ASAYİŞ - 20 Kasım 2024 Çarşamba 09:20

Seçil Erzan’ın genel müdürü ve yardımcısına 240’ar yıla kadar hapis talebi

A
A
A
Seçil Erzan’ın genel müdürü ve yardımcısına 240’ar yıla kadar hapis talebi

Yüksek karlı gizli fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan’ın genel müdürü Hakan Ateş ve genel müdür yardımcısı Mehmet Aydoğdu’nun 240’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talebiyle iddianame hazırlandı.


Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğu söylenerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişinin milyonlarca lira dolandırıldığı iddiasına ilişkin yeni bir gelişme yaşandı.



Fatih Terim ve Arda Turan dahil 24 kişi şikayetçi oldu


Konuya ilişkin yargılaması devam eden banka şube müdürü Seçil Erzan’ın genel müdürü Hakan Ateş ve genel müdür yardımcısı Mehmet Aydoğdu hakkında yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmek üzere birleştirme talebiyle hazırlanan iddianamede, aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera, Selçuk İnan, Emre Çolak, Buse Terim ve Volkan Bahçekapılı’nın da bulunduğu 24 kişi ’müşteki’ sıfatıyla yer aldı. İddianamede Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu ise ’şüpheli’ sıfatıyla yer aldı.



Şüphelilerin söz konusu fondan haberdar oldukları belirtildi


Hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzan’ın çalışmış olduğu bankanın 600 şubesinden birisinin müdürü olduğu, kendi ifadesinde de belirttiği gibi kendisinin ayrıcalıklı olarak tanındığı, dolayısıyla herhangi bir şube müdürünün bu şekilde bir ’’illegal fon’’ adı altında müştekilerden para almasının mümkün olmadığı, bu nedenle müştekilerin bir kısmı ile yakinen iletişim ve ilişki halinde olan şüpheliler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun söz konusu fondan haberdar olduklarının değerlendirildiği kaydedildi.



Fatih Terim’in kredi borcunun Mehmet Aydoğdu’nun talimatı ile Seçil Erzan tarafından karşılandığı belirtildi


Sanık Seçil Erzan’ın da beyanında müştekiler ile arasındaki para alışverişinden şüphelilerin bilgilerinin olduğunu belirttiğinin aktarıldığı iddianamede, bir banka içerisine yüklü miktarda paraların girip çıktığı ve tüm çalışanların bu duruma şahit oldukları, banka içerisine giren paraların resmi müşteri hesaplarına girdilerinin yapılmadığı, yine para alışverişinin bankanın Levent şubesi içerisinde müdür odasında kameralar önünde gerçekleştiği, Arda Turan’ın yüksek meblağlı kredi işleminin şüphelilerin bilgisi ve talimatı dahilinde hızlandırılıp gerçekleştirildiği, Fatih Terim’in kredi borcunun Mehmet Aydoğdu’nun talimatı ile Seçil Erzan tarafından karşılanmasının da şüpheliler ile Seçil Erzan arasındaki fikir ve eylem birliğini gösterdiği belirtildi.



"Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu en ufak bir bankacılık işleminde bile beni saat fark etmeksizin arayabilecek insanlardır"


Şüpheli Hakan Ateş’in ifadesine yer verilen iddianamede, olaydan haberi olduktan sonra aynı gün Fatih Terim ile telefonda konuştuğunu belirterek, "8 Nisan 2023 tarihinde görüşmek üzere randevulaştık, kendisi de o tarihte yanında Arda Turan ve Emre Belözoğlu ile geldiler. Burada kendileriyle banka genel müdürüyle görüştüm. Söz konusu iddiaları kabul etmiyorum. Şunu özellikle belirtmek istiyorum; Fatih Terim, Arda Turan ve Emre Belözoğlu en ufak bir bankacılık işleminde bile beni saat fark etmeksizin arayabilecek insanlardır. Hatta Fatih Terim en ufak bir kredi meselesinde beni aramıştır, bu şekilde beni arayabilecek insanlar bahsi geçen milyon dolarları Seçil Erzan’a teslim etmeden önce beni arayıp sormamaları da çok garip bir durumdur. Müştekiler Seçil Erzan ile yapmış oldukları bu usulsüz para alışverişinde vadenin üzerinde yaklaşık 6 ay geçmesine rağmen Erzan’ın bu durumunu tolere etmişler ve beklemişlerdir" dediği aktarıldı.



"Muhtemelen benim Galatasaraylı olmamdan kaynaklı ismim buralarda geçti"


İddianamede ifadesi yer alan şüpheli Mehmet Aydoğdu’nun ise "Ben iyi bir Galatasaraylıyım. Bankamız da spor kulüplerine en çok kredi veren bankadır. Muhtemelen benim Galatasaraylı olmamdan kaynaklı ismim buralarda geçti. Hiçbir şube müdürü bana bağlı değildir, benim konu hakkında herhangi bir ilgim ve bilgim yoktur. Benimle ilgili sahte bir mail düzenlendi, mailin konusu fonla ilgili onayıma ilişkindi. Bununla ilgili de gerekli mercilerin yaptığı inceleme sonucunda da mailin sahte olduğu ortaya çıktı. Bu maili Semih Kaya’nın kullandığı ortaya çıktı, bununla ilgili de suç duyurusunda bulunduk. Seçil Erzan’ın yönettiği, bizim de kurduğumuz iddia edilen bu fon bankamızın bilgisi dahilinde değildir. Konu tamamen Seçil Erzan ile ilgilidir" dediği kaydedildi.


240’ar yıla kadar hapis talebi


Hazırlanan iddianamede şüpheliler Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun ’nitelikli dolandırıcılık’ suçundan 72’şer yıldan 240’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Henüz İstanbul 41.Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmeyen iddianameye yönelik mahkeme heyetinin incelemeleri devam ediyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Ünlü sanatçı Kırmızıgül’le gündeme gelen mekana şok Muğla’nın Bodrum ilçesinde bir işletme önündeki kaçak iskele ve eklentileri sökülüyor. Bahse konu işletme, ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. İlçede kaçak ve imara aykırı yapıların yıkımı sürüyor. Yalıkavak’ta yasal işlemleri tamamlanan iskele ve eklentilerinin yıkımına Bodrum Milli Emlak Müdürlüğü ve Bodrum Belediyesi ekiplerince başlandı. Yaklaşık 500 metrekare büyüklüğündeki iskele ve eklentileri söküldükten sonra denizdeki kazıkların da söküleceği bildirildi. Öte yandan bahse konu mekan 2022 Haziran ayında ünlü sanatçı Mahsun Kırmızıgül’ün ses sistemi olmadan konser vermesiyle gündeme gelmişti. Canlı müzik yapma ruhsatı olmayan işletmede sanatçının konser vermesine izin verilmeyince sanatçı şarkılarını mikrofonsuz söylemişti. Konuyla ilgili Bodrum Belediyesi’nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verilmişti; “Bodrum Belediyesi sorumluluk alanı içinde yer alan Yalıkavak Mahallesi Tilkicik Koyu’nda yer alan "Gala" adlı işletmede yaşanan, ulusal basında ve sosyal medyada gündeme gelen “canlı müzik yayını” konusuna ilişkin bir takım yanlış bilgilendirmelerin önüne geçmek için kamuoyu bilgilendirmesi yapma gereği duyulmuştur. 16 Mayıs 2022 tarihinde, Bodrum Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde işletmenin, restoran binasına yapılan ilave eklentiler ile kaçak ve ruhsatsız olarak yapılan İskele İmar Kanunu gereğince mühürlenmiş ve yasal süreç başlatılmıştır. Dolayısıyla, ekiplerimiz tarafından mühürlenmiş olan işletmeye aykırılıkları giderilmediği için canlı müzik ruhsatı düzenlenmemiştir. Kamuoyunda iddia edildiği gibi Kaymakamlık ve Belediye, “Bodrum’da müzik yayını yapılmasını istemiyor, turizme zarar veriyor” şeklindeki yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Elazığ Düğününe 6 ay kala eşini öldüren sanığa ağırlaştırılmış müebbet cezası verildi Elazığ’da 9 ay önce eşini özel bir hastanenin bahçesinde silahla vuran şahıs ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Olay, 8 Şubat 2024 tarihinde Elazığ Medikal Hospital arkası Onkoloji Merkezi girişinde meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, hastanede fizyoterapist teknikeri olarak görev yapan Burcu Demir (32), Ocak ayında resmi nikah yaptığı eşi uzman çavuş ile bahçede konuşmaya başladı. Ardından ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın ardından Murat Coşansel belinden çıkardığı tabanca ile Demir’e peş peşe ateş ederek eşini öldürdü. Olayın ardından yakalanarak gözaltına alınan zanlı tutuklanıp cezaevine gönderildi. 2. Ağır Ceza Mahkemesinde karar duruşması görülen duruşmada, sanık Murat Coşansel, mahkeme heyetinin karşısına çıktı. Hakim tarafından son sözleri sorulan sanık Murat Coşansel, ’’Ben öldüreceğim diye bir şey demedim. Sadece boşanmak için tehdit ettim. Ben burcuyu canıyla tehdit etmedim. Sadece mahkeme yoluyla tehdit ettim. Hastaneye konuşmak için gittim. Olay günü ben istediğimle istediğimi yaparım dedi. Ağır sözler söyleyince silahımı kendisine doğrulttum. Beni mi vuracaksın falan dedi gülerek sonrasını hatırlamıyorum. Ben Sinop’tan birisini öldürmek için gelmedim. Ben hastaneye eşimin yanına gitmeden iş yerinden arkadaşımı arayarak bugün çalışmıyorum yarın işe geleceğim dedim. Çünkü işimi düşünüyordum öldürmek için gelmedim. Konuşmalarda boşanmak istediğim bellidir. Sinop’tan gelirken dönüş yapacak gibi geldim. Geldiğim taksiciye öğlen saatlerinde döneriz dedim fakat aklımda olmayan bir durumla karşılaştık. Ben mağdurum. Ben bu olayı isteyerek yapmadım. Düşüncem dahi olmadı. Ben yapmak isteseydim başka bir materyal ile de yapabilirdim. Pişmanım keşke böyle bir şey olmasaydı şuan boşanma duruşmasında olsaydık” dedi. Yapılan savunmaların ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Murat Coşansel’e eşi Burcu Coşansel’i kasten öldürmek suçundan ağırlaştırmış müebbet cezasına çarptırdı.
Rize Prof. Dr. Ayberk Kaya: “Depremlerin meydana getirdiği titreşimler heyelana neden olmakta” Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır” dedi. Rize’nin Çayeli ilçesine bağlı Eskipazar Mahallesi’nde 1 vatandaşın hayatını kaybettiği heyelana ilişkin konuşan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, bölgede geçtiğimiz günlerde yaşanan iki depreme dikkat çekerek, sarsıntıların heyelana neden olduğunu kaydetti. Heyelandan önce bölgeye 1 haftada yaklaşık metrekare başına 600 kilogram yağmur düştüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Tabii öncesinde bir hafta boyunca sahada toplamda metrekareye 600 kilogramlık düşen bir yağmur olayı meydana gelmişti. Bu yağmur olay sonucunda ise yamaçlarda yoğun bir şekilde yük birikmesi olayı meydana geldi. Tabii geçen hafta cuma günü de merkezi Hemşin olan 4.7 büyüklüğünde bir depremde Rize kenti sarsıldı. Bu olaydan önce buradan yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta merkez üssü Güneysu olan 2.3 büyüklüğünde başka bir deprem olayı da meydana gelmişti. Bilindiği üzere bölgemizdeki heyelanların ana tetikleyici unsuru her ne kadar yağmurlar, yağışlar ve aşırı kar erimeleri olsa da depremlerin meydana getirdiği titreşimler de heyelanlar oluşmasına neden olmaktadır. Bu iki tetikleyici unsur üst üste geldiğinde maalesef böyle bir acı olayla karşılaştık. Heyelan olayı akabinde afete dönüşerek hem can hem de mal kaybı olayına neden olmuş oldu” ifadelerini kullandı. “Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” Bölgede yaşayan herkesi daha dikkatli olması konusunda uyaran Kaya, “Bundan sonraki süreçte bu tip eğimli arazilerde ikamet eden vatandaşlarımızın daha fazla dikkat etmesi gerekmektedir. Çünkü hem yağışlarla hem de titreşimle arazideki toprakların üzerine birde ek yük daha binmiş oldu. Vatandaşlarımızın arazilerini daha fazla dikkatli bir şekilde kontrol etmeleri gerekmektedir. Arazilerinde gerilme, çatlakları var mı? Bunun haricinde arazide bulunan ağaçlarda ya da elektrik direklerine ya da çiftlerde düşeyde sapma dediğimiz eğilmeler var mı? Bahçe duvarlarında çatlaklar binalarının duvarlarında çatlaklar, pencere kapı kasalarında kapanma gibi sorunlar yaşıyorsa, vatandaşlarımızın ivedilikle ilgili kurumlara haber vermeleri gerekmektedir. Bu tip olaylar heyelan dediğimiz olayların habercisi konumundadır” dedi. “Vatandaşlarımızın üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” Herkesin kendisinin de önlem alabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Kaya, “Vatandaşlarımız da kendileri bireysel olarak önlemlerini alabilir. Örneğin çay bahçelerindeki drenaj amaçlı yapılan kanalların sürekli açık bulundurulması ve temizlenmesi gerekmektedir. Yine heyelana hassas lokasyonda bulunan vatandaşlarımızın bireysel olarak topraktaki suyu emme kapasitesine sahip okaliptüs ve kızılağaç dediğimiz ağaçlarla bireysel olarak kendileri rehabilite yapma durumları olabilir. Arazilerde yine mühendislik hizmeti almadan, ilgili kurumları bilgilendirmeden temel kazısı ve yol kazısı işlemlerinin yapılmaması gerekmektedir. Vatandaşlarımızın bu konulara üst derecede dikkat etmeleri gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Antalya 370 evin 1 günlük elektriğini depoluyor CW Enerji, elektrik depolama alanında büyük bir deneyime hazırlanıyor. Firmanın ürettiği 3,7 MW gücündeki lityum bataryalı konteynerler görücüye çıkıyor. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan CW Enerji fabrikası, enerji piyasasına büyük bir harekete/kampanyaya daha giriyor. Firma, 2024 yılından bu yana ürettiği 3,7 megawatt gücünde enerjiyi depolayacak lityum bataryalı konteynerlerini görücüye çıkardı. Söz konusu konteynerlerin 4 kişilik 370 haneye 1 gün yetecek enerjiye sahip olduğu belirtiliyor. Konuya ilişkin açıklama yapan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, güneşten elde edilen enerji kadar, bu enerjinin depolanmasının da önemli olduğuna dikkat çekerek, “Gündüz güneş, akşamda bataryalardan depolama sistemi ve gelecekte tabii peşinden de hidrojen olduğunu düşünüyoruz. Ama bugün konuşmamız gereken Lityum Bataryalarımız. Burada görmüş olduğunuz sistem şu anda lityum bataryalarımıza sıvı soğutma sistemi ile bu kurulumu yapıyoruz. Bu konteynerlerde yaklaşık 3.7 MW gibi bir görüntümüz var. 20 ayak konteynere 5,2 MW gibi bir batarya gücü koyabiliyoruz. Batarya enerji yönetme sistemimiz var. Skoda gibi tüm enerjiyi oradan yönettiğimizi düşünebilirsiniz. Ortada bataryamız var. Yanında da tabii sistemin kendi trafosu, güç tüketim noktası ve üretim ve bunları saydığımız trafo noktası var” dedi. “Hazırlıklarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz” Mikro gridler ile alakalı yeni bir yönetmelik geldiğini aktaran Sarvan, “Yaklaşık rüzgar ve güneşte 34 MW’a kadar bir kapasite açıldı. Lityum bataryayı da burada üretiyoruz. Yani yapmış olduğumuz iş çok değerli. İçinin bölümlerini üretip konteynerleri takıp hazırlıklarımızı/ araştırmalarımızı yaparak pazara çıkmak istiyoruz. Bu ürünlerimizde aslında hem bu büyüklükte ‘off grid’ hem ‘on grid’ olaraktan ilerlemeyi düşünüyoruz. Enerjinin kesildiği noktada sisteme basmadan sadece ilgili alana enerji verecek, tüketim noktasına enerji verecek şekilde çalışabilen sistemlerimiz var. Şebekeden enerjimizi alıp satabiliyoruz. Mesela güneş yok, akşam üzere çok uygun elektrik alabiliyoruz, tekrardan satabiliyoruz. Yeni yönetmelikte de bunlara aslında izin veriliyor. Yardımcı tesisler yönetmeliğine baktığımızda, burada da yardımcı tesislerde bu depolama sistemleri aslında çok ön sıraya çıkıyor. Önümüzdeki yıllarda ülkemizde sık sık olacağını öngörüyoruz. Bu şu anda tam yönetmeliğe uygun. Yani yardımcı testler yönetmeninde 34 GW verilen depolama sistemlerinde tam da bu konuyu tarif ediyor. Tam da bu ürünü yapıyoruz. Buradaki yapmış olduğumuz üründe 5.2 MW’a kadar tek noktada çıkabileceğiz. 4 MW PCS verebileceğiz, tabii ki yanında yine enerji yönetim sistemini vereceğiz. Skala mantığıyla komple enerjiyi sahada yönetebileceğimiz ürünü vereceğiz” şeklinde konuştu.