SAĞLIK - 29 Ağustos 2024 Perşembe 14:16

Omega-3, kalp sağlığından beyin gelişimine kadar sayısız fayda sağlıyor

A
A
A
Omega-3, kalp sağlığından beyin gelişimine kadar sayısız fayda sağlıyor

Balık yağında bulunan Omega-3 doymamış yağ asitleri, her yaş grubu için pek çok fayda sağlıyor. Omega-3 doymamış yağ asitlerinin kalp-damar hastalığı riskini azalttığını belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, retina sağlığının korunmasından kemiklerin kalsiyum depolamasına, bunama ve Alzheimer riskinin eliminasyonuna kadar çok geniş bir yelpazede önemli katkı sağladığını ifade etti.


İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. M. Emel Alphan, balık sezonunun 1 Eylül’de başlayacak olması dolayısıyla yaptığı açıklamada balığın beslenmedeki yerine ilişkin değerlendirmede bulundu.



Balık, kaliteli bir protein kaynağı


Dünyada ve ülkemizde önemli bir sağlık sorunu olan kalp-damar hastalığı riskinin azaltılabilmesinin balık tüketiminin artırılması ile mümkün olacağını belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Balık eti doymamış yağ asidi içerir. Balık aynı zamanda kaliteli bir protein (yüzde 18-20) kaynağıdır. Balık yağsız ise enerjisi düşük yağlı ise enerjisi yüksektir. Yağsız balık etinde yüzde 2,5 yağ bulunmasına rağmen sığır etindeki yağ miktarı yüzde 18,5’a kadar yükselebilir ve bu yağ doymuş yağdır. Bu yüzden kalp-damar hastalığı olanlara yağsız balık eti önerilmektedir” diye konuştu.



Omega-3 doymamış yağ asidinin pek çok faydası var


Yağlı balıklarda bulunan Omega-3 doymamış yağ asitlerinin sağlık üzerinde önemli olumlu etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. M. Emel Alphan, bu katkıları şöyle sıraladı:


- Büyüme ve gelişme üzerinde etkilidir. Bebeklikte bebeğin beyin hücrelerini ve retina gelişimini destekler.


- Omega-3 yağ asitleri, retina (gözün ağ tabakası) ve beynin normal çalışması için gereklidir. Özellikle yaşlılıkla birlikte gelişen sarı nokta hasarlarının önlenmesinde olumlu etkisi vardır.


- Omega-3 yağ asidi beyin ve sinir sisteminin sağlıklı çalışmasına katkı sağlarken bunama ve Alzheimer riskinin eliminasyonu, konsantrasyon, bellek, dikkat ve davranış bozukluklarının önlenmesinde olumlu etkileri vardır.



Levrek ve çipura Omega-3 kaynağı


Prof. Dr. M. Emel Alphan, Omega-3 açısından zengin balıkları şöyle sıraladı:


“Omega-3 yağ asidi açısından en zengin balık okyanuslarda yaşayan Morina balığıdır. Ülkemizde Omega-3 kaynağı balıklar arasında levrek ve çipura başta gelir. Sardalya ve hamside de bir miktar Omega-3 bulunur. Somon balığında ve ton balığında ise Omega-3 oldukça azdır. Omega-3 yağ asidi gerektiği takdirde balık yağı kapsülleri ile alınabilir.”



Kalsiyum depolanmasına yardım ediyor


Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Kemiklerin kalsiyum depolamasına katkı sağlar. Ayrıca romatoid artrit, ülseratif kolit gibi bazı iltihabi hastalıklarda Omega-3 yağ asitlerinin olumlu etkileri vardır. Eklem iltihabı oluşumuna neden olan ve kıkırdak dokuda hasar oluşturan enzim aktivitesinin azaltılmasında rolü olduğu belirlenmiştir. Eklem hassasiyetlerinin giderilmesi, sabah sertliğinin azaltılması, romatoid artritte ilaç ihtiyacının azaltılmasında da etkilidir” dedi.



Bazı kanser türlerinin oluşumunu önlüyor


Omega-3 yağ asitlerinin kalp damar hastalığı ve hipertansiyon riskini azalttığını belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Ayrıca damar sertliği riskinin ve kanda trigliserit düzeyinin azaltılması, LDL’nin (Kötü kolesterol) düşürülüp HDL’nin (iyi kolesterol) yükseltilmesi, kalp krizi, felç ya da ölüm riskinin azaltılmasında destek sağlar. Bazı kanser türlerinde tümör oluşumunu ve tümörün büyümesini geciktirir. Diyabet (şeker) hastalarında kan şekeri ve kan yağları üzerinde olumlu etkileri vardır” bilgisini verdi.


Çocuklar ve gebeler yağlı balık tüketmelidir


Balığın ayrıca A ve D vitaminleri ile iyot, fosfor, selenyum gibi mineraller yönünden de zengin olduğunu belirten Prof. Dr. M. Emel Alphan, “Özellikle yağlı balıkları çocuklar ve gebeler sıkça yemelidir. Balık yemekle günlük niasin ve riboflavin (B vitaminleri) ihtiyacının yüzde 5-15’i karşılanmış olur. B6 ve B12 vitaminleri için de iyi bir kaynak olan balığın sağlıklı beslenme çerçevesinde haftada 2-3 kez tüketilmesi gerekir” tavsiyesinde bulundu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mardin Mardinli esnaf ‘Narin Güran’ portresi çizdi Mardin’in Nusaybin ilçesinde yaşayan esnaf Yakup Suci ile hobi olarak resim yapan Sadiye Kaplan, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra cansız bedeni bulunan 8 yaşındaki Narin Güran’ın portresini çizdi. Narin’in anısını yaşatmak için bir adımda Mardinli esnaftan geldi. Nusaybin ilçesi Selahattin Eyyubi Mahallesinde bir duvarda Narin Güran’ı duvara resmetti. Esnaf Yakup Suci, "Başka Narinler ölmesin istiyoruz, ölümü hepimizi yıktı. Bu resmi yapma amacımız tamamen içimizden gelmesiydi. Arkadaşımla birlikte bu resmi yapmak istedik ve burada yaptık. Bu resmi yaparak Nusaybin‘e hediye etmek istedik. Böyle güzel bir portre ortaya çıktı. Arkadaşıma ve bize yardım eden Ahmet hocamıza teşekkür ediyorum. Bu resmi burada yapmak bizim için çok büyük bir gurur oldu. Narin’in ölümü bizi çok üzdü. İçimizde çok büyük bir yara bıraktı. Başka Narinlere zarar gelmesin istiyoruz” şeklinde konuştu. Portreyi yapmalarında destek olan herkese teşekkür eden ve Narin’in acısının yüreklerini yaktığını söyleyen Sadiye Kaplan ise “Biz bu resmi içimizden geldiği için yaptık. Narin’in ölümü hepimizi çok etkiledi. Bize yardımda bulunan Ahmet hocamıza ve bize yardımcı olan birçok kişi vardı onlara da teşekkür ediyorum. Daha önce birkaç yerde yapmaya çalıştık fakat yapamadık. Burada bu resmi yapmamıza izin verenlere de teşekkür ediyoruz” dedi. (SA-AKK-Y)
Kayseri KAYBİS, Avrupalı aktivistlerden tam not aldı Kasım ayında Bakü’de yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP29) Paris’ten iklim koruma için bisiklet kullanımını artıracak ön öneri götüren çevre aktivistleri, güzergâh üzeri ziyaret ettiği Kayseri’de Büyükşehir Belediyesi paylaşımlı bisiklet sistemi KAYBİS hakkında bilgiler edindi. Paris’ten pedal çevirmeye başlayan bisikletli çevre aktivistleri, COP29’un ev sahibi şehri olan Azerbaycan’ın başkenti Bakü şehrine ulaşmadan önce Fransa, Almanya, Avusturya, Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan, Romanya, Bulgaristan, Türkiye ve Gürcistan’ı geçerek 6 bin 500 kilometre kat etmeyi planlıyor. Küresel karbon emisyonlarını azaltmanın bir yolu olarak bisiklete binmeyi değerlendirmek için 10 somut öneri iletmek isteyen çevre aktivistleri, güzergâh üzerindeki şehirleri ziyaret ederek bisiklet kültürünü gözlemleyip bu bilgileri Bakü’de gerçekleşecek COP29 İklim Konferansı’na aktarmayı hedefliyor. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. tarafından işletilen KAYBİS sistemi, bu kapsamda aktivistler tarafından detaylı bir şekilde incelendi. Kayseri Ulaşım A.Ş. Akıllı Ulaşım Sistemleri ve İş Geliştirme Müdürü Muhammed Biçimveren, KAYBİS hakkında aktivistlere kapsamlı bilgiler aktardı. Biçimveren, KAYBİS’in 2010 yılında Türkiye’nin ilk bisiklet paylaşım sistemi olarak kurulduğunu belirtti ve şu bilgileri paylaştı; "Kayseri Ulaşım A.Ş. olarak, çevre dostu ve sürdürülebilir ulaşım çözümlerini teşvik etmeyi amaçlıyoruz. KAYBİS, bu çerçevede hem şehir sakinlerine hem de ziyaretçilere alternatif bir ulaşım imkânı sunuyor. Şu anda 85 istasyonda 1000 adet bisikletle şehrimizde hizmet veriyoruz." Aktivistler, KAYBİS’in sistem altyapısının ve operasyonel başarısının diğer şehirler için de örnek teşkil ettiğini dile getirdi. Aktivistler ayrıca, sistemin çevre bilincini artırmada önemli bir rol oynadığı vurgulayarak bisiklet paylaşım sisteminin kullanıcı dostu yapısı ve teknolojik altyapısı hakkında da olumlu geri bildirimlerde bulundular. Yaptıkları incelemeler sonucunda, Kayseri’nin bisiklet altyapısının ve sistemin işleyişinin bölgedeki diğer şehirler için örnek teşkil edebileceğini belirten aktivistler, KAYBİS sisteminin sürdürülebilir şehir ulaşımına yaptığı katkılardan övgüyle bahsetti. Aktivistler, KAYBİS bisikletleri ile meydan bisiklet turu yaparak, bisikletleri çok beğendiklerini ve bu kültürün diğer illere de örnek olması gerektiğini dile getirdiler. COP29 Bike Ride aktivistlerinin yolculuğu, şehirlerdeki bisiklet paylaşım sistemleri ve bisiklet kültürünü gözlemleyerek devam edecek. Toplanan veriler, iklim değişikliği ile mücadelede şehirlerin bisiklet kullanımını artırmak adına Bakü’deki COP29 İklim Konferansı’nda paylaşılacak.
Isparta Türkiye’nin elma bahçesi Isparta’da hasat başladı Türkiye’de toplam elma üretiminin dört birine sahip ve tadı ve aroması ile coğrafi işaret alan Isparta elmasının hasat mevsimi başladı. Hasat döneminde 1 milyon ton rekolte bekleniyor. Gül, domates, karanfil ve lavanta sezonlarının sona ermesinin ardından Isparta’da üreticiler bu kez elma hasadına başladı. Türkiye’de her 4 elmadan birinin sahibi olan Isparta’da hasat süresince yaklaşık 1 milyon ton ürün elde edilmesi bekleniyor. Sabahın ilk ışıklarında işçilerin bahçelere giderek toplamaya başladığı elmalar, kasalarda bir araya getirildikten sonra traktörler yardımıyla bahçelere en yakın alanda yer alanda bulunan soğuk hava depolarına sevk edilerek muhafaza altına alınıyor. "Yaklaşık 1 milyon ton rekolte bekleniyor" Türkiye’nin meyve bahçesi Isparta’da elma hasadının başladığını söyleyen Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, “Elma hasadında geçen yıl 1 milyon 250 bin ton civarında bir hasadımız olmuştu. Bu yıl tahmini rekolte beklentimiz 1 milyon ton civarında. Isparta’da elma hasadı Eylül ayının ortalarında başlar, hava şartlarına bağlı hasadımız biter. Elma bahçelerinde Starking, Golden, Granny Smith, Fuji cinsi gibi elmalar başta olmak üzere yirmi, otuz farklı cinslerimiz şu anda hasat oluyor. Atabey, Gönen, Eğirdir, Gelendost ve Yalvaç ilçelerimizde yoğun olarak üretilen elmalar Eğirdir Gölümüzün, Allah’ın verdiği hava ve su bereketi ile işleniyor. Hasat edilen elmalar Türkiye pazarlarında ve Avrupa pazarlarında alıcı buluyor. Üreten, ülke ekonomisine katkı sağlayan her bireye çok teşekkür ediyorum” dedi. Konya’dan Isparta’ya mevsimlik tarım işçisi olarak çalışmak için geldiğini söyleyen Ali Arlı ise, “17 yıldır bu işi yapıyorum. Burada çalışan işçiler elma toplamak için sabah saat 08.00’de Isparta’dan geliyorlar. Akşamüzeri işleri bitince gidiyorlar. Burada elma bahçelerinde yaklaşık 300 kişi çalışıyor. Kazasız belasız bereketli bir sezon diliyorum” şeklinde konuştu. Elma bahçelerinde tarım işçisi olarak çalışan 18 yaşındaki Gül Altınok ise kendisine maddi gelir sağladığını belirterek, “Ben 3 yıldır çalışıyorum. Burada günlerim güzel geçiyor. Elma toplamayı seviyorum. Sabah 05.00’te uyanıyorum, 08.00‘de elma toplamaya başlıyoruz. Akşam 5 buçukta ise işimiz bitiyor. Herkesin yapabileceği güzel bir iş. Ben buradan bütün kadınlara öneriyorum. Kendim de bir öğrenci olarak maddi gelir sağlıyorum” dedi
Kırşehir Aynı soruları tekrarlayanlar dikkat: Alzheimer olabilirsiniz Kırşehir Eğitim Araştırma Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Aydan Köysüren; Alzheimer hastalığıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Hastalar, aynı soruları tekrar tekrar sorarlar. Ciddi unutkanlık yaşayan hastalarda erken tanı hasta ve yakınına rahatlık verir" dedi. Nöroloji Uzmanı Köysüren; toplumda sıklıkla rastlanan demans türlerinden biri olduğunu belirttiği hastalıkta erken tedavi ve tanı sürecinin hastanın rahatlamasında büyük etkiye sahip olduğunu söyledi. Hastalık riskinin yaşlılıkla birlikte artışa neden olabileceğini aktaran Uzman Dr. Köysüren açıklamasında; "65-85 yaşları arasında görülme her 5 yılda bir iki katına çıkmaktadır. 80 yaş üstünde Alzheimer hastalığı görülme oranı yüzde 50 oranındadır. Türkiye’de 600 binden fazla Alzheimer hastası olduğu tahmin edilmektedir" diye konuştu. Hastalığa yakalanan kişilerin yeni bilgileri öğrenmede zorluklar yaşadığı açıklayan Köysüren açıklamasını şöyle sürdürdü; "Unutma riski çok fazla olan hastalar, eski yaşanmışlıklarını daha kolay hatırlarken yakın zamanda yaşadıklarını hatırlamakta güçlük çeker. Hastalık ilerleyici bir hastalıktır. Karar verme güçlüğü, hesap yapmakta zorluk, kişilik değişikliği, yön bulmada zorluk, kolaylıkla yaptığı işleri yapmakta zorlanmalar meydana gelir. Bu belirtiler ise hastadan önce hasta yakınlarının dikkatini çeker."