ASAYİŞ - 03 Aralık 2024 Salı 05:01

Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto

A
A
A

İETT Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan özel halk otobüsü sahipleri, İBB’den yeterli ücret alamadıkları gerekçesiyle Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde protesto düzenledi.

İstanbul’da 3 bin 41 İETT özel halk otobüsü sahibini temsilen bir araya gelen otobüs sahipleri, Saraçhane’de bulunan İBB binası önünde toplanarak bir protesto gerçekleştirdi. Ödemelerini alamadıklarını dile getiren otobüs sahipleri, güvenlik tedbirlerinin alındığı alanda yaşadıkları durumu protesto etti. Protestoda toplanan grup adına açıklamalarda bulunan Özel Halk Otobüsü Platformu sözcüsü avukat Erhan Güneş, mayıs ayından bu yana 4 defa toplandıklarını ancak İBB bürokratları tarafından "bugün, yarın, seçimden sonra" denilerek oyalandıklarını, 6 ayda bir adım ileri gidemediklerini dile getirdi.

“Bizim İstanbul’da 3 bin 41 aracımız, araç başı 2 milyon TL’ye yakın alacağımız var. Bizler artık tekerimizi döndüremiyoruz.” diyen Güneş, “Esnafın içerisinde ticaret sicili bozulmayan hiç kimse kalmadı. En son biz ekimin üçünde buraya geldik. Ekimin üçünde İBB bürokratları bize dediler ki, biz komisyon kurduk, bundan sonra İstanbul’daki 3 bin 41 özel halk otobüsünün problemi bu komisyonda çözülecek. Bunun sözünü size veriyoruz, dediler. Biz de bürokratların sözüne itibar ettik. Eylemimize son verdik. Komisyonda 2 aydır iki toplantı oldu, iki toplantıda da bir tane lehimize bir madde değişmedi. İETT Genel Müdürlüğünün psikolojik baskısından mobbinginden bıktık. İETT Genel Müdürlüğünde TÜVTÜRK muayene kriterleri uygulanmıyor. Genel müdürü kendine özel 240 tane muayene kriteri oluşturmuş. Bakın bu 240 muayene kriteri bizim yönergemizde olmayan, teknik şartnamemizde olmayan şartlardır. Bunları defaten her sene maddelerini arttıra arttıra 240 kritere getirdi. Bizim araçlarımızı kendi muayene istasyonlarına çekiyor. Muayene istasyonlarında gereksiz can ve mal güvenliğini tehlikeye atmayacak kusurlardan araçların saatlerini kesiyor. Araçlarımızın saatlerini kestiği için seferden men ediliyor. İstanbul halkı burada mağdur oluyor, biz de mağdur oluyoruz.” dedi.

Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto

Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim’i hedef alan ve şoförlere gereksiz cezalar yazıldığını söyleyen Güneş, “Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim yazılan her raporu delil olmadan, herhangi bir itirazı kabul etmeden bize cezalar yazılıyor. Bu şekilde bizim içerideki alacaklarımız indirilmeye çalışılıyor. Şoför su içti, ceza yazıyor. Bir şoförün direksiyonda su içmek en doğal hakkıdır. Biz çok ağır şartlar altında çalışıyoruz. Bizim çalışma şartlarımız çok ağır olduğu için şoförlerimiz direksiyonda yeme içme gibi insani ihtiyaçlarını yerine getirmek zorundalar. Kırılma noktalarına uymazsan bin TL ceza, su içtin bin TL ceza, biz bir an önce İETT Genel Müdürlüğünün görevden alınmasını ve değiştirilmesini talep ediyoruz. Biz İETT Genel Müdürlüğü ile anlaşamıyoruz. İETT Genel Müdürlüğü asker kökenli olduğu için bizi sabah akşam içtiması gibi işletmeye çalışıyor. Bu bir ticari işletmedir. Filodan maksimum verim alınmaya çalışılır, sayın genel müdürümüz filodan minimum verim almaya çalışıyor. Eğer genel müdür İstanbul halkını düşünüyorsa, can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak bir sebep yoksa o aracın hizmetini kesemez. İETT Genel Müdürlüğünün buradaki ikinci amacı bize yazmış olduğu cezalarla içerideki alacaklarımızı minimize etmeye çalışmaktır. Bir nevi bizi bir gelir kaynağı olarak görüyor. Hem biz mağdur oluyoruz, hem İstanbul halkı mağdur oluyor.” ifadelerini kullandı.

Aybaşında ve ay sonunda 160’ar bin TL ödeme aldıklarını ancak aylık maliyetlerinin 400 bin TL olduğunu söyleyen Güneş, daha sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seslendi, “3 bin 41 aracın 5 milyar TL’ye yakın alacağı var. Bu 5 milyar TL’nin aylık bankalarda çalışılacak faizi bu esnafa ödetiliyor. Biz 30 gün çalıştık. Bize aybaşında 160 bin TL ödendi. Ay sonunda da 160 bin TL ödendi. Bu araçların maliyeti 400 bin TL. Özel halk otobüsü camiasının 2019 yılından önce filo yaş ortalaması 5’ti, şu an 11 olmuş. Araç değiştiremiyoruz. Her gün araçlarımız yollarda kalıyor. Her gün gereksiz yere İETT’nin baskısı oluştuğu için verimli çalışamıyoruz. Bizim bir an önce ödemelerimiz yapılsın. Sıkıntılarımız çözülsün. Bizim talep ettiğimiz bu. İBB meclis kararını tanımıyorlar. Meclis kararına göre temmuz ayında bize güncelleme yapmaları gerekiyordu. Biz bir enflasyon ülkesinde yaşıyoruz. Bize en az yüzde 50-60 güncelleme yapmaları gerekirken, sene başı geldi, yeni sözleşmeyi yapacağız, hala güncellememiz verilmemiş. Sayın Başkanım burada AK Partililer var, MHP’liler var, Dem Partili de var, CHP’li de var. Lütfen bir an önce bizim bu problemimizi çözün.” şeklinde konuştu.

Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto

Demokratik protesto haklarını kullandıklarını ifade eden Güneş, Ekrem İmamoğlu’nun "Hak yemem hakkımı da yedirmem" sözlerine göndermede bulundu. Güneş, “Herhangi bir taşkınlık yapmadan iki araçla buraya geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık. Sayın başkanımızdan ricamız bizim sesimizi duysun. Bir an önce ödemelerimizle ve içerdeki alacaklarla ilgili bir ödeme programı yapsın. İETT Genel Müdürlüğü ile ilgili de muayene kriterlerinizin bir an önce TÜVTÜRK muayene kriterlerine dönmesini talep ediyoruz. Bugün buraya araçlarımızla geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık ama siz bir sabah kalktığınızda bu araçlar işe çıkmayabilir. 3 bin 41 aracın hak ediş problemleri içerideki ödemeleri bir şekilde çözülsün. Çözülmediği takdirde bu saatte buraya gelen esnaf gerekeni yapacaktır. Bir sonraki eylemimiz kontak kapatma olacaktır. Biz şu an İBB ve İETT tarafından ekonomik ve psikolojik baskı altındayız. Bu baskının bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz. Yarın bu araçlardan birine herhangi bir ceza geldiğinde biz kontak kapatacağız. Yolcularla buraya geleceğiz. Madem Ekrem Başkan ’hak, hukuk, adalet’ diyorsa bu hakkı, hukuku, adaleti yerine getirsin. 2019 yılında biz ona oy verdiğimizde dedi ki ’Ben hak yemem, hakkımı yedirmem.’ Biz de hak yemiyoruz ama hakkımızı yedirmeyeceğiz.” dedi.

Ahmet Uzun 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kurutma tesisi israfı önlüyor, üretim fazlası ürünler ekonomiye kazandırılıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin “İsraf Azalıyor, Yerel Üretici Kazanıyor” sloganıyla hayata geçirdiği Kumluca Yaş Sebze Meyve Kurutma ve Paketleme Tesisleri, üretim fazlası ürünleri ekonomiye kazandırıyor. Yaş sebzenin yanında narenciye ürünlerinin işlendiği tesislerde, ilk kez ayva ve ejder meyvesi de kurutulan ürünler arasına girdi. Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Özgür Gömlekli ve yönetimi, tesiste kurutulan ürünleri Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e takdim etti. Antalya Büyükşehir Belediyesi, Kumluca Yaş Sebze Meyve Kurutma ve Paketleme Tesisleri ile üreticilere destek oluyor. “Kumluca’da İsraf Azalıyor, Yerel Üretici Kazanıyor” sloganıyla halkın hizmetine sunulan tesislerde paketleme ve kurutma işlemleri aralıksız sürdürülüyor. Kumluca Mavikent Toptancı Hali içerisinde günlük 3 ton kurutma, 130 ton paketleme kapasite bulunan tesiste, pazar bulamayan ve üretim fazlası olarak elde kalan ürünler alternatif ürün haline getiriliyor. Yerel üreticilerin emek ve maddi kaybını en aza indiren tesiste mevsimine göre yaş sebze ve meyveler işlenerek ekonomiye kazandırılıyor. Narenciyeler kurutuluyor Narenciye üretimi yapan çiftçilerin de imdadına yetişen kurutma tesisi ağaçta kalan ürünlerin değerlendirilmesini sağlıyor. Portakal ve limon ağırlıklı narenciyeler yıkama, dilimleme ve ortalama 20 saatlik kurutma işlemlerinin ardından paketlenerek tüketime hazır hale getiriliyor. Kısa sürede işlenen ürünler üreticilerin emek ve maddi kaybını en aza indirerek israf önleniyor. Her türlü meyve ve sebzenin kurutulabildiği tesiste bu yıl ilk kez ayva ve ejder meyvesi de kurutulan ürünler arasına girdi. Satışa hazır hale getirilen ürünler doğal ürün satan firmalardan, aktarlardan ve vatandaşlardan talep görüyor. Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Özgür Gömlekli ve yönetimi, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’i ziyaret ederek, önemli bir ihtiyaç olan tesisi Kumluca’ya kazandırdığı için teşekkür etti. Tesiste, kurutulan ürünleri Başkan Muhittin Böcek’e takdim eden Gömlekli, “Ürünlerimizi pazara doğru bir şekilde ulaştırabilmemiz için çok gerekli bir tesisti. Kurutma tesisi israfı önleyen en önemli adımlardan birisi. Elimizde kalan fakat pazar değeri yüksek olan yenilebilir lezzetli ürünleri doğallığını bozmadan burada işliyoruz ” dedi. "Çeşitliliği artırmak istiyoruz" Narenciye ile birlikte farklı meyve türlerini de kurutmaya başladıklarını söyleyen Kumluca Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi İlyas Değirmenci de, “Narenciye başta olmak üzere bölgemizde yetiştirilmeye başlanan tropik ürünlerin de pazar değerini artırarak kurutuyor ve tüketicilere ulaşmasını sağlıyoruz. Bu bir süreç çiftçilerimiz artık bu tesisleri tanıyorlar her gün bizleri arayarak bilgi alıyorlar. Üreticilerin artan talebi bizler için gurur veriyor” diye konuştu. Kurutma ve Paketleme Tesisi Sorumlusu Ziraat Mühendisi Emel Acarbulut, “Şu an günlük 2-3 ton dilimleme, kurutma, depolama ve 40 tona kadar da paketleme gerçekleştiriyoruz. Muhittin Böcek başkanımızın yerelden kalkınma hamlesi doğrultusunda halkımızın yanındayız. Tüm üreticilerimizi tesislerimizi kullanmaya bekleriz ”dedi. Tesisler sayesinde Kumlucalı üreticiler olarak hiçbir ürünü ziyan etmediklerini söyleyen çiftçi Şahin Köse ise, “Uzun yıllardır örtü altı üretim yapmaktayım. Yıllardır israfla ilgili sıkıntılarımız var. Yaş sebze ve meyvenin bir ömrü var. Belirli bir süre sonra artık pazara sunulamıyor. Ürünlerimiz asla çöpe gitmemelidir. İsrafın önüne geçilmesi belediyemiz de öylesine güzel tesislerle yanımızda oluyor destek sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Bilecik Anne sütüyle beslenen çocukların ileride ciddi hastalıklara yakalanma ihtimali azalıyor Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Gökçen Ulualan, bir bebeğin sağlıklı büyümesi ve gelişmesi için en ideal beslenme yönteminin emzirme olduğunu söyleyerek, "Anne sütü ile beslenen bebeklerde, ileride diyabet, kalp ve damara hastalıklarına, obeziteye, bazı ruhsal hastalıklara, astım, alerjik hastalıklara ve birçok kanser türüne yakalanma ihtimali de azalmaktadır" dedi. Bilecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzm. Dr. Gökçen Ulualan, emzirmeye ne kadar erken başlanır ise süt yapımı artmak ve toplam emzirme süresi daha uzun olduğunu söyledi. Sütün bol ve uzun süre gelebilmesi için sık sık ve bebek her istediğinde emzirilmesi gerektiğinin altını çizen Ulualan sözlerine şöyle devam etti; "Anne sütü bebeğin ilk aşısıdır. Anne sütü ile beslenen bebeklerde, ileride diyabet, kalp ve damara hastalıklarına, obeziteye, bazı ruhsal hastalıklara, astım, alerjik hastalıklara ve birçok kanser türüne yakalanma ihtimali de azalmaktadır. Anne sütü, her zaman ve her yerde kullanıma hazırdır. Temiz ve uygun ısıdadır. Emzirme ile anne bebek arasındaki bağı kuvvetlenir, bebekte mutluluk ve güven hissi oluşur. Bebeklerin doğumdan hemen sonra emzirilmesini, ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi ve 6’ıncı aydan sonra uygun beslenme ile birlikte emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesi önermektedir."
Tekirdağ Tekirdağ’da Sıla Bebek davası sürüyor Tekirdağ’da, 5 sanığın yargılandığı ve kamuoyunda “Sıla bebek davası” olarak bilinen davanın duruşması, Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürüyor. Baro başkanı duruşma ile ilgili açıklamada bulundu. Tekirdağ 2. Ağır Mahkemesinde devam eden duruşmada Anne Bakiye Yeniçeri’nin sevgilisi sanık Sanlı Ö. ile sanık Kani A. duruşmaya katılırken, anne Bakiye Yeniçeri ile suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A., tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile bağlandı. Duruşmada taraf avukatları, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi, TBMM Araştırma Komisyonu avukatı ve Tekirdağ Barosu’ndan bir avukat gözlemci olarak hazır bulundu. Baroların katılım talepleri reddedildi Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve çeşitli illerden gelen baroların davaya katılma talepleri, mahkeme tarafından reddedildi. Ancak Tekirdağ Barosu’nun katılma talebi kabul edildi. TBB Başkan Yardımcısı Bahar Gültekin Candemir, duruşma sonrasında yaptığı açıklamada, “Sıla bebeğin yaşam hakkını savunmak için bu davayı yakından takip etmeye devam edeceğiz. Toplum adına hukuku savunmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi. Adalet arayışına geniş katılım Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün, olayın ilk gününden itibaren davanın takipçisi olduklarını belirtti. Gürcün, "Adliye sarayları haklının hakkını aradığı yerlerdir. Türkiye’nin dört bir yanından gelen avukatlar, barolar ve sivil toplum örgütleriyle adaletin peşindeyiz. Tekirdağ Barosu’nun gözlemci sıfatıyla bu davada yer alması, toplumun adalet beklentisinin somut bir ifadesidir" dedi. Türkiye’nin farklı illerinden gelen baro başkanları ve avukatlar, çocukların güvenle yaşayabileceği bir toplum oluşturulması gerektiğine dikkat çekti. Gürcün, "Çocuklarımızın saklambaç oynarken kaybolmadığı bir Türkiye hayal ediyoruz. Bu mücadeleye herkesin katkıda bulunması çok değerli" ifadelerini kullandı. Mücadele sürecek TBB Başkan Yardımcısı Candemir, baroların temel sorumluluğunun hukukun üstünlüğünü savunmak olduğunu vurgulayarak, “Sıla bebek adına mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Duruşmada taleplerimizin reddedilmesi, bizim kararlılığımızı etkilemeyecek. Gözlemci sıfatıyla davayı yakından takip edeceğiz” dedi. Sıla bebek davası, Türkiye’de çocuk haklarının korunması ve adaletin sağlanması açısından önemli bir sembol haline geldi.