KÜLTÜR SANAT - 24 Nisan 2024 Çarşamba 13:46

Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde

A
A
A

Osmanlı Cihan Devleti’nin ihtişamlı eserleri, Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde satılıyor. Türkiye’den kaçırılan eserlerin satışa sunulduğunu iddia eden Sanat Danışmanı İbrahim Ethem Gören, “Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz” dedi.

Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde, Osmanlı Cihan Devleti’ne ait birçok ihtişamlı eser açık artırmayla satılıyor. Osmanlı Cihan Devleti hattatlarının, tezhipçilerinin, kağıt ve mürekkep ustalarının Mushaf-ı Şerifleri, elyazmaları ve hüsn-i hat levhaları ile İznik çinileri, Osmanlı ipek seccadeleri, çeşmeler, mermer kitabeler, hançerler, fincan setleri birbiri ardına satışa konu edildi. Söz konusu mezatta, Sultan Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan’ın 1860 tarihli tezhipli Mushaf’ı ve Sultan 2. Mahmud’un tuğrası ile havi mermer çeşme kitabesi de satışa çıkarılıyor.

Onlarca Osmanlı Cihan Devleti eseri satışta

İddiaya göre, Türkiye’den kaçırılarak, İslam Dünyası ve Hindistan’ın Sanat Eserleri Müzayedesi’nde yeni sahiplerine servis edilen eserler, ‘Mehmed Şefik Bey’in ‘Nad-ı Ali’ duası, Kanuni Sultan Süleyman dönemi 1539 tarihli şamdanı (tombak), Sadrazam Sinan Paşa için yapılmış deniz feneri(tombak), Hattat İbrahim Rodosi’nin talebesi Hafız Yusuf ketebeli 1712 tarihli Delail’ül-Hayrat’ı, 17’inci yüzyıl hattatlarından Hüsameddin Bur(u)sevi’nin Mir’atü-l-Kainat isimli yazma risalesi, 17. yüzyıla ait altın kakmalı, gümüş savatlı Osmanlı hançeri, Seyyid Ahmed bin Musa’nın 1682-1683 tarihli nesih Mushafı, hattat Mehmed Emin Efendi’nin 1796-97 tarihli nesih Mushaf’ı, 17’inci yüzyıla tarihlenen yakut ve zümrüt taşlarıyla bezeli Osmanlı akik fincan seti, 1900’lü yılların başına tarihlenen Osmanlı ipek halısı, 1590 yılına tarihlenen İznik çini bardağı, Lale Devri’ne ait mermer çeşme, 19’uncu yüzyıl Konya seccadesi, 18’inci yüzyıla tarihlenen Batı Anadolu işi seccade, 18’inci yüzyıl Osmanlı gümüş tabakları, Osmanlı şehzadesi Musa Çelebi’nin yağlı boya portresi, Hattat Mustafa Rakım ketebeli, Hattat Ubeydullah Zihni Efendi’nin 1804 tarihli, nesih hatlı Mushaf’ı ve Hattat Mehmed Şehri’nin 1730’lu yıllara tarihlenen müfredat meşk murakkaı’ oldu.

Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde

“Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini ardından müzelerini yağmalıyor”

Londra’da satışa çıkarılan Osmanlı Cihan Devleti eserlerine ilişkin konuşan Sanat Danışmanı, İttifak Gazetesi Yazarı İbrahim Ethem Gören, “İngiltere’de Sothesb’y Müzayede Şirketi’nde Osmanlı Cihan Devleti’nin en ünlü sanatkarlarının eserleri satışa arz edildi. Bu durum kamuoyunun gönlünü hun ediyor. Şöyle ki; emperyalist devletler, özellikle Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini, merkez bankalarını ardından da müzelerini yağmalıyor. Bugün Londra’da birbiri ardına sıralanan onlarca müzede neredeyse topyekun İslam Devletleri’nin müzelerinde bulunan eser sayısından daha fazla ese yer alıyor. Konumuzla ilgili olarak, Londra merkezli müzayede şirketinde bugün, öğleden sonra bir canlı yayında düzenlenecek olan bir mezat var. Bu mezatta onlarca Osmanlı Cihan Devleti sanatkarının eserleri satışa arz ediliyor. Bunların arasında birbirinden güzel, kıymetli Mushaf-ı Şerifler, el yazmaları, cüzler, İznik çinileri, Osmanlı killeri, ipek seccadeler, Sultan 2. Mahmud’a ait çeşme kitabesi göze çarpıyor. Yine bunların arasında 31. Osmanlı Padişahı 110. İslam Halifesi Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan için hicri 1270, miladi 1860 tarihinde Hattat İbrahim Hakkı tarafından ketebe konulmuş bir Mushaf-ı Şerif var. Maalesef bu Mushaf-ı Şerif’te satışa konu edilen eserler arasında yer alıyor. Bu Mushaf bir taraftan neşriyatının güzelliğinin yanında diğer taraftan da 18. yüzyıl ve özellikle 19. yüzyıla damga vurmuş olan Türk rokokosunun en güzel örneklerinden biri. 2 haftalık hilal parlaklığında bezeme unsurlarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde

“Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’”

Tarihi eserlerimizin daha fazla korunması gerektiğini dile getiren Gören, “Biz eserlerimize maalesef sahip çıkamıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz. Daha dikkatli bir şekilde davranılması gerekiyor. Bugünkü müzayede özelinde de Kültür ve Turizm Bakanlığının hemen devreye girerek bu satışın iptal edilmesini talep ediyoruz. Bu eserler, illegal yolarla Türkiye’den çıkarıldıysa, bunların Kültür Bakanlığına, ait oldukları yere, Anadolu toraklarına iade edilmesini bekliyoruz. Bunun dışında sadece yazma eserler değil, hemen hemen her alanda İznik çinilerimize de sahip çıkamıyoruz. Çeşme kitabeleri var. Devasa kitabeler, nasıl oluyor da bizim sınırlarımızdan çıkartılıyor? Gümrük kapılarındaki görevlilerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Havalimanı’nda özellikle yurt dışı çıkışlarında sanat eseri kaçakçılığı konusunda oradaki görevlilerin daha dikkatli olması gerekiyor. Onlara özel eğitimler verilmesi gerekiyor. Tarihimize, medeniyetimize ve eserlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde

Semanur Kaygısız - Ahmet Faruk Sarıkoç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Öğrenciler unlu mamul üretim tesisini gezdi Minik öğrenciler Erzincan’da bir yufka imalathanesini ziyaret ederek, gözleme pişirip afiyetle yediler. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile Erzincan Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle Demirkent TOKİ İlkokulu öğrencileri, Erzincan’da faaliyet gösteren bir işletmeyi ziyaret ederek; yufka, mantı, gözleme, erişte ve kesme kadayıfın üretim aşamalarından nasıl geçerek soframıza kadar geldiğine tanıklık ettiler. Erzincan Demirkent TOKİ İlkokulu’nun İlimizde Üretilen Ürünler Projesi kapsamında unlu mamul üretimi gerçekleştirilen bir işletmeye ziyarette bulundular. Hijyen kuralları çerçevesinde hazırlanan öğrenciler, işletmede bayanlar tarafından üretilen ürünleri yakından görme fırsatı buldular. İşletmede yufka üretimi, mantı üretimi, erişte üretimi, gözleme üretimi ve Erzincan’ın coğrafi işaretli ürünü olan kesme kadayıfın üretim aşamalarına tanıklık eden öğrencilerin heyecanı gözlerden kaçmadı. Bone, önlük ve galoş takan öğrencilerin ilgisini özellikle mantı ve yufka üretimi çekti. Soframıza kadar gelen bu ürünlerin hangi ortamlarda, nasıl üretildiğini öğrenen öğrenciler işyeri sahibi ve öğretmenlerine soru yağdırdı. İşletmede çalışanların gözetimi altında gözleme pişiren öğrenciler hem tecrübe kazandılar hem de pişirdikleri gözlemeleri afiyetle yediler. Öğrencilerin ürünlerin üretim aşamalarını görüp inceledikleri gezide öğrencilere Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Murat Şahin, İl Müdür Yardımcısı Serkan Kütük, Demirkent TOKİ Ortaokul Müdür Yardımcısı Canan Köse Kütük, 2. Sınıf Öğretmeni Arzu Tan ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şubesinde görevli gıda denetmenleri eşlik ettiler.
Erzincan Hububatta sarı pasa dikkat! Erzincan’da son günlerde yoğun olarak görülen yağmurların ardından hububat ekili sahalarda sarı pas hastalığına karşı dikkatli olunması yönünde uyarı geldi. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamada hava sıcaklıkları ve nem oranının sarı pas için uygun bir ortam oluşturduğu ifade edilerek çiftçilerden hububat ekili tarlalarını gezerek kontrol etmeleri istendi. Erzincan’da 2023 yılı verilerine göre 390 bin 762 dekar alanda buğday ve 243 bin 652 dekar arpa ekilişi gerçekleşmişti. 2024yılı üretim yılında bu alanlarda da çok büyük bir değişim beklenmiyor. Özellikle sulu tarım yapılan ekim alanlarında kontrollerini sürdüren Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri çiftçileri uyardı. Konu hakkında açıklama yapan Erzincan İl Müdürü Murat Şahin, "Hastalık belirtisi en erken görülen pas türü olarak dikkat çekiyor. Buğday tarlalarında ilkbaharda 10-15 derece hava sıcaklığı ve yüksek nem hastalık için uygun şartları oluşturuyor. Yaprakların üst yüzeyinde makina dikişi şeklinde ve sarı renkte püstüller görülür. Bu püstüllerden etmenin çevreye dağılımı rüzgarla olmaktadır. Hastalığın şiddetli olduğu yıllarda sporlar, başakların kavuz ve kılçıkları üzerinde de görülebilir. Mücadelesinde, Kültürel tedbir olarak önce sık ekim yapılmamalıdır. Buğday tarımında iyi hazırlanmış alana mibzer ile ekim tercih edilmelidir. Yabancı ot mücadelesi zamanında yapılmalıdır. Fazla azotlu gübre verilmemeli, bitki besleme toprak analizi sonucuna göre yapılmalıdır. Ekim münavebesi uygulanarak üst üste hububat ekimi yapılmamalıdır” dedi. Çiftçilerin çeşit seçerken; pasa dayanıklı buğday çeşitleri ile üretim yapması gerektiğine dikkat çeken İl Müdürü Şahin, ara konukçu bitkilerin imha edilmesi gerektiğini söyledi. Kimyasal mücadelede ise buğdayda alt yapraklarda ilk belirtiler görüldüğünde ve hava şartları uygun olduğunda (% 90 nem ve 15-20 derece sıcaklıkta) hastalığa karşı ruhsatlı bitki koruma ürünleriyle uygun hava şartlarında uygulama yapılması gerektiğini kaydeden Şahin, Ayrıca üreticilerin; son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye mutlaka dikkat etmeleri gerektiğini söyledi. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, "Bu kapsamda buğday tarlalarında sarı pas görülen alanlarda bayrak yaprağa kadar bulaşıklık olmadan ve parsel içine etmen yayılmadan üreticilerimizin en yakın İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğüne başvurmaları gerekmektedir" dedi.