Bitkilerin Profesörü Aysun Bay Karabulut, çörekotunun antioksidan özellikleriyle dikkat çeken timokinon adlı bileşeni içermesi nedeniyle güçlü bir kanser önleyici besin olarak kabul edildiğini söyledi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, çörekotunun bilinmeyen faydalarını kaleme aldı.
Tıbbi anlamda çeşitli geleneksel tedavilerde kullanılan bir bitki olan çörekotunun İbni Sina’nın ünlü eseri El Kanun fi’t-Tıb’da mizaca göre tedavide kullanımının tavsiye edildiğini hatırlattı. Çörekotunun metabolizmayı uyaran ve halsizlik, uyuşukluk giderici etkilere sahip olduğunun belirtildiğini ifade eden Karabulut, “Ölümden başka her derde deva olarak adlandırılan bu küçük siyah tohumların ve acımtırak mis gibi kokusunun hepimizin aklına geldiğini düşünüyorum. Eskiden çörekotunun önemi oldukça büyüktü. Özellikle süt ve yoğurtla birlikte tüketilirdi. Bu uygulama bereket timsali bir gelenek haline gelmişti. Ancak son zamanlarda çörekotunun eski önemini kaybettiğini söyleyebiliriz. Bazı geleneksel uygulamalar ve bilgi kaynaklarının yerini modern tıp ve farmakolojiye bıraktığı düşünülebilir” dedi.
Türkiye’de Kuzey Anadolu, Akdeniz bölgesi ve Trakya’da tarımı yapılan çörekotunun 14 çeşidinin yetiştiğini ifade eden Karabulut, “Sonuç olarak, çörekotu tıbbi anlamda faydaları olan bir bitki olarak kabul edilmektedir. İbni Sina’nın da mizaca göre tedavide kullanımını tavsiye ettiği bir bitkidir. Ancak günümüzde çörekotunun önemini kaybetmesiyle birlikte, geleneğimizdeki değeri azalmış olabilir. Yine de çörekotu, sağlık açısından çeşitli potansiyel faydalar sunabilen bir bitki olarak bilinir” ifadelerine yer verdi.
‘Kutsanmış tohum’ olarak da bilinen çörekotunun çeşitli sağlık faydalarıyla dikkat çektiğinin altını çizen Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un araştırmaları, bu bitkinin sağlık alanında önemli bir role sahip olduğunu da ortaya koyuyor.
Çörekotunun sağlık üzerinde çeşitli olumlu etkilere sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karabulut, şunları söyledi:
“Enfeksiyonlarla mücadelede etkili olduğu ve depresyonla savaşmada yardımcı olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda konsantrasyonu artırarak odaklanmayı destekler. Çörekotunun içeriğinde bulunan B vitaminlerinden B1 vitamini tiamin, B6 vitamini niasin, çinko, fosfor, demir, kalsiyum, bakır ve folik asit bulunur. Çörekotu ayrıca antioksidan özellikleriyle dikkat çeken timokinon adlı bileşeni içerir. Bu nedenle çörekotu, güçlü bir kanser önleyici besin olarak kabul edilir.
Antioksidan, tümör önleyici ve bakteri önleyici özellikleriyle çörekotu, antikanser ve antiinflamatuar etkiler gösterir. Bağışıklık sistemini uyarıcı etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Çörekotunun biyolojik aktif bileşikleri arasında ditimokinon, timokinon ve timohidrokinon bulunur. Özellikle timokinon, etkili bir nitrosötik madde olarak kabul edilir.
Tıp tarihinin önemli isimlerinden Hipokrat, çörekotunu karaciğer güçlendirme ve sindirim problemlerini çözmek için kullanmıştır. Ayrıca, eski zamanlarda çörekotu zehirli yılan ve akrep sokmaları, tümörler, deri döküntüleri, baş bölgesi enfeksiyonları ve gribal enfeksiyonlar gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. Modern bitki biliminin temelini atan Penedius Dioskorides ise çörekotu yağını baş ağrısı, diş ağrısı, burun tıkanıklığı ve bağırsak parazitleri gibi sorunların çözümünde kullanmıştır.”
Eski çağlardan günümüze kadar, çörekotu karaciğeri güçlendirmek ve sindirim sistemi problemlerini gidermek amacıyla kullanılmıştır. Hipokrat da bu önemli bitkiyi, zehirli yılan ve akrep sokmaları, eski tümörler, dolama tedavisi, deri döküntüleri, baş bölgesi iltihapları ve gribal enfeksiyonlar gibi çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanmıştır. Penedius Dioskorides ise modern bitki biliminin temelini atan isimlerden biridir ve çörekotu yağıyla baş ağrısı, diş ağrısı, burun tıkanıklığı ve bağırsak parazitleri gibi sorunlara çare bulunabileceğini belirtmiştir.
Çörek otu, Peygamber Efendimiz’in hadislerini kaynak alan Tıbb-ı Nebevi’de de sıkça tavsiye edilmiştir. "Şu kara taneyi (çörekotu) kullanın. Ölümden başka her şeye devadır" hadisi, çörekotunun önemini vurgulamıştır. Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bir hadiste ise çörekotunun her hastalığa şifa olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, çörekotu yağının kolesterol düşürücü özellikleri bulunmaktadır. Yapılan bazı araştırmalar, çörek otu takviyesinin Tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerini düşürdüğünü ve kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermiştir. Sağlıklı yağ asitleri açısından zengin olan çörek otu yağı, omega 6 ve omega 9 gibi doymamış yağları içerir, bu da saç ve cilt sağlığı için faydalıdır.
Cildin güzelleştirilmesinde de çörek otu yağının önemli bir rolü vardır. Sedef hastalığı ve akne gibi cilt sorunlarına iyi geldiği, tıkanmış gözenekleri açtığı ve cildin nem dengesini sağladığı bilinmektedir. Ayrıca, saç dökülmesini önlemeye yardımcı olur ve saç derisindeki hassasiyeti azaltır.
Çörek otu tüketirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Özellikle böbrek hastalığı, hamilelik, emzirme dönemi gibi durumlarda çörek otu yağı tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayrıca, kan sulandırıcı ilaçlar kullananlar ve alerjik reaksiyon riski taşıyan kişiler öncelikle bir uzmana danışmalıdır. Aşırı tüketim ise mide sorunlarına yol açabilir ve zararlı olabilir.
Sonuç olarak, çörek otu birçok sağlık sorununun önlenmesi ve geleneksel tedavisinde kullanılan etkili bir bitkidir. Ancak, kullanırken dikkatli olunması ve uzman tavsiyesi alınması önemlidir.”