ASAYİŞ - 13 Ocak 2025 Pazartesi 18:26

Olaylı Galatasaray-Fenerbahçe derbisine ilişkin yargılama başladı: Mert Müldür tanık olarak dinlenecek

A
A
A

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin 19 Mayıs’taki derbisinin ardından yaşanan olaylara ilişkin yargılama başladı. Mahkeme ara kararında, futbolcu Mert Müldür’ün tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

Galatasaray ve Fenerbahçe’nin 19 Mayıs Pazar günü Rams Park stadyumunda oynadığı futbol müsabakası sonrasında yaşanan olaylara ilişkin aralarında futbolcular Jaden Quinn Oosterwolde ve Mert Hakan Yandaş’ın da bulunduğu 5 sanığın yargılanmasına başlandı. İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Hulusi Belgü, müşteki Ali Çelikkıran ve tarafların avukatları hazır bulundu.

‘’Saldırılar nedeniyle kendimi ve arkadaşlarımı korumak amacıyla hareket ettim’’

Duruşmada savunma yapan eski Fenerbahçe yöneticisi sanık Belgü, olay günü maçı izlemek amacıyla stada geldiğini ve müsabaka bittikten sonra da futbolcuları tebrik etmek için soyunma odasına gittiğini söyleyerek, ‘’Fenerbahçe seyircisinin hala statta olduğu ve selamlama yapılacağı söylendi. Bunun üzerine stada çıktık ancak Galatasaray tarafından bazı kişiler müdahalede bulundu. Hatta kadın yöneticimiz bayrağı açarken bayrağa saldırı oldu, bu sırada kargaşa yaşanmaya başladı. Saldırılar nedeniyle kendimi ve arkadaşlarımı korumak amacıyla hareket ettim. Sonrasında müştekinin arkasından giderken görüntülerde görüldüğü gibi elim saçına takılmış olabilir. Tarafıma ve takımımıza ağır hakaretler oldu. Bütün stadyum Fenerbahçe’nin üzerine geldi. Bu nedenlerle kendimizi korumaya çalıştık’’ dedi.

‘’Beni darp eden herkesten şikayetçiyim’’

Müşteki Çelikkıran ise mahkemede verdiği ifadesinde, ‘’Maçtan 70 dakika sonra Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç stadyuma geldi, bu rutin olmayan bir durumdur. Koç geldikten sonra protokol tribününde bulunanlar aşağıya çağrıldı. Ali Koç ile yan yana yürürken, ’bizim seyircilerimiz çıktı, sizin seyircileriniz çıktı, şu an yaptığınız usulsüzdür’ diye söyledim. Kendisi de bana ’kes lan, siz bizim stadyumumuzda neler yaptınız’ dedi. Orta sahada bir de bayrak açıldı, kimse müdahale etmedi. Sonra Ali Koç ‘burada işimiz bitti’ dedi. Bu sırada ben kenardan seyrediyordum. Fotoğrafçısı ve kameramanı arkaya doğru gitti, rencide edici fotoğraflar çekinmeye başladılar. Önlerine giderek elimi havaya kaldırdım, takım doktoru saldırdı. Çok sayıda darbe aldım. Bana küfür eden kişi Hulusi Belgü’dür. Tekme atan kişi Mert Hakan Yandaş’tır. Şikayetçiyim. Beni darp eden herkesten şikayetçiyim’’ ifadelerini kullandı.

2 sanığa zorla getirme kararı

Alınan ifadelerin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıklar Ertuğrul Karanlık ve Emre Kartal’ın avukatlarının belgesiz mazeret sunmaları nedeniyle zorla getirilmelerine karar verdi.

4 kişi tanık olarak dinlenecek

Mahkeme ayrıca futbolcu Mert Müldür, Ahmet Ketenci, Bora İsmail Bahçetepe ve Mesut Erbil’in bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenilmesine de hükmederek eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ali Çelikkıran ’müşteki’ sıfatıyla, Jaden Quinn Oosterwolde, Mert Hakan Yandaş, Ertuğrul Karanlık, Hulusi Belgü ve Emre Kartal ’şüpheli’ sıfatıyla yer aldı.

Çelikkıran’ı tekme ve yumruk atarak darp ettikleri belirtildi

Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin müsabaka sonrası saha içinde gerçekleşen olaylar sırasında fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek Çelikkıran’ı tekme ve yumruk atarak darp ettikleri kaydedildi. Hazırlanan iddianamede Galatasaray Spor Kulübü, GS Başkanı Dursun Aydın Özbek, Metin Öztürk ve Erden Timur’un şikayetleri üzerine soruşturma başlatıldığı, stat müdürü Ali Çelikkıran’ın da şikayetçi olduğu ve Çelikkıran’ın sağlık raporuna göre boyun kırığı bulunduğunun tespit edildiği, ayrıca Adli Tıp Kurumu raporuna göre de kırığın basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı belirtildi.

Ali Koç ve bazı futbolcular hakkında takipsizlik kararı

Şüpheli Hulusi Belgü’nün arbede sonrası Çelikkıran’ın arkasından gelip saçını çekerek sırt kısmına vurduğunun da aktarıldı iddianamede, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Ali Koç, İdari Menajer Emir Yolaç, futbolcular Mert Müldür, Bright Osayi Samuel, İrfan Can Eğribayat ve Fenerbahçeli bazı yönetim kurulu üyelerinin de aralarında bulunduğu 17 kişi hakkında ’spor alanlarında taşkınlık yapılması ve tesislere zarar vermek’, ’hakaret içeren tezahürat’, ’işyeri dokunulmazlığını ihlal etme’, ’hakaret’, ’kasten yaralama’, ’kemiklerin kırılmasına sebebiyet verecek şekilde kasten yaralamak’, ’suç işlemeye alenen tahrik etme’, ’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ ve ’tehdit’ suçlarından takipsizlik kararı verildiği kaydedildi.

6’şar yıl 9’ar aya kadar hapis talebi

Hazırlanan iddianamede şüpheliler Jaden Quinn Oosterwolde, Mert Hakan Yandaş, Ertuğrul Karanlık, Hulusi Belgü ve Emre Kartal’ın ’vücutta kemik kırılmasına veya çıkığına neden olacak şekilde kasten yaralama’ ve ’spor alanlarında taşkınlık yapılması ve tesislere zarar verilmesi’ suçlarından ayrı ayrı 2 yıl 3 aydan, 6 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Sema Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Balık vermeyip balık tutmayı öğrettiler Zanzibar’ın adalarından biri olan ve gıdaya ulaşmakta ciddi sorunlar yaşayan Tumbatu Adası, Türk hayırseverlerin desteğiyle adada yaşayan kadınların emek verdiği bir sanat projesiyle tam donanımlı ilk balıkçı teknesine kavuştu. Türkiye ve Afrika’da sürdürülebilir ekonomik kalkınma ekseninde çalışmalar yürüten Umut Sensin Derneği, yapımı tamamlanan Umut-1 balıkçı teknesini düzenlenen açılış töreninin ardından ada halkının kullanımına sundu. Balıkçılığın geliştirilmesi amacıyla başlatılan proje tamamlandığında, tekne sayısının 5’e ulaşması ve ada halkının kalıcı gıda güvenliğine ulaşması hedefleniyor. Zanzibar’da bulunan Tumbatu Adası, Afrika’nın doğusundaki bereketli sularla çevrili 30 kilometrekarelik küçük bir ada. Yoksulluğun ağır şartları ile mücadele eden ada halkı, tarım alanlarının azlığı sebebiyle gıdaya erişimini balıkçılıkla sağlamaya çalışırken ekipman yetersizliği buna engel oluyordu. Tumbatu Adası’nı çalışma bölgesi olarak belirleyen dernek tam bu noktada devreye girdi ve ‘balıkçılığın geliştirilmesi ile ekonomik kalkınma’ hedefini bir sanat projesine dönüştürerek çok yönlü bir değişimi hayata geçirdi. Sanatla Başlayan Ekonomik Kalkınma Sanatın iyileştirici gücüyle insani yardımın birleştiği Samaki Art Projesi’nde İtalyan sanatçı Elene Di Capita ve Türk sanatçı Şule Yavuzer koordinatörlüğünde kurulan atölyede 40 Afrikalı kadına Gyotaku sanatı öğretildi. Gyotaku, balıkların üzerine mürekkep sürerek balık baskı desenler oluşturmayı içeriyordu. Atölye sonucunda Tumbatulu kadınların ürettiği eserler ‘Portraits of the Ocean’ sergisi ile adanın sınırlarını aştı. Hem kadın istihdamını hem de balıkçılığın geliştirmesini hedefleyen sergi, ilk olarak Türkiye Darusselam Büyükelçiliği’nde ardından Zanzibar ve Dubai’de sanat ve insani yardım gönüllülerini bir araya getirdi. Eserlerden elde edilen gelirle, Tumbatu Adası’nın ihtiyaçlarına uygun bir balıkçı teknesi yaptırıldı. Umut-1 Teknesi Denize Açıldı Tumbatu Adası’nın ilk tam donanımlı balıkçı teknesi Umut-1’in açılış töreni, Zanzibar ve Türkiye’den STK temsilcileri ve ada halkının katılımı eşliğinde gerçekleşti. Gyotaku atölyesinde eserler üreten Tumbatulu kadınlar da törende yerini aldı. Tören öncesinde ellerinde Türk ve Zanzibar bayrakları olan çocuklar yöresel şarkılar söyledi. Açılış töreninde konuşma yapan ve balık baskı sanatı öğrenen yöre kadınlarından Rahma Hussein Khamiss şu ifadelere yer verdi: “Derneğimize teşekkürlerimizi sunuyoruz çünkü Tumbatu Jongowe köy halkının balık baskı sanatını öğrenmesine büyük destek oldular ve balıkçı teknesini ada halkının hizmetine sundular.” Açılış konuşmaları ve dua edilmesinin ardından temsilciler ve ada halkı teknenin ilk seferini başlatmak için sahile yürüdü. Kurdele kesimi sonrasında Umut-1 teknesi, Tumbatulu kadınların uğurlaması eşliğinde Hint Okyanusu’na açılarak ilk seferini gerçekleştirdi. Umut-1 teknesi 14 metre uzunluğunda, aynı anda 30 kişinin çalışabileceği kapasitede ve bölgenin şartlarına dayanıklı olarak tasarlandı. Tekne, adadaki balıkçılık faaliyetlerini güçlendirmek ve ekonomik kalkınmaya destek olmak amacıyla ada halkının hizmetine sunuldu. 2026 yılı içinde tekne sayısını 5’e çıkaracaklarını belirten Umut Sensin Derneği Başkanı Emrah Engin ise, balıkçılığın geliştirilmesi projesiyle birlikte adada büyük bir dönüşümün başlayacağını, böylece ada halkının ekonomik refahının ve gıda güvenliğinin kalıcı hale geleceğini söyledi.
Bursa Mudanya’da 1 yılda 225 kişi tutuklandı Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından 2024 yılında yapılan çalışmalarda, 225 suçlu tutuklandı. Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, halkın huzur, sağlık ve güvenliğini sağlamak hedefiyle 2024 yılında önemli çalışmalara imza attı. İlçede meydana gelen yüzlerce olaya müdahale eden ekipler, çeşitli suçlara karışan veya aranması olan onlarca şahsı yakaladı. Geçtiğimiz yıl boyunca ilçede en çok müdahale edilen olaylar arasında aranması olan şahıslar, uyuşturucu, ruhsatsız tabanca bulundurma, hırsızlık, trafik denetimi ve ihlali, aile içi ve kadına yönelik şiddet yer aldı. İlçe emniyet müdürlüğü ekipleri, aranma kaydı bulunan yaklaşık 200 şahsı yakalayarak cezaevine gönderdi. Uyuşturucu ile mücadele çerçevesinde ise 350’den fazla kişi yakalanırken, bu kişilerden 25’i tutuklandı. 2024 yılında mal varlığına karşı işlenen suçlarda 2023 yılına göre yüzde 35 azalma, meydana gelen suçların aydınlatılmasında ise yüz 20 artış sağlandı. Kişilere karşı işlenen suçlarda yüzde 20 azalma izlenirken, olayların aydınlatma oranında yüzde 5’lik artış görüldü. Trafik güvenliği ile ilgili çalışmalarda ise 2023 yılına oranla yüzde 25 denetim artışı oldu. 42 binden fazla araç denetlenirken, 12 bin 500’den fazla araca işlem yapıldı. Mudanya İlçe Emniyet Müdürlüğü’nün 2024 yılı içindeki başarılı çalışmaları, ilçe halkı tarafından takdir ve memnuniyetle karşılandı.
İstanbul İstanbul İl Sağlık Müdürü Güner’den "Yenidoğan Çetesi" açıklaması: "Usulsüzlüğe meyledenin peşindeyiz" Türkiye’yi sarsan ’Yenidoğan Çetesi’nde 2’nci duruşma 2’nci gününde devam ederken İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner, "Kim varsa usulsüzlüğe meyledenin peşinde olacağız, yakalamak için bu mücadeleye devam edeceğiz. Sıkıntıların farkındayız, problemler olabilir, önüne geçmek için her şeyi yapacağız. Her türlü noktada hem denetlenenin hem denetleyenin haberi olmadan kamu özel ayrımı olmaksızın kötüleri ayıklamak için denetimlerimize hiç aralık vermeden devam ediyoruz. Vatandaş müsterih olsun bütün hastalarımıza ailemizin bir bireyi gibi bakmaya devam edeceğiz" dedi. Bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağladıkları, ihmali davranışlarda bulunarak bebek ölümlerine neden oldukları iddia edilen ’Yenidoğan Çetesi’ operasyonu sonrası aralarında çetenin yöneticisinin de olduğu belirtilen 47 sanığın yargılandığı davanın 2’nci duruşmasına dün başlandı. Duruşma Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2’nci günüyle devam ederken İstanbul İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Abdullah Emre Güner de hastanelerde gerçekleştirilen denetimler ve sürece ilişkin İhlas Haber Ajansı muhabirine açıklamalarda bulundu. "Kötüleri ayıklamak için bu denetimlerimize devam ediyoruz" İstanbul’da sağlık kuruluşlarında denetimlere hiç aralık verilmeden devam edildiğini aktaran İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Güner, "Bilim komisyonlarının da içinde olduğu büyük bir organizasyonla, personelle beraber denetimlerimize devam ediyoruz. Yenidoğan yoğun bakımlarda, yoğun bakımlarda, ameliyathanelerde, acillerde, kamu özel ayrımı olmaksızın sunduğumuz bu üst akademik hizmetin devamlılığı, sürekliliği, kötüleri ayıklamak için bu denetimlerimize devam ediyoruz. Toplumun yanlış bildiği bir şey var, iki tür denetim var; olağan ve olağan dışı denetimler. Olağan denetimler ruhsatla, bina yapısı, fiziki, kalite şartlarıyla alakalı denetimler bir de olağan dışı denetimlerimiz var. Bunlar; şikayet veya hiçbir şey olmadan, kendi şüphemize binaen yaptığımız denetimler. Aksaklığı, usulsüzlüğü yakalamak için bunlar çok daha değerli, biz her türlü noktada kimsenin haberi olmadan hem denetlenenin hem denetleyenin haberi olmadan bu uygulamaya çift kör diyoruz. Kapalı zarflarda sadece hastanelerin kapılarında denetçilerin öğrendiği sistematik denetimlerimize devam ediyoruz" dedi. "Yakalamak için bu mücadeleye devam edeceğiz" Doç. Dr. Güner, "Sayın Bakanımızın da tabiriyle çürük elma operasyonu, insanlıktan nasibini almamışlar çetesi olarak bunu değerlendiriyoruz. Yargı tarafında, onun hakkında çok bir şey söylemeyeceğim ama kim varsa usulsüzlüğe meyleden, bu sistemi baltalamaya çalışan peşinde olacağız. Sağlık sistemimize, sağlıkçımıza, tababetimize bir saldırı olarak addediyoruz. Sağlıkçılar olarak buna isyan ediyoruz. Bu usulsüzlüğün sona ermesi, bitmesi için onlar nasıl kendini geliştiriyorsa biz de onları yakalamak için bu mücadeleye devam edeceğiz. Bir taahhüdümüz vardı, ’Koşacağız, sağlık sistemini daha yukarı taşıyacağız’ diye. Biz koşuyoruz, olması gerekeni, yapmamız gerekeni yapıyoruz. Vatandaş şu konuda müsterih olsun; her noktada Sağlık Bakanlığı, devletimiz milletimizin, vatandaşımızın yanında. Her türlü noktada onların daha düzgün hizmet alabilmesi, usulsüzlüğün sona ermesi için biz onların yanında olacağız" şeklinde konuştu. "Elimizden gelen her şeyi yapacağız, sistemimizi daha güzel noktaya getireceğiz" Yaşananlar nedeniyle görevini layıkıyla yerine getiren sağlıkçıların emeğinin yok sayılmaması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Güner, sözlerine şöyle devam etti: "Hekim, hemşire, sağlık memuru, ebemiz olsun kim olursa olsun her zaman bunlar bu vatanın evlatları diyoruz. Kardeşimiz, çocuğumuz, bizim evladımız onlara sahip çıkmamız lazım. Sıkıntıların farkındayız, problemler, eksiklikler olabilir, bunların önüne geçmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız ve sistemimizi daha güzel noktaya getireceğiz. Biz onları kendi evlatlarımızdan biliyoruz, bakıyoruz, bu konuda müsterih olsunlar. Biz onların da bir evladıyız ve bütün hastalarımıza kendi ailemizin bir bireyi gibi bakmaya da devam edeceğiz." Öte yandan, Yenidoğan Çetesi operasyonu sonrası Türkiye genelinde özel ve kamu hastanelerindeki denetimler artırılırken Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun talimatıyla Türkiye’nin önde gelen yenidoğan uzmanlarının yer aldığı "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim ve Değerlendirme Bilimsel Komisyonu" oluşturuldu. Komisyonun kamuda ve özeldeki bütün hastanelerin yenidoğan yoğun bakımlarında işleyiş ile denetim süreçlerini takip edeceği öğrenildi.