KÜLTÜR SANAT - 03 Kasım 2023 Cuma 10:23

Osmanlı arşiv araştırmacısı, belgelerle Filistin gerçeğini anlattı

A
A
A

İsrail’in Filistin’e yönelik binlerce kişinin öldüğü kanlı saldırıları 28 gündür sürerken, Osmanlı arşiv araştırmacısı Nermin Taylan Erkutlu belgelerle Filistin gerçeğini anlattı. En çok merak edilen soruyu arşiv belgelerle yanıtlayan Erkutlu, 2. Abdülhamid’in siyonizmin kurucusu Thedor Herzl’le bir araya geldiğini ve Osmanlı padişahının "asla toprak verilmeyeceği ya da satılmayacağı " yönünde karar aldığını söyledi.

İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları sürerken Gazze’de abluka ve yoğun bombardıman devam ediyor. İsrail’in kanlı saldırıları sürerken, 2. Abdülhamid’in İsrail’in temelini atan Theodor Herzl ile görüşüp görüşmediğine yönelik soru işaretleri, Osmanlı arşivinden çıkan belgelerle aydınlatıldı. 95 milyon evrakın bulunduğu Osmanlı arşivlerinden çıkardığı belgelerle soruyu yanıtlayan Erkutlu, Sultan Abdülhamid’in Theodor Herzl ile görüştüğünü anlattı. Tarihçi Erkutlu, Filistin’den toprak isteyen Theodor Herzl’e cevap olarak Sultan Abdülhamid’in “asla toprak verilmeyecektir” dediği belgeyi sundu. Erkutlu, Herzl’in 2. Abdülhamid’ten Filistin’den istediği toprak karşılığında vaatlerinin bulunduğu mektubu da gösterdi. 2. Abdülhamid’in Filistin’de muhtemel toprak satışlarına karşı aldığı önlemleri anlatan Erkutlu, bölgeye giden her bir Yahudi’nin takip ettirildiğini, Filistin’de toprak satışını engellemek için illegal yapılabilecek işlemlere karşılık elle tapu hazırlamanın 2. Abdülhamid tarafından yasakladığını, matbaanın kullanılması talimatını verdiğini söyledi. Tarihçi Erkutlu, 5 Kasım Pazar günü Rami Kütüphanesi’nde vereceği konferansında “Arşiv Belgeleriyle Filistin Gerçekleri” konulu bir seminer düzenleyeceğini de duyurdu.

“Bu belge de şöyle diyor; Theodor Herzl, Abdülhamid’le görüşmek istedi ve huzura kabul edildi”

Sultan 2. Abdülhamid’in 1. Siyonist Kongresi’ni kuran Theodor Herzl ile görüştüğünü arşivden çıkardığı belgeyle anlatan Tarihçi Nermin Taylan Erkutlu, “Osmanlı arşivleri noktasında tarihi okurken öğrenmiş olduğum bir mevzu vardı. Dünyanın en büyük arşivlerinden birine sahibiz. Çünkü 4 bin yıllık devlet kültürü üzerine gelen bir milletiz. Ve bu milletin de 623 yıl gibi bir süre zarfında bugün 322 yıl dünyaya hükmetmiş bir devletin mirasçıları olarak 95 milyon evrakın ve 400 bin el yazması eserin olduğu devlet arşivlerimiz var. Elimizde şöyle gerçekler var; Thedor Herzl’in Sultan Abdülhamid’le görüşüp görüşmediği, Theodor Herzl’in Sultan 2. Abdülhamid’le görüşüp ne istediği ve bunun mukabilinde Sultan 2. Abdülhamid’in orada bir siyonist devleti kurulacak ve tehlikeli işler vuku bulacak diye yaptığı araştırmaları sonucu elde ettiği bilgilere dayanarak bir Yahudi’ye kesinlikle toprak satışını yasaklaması. Net bir şekilde ben söyleyebilirim ki elimdeki arşiv evrakından dile getirme usulüyle kesinlikle görüştü. Bu belge de şöyle diyor; ’Theodor Herzl, Abdülhamid’le görüşmek istedi. Ve huzura kabul edildi. Theodor Herzl Sultan Abdülhamid’in karşısına mutlu bir şekilde çıktı. Ona dedi ki; ‘Biz Yahudiler, yalnızca sizin varlığınız altında bugüne kadar huzurlu yaşadık. Avrupa bize huzur vermiyor. Yahudilerin de bir memleketi olsun. Biz bu memleketi de arzı Filistin’de istiyoruz’ dedi. Ancak hariciye nezaretinde yazılan evrakta görüyoruz ki evet Theodor Herzl geldi. Bunu istedi. Ancak Abdülhamid asla ona toprak verilmeyeceğini söyledi” şeklinde konuştu.

“Yahudilerin kurduğu bankanın size borç vermesi suretiyle İngilizlere borcunuzu ödeyebilirsiniz”

Yahudilere Filistin’den toprak verilmesi için Theodor Herzl’in, Sultan Abdülhamid’e sunduğu vaatlerin bulunduğu mektubu da okuyan Erkutlu, “Diyor ki; ‘Osmanlı devleti bazı dönemlerde maddi olarak sıkıntıya girmekle birlikte sizin borç aldığınız devletler tarafından daha sonrasında faiz noktasında da sıkıntıya girmiş bulunmaktasınız. Şayet biz Yahudi milleti olarak Avrupa’nın gettolarında Amerika’da ve dünyanın hemen her yerinde sıkıntı çekmekteyiz. Vakti zamanında 1400 yıllarının sonunda Yahudilerin Avrupa’da özellikle İspanya’da şehir merkezlerinde diri diri yakılırken nasıl ki Kemal Reis eşliğinde 1492 yılında İspanya’dan getirilip Selanik bölgesine yerleştirildi ve yalnızca Osmanlı devletinizin boyunduruğu altında ve hizmeti altında Yahudiler rahat etti. İşte bundan sebeple yine biz diyoruz ki; Yahudilerin kendilerine ait bir yerlerinin olması ve bu yerleşim yerinin de Filistin’de vücuda gelmesini arz ederiz.’ Tabii siz nasıl uygun görüyorsanız dedikten sonra arkasından şunları söylüyor; ‘Eğer Yahudilere bir devlet kurma fikrimize uygun bir şekilde müsaade ederseniz Yahudi milleti zengin millettir. Ticaretle uğraşır. Ticaretle uğraştığından dolayı size vergilerimizle ekonomik sıkıntınızı kaldırabilirsiniz. Yine Yahudilerin kurmuş oldukları bir banka var. Bu banka size borç vermek suretiyle İngilizlere borcunuzu ödeyebilirsiniz. Bu borcu ödedikten sonra da ülke olarak refaha kavuşabilirsiniz. Bununla da bitmiyor. Yalnız bu meseleyle ortaklık değil daha sonra borcunuz bittikten sonra da yine nice güzel işler yapabiliriz.’ Sultan 2. Abdülhamid o dönemlerde ne yapıyordu? Hicaz Demiryolunun projelerini çizdiriyordu. Bir de doğudaki petrol haritasını çıkarıyordu. Theodor Herzl aslında diyor ki biz sizin her ticari işinizde yardımcı olabiliriz. Çünkü biz Yahudi milleti olarak zengin milletiz. Bu belge Abdülhamid’le görüştüğüne dair, bu belge de Abdülhamid’den ne istediğine dair” dedi.

“Bir baba bir hanede evlatlarını, evini ve eşini nasıl korursa Sultan Abdülhamid Filistin’in babası gibi orayı korumaya çalışmış”

Sultan Abdülhamid’le görüşmeden sonra elinde iki belge daha bulunduğunu söyleyen Erkutlu, “Burada da diyor ki Abdülhamid onların ne yapacaklarını anladığında tek bir kare toprak Yahudilere satılmayacak diyor. Oraya giden her Yahudi’yi takip ettiriyor. Bazı devlet adamları her dönemde her milletten çıkan bazı hainler illegal yöntemlerle orada toprak satmaya başlıyorlar. O dönem de her tapu matbaadan çıkmıyordu. Elle düzenlenen tapular da vardı. Sultan Abdülhamid bakıyor ki elle düzenlenme suretiyle devletten habersiz bir şekilde tapular düzenleniyor. Bu defa elle tapu düzenlemeyi yasaklıyor. Bu yasak bunun üzerine gelmiş bir yasaktır. Sonrasında Abdülhamid elimizle görmüş olduğumuz belgelerden nihayetle tek bir kare Filistin’de satılmasını dahi yasaklıyor. Satanları türlü cezalara maruz bırakıyorlar. Bazı devlet adamlarımız orada ciddi mücadele ediyorlar. Ancak Beyoğlu’nda ve ülkenin başka yerlerinde vakti zamanında bu ülkeye yerleşen daha sonra Müslüman olduğunu söyleyen ve kendisini Osmanlı Türkü gibi gösteren ve Osmanlı kimliğiyle yaşayan insanlar gidip oradan toprak satın alıyorlar. Bunlar aslında Yahudi. Hatta Beyoğlu’nda bir cami imamı bile var arasında. Bunlar oradan toprak satın aldılar. Bu şekilde oradan bir miktar toprak satın alınıyor. Filistinliler toprak sattı mı, satmadı mı mevzusu konuşursak evet bir miktar toprak satıldı. Bu çok büyük bir miktar değil. Bu belge Filistinlilerin toprak satmayacaklarına dair bir belge. Yine arkasındaki belge bunun muhteviyatına dair. Bu belgemizle Sultan 2. Abdülhamid orada illegal yöntemlerle toprak satışını yasaklıyor. Bu belgeyle toprak satanın ağır bir şekilde yargılanmasını istiyor. Elimizde her tür belge var. Kesin ve net bir şekilde ifade edebilirim ki yüzlerce, binlerce belge var. Bir baba, bir hanede evlatlarını nasıl korursa, evini nasıl korursa, eşini nasıl korursa Sultan Abdülhamid Filistin’in babası gibi orayı korumaya çalışmış. Kudüs’ü korumaya çalışmış ve bunun için ciddi çaba sarf etmiş” dedi.

Avrupa’da Theodor Herzl’e, Sultan 2. Abdülhamid toprak verdiği yalanı

Theodor Herzl’e Sultan 2. Abdülhamid’in toprak verdiği yalanının Avrupa’daki gazetelerde yayınlanması sonucunda hazırlanan yalanlama belgesini sunan Erkutlu, “İsrail dünyada iki türlü tezvirat yapıyor. Bize biz toprakları satın aldık. Avrupa’ya da diyor ki hayır biz boş olan yerlere yerleştik. Bu Osmanlı döneminde de böyle. Yalan veya algı yönetimi her dem devam ettirmişler. Osmanlı daha hayattayken yani tarih sahnesinden çekilmemişken Avrupa’da çıkan bazı neşriyatlarda şöyle haberler yer alıyor. ‘Theodor Herzl, Sultan Abdülhamid’in huzuruna çıktı. Huzuruna çıktıktan sonra toprak istedi. Ve Sultan 2. Abdülhamid ona toprak verdi.’ Fransa’da, İngiltere’de vs. Avrupa ülkelerinde gazete neşriyatlarında bu yayınlanınca bizim başbakanlık makamımız buna sert bir dille cevap veriyor. Theodor Herzl, Sultan 2. Abdülhamid’le görüşmüş olmasına rağmen ona herhangi bir toprak verileceğine dair, herhangi bir irade vuku bulmamıştır. Sert bir dille yalanlanması özellikle ülkelerin hariciye nezaretlerine ve ülkemizin sefaretlerine yazı yazılmasına dair sert bir takrir verilmiştir. O dönemde de yalanlarına devam ediyorlardı. Şimdi de hala bu yalanlarına devam ediyorlar. Yalan neydi? Filistinlilerin kendilerine toprak sattığı veyahut Sultan Abdülhamid’in onlara toprak verdiği” şeklinde konuştu.

“Arşiv belgelerinden Filistin hakikatini konuşacağımız bir konferansımız gerçekleşecek”

Arşiv belgeleriyle Filistin gerçeklerini anlatacağını duyuran Tarihçi Erkutlu, “Arşiv Belgelerin Işığında Filistin Gerçeği diye ben hem üniversitelerde hem de belediyeler veyahut kültür merkezlerinde konferanslar vermeye başladım. Bundan mütevellit Türkiye’nin en nitelikli en güzel kütüphanelerinden bir tanesi olan Rami Kütüphanesi’nde 5 Kasım Pazar günü saat 15.00’da tamamıyla arşiv belgelerinden Filistin hakikatini konuşacağımız bir konferansımız gerçekleşecek. İnşallah istifadeli olur” dedi.

Osmanlı arşiv araştırmacısı, belgelerle Filistin gerçeğini anlattı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Erzincan’da sürüler merada Erzincan’da kar yağışsız, kurak geçen Aralık ayında havalarında sıcak gitmesiyle birlikte küçükbaş hayvan üreticileri sürülerini meraya çıkardı. Güneşli havayı fırsata çeviren üreticiler, hayvanlarını doğal otlaklarda otlatarak yem masraflarını azaltıyor. 20 gün önce yağan kar yağışı nedeniyle hayvanlarını ahırlarda beslemek zorunda kalan üreticiler, havaların mevsim normallerinin üzerine çıkmasıyla sürülerini yeniden meralara saldı. Bu sayede küçükbaş hayvanlar doğal otlardan faydalanırken, üreticiler de artan yem fiyatları karşısında ekonomik avantaj sağlıyor. Üreticilerden Gökhan Topal, bir süre önce kar yağışı nedeniyle hayvanlarını içeride yemlemek zorunda kaldıklarını belirterek, "Havalar ısınınca koyunları otlağa çıkardık. Bu sıcak günleri fırsat bilerek hem hayvanları otlatıyoruz hem de yem masrafından tasarruf ediyoruz. Önceki yıllarda bu dönemlerde kar olurdu, bu yıl kurak geçecek gibi görünüyor" dedi. Bir diğer üretici Burhan Koyun ise yem fiyatlarının ciddi oranda arttığını ifade ederek, "Yaylalarda kar olduğu için koyunları köye indirmiştik. Yem pahalı olduğu için fırsat buldukça dışarı çıkarıyoruz. Ot olmasa bile geziyorlar, bu da yem masrafını azaltıyor. Yem adeta altınla yarışıyor" diye konuştu. Erzincan’da güneşli günlerin artmasıyla birlikte meralara çıkan küçükbaş sürüler, hem üreticilere ekonomik katkı sağlıyor hem de hayvanların doğal ortamda daha sağlıklı beslenmesine imkân tanıyor.
Ankara Uçağın düştüğü gören vatandaşlar, o anları anlattı Libya Genelkurmay Başkanı Al-Haddad’ı taşıyan uçağın düşmesin ardından vatandaşlar o anları anlattı. Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al-Haddad’ı taşıyan 9H-DFJ kuyruk numaralı Falcon 50 tipi uçağın Haymana ilçesi Kesikkavak köyü yakınlarında düşmesi sonrası köylüler gördüklerini anlattı. Evinde istirahat ettiği sırada bir patlama sesi geldiğini ifade eden vatandaş, "İkinci patlama sesi gelince herkes sokağa döküldü. Biri trafo patlamış dedi. Sonradan uçağın düştüğünü durduk. Zaten parçaları hep görünüyordu. Sonra Jandarma ekipleri gelince bizleri oradan çıkarttılar. Oradan sağ çıkma ihtimalleri yok, kötü bir patlama oldu. Herkese geçmiş olsun" dedi. Gazi Özgür’se saat 20.00-21.00 sıralarında yüksek bir patlama sesi duyduğunu ifade ederek, "Bir de yoğun bir sis ve hafif bir yağmur vardı. Patlamanın neticesini bilemediğimizden dolayı anlık haberler yayılmaya başladı. Haberler yayılmaya başlayınca arabaya bindim. Bölgede Jandarma ekipleri dronlarla arama yapıyorlardı. Deprem oluyor ve depremden önce gelen patlama sesi gibi bir ses geldi. Kalıntıları ilk gençler görünce Jandarmaya haber vermişler. Jandarma da olay yerine geldi ve herkesi uzaklaştırdı. Uçağın enkazı bulundu" diye konuştu. Olayı anlatan Gökhan Tekin ise, "Otelde teknik servis olarak çalışıyorum. Bir patlama sesi duydum. Otelde doğalgaz patlaması oldu diye bizim otelin ismini verdiler. Bizim otelde öyle bir patlama olmadı. Sonra uçak düştüğünü söylediler. Uçak parçaları vardı, ceset vardı jandarma sokmadı bizi oraya. Ses büyüktü, deprem oldu ya da bomba patladı sandık ama sonradan uçağın düştüğünü öğrendik" şeklinde konuştu.
Ankara İletişin Başkanı Duran’dan düşen uçakla ilgili açıklama İletişim Başkanı Burhanettin Duran, Libya Genelkurmay Başkanını taşıyan uçağın düşmesi ile ilgili sosyal medya hesabından açıklama yaptı. İletişim Başkanı Duran, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, uçağın elektrik arızası nedeniyle acil durum bildirdiğini belirterek, "23 Aralık 2025 günü Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Ahmed Al Haddad ve maiyetindeki dört kişi ile üç mürettabatı taşıyan bir özel jet, 20:17’de Esenboğa havalimanından kalktıktan sonra 20:33’te hava kontrol merkezine elektrik arızasından kaynaklı acil durum bildirmiş ve acil iniş talebinde bulunmuştur. Uçak hava kontrol merkezi tarafından tekrar Esenboğa havalimanına yönlendirilmiş ve havalimanında gerekli önlemler alınmaya başlamıştır. Acil iniş için alçalmaya başlayan uçak 20:36’da radar ekranından kaybolmuş ve sonrasında irtibat kurulamamıştır" ifadelerine yer verdi. Olay yerinde gerekli çalışmaların devam ettiğini ve sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar edilmesi gerektiğini vurgulayan Duran, "İçişleri Bakanlığımıza bağlı ekiplerce başlatılan arama faaliyetleri sonucunda düştüğü anlaşılan uçağa ait enkaza ulaşılmış olup, ilgili tüm kurumlarımızca gerekli çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir. Bu süreçte başta basın-yayın kuruluşlarımız olmak üzere kamuoyumuzun sadece resmi makamlar tarafından yapılan açıklamalara itibar etmesi; bunun haricinde sosyal medyadaki teyitsiz bilgi, spekülasyon ve komplo teorilerini dikkate almaması, dezenformasyon girişimlerine prim verilmemesi adına oldukça önemlidir" ifadelerini kullandı.
Kars Masalsı yolculuğun son durağı: Turistik Doğu Ekspresi Kars’ta coşkuyla karşılandı Türkiye’nin en prestijli demiryolu rotalarından biri olan ve Ankara’dan yola çıkan Turistik Doğu Ekspresi, kış sezonunun en yoğun seferlerinden birini tamamlayarak son durağı olan Kars’a ulaştı. Yaklaşık bin 300 kilometrelik etkileyici bir parkuru geride bırakan tren, Kars Garı’nda büyük bir coşkuyla karşılandı. Yolcuları Kars Garı’nda karşılayan Vali Ziya Polat, yolculara hoş geldin dileklerini ileterek karanfil takdim etti. Kars’a Ankara’da geldiğini ifade eden İrem Büğrü, "Ankara’da Kars’a turistik tren ile geldik. Her şey çok güzeldi. Çok güzel karşılandık. Kars halkına teşekkür ediyorum" dedi. "Sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik" Turistik Doğu Ekspresi ile Kars’a gelen TCDD Taşımacılık Genel Müdür Yardımcısı Şems Çakıroğlu, "Biz Kars’a trenimizi dün Ankara’dan 13.55’de yola çıkardık. Yüzlerce kişiyle beraber inanılmaz keyifli, neşeli bir yolculukla buraya kadar geldik. Öncesinde Erzincan’a uğradık. Erzurum’a uğradık. Kars’a geldik, inanılmaz sevgi dolu sıcak bir karşılama ile bu ayazı hiç hissetmedik. Çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. Kars’ın marka şehir olduğunu dikkat çeken Vali Ziya Polat, "Kars’ın soğuk gecesinde sıcak bir karşılama ile Turistik Doğu Ekspresi Kars’a, Kars’ta Turistik Doğu Ekspresi’ne kavuştu. Tabi Kars’ın en önemli turizm markalarından biri olan Turistik Doğu Ekspresi buraya yolcu edenlere teşekkür ediyoruz. Gazi Kars’ımız Ani, Çıldır, Sarıkamış, Şehitler diyarı Baltık mimarisi ile bu bölgenin, ülkemizin en önemli turizm destinasyonlarından biri artık, bu turizm merkezi olma yolunda tabi ki Turistik Doğu Ekspresi başlangıç noktası, buraya çok büyük bir marka kattığını hepimiz biliyoruz. Kars’a gelen misafirlerimize hoş geldiniz diyoruz" şeklinde konuştu. Daha sonra gar binasına geçen yolcuları burada aşıklar türküleriyle karşıladı. Yolcular son olarak çıkıştı ateşle yakılan Kars yazısıyla otellerine uğurlandı. Öte yandan, Turistik Doğu Ekspresi’nin şehre gelişiyle birlikte Kars’taki otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyesine ulaştı. Geceyi Kars’ta geçirecek olan yolcular sabahın ışıklarıyla sırasıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ndeki tarihi şehir Ani Ören Yerini gezecek. Donmuş Çıldır Gölü üzerinde atlı kızak keyfi yapacak. Kars Mutfağının olmazsa olmazı Kaz eti ve gibi yöresel lezzetlerin tadına bakacak.