o benim durumumda olacaktı. Dolayısıyla aldığımız bir yönetim kurulu kararı çerçevesinde yapılmış bir işlem var" ifadelerini kullandı. "Metehan’ın duruşmasına yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi" Bahis soruşturması kapsamında tutuklanan Galatasaraylı futbolcu Metehan Baltacı’yı bu süreçte yalnız bıraktıklarına yönelik algı yapıldığını söyleyen Yazgan, "Metehan Baltacı’yı yalnız bıraktığımıza dair yanlış bir algı var. Duruşmasına bizim yönetim kurulu üyemiz Can Natan ile kulüp avukatımız girdi. Kendi avukatı da orada hazır bulundu. Yönetici arkadaşlarımız, kendilerini ziyaret etti. Sportif direktörümüz de kendisini ziyaret etti. Bir yargı süreci var. Konuşmak çok doğru değil. Metehan’a itimadımız tam. 18 bin TL’lik bir tutardan bahsediyoruz. Kiralık oynadığı dönemdeki süreçle alakalı bir durum. Biz, sürecin sonunda Metehan’ın suçsuz çıkacağına eminiz. Dönem dönem tutukluluğa itiraz oluyor. O itirazı yaptık" şeklinde konuştu.
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."