ASAYİŞ - 22 Mart 2025 Cumartesi 13:41

Murat Ongun’un emniyet ifadesinin detayları ortaya çıktı

A
A
A
Murat Ongun’un emniyet ifadesinin detayları ortaya çıktı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında İBB İştiraki Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un emniyet ifadesinin detayları ortaya çıktı. Ongun’a, gizli tanık Meşe’nin "2019 yerel seçimlerinden sonra ‘İstanbul Senin’ isimli bir uygulama geliştirildi. Bu uygulamada İstanbullulara ait tüm veriler bir araya toplandı, Daha sonra Reklam İstanbul isimli firma bu uygulamadaki tüm verileri kullanmaya ve satmaya başladı" beyanı soruldu. Ongun "İstanbul Senin uygulamasıyla ilgili veri gibi teknik konularda bilgim bulunmamaktadır. İstanbul Senin uygulamasındaki verilerin benimle veya Reklam İstanbul isimli firma ile paylaşıldığı iddiaları da iftiradır" cevabını verdi.



İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü terör ve yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden İBB İştiraki Medya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun’un 131 sayfalık emniyet ifadesinin detayları ortaya çıktı.


"Birçok usulsüz toplantılara, konuşmalara, komisyon aldıklarına şahit oldum"


Gizli tanığın "Açık hava reklam işleriyle ilgili Serdal Taşkın, Ekrem İmamoğlu’nun ekibinde yer alan Murat Ongun, Murat Kapki, Hüseyin Köksal, Necati Özkan, Fatih Keleş isimli şahıslarla haftada en az 2 gün bir araya gelip Beylikdüzü’nde bir kafede toplanırlardı. Kafenin alt katında yer alan, halka kapalı olan bir odası vardı, burada toplanırlardı. Bu toplantılarda açık hava reklamlarıyla ilgili iş, ihale ve gayrı meşru hususlar konuşulurdu. Toplantı sonrası Murat Ongun ve Serdal Taşkın’ın ellerinde içi para olduğunu düşündüğüm çantalarla çıkarlardı. Gizli toplantıların haricinde bizzat Ekrem İmamoğlu’nun da katıldığı Murat Ongun, Serdal Taşkın, Murat Kapki, Hüseyin Köksal, Necati Özkan, Fatih Keleş isimli şahısların da iştirak ettiği, Hüseyin Köksal’ın Beylikdüzü’nde bulunan tekstil firmasında yine haftada iki gün toplantılar yapılmaktaydı. Yine bu toplantılarda da ellerinde çantalarla çıktıklarına ve usulsüz ihale ve yasadışı işler hakkında konuştuklarına şahitlik ederim. Tam olarak tarihlerini hatırlamıyorum ama birçok usulsüz toplantılara, konuşmalara, komisyon aldıklarına şahit oldum. Benim gördüğüm kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla Murat Ongun ve Serdal Taşkın’ın organizesinde yukarıda saydığım isimler aracılığıyla bu usulsüz ihale ve komisyonculuk işleri yapılmaktadır" şeklindeki beyanı Murat Ongun’a soruldu.


Öte yandan BTK’dan temin edilen HTS kayıtlarının incelenmesi sonucu Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Murat Kapki ve Fatih Keleş ve Necati Özkan’ın ortak baz kayıtları bulunduğu da tespit edildi.


Ongun iddialara "HTS kayıtlarının tarihleri dikkate alındığında o tarihte Ekrem İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu benim de kendisine basın danışmalığı yaptığım, aynı zamanda Ekrem İmamoğlu’nun İBB başkanı aday adaylığı olması sebebiyle ve bu süreçte seçim çalışmalarının yürütüldüğü süreç düşünüldüğünde birlikte aynı yerde baz vermemiz kadar doğal bir şey yoktur. Yine adı geçen şahıslardan Necati Özkan ve Fatih Keleş isimli şahıslar o dönem Ekrem İmamoğlu’nun seçim kampanyasında yanında bulunan şahıslardır. Bu vesile ile birlikte baz kaydımız olması kadar doğal bir şey yoktur" cevabını verdi.


Gizli tanık: "İstanbul Senin uygulamasındaki veriler kullanıldı ve satıldı"


Gizli tanık Meşe’nin "2019 yerel seçimlerinden sonra ‘İstanbul Senin’ isimli bir uygulama geliştirildi. Bu uygulamada İstanbullulara ait tüm veriler bir araya toplandı, Daha sonra Reklam İstanbul isimli firma bu uygulamadaki tüm verileri kullanmaya ve satmaya başladı. 31 Mart 2024 seçimlerinde dahi bu veriler ilçe başkan adayları ile büyükşehir belediye ile paylaşıldı" ifadesi Murat Ongun’a okunarak "İstanbul Senin uygulamasıyla ele geçirilen verileri kim ya da kimler kullandı? Bu veriler kim ya da kimlere satıldı? ifade ile alakalı detaylı açıklama yapınız" sorusuna Ongun "İstanbul Senin uygulamasıyla ilgili veri gibi teknik konularda bilgim bulunmamaktadır. İstanbul Senin uygulamasındaki verilerin benimle veya Reklam İstanbul isimli firma ile paylaşıldığı iddiaları da iftiradır" cevabını verdi.


(Mİ-SB-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.