SAĞLIK - 15 Eylül 2024 Pazar 11:23

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

A
A
A

Nestle Health Science’ın takviye edici gıda markası Pure Encapsulations sağlık profesyonellerine yönelik düzenlediği bilim zirvesine ev sahipliği yaptı. Geçtiğimiz sene ilki düzenlenen ve bütünsel sağlığın ele alındığı zirvenin bu yılki başlığı ‘Sağlıklı Yaş Almanın Geleceği’ oldu.

İstanbul’da gerçekleşen zirvede; Türkiye’den ve dünyadan bilim insanları, sağlıklı ve iyi yaş almanın koşullarını aktardılar. Sağlıklı yaş almayı bütünsel olarak ele alan zirvenin açılışını Biyolog ve Sinirbilim Uzmanı Prof. Dr. Sinan Canan “Evrensel Sağlığı Anlamak” başlıklı sunumuyla yaptı.

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

Sinirbilim üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Sinan Canan konuşmasında, sağlıklı yaş almada bedensel hareketin önemine vurgu yaparak öğünlerin azaltılması, sosyal ve duygusal yönden gerçek ilişkiler kurulması, stres yönetiminin yapılması ve rutin hayatın dışına çıkarak yeni şeylerin keşfedilmesi gerektiğini belirtti.

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

‘‘Yaşam bilgi üzerinden ilerliyor’’

"Bilgi İşleyen ve Anlam Yaratan Bir Enformasyon Sistemi Olarak Yaşam” başlıklı sunumuyla katılan Beyin Cerrahisi Profesörü Prof. Dr. Türker Kılıç, önemli bir dönüşüm çağında olduğumuzu belirterek, “Enformasyonun büyük önem kazandığı bir dönemde yaşıyoruz. Yaşam tamamen enformasyon ve bilgi üzerinden yürüyor. Bilgi işleyen her sistem er ya da geç bir zeka üretir. Bilgi işleyen sistemlerin ürettiği o zeka sadece organizmaya ait değil, yaşamın bütünlüğüne ait bir zekadır. Yaşam enformasyon üzerinden sıçrayan bir sistem. Yeni zekanın gelişmesinde ve sağlıklı yaş almada rolü büyüktür’’ ifadelerini kullandı.

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

Kadın hormonları ve bağırsak mikrobiyomu alanında tanınan Dr. Felice Gersh de konuşmasında üreme ile metabolizmanın birbiriyle bağlantılı olduğunu belirtti. Gersh sözlerine şöyle devam etti: “Menapozla birlikte azalan hayat hormonu estradiolun biyolojik saatin doğru çalışmasında etkisi büyük. Biyolojik saat tam anlamıyla çalışmazsa vücut fonksiyonları olumsuz etkilenir. Buna bağlı olarak menapoz dönemlerinde yağ yakımı azalır. Özellikle kas yapma ve kasları korumada gerekli olan hormon estrodiol salgılanamadığı için menapozlu bireyler kendilerini jetlag gibi hissederler. Ayrıca beyin estrodiolu sever. Bu dönemde ilgili hormonun salgılanmaması nedeniyle sadece üreme yeteneğinin kaybına değil, beyin kalp ve karaciğer gibi hayati organları da yıkıma sürükler.”

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

Prof. Dr. Atasoy sağlıklı yaş alma da hormon seviyesinin önemine dikkat çekti

Ameliyatsız etkin tedavi yöntemleriyle bilinen Prof. Dr. Mehmet Mahir Atasoy da, "Sağlıklı Yaşlanmada Hormonal Sistem" başlıklı sunumuyla katılımcılara seslendi. Atasoy konuşmasında hormon seviyesinin her yaşta önemine dikkat çekerek yaş aldıkça hormonlar azalsa da beslenme ve anti-aging programlarıyla telafi edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

‘‘Sağlıklı yaş almada yaşam kalitesi ve beslenme önemli’’

Zirvenin son bölümünde söz alan Nestle Sağlık Bilimleri Enstitüsü Genetik ve Nutrigenomik Uzmanı Jörg Hager ise insan vücudunun farklı makrobesin oranlarıyla hayatta kalabilecek bir yapıya sahip olduğunu vurgulayarak sağlıklı yaş almada genel bir kural olarak, günlük kalori alımında protein, karbonhidrat ve yağ dengesinin gözetilmesi gerektiğini belirtti.

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

‘‘Amaçsız insan çabuk yaşlanır’’

“Yaşlanmayı Yavaşlatmak İçin Stres Yönetimi” konusunu ele alan fizyopatoloji, metabolizma ve klinik beslenme doktoru Prof. Dr. Pelin Arıbal Ayral da stres anında artan kortizol hormonunun bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Stres, özellikle kanser, kalp damar ve beyin hastalıkları gibi ciddi pek çok hastalıklara zemin hazırlar. Stresle birlikte kortizol hormonunun artışı kemik sağlığını da ciddi oranda etkiler. Şarkı mırıldanmak, ağlamak, gülmek ve düzenli nefes egzersizleri stres yönetiminde etkilidir. Sağlıklı yaşam için gerekli enerjiyi kaslarımızdan alıyoruz. Kas sağlığımızı düzenli egzersizle elde ediyoruz. Sağlıklı yaş almada uykunun önemi yadsınamaz. Düzenli uyku vücudumuzun yenilenmesini sağlar. Uykuda yaşlanmayı önleyen hormonlar salgılanmakta. Mutlaka 23.00’te uykuya geçilmesi gerekir. Buların yanı sıra yaşamın bir amacı olması gerekir. Amaçsız insan çabuk yaşlanır.”

Sağlıklı yaş almanın geleceği Pure Health Science Summit’te ele alındı

‘‘Sağlıklı yaşlanmada kaliteli ve düzenli uyku şart’’

Zirvenin öğleden sonraki bölümünde ise dünya çapında bütünleştirici tıp alanında öncü isimlerden olan Psikiyatrist Dr James Greenblatt, “Optimum Yaşlanmaya Giden En Net Yol: Uykuyu Optimize Etmek ve Stresi En Aza İndirmek" konusunu ele aldı. Sunumunda uykunun iyileştirici yönüne vurgu yapan Greenblatt, “Sağlıklı yaş almada uykunun önemi büyük. Uykunun yeterince alınmaması kalp, felç, obezite ve bunama gibi pek çok ciddi rahatsızlığa da neden olmaktadır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş: "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız" dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda ile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ilişkin sunum yaptı ve gün sonunda milletvekillerinin sorularını cevapladı. Göktaş, şehir, ilçe ve mahalle bazında sosyal risk haritalarını oluşturmaya yönelik çalışmaların ve sosyal olgulara yönelik çalışmaları tamamladıklarını belirterek, “Paydaş bakanlıklarımızın destekleriyle gerçekleştirdiğimiz veri entegrasyon çalışmalarımızı tamamladığımızda henüz vakalar gerçekleşmeden müdahale kapsamında kapasitemizi önemli ölçüde artırmış olacağız. Bu süreçte ilgili bakanlıklarımız kurum ve kuruluşlarımızla güçlü iş birlikleri geliştirmeye devam edeceğiz. Biz bu çalışmaya öncelikle iki pilot ilçeden başlattık. Akabinde şu anda sosyal risk haritamızı ilk altı ilde başlattık” ifadelerini kullandı. Göktaş, şunları kaydetti: “Türkiye’nin hangi köşesinde olursa olsun meydana gelen her olayı bakanlık olarak yakından takip ediyoruz. Davalara müdahil oluyoruz. Gerektiğinde ise takipsizlik kararlarına bile biz itiraz ediyoruz. Mağdurların haklarının korunması için tüm hukuki süreçleri titizlikle takip ediyoruz. Milletvekillerimizin bahsettiği tüm davalarda bakanlık olarak biz varız. Her aşamada mağdurların yanında oluyor. Onlara gereken her türlü desteği sağlıyoruz. Bakın bu konularda siyaset üstü bir konu olduğu için biz bunlar üzerinde politika veya şov yapmıyoruz. Biz her zaman vatandaşımızın yanındayız. Bunu görsellerle değil eylemle bizzat ailelerin yanında olarak yapıyoruz.” Narin Güran cinayetine yönelik soruya üzerine Bakan Göktaş, “Narin sekiz yaşında bir kız çocuğu. Böylesi elim bir hadisede hayatını kaybetmesi millet olarak hepimizi çok derinden üzdü. Narin tüm Türkiye’nin hepimizin kızı oldu. Şu an dava süreci devam ediyor. Hatta Narin kızımızın mahkemesinde onun hukuki olarak hakkını arayan bizleriz. Avukatlarımızın savunmasını herkes tarafından takdir gördü. Ben burada sizlerin huzurunda müdahil olduğumuz adli süreci takip eden avukatlarımıza ve bu süreçte yer alan tüm ekibimize de ayrıca teşekkür ediyorum. Bakanlık olarak duruşumuzun her zaman çocuğun yanı olduğunu tüm ülkeye gösterdiler” dedi. Şiddete sıfır tolerans ilkesiyle hareket ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Bu ilkeden asla taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün küresel bir sorun olan şiddet karşısında evet küresel bir sorun gerek hukuki gerekse politika düzeyinde etkili bir mekanizmayı sahibiz. Çok yönlü bir sorun olan kadına yönelik şiddeti sona erdirmek için tüm bakanlıklarımızla, kurumlarımızla, STK’larımızla bu konuda topyekun bir seferberlik anlayışıyla hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. "Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” Kadınlara ilişkin eleştirilere Göktaş, “Kadını evlere hapsettiniz diyorsunuz. Yıllarca kıyafetinden dolayı istihdamdan siz uzaklaştırmadınız mı? Çok yakın bir geçmişten bahsettiğimi de hatırlatmak istiyorum. Değerli milletvekilleri, yıllardır kadınla mücadelemizin İstanbul Sözleşmesi üzerinden dar bir çerçeveyi hapsetmeye çalışan bir yaklaşım görüyoruz. En geniş çerçevede insan hakları mücadelesi olarak görüyoruz ve ülkemiz bu mücadeleyi pek çok ülkeden, uluslararası sözleşmeden çok daha önce başlamış, güçlü ve başarılı bir şekilde sürdürmüştür, sürdürmeye de devam ediyor. Bu anlamda kadına yönelik şiddetle mücadelemiz tek bir sözleşmeyle başlamadığı gibi onun olmaması durumunda da kesintiye uğraması gibi bir durum söz konusu asla dahil değildir” diye konuştu. "Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti" Belediyelerin açtığı kreşlere yönelik soruya Göktaş, “Şunu özellikle vurgulamak isterim ki bu konuyu yanlış bir zeminde tartışırsak en fazla çocuklarımıza ve ailelerine haksızlık etmiş oluruz. Hangi yaş grubu olursa olsun, hangi adla açılmış olursa olsun içerisinde çocuklarımıza bakım ve eğitim veren her kuruluşun standartlarının, fiziki koşullarının ve müfredatın yasal düzenlemede uygunluğunun denetlenmesini gerekiyor. Ailelerin, annelerin, kadınların ve çocuklarımızın neyine herhangi bir şeye karşı elbette olmayız. Belediyelerin ve özel sektörün belirlediğimiz çerçevede hareket etmek kaydıyla bu tür kuruluşların yaygınlaştırılmasını da elbette isteriz. Hatta sadece kreşler değil kadın konuk evlerin açılması konusunda da yerel yönetimlerin ellerinin taşın altına koymalarını bekliyoruz. Aksine kapatmalarını değil. Ancak maalesef şu anda sahada belediyeler tarafından ruhsat verilen kreş adı altında anaokulu işi yapan kuruluşlar olduğuna dair Milli Eğitim Bakanlığımız bir yazı yazmış. Konu tamamen anaokulu işlemi yapan farklı isimler adı altından kurumlardan bahsediyoruz. Bu konuyu siyaset üstü tartışmamız lazım çünkü bu yazı bütün belediyelere gitti. Bütün belediyelere gitti, bütün belediyelere gitti” ifadelerini kullandı. İzmir Selçuk’ta 5 çocuğun yangında ölmesine yönelik soru üzerine Göktaş, “Bakanlık personeli 18 kere sadece bu sene gitmiş. Anneyle evlatlar arasında yakın bağ görmüş. Anneyi ziyaret ettiğimde, anne personelimizin bizzat ismini biliyordu. Çocuğumuzun üstün yarar, çocuklarımızı düşünerek sadece hareket ettiğini söyledi. Bu minvalde çocukla, bakın çocuğu anneden koparmak gerçekten bir sorumluluk. Yani çok zor bir karar, bu tür kararları verebilmek. Anneyle evlatları arasında yakın bağ görmüş ve annenin girişimlerini görmüş. Annenin defaatle girişimleri ve dilekçeleri var. Anneannenin dilekçeleri var. Ancak ben yine de nerede sorumluluğu var, sorumluluğumuz var, onu araştırmak için bakanlık olarak geliştirme gereken tüm soruşturmalarımı da başlattığımı ifade etmek istiyorum. Her nerede bir ihmal varsa gereğini yerine getireceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bu çocuklar hepimizin çocuğu. Sizin komşunuzda böyle bir durum olsa bize haber vermez misiniz? Verirsiniz. Dolayısıyla her nerede bir ihvan varsa gereğinin yerine getireceğimizde hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ancak ben de herkesin üzerine düşen sorumluluğunu titizlikle yerine getirmesini diliyorum” dedi.