ASAYİŞ - 21 Nisan 2025 Pazartesi 22:25

Pendik’te 5 katlı binanın balkonu çöktü

A
A
A
Pendik’te 5 katlı binanın balkonu çöktü

Pendik’te 5 katlı bir binanın birinci katında bulunan dairenin balkonu çöktü, şans eseri olayda ölen veya yaralanan olmadı


Olay, saat 16.00 sıralarında Pendik Alt Kaynarca Mahallesi Karlıca Sokak üzerinde bulunan 5 katlı bir binanın birinci katında meydana geldi. Dairenin balkonunun bir kısmında oluşan çökme büyük paniğe neden oldu. Vatandaşların ihbarları üzerine olay yerine itfaiye, sağlık, polis ve zabıta ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri sarkan moloz parçalarını temizlerken, belediye ekipleri binanın etrafına demir bariyerlerle kapatarak güvenlik önlemli aldı. Şans eseri yaşanan olayda ölen veya yaralanan olmadı. Öte yandan binanın diğer balkonlarında da çatlaklar görüldü.


"Ben Düzce depremini yaşamış biri olarak, olay bana çok tanıdık ve klişe geldi. Eyvah dedim, Gitti bizim çocuklar"


Olayla ilgili konuşan apartman sakini Ziya Dönergöz, " Ben bir firmada çalışıyorum. İş çıkışı haber geldi; dediler ki, "Böyle böyle bir deprem oldu. Depremde de balkon düştü." Ben Düzce depremini yaşamış biri olarak, olay bana çok tanıdık ve klişe geldi. Eyvah dedim, Gitti bizim çocuklar. Hemen bir telaşla olay yerine geldim. Baktım, sadece balkon düşmüş. O an içimde bir rahatlama oldu. Sordum, bir şey var mı, bir sıkıntı var mı diye. Geride sadece balkonun düştüğünü söylediler. Herhangi olumsuz bir durum olmamış, çok şükür. Sadakamız varmış herhâlde. Bu arada, emniyet tedbirleri çok hızlı şekilde alındı. İtfaiye geldi, hemen ardından zabıta ve belediye çalışanları da olay yerine ulaştı. Hepsi çok ilgili ve alakalıydı. Polis arkadaşlarımız da geldi. Onların da bu kadar kısa sürede buraya ulaşması bizleri sevindirdi." dedi


" Bizim için en olumlu taraf, bir can kaybının olmamasıydı"


Can kaybının olmamasının en olumlu taraf olduğunu söyleyen Dönergöz, " Bizim hanımlar, torunlar da evin içindeydi. Biz alt katta oturuyoruz. Onlar da önce bir araba kazası olduğunu düşünmüşler. Sonra deprem akıllarına gelmiş ve panik olmuşlar tabii. Herkes büyük bir korkuyla dışarı çıkmış. Olayı da ancak dışarı çıkınca görebilmişler. Bizim için en olumlu taraf, bir can kaybının olmamasıydı. Çünkü burası sürekli insanların geldiği bir yer. Üstelik olay, okul çıkış saatine denk geldi. Ufak çocuklar vardı. Bu yüzden daha da endişelendik. Kötü bir durumdu ama en azından can kaybı olmaması içimizi rahatlattı. Şu anda binamız boşaltılmadı. Belediye yetkilileri geldi. Yarın onlarla bir araya geleceğiz, durum değerlendirmesi yapacağız. " şeklinde konuştu.


(SBK-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.