SAĞLIK - 30 Ocak 2025 Perşembe 16:38

‘Sarı serum’ uyarısı: ''Evlerde uygulanmasını hayretle izliyoruz''

A
A
A
00:00
00:00
HD

Halk arasında "atom" veya "sarı serum" olarak ifade edilen serumun ölüme neden olduğu iddiası gündeme gelirken uzmanlar uyarıyor. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği İdari Sorumlusu Doç. Dr. Burak Demirci, “Hiç de masum bir durum değil, bu kadar meşhur ve kullanılıyor olması üzücü. Gerçekten çok yoğun talep geliyor, birden tüm kötü hallerinin düzeleceğini düşünüyorlar, öyle bir şey yok. Çok tehlikeli olabiliyor. Evlerde uygulanmasını cidden hayretle izliyoruz. Ölümle sonuçlanabiliyor, mutlaka hastane şartlarında uygulanması en önemli ricamız” dedi.

Afyonkarahisar'da bir kişinin özel bir klinikte, halk arasında "atom" veya "sarı serum" olarak ifade edilen serumun bağlanması sonrası fenalaşarak vefat etmesi iddiasıyla ilgili süreç devam ederken uzmanlar uyarıyor. Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği'nden İdari Sorumlu Doç. Dr. Burak Demirci, Uzm. Dr. Mehmet Oktay Alkan ve Uzm. Dr. Burak Akın kişilerin üst solunum yolu enfeksiyonları, kas, eklem ağrısı, halsizlik gibi durumlarda serumla iyi olabileceği düşüncesinin yanlış olduğuna dikkat çekti. Acil servise başvuran vatandaşların bu konuda yoğun bir talebi olduğu ifade edilirken hekim önerisi doğrultusunda hareket edilmesinin gerekliliği vurgulandı. Kişilerin ev, işyeri gibi noktalarda çeşitli şekillerde bu taleplerini karşılamaya çalışmalarının ölüme kadar götürebileceğini belirten uzmanlar, önemli uyarılarda bulundu. Sağlık Bakanlığı ise bu tür uygulamaların yalnızca doktor kontrolünde ve hastane ortamında gerçekleştirilmesi gerektiğini hatırlattı.

“Birden tüm o kötü halinin düzeleceğini düşünüyor, böyle bir şey yok”

Israrlı ‘sarı serum' talebinin çok yanlış olduğunu aktaran Doç. Dr. Burak Demirci, “Hiç de masum bir durum değil, serumsarı rengini veren içine konulan B vitamini içeriği. B1, B2, B3, B5, B6 gibi B vitamini türevleri enjekte edildiğinde reaksiyona girip sarı renk oluşturuyor. Sarı olmasının hastaya sağlık anlamında herhangi bir katkısı yok. Günümüzde bu kadar meşhur ve kullanılıyor olması da üzücü. Hastalarımız genelde uygulandığında iyi geleceğini, birden tüm o kötü halinin düzeleceğini düşünüyor ama öyle bir şey yok. Üst solunum yolu enfeksiyonlarında, kas, eklem ağrısı, halsizlik gibi durumları birden toparladığı düşünüldüğü için bu kadar tercih ediliyor. Tamamen vatandaşın hasta olduğunda kendi talebiyle oluşan bir şey. Acil servisimizde açıkçası uygulamıyoruz ama vatandaştan gerçekten çok yoğun talep geliyor. Grip olarak düşünürsek viral bir etkenden kaynaklı ya da bakteriyel bir enfeksiyon olabilir, her ikisinde de vitaminin hastalığı kaynağında yok edici herhangi bir özelliği yok. Destek tedavisi, tamamen yanlış bir bilgilendirme, yanlış bir birikim sebebiyle böyle bir talep oluşuyor. Vatandaşlarımıza ne hastanede böyle bir şey talep etmelerini ne de kendi imkanlarıyla evde, sokakta ya da kayıt dışı yerlerde böyle bir şey uygulamalarını tavsiye etmiyoruz. Komşu ya da kişinin yakını ‘Yaptırdım, öbür gün çok iyi vaziyette kalktım' gibi yorumlarda bulunuyor. Halk içinde çok hızlı bir şekilde yayılarak 'Ben de taktırayım' şeklinde hastaneye başvuru sebebi oluyor, bu bizi çok zor duruma sokuyor” dedi.

“Çok tehlikeli olabiliyor, evlerde uygulanmasını hayretle izliyoruz”

Doç. Dr. Demirci, "Serum tedavisini halka daha detaylı anlatmamız lazım çünkü serumu kullanmamız gereken bazı noktalar var. Hastalarımızın bu damar yolu vasıtasıyla serum içerisinde alacakları B vitaminini kendileri doğal beslenme sürecinde almaları zaten mümkün. Doktor bakteriyel ya da viral bir etken düşünüp ilaç yazdıysa onun kullanımı daha etkili olacaktır. Bir de sarı serum deniyor ama içinde sadece B vitamini olmayabiliyor, uygulayıcı içine ağrı kesici, steroid ya da başka birçok etken madde koyabiliyor. Bunlar herhangi bir renk değişikliğine sebebiyet vermediği için konuşulmuyor. Gerek ilaçların gerek vitaminlerin ciddi anafilaktik reaksiyon dediğimiz vücutta alerji yapabilme durumları var. Kaşıntıdan, kızarıklıktan tutun da soluk borusunun tıkanmasına, küçük dilin şişip solunumu durdurması, şok tablosuna kadar giden bir geniş spektrumu var. Çok tehlikeli olabiliyor, evlerde uygulanmasını cidden hayretle izliyoruz. Anafilaktik şoka çok hızlı müdahale gerekiyor, uygulama yerleri de hastane olmadığı zaman genelde geç kalınıyor, durum ölümle sonuçlanabiliyor. Bütün uygulamalarda mutlaka hastane şartlarında yapılması en önemli ricamız. Vatandaşlarımızdan bilinçsiz şekilde ilaç kullanmamalarını, doktorun önerisi, beyanı olmadıkça serum, iğne gibi taleplerde bulunmamalarını, daha duyarlı olmalarını rica edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Anafilaksi geliştiği anda dakikalar çok önemli”

Hekimlerin hastaların durumunu gözeterek tedavi önerilerinde bulunduğunu aktaran Uzm. Dr. Mehmet Oktay Alkan şöyle konuştu: “Sarı veya atom serum halk arasında adı böyle geçiyor. Bu serum normal şartlar altında içinde B vitamini kompleksinin, kortizonun aynı zamanda ağrı kesicilerin bazen antibiyotiğin olduğu bir tedavi yöntemi. Bu tedavinin bilimsel olarak gribal enfeksiyon veya üst solunum yolu enfeksiyonunda kullanıldığına dair herhangi bir veri yok. Basit bir alerjiden ölüme kadar gidebilen ciddi reaksiyonlara sebep olduğu için kişinin hekimin yazdığı ilaçlarla iyileşebilecek bir durumu var iken bu kadar ciddi reaksiyonlara sebep olmaması açısından, uygun görülmeyen vakalarda kendilerinin talepkar olmamasını halkımızdan rica ediyoruz. Alerjisi olmayan, hastanede daha önce bu ilacı onlarca kez kullanan kişilerde bile anafilaksi ciddi reaksiyonlara sebep olabilir. Gerçekten kötü hissediyorlarsa da bu tedavi için mutlaka hastanelere başvurmalarını öneriyoruz çünkü anafilaksi geliştiği anda dakikalar çok önemli. Evde yapılan bu tedaviler hastaların ölümüne yol açabiliyor. Talebimiz; serum veya enjeksiyon için ısrarcı olmamaları çünkü bu hem acil servisteki yoğunluğunu arttırıyor. Gerçek acil, 24 saat içinde ölümcül olabilecek vakaların tedavisini aksatmaya sebep olabiliyor. Belli bir ücret karşılığı bu tedaviyi yaptırtıyorlar, gerçekten ihtiyacı varsa zaten hekimimiz acil serviste bu tedaviyi uygulayacaktır”

“Hekim uygun görmüyorsa serum, iğne gibi taleplerde bulunulmamalı"

'Sarı serum' olarak tabir edilen serumu kullandıkları süreçlere yönelik konuşan Uzm. Dr. Burak Akın, “Verniko korsakof sendromu, beri beri hastalığı gibi durumlarda tercih etmekteyiz. Her girişimsel işlemde olduğu gibi bu serum tedavisinin riskleri bulunmakta. Ufak cilt enfeksiyonlarından ölüme kadar uzanan risklere sebep olabilmektedir. Talepler gelebiliyor ancak solunum yolu enfeksiyonlarında sarı serum tedavisinin tıbbi literatürde şu an için kanıtlanmış bir yeri bulunmamakta. Girişimsel işlemlerin de ciddi komplikasyonları olabilmekte. Bakanlığımızın da bu konuda hem afiş hem uyarıcı metinleri bulunmakta. Vatandaşlarımıza şunu öneriyoruz; herhangi bir girişimsel işlem, serum tedavisi ve benzeri uygulamaları hastane ortamında, acil müdahale yapılabilecek ortamlarda uygulanmasını öneriyoruz. Üst solunum yolu enfeksiyonları konusunda da ricamız şu ki hekimlerimizin reçete ettiği ilaçları kullanmaları, hekimimiz uygun görmüyorsa serum, iğne vs. gibi taleplerde bulunmamaları, gerçek acil hastalara erişimimiz kısıtlanmakta" ifadelerini kullandı.

‘Sarı serum’ uyarısı: ''Evlerde uygulanmasını hayretle izliyoruz''
Hasibe Karadağ - Emre Baba

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile hekimliği uygulama yönetmeliğinde değişiklik Resmi Gazete’de Aile hekimliği uygulama yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikler ile birlikte vatandaşlar adres değişikliği yaptığı takdirde 30 gün içerisinde aile hekimi değişikliği yapmazsa yeni ikametgahına göre en yakın v en uygun aile hekimine kaydı otomatik olarak alınacak. Aile hekimi başına düşen nüfusun azaltılması için yeni aile sağlığı merkezleri ve aile hekimliği birimleri planlanacak. Sağlık hizmet planlamasına uygun olacak şekilde özellikle nüfus yoğunluğu olan yerlerde otomatik olarak kişilerin aile hekimi kayıt değişikliği yapılacak ve bu birimlerde görev yapan aile hekimlerine ataması gerçekleştirilecek. Aile hekimi başına düşen nüfusun azalması ile hekim hasta ilişkisinin daha etkin şekilde kurulması, koruyucu sağlık hizmetleri başta olmak üzere tüm aile hekimliği hizmetleri için hastaya daha fazla zaman ayrılması ile aile hekimliği hizmetlerinin kalitesi artması hedefleniyor. Aynı zamanda aile hekimi değişikliği durumunda aile hekimliği birimlerine kayıtlı kişi sayısının asgari ve azami seviyeleri belirlenerek aile hekimliği çalışanlarının özlük hakları açısından ve vatandaşların da hizmete erişimleri açısından herhangi bir mağduriyet yaşamaması amaçlanıyor. Aile hekimi değişikliği yapılabilmesi için 3 ay olan sınırlama süresi ise 1 aya indirilecek. 7-24 ve ulaşılabilir sağlık hizmeti hedefleniyor Yapılan değişiklik ile birlikte acil sağlık hizmetleri, adli işlemler, defin ruhsatı gibi hizmetler entegre sağlık merkezlerinde daha düzenli ve etkin bir şekilde sunulacak. 7-24 hizmet sunulan bu merkezlerde vatandaşlara kesintisiz sağlık hizmeti sağlanacak. Ayrıca, aile hekimliği birimlerinin yer aldığı ilçe devlet hastaneleri için esneklik sağlanarak aile sağlığı merkezlerinin ilçe merkezlerinde de konumlanmasına imkan tanınacak. Yeni yönetmelikle birlikte, aile sağlığı merkezlerinin açılması ve ruhsatlandırılması süreci hızlandırılacak. Ayrıca, aile sağlığı merkezleri artık apartman gibi yaşam alanları içinde de açılabilecek. Kentsel dönüşüm ve imar düzenlemeleri nedeniyle taşınması gereken aile sağlığı merkezleri için de çözümler sunularak vatandaşların mağduriyeti önlenecek. Aile hekimliği uzmanlarına öncelik Aile hekimliği uzmanlarının aile sağlığı merkezlerine geçişleri hızlandırılacak. Artık aile hekimliği uzmanları, boş olan her iki birimden birini öncelikli olarak tercih edebilecek. Bu düzenlemeyle birlikte, aile hekimliği uzmanlarının sayısında ciddi bir artış hedeflenecek. Böylece vatandaşlar, birinci basamak sağlık hizmetlerinde uzman doktorlarla daha fazla karşılaşacak ve sağlık hizmetlerine güven artması amaçlanacak.