SAĞLIK - 12 Şubat 2024 Pazartesi 09:50

Ölümden başka her şeye deva; Çörekotu

A
A
A
Ölümden başka her şeye deva; Çörekotu

Bitkilerin Profesörü Aysun Bay Karabulut, çörekotunun antioksidan özellikleriyle dikkat çeken timokinon adlı bileşeni içermesi nedeniyle güçlü bir kanser önleyici besin olarak kabul edildiğini söyledi.


Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, çörekotunun bilinmeyen faydalarını kaleme aldı.


Tıbbi anlamda çeşitli geleneksel tedavilerde kullanılan bir bitki olan çörekotunun İbni Sina’nın ünlü eseri El Kanun fi’t-Tıb’da mizaca göre tedavide kullanımının tavsiye edildiğini hatırlattı. Çörekotunun metabolizmayı uyaran ve halsizlik, uyuşukluk giderici etkilere sahip olduğunun belirtildiğini ifade eden Karabulut, “Ölümden başka her derde deva olarak adlandırılan bu küçük siyah tohumların ve acımtırak mis gibi kokusunun hepimizin aklına geldiğini düşünüyorum. Eskiden çörekotunun önemi oldukça büyüktü. Özellikle süt ve yoğurtla birlikte tüketilirdi. Bu uygulama bereket timsali bir gelenek haline gelmişti. Ancak son zamanlarda çörekotunun eski önemini kaybettiğini söyleyebiliriz. Bazı geleneksel uygulamalar ve bilgi kaynaklarının yerini modern tıp ve farmakolojiye bıraktığı düşünülebilir” dedi.


Türkiye’de Kuzey Anadolu, Akdeniz bölgesi ve Trakya’da tarımı yapılan çörekotunun 14 çeşidinin yetiştiğini ifade eden Karabulut, “Sonuç olarak, çörekotu tıbbi anlamda faydaları olan bir bitki olarak kabul edilmektedir. İbni Sina’nın da mizaca göre tedavide kullanımını tavsiye ettiği bir bitkidir. Ancak günümüzde çörekotunun önemini kaybetmesiyle birlikte, geleneğimizdeki değeri azalmış olabilir. Yine de çörekotu, sağlık açısından çeşitli potansiyel faydalar sunabilen bir bitki olarak bilinir” ifadelerine yer verdi.


‘Kutsanmış tohum’ olarak da bilinen çörekotunun çeşitli sağlık faydalarıyla dikkat çektiğinin altını çizen Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un araştırmaları, bu bitkinin sağlık alanında önemli bir role sahip olduğunu da ortaya koyuyor.


Çörekotunun sağlık üzerinde çeşitli olumlu etkilere sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Karabulut, şunları söyledi:


“Enfeksiyonlarla mücadelede etkili olduğu ve depresyonla savaşmada yardımcı olduğu bilinmektedir. Aynı zamanda konsantrasyonu artırarak odaklanmayı destekler. Çörekotunun içeriğinde bulunan B vitaminlerinden B1 vitamini tiamin, B6 vitamini niasin, çinko, fosfor, demir, kalsiyum, bakır ve folik asit bulunur. Çörekotu ayrıca antioksidan özellikleriyle dikkat çeken timokinon adlı bileşeni içerir. Bu nedenle çörekotu, güçlü bir kanser önleyici besin olarak kabul edilir.


Antioksidan, tümör önleyici ve bakteri önleyici özellikleriyle çörekotu, antikanser ve antiinflamatuar etkiler gösterir. Bağışıklık sistemini uyarıcı etkisi olduğu gözlemlenmiştir. Çörekotunun biyolojik aktif bileşikleri arasında ditimokinon, timokinon ve timohidrokinon bulunur. Özellikle timokinon, etkili bir nitrosötik madde olarak kabul edilir.


Tıp tarihinin önemli isimlerinden Hipokrat, çörekotunu karaciğer güçlendirme ve sindirim problemlerini çözmek için kullanmıştır. Ayrıca, eski zamanlarda çörekotu zehirli yılan ve akrep sokmaları, tümörler, deri döküntüleri, baş bölgesi enfeksiyonları ve gribal enfeksiyonlar gibi çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde kullanılmıştır. Modern bitki biliminin temelini atan Penedius Dioskorides ise çörekotu yağını baş ağrısı, diş ağrısı, burun tıkanıklığı ve bağırsak parazitleri gibi sorunların çözümünde kullanmıştır.”


Eski çağlardan günümüze kadar, çörekotu karaciğeri güçlendirmek ve sindirim sistemi problemlerini gidermek amacıyla kullanılmıştır. Hipokrat da bu önemli bitkiyi, zehirli yılan ve akrep sokmaları, eski tümörler, dolama tedavisi, deri döküntüleri, baş bölgesi iltihapları ve gribal enfeksiyonlar gibi çeşitli sağlık sorunlarının tedavisinde kullanmıştır. Penedius Dioskorides ise modern bitki biliminin temelini atan isimlerden biridir ve çörekotu yağıyla baş ağrısı, diş ağrısı, burun tıkanıklığı ve bağırsak parazitleri gibi sorunlara çare bulunabileceğini belirtmiştir.


Çörek otu, Peygamber Efendimiz’in hadislerini kaynak alan Tıbb-ı Nebevi’de de sıkça tavsiye edilmiştir. "Şu kara taneyi (çörekotu) kullanın. Ölümden başka her şeye devadır" hadisi, çörekotunun önemini vurgulamıştır. Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bir hadiste ise çörekotunun her hastalığa şifa olduğu belirtilmiştir.


Ayrıca, çörekotu yağının kolesterol düşürücü özellikleri bulunmaktadır. Yapılan bazı araştırmalar, çörek otu takviyesinin Tip 2 diyabet hastalarının kan şekeri seviyelerini düşürdüğünü ve kalp hastalıkları riskini azalttığını göstermiştir. Sağlıklı yağ asitleri açısından zengin olan çörek otu yağı, omega 6 ve omega 9 gibi doymamış yağları içerir, bu da saç ve cilt sağlığı için faydalıdır.


Cildin güzelleştirilmesinde de çörek otu yağının önemli bir rolü vardır. Sedef hastalığı ve akne gibi cilt sorunlarına iyi geldiği, tıkanmış gözenekleri açtığı ve cildin nem dengesini sağladığı bilinmektedir. Ayrıca, saç dökülmesini önlemeye yardımcı olur ve saç derisindeki hassasiyeti azaltır.


Çörek otu tüketirken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Özellikle böbrek hastalığı, hamilelik, emzirme dönemi gibi durumlarda çörek otu yağı tüketiminden kaçınılmalıdır. Ayrıca, kan sulandırıcı ilaçlar kullananlar ve alerjik reaksiyon riski taşıyan kişiler öncelikle bir uzmana danışmalıdır. Aşırı tüketim ise mide sorunlarına yol açabilir ve zararlı olabilir.


Sonuç olarak, çörek otu birçok sağlık sorununun önlenmesi ve geleneksel tedavisinde kullanılan etkili bir bitkidir. Ancak, kullanırken dikkatli olunması ve uzman tavsiyesi alınması önemlidir.”



Ölümden başka her şeye deva; Çörekotu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Tehlike çanları Sapanca Gölü için çalıyor: Su seviyesi kritik noktada Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca vatandaşın içme su ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü’nde tehlike çanları çalıyor. Son 5 yılın en düşük seviyesine ulaşan gölde kayıkların karaya oturduğu alanlar havadan da görüntülendi. Milyonlarca kişinin içme su ihtiyacını karşılayan Sapanca Gölü’nde su seviyesi, son 5 yılın en düşük seviyesi olan 29.95 metre olarak ölçüldü. Suyun metrelerce geriye çekildiği gölde birçok kayık karaya oturdu. Kuraklık, artan nüfus, bilinçsiz kullanım ve göl havzasında yaşanan su kayıpları sebebi ile kritik seviyeye gerileyen göldeki manzara korkuttu. Suyun çekildiği alanlar havadan dron ile de görüntülendi. Sapanca ilçesinde göl kenarında esnaflık yapan Samet Şişman, herhangi bir önlem alınmadığı durumda su seviyesinin giderek azalmasının yanı sıra su altındaki canlı popülasyonunun da bu durumdan etkilenebileceğini vurguladı. “4 yıldır buradayız, ilk defa bu seviyeye düştü” Sapanca Gölü kenarında esnaflık yapan Samet Şişman, “Biz yaklaşık 4 yıldır buradayız, ilk defa bu seviyeye düştü. Her sene bir düşüş oluyordu ve tekrar kendini toparlıyordu. Suyun çekilmesinin birçok sebebi var tabii ama bunlardan bir tanesi herkesin de bildiği gibi iklim değişikliği. Ama bundan ziyade suçu biraz da kendimizde aramak gerekiyor. Sapanca turistik bir yer, Türkiye’nin her bölgesinden insanlar geliyor buraya. Bungalov sektörünün merkezi haline geldi Sapanca. Yerli ve yabancı olarak çok fazla turist çekiyor. İlçede nüfus yaz aylarında yaklaşık 2-3 katı artıyor. Bunu karşılayacak bir altyapı da olmadığı için haliyle daha fazla su tüketimine gidilmiş oluyor. Kaçak yapılanma gibi farklı etkenler de var ama sonuç olarak hepimizin bir şey yapması gerekiyor. Madem seviye bu kadar düştü bununla alakalı suyun tekrardan kazandırılması ile alakalı yeni bir düzen, önlem alınması gerekiyor” dedi. “Biz bu suyu tekrar nereden bulacağız?” Suyun altındaki canlı popülasyonu hakkında konuşan Şişman, “Benim arkadaşım çok iyi balık tutucusudur. Gölde balık tutuyordu. Bu sene ben daha balığa çıktığını görmedim. Neden balığa çıkmadığını sordum ve o da, ‘gidiyorum ama elim boş dönüyorum’ dedi. Suyun çekilmesinin hayvanlara da bir etkisi var. Sonuç olarak bakıldığı zaman ekolojik olarak hem insan hem de hayvanları kötü anlamda etkiliyor. Bu göl bizim yaşam kaynağımız. Gündelik hayatta kullandığımız su, göl bu şekilde giderse ilerleyen zamanlarda biz bu suyu tekrar nereden bulacağız?” diye konuştu.
Manisa Başkan Kaplan’dan Arslan ailesine ziyaret Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanı Ünal Kaplan ve yönetimi Manisa’nın Saruhanlı ilçesinden Gazze’ye gitmek üzere yola çıkan, ancak Suriye’de Esed rejimi tarafından tutuklanarak Adra Hapishanesi’ne konulan ve Suriye Milli Ordusu’nun hapishanedeki mahkumları serbest bırakmasıyla özgürlüğüne kavuşan Engin Arslan ve ailesini ziyaret etti. Duygusal anların yaşandığı ziyarette Engin Arslan, bu süreçte yaşadığı insanlık dışı muamele ve ağır şartlar hakkında tecrübelerini paylaştı. Hapishane şartlarındaki yetersiz beslenme, hijyen eksikliği ve maruz kaldığı fiziksel işkence, insan hakları ihlalleri konusundaki farkındalığı artırmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koyan Arslan, yaşadığı tüm zorluklara rağmen ailesine kavuşma arzusu ve güçlü duruşu partililere de cesaret ve ilham verdi. "Engin Arslan ve ailesinin duyarlılığı bizi derinden etkiledi" Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanı Ünal Kaplan, "Ziyaretimiz sırasında, yaşanan bu acı tecrübelerin ötesinde, kardeşlik ve dayanışmanın ne kadar kıymetli olduğuna bir kez daha tanık olduk. Engin Arslan ve ailesinin misafirperverliği, İslam ümmetine olan duyarlılıkları ve güçlü manevi duruşları, bizi derinden etkiledi. Bu anlamlı buluşma vesilesiyle, insanlığın ortak değerleri etrafında kenetlenmenin önemini bir kez daha hatırladık. Yeniden Refah Partisi Akhisar İlçe Başkanlığı olarak, bu ziyaretin sadece bir buluşmadan ibaret olmadığını, aynı zamanda toplumsal duyarlılık ve insani değerlerin güçlendirilmesi adına önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Bu tür ziyaretlerin devam etmesi, toplumumuzda birlik, beraberlik ve dayanışma duygularını pekiştirecektir. Engin Arslan ve ailesine yeni yaşamlarında huzur, mutluluk ve refah dilerken, başta İslam coğrafyası olmak üzere, dünyanın dört bir yanında zulüm gören kardeşlerimiz için dualarımızın ve gayretlerimizin devam edeceğini kamuoyuna saygıyla duyururuz." dedi.
İstanbul Yenidoğan çetesi soruşturmasında 13 hastane ve 3 şirkete kayyum atandı İstanbul’da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesine yönelik devam eden soruşturmada 13 hastaneye ve 3 şirkete kayyum atandı. İstanbul’da bebekleri kendi anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan yenidoğan çetesi yöneticisi ve üyelerinin mal varlığına el konuldu. 13 hastane ve 3 şirkete Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyım olarak görevlendirildi. Konu ile ilgili TMSF’den yapılan açıklamada, “Güvenilir kamu sağlığı hizmetlerinde aksama olmaması için, Fon Kurulunun kararıyla ilgili hastanelerin yeni yöneticileri görevlendirilmiştir. Kamuoyunda “Yenidoğan Çetesi” olarak bilinen suç örgütüne yönelik soruşturma çerçevesinde, Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla 13 hastane ve 3 şirkette TMSF kayyım olarak görevlendirilmiştir. Güvenilir kamu sağlığı hizmetlerinde aksama olmaması için, Fon Kurulunun kararıyla ilgili hastanelerin yeni yöneticileri görevlendirilmiştir. Atanan tecrübeli ekipler, hastane ve şirketlerde gerekli çalışmalara ivedilikle başlamıştır. Büyükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kayyım atama kararı Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlanmış ve kayyım olarak atandığımız 13 Hastane ile 3 Şirket Kurumumuzun resmi internet sitesindeki “Kayyım Olunan Şirketler” listesine eklenmiştir” ifadelerine yer verildi.
Bilecik Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, 99 adet taşınmazın satışı için yetki isteyecek Bilecik Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı, Belediye Meclisi’ne olağanüstü toplantı çağrısı yaparken, 99 adet taşınmazın satışı için yetki isteyecek. Bilecik Belediye Meclisi 23 Aralık Pazartesi günü saat 10.00’da Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı başkanlığında Şeyh Edebali Kültür ve Kongre Merkezinde olağanüstü toplanacak. Toplantıda mülkiyeti belediyeye ait İstiklal Mahallesi 89 ada 15 parselde kayıtla taşınmaz ile ilgili olarak 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18’inci maddesinin (h) bendi ve 38’inci maddesinin (g) bendine istinaden alacaklı taraf olan Alve İnşaat ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile var olan uyuşmazlığın sulh ile tasfiye, kabul ve feragatine ilişkin her türlü anlaşma ve protokoller yapılması, istinaf ve temyiz yargılamasından feragat edilmesi hususlarında Belediye Başkanına yetki verilmesi konusu görüşülecek. Diğer bir gündem maddesi de 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 18’inci maddesinin (e) bendi ve 34’üncü maddesinin (g) bendine istinaden, mülkiyeti belediye ait müzekkere eki tabloda belirtilen 99 adet taşınmazın satışına ilişkin tüm iş ve işlemleri yürütmek üzere Belediye Başkanlığına ve Belediye Encümenine yetki verilmesi konusunun görüşülmesi olacak. Bu gündem maddeleri sonrası AVM inşaatının müteahhidi Alve İnşaat ile süreci yönetmek ve 99 adet taşınmazın satışına ilişkin Belediye Başkanı Melek Mızrak Subaşı’na yetki istenecek.
Edirne Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 94’üncü yılı törenle kutlandı Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhurbaşkanı olarak 21 Aralık 1930 Edirne’ye gelişinin 94’üncü yıl dönümü yağışlı havaya rağmen coşkuyla kutlandı. Atatürk’ün Edirne’ye gelişinin 94’üncü yılı için düzenlenen tören çerçevesinde bando eşliğinde Atatürk heykeli önünde bir araya gelen protokol üyeleri ve öğrenciler, yağmur altında kutlama yaptı. Yağışlı hava dolayısıyla kortej yürüyüşü iptal edildi ve program Atatürk anıtına çelenk sunumu ile başladı. Ardından bando eşliğinde saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Daha sonra Atatürk’ün Edirne ziyareti sırasında konakladığı "Atatürk Odası" ziyaret edildi. Buradaki ziyaretin ardından Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Mimar Kemaleddin Çok Amaçlı Kültür ve Tiyatro Salonu’ndaki programa geçildi. Atatürk’ün Edirne’ye gelişini simgeleyen Türk bayrağı, öğrenciler tarafından Edirne Valisi Yunus Sezer’e teslim edildi. Edirne Lisesi Müdürü Recep Şentürk, günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Atatürk’ün, savaşlar, kongreler, Milli Mücadele ve Cumhuriyet için biri bitmeden diğer adımı planlayarak geçen bir hayat olduğunu söyleyen Şentürk, "1930’un Kasım ayında başlayan, 52 ili kapsayan bir yurt gezisi ve 21 Aralık’ta serhat şehrimiz Edirne’ye gelişi. Basit bir geliş değil, yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin emeklemeden yürümeye geçtiği adımların Edirne’ye gelişidir. Gittiği yerde tahtanın başına geçerek öğretmen, traktöre binerek modern tarımın öncüsü bir çiftçi, milletin efendisi köylüyü dinleyen bir belediye başkanı. Savaştan çıkmış bir ulusa, demokratik, akılcı, çağdaş ulusları yakalamayı hedef gösteren bir geliştir bu. Tren garına atılan ilk adım, anlatılması kolay bir geliş değildir. Cumhuriyetin düşüncelerinin, hedeflerinin, yüzyıllar geçse de unutulmayacak Edirne’ye gelişidir bu" ifadelerine yer verdi. Düzenlenen program, Edirne Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin hazırladığı ’Atatürk’ün Edirne’ye Gelişi’ adlı söz ve müzik korosunun sahne almasının ardından sona erdi. Toplu fotoğraf çekimi sırasında Edirne Lisesi öğrencilerini tebrik eden Vali Sezer’e, bir öğrencinin tuvale çizdiği Atatürk portresi de hediye edildi.