Milli Gazete yazarı Mustafa Kasadar’ın oğlu Muhammed Nuh Kasadar (19), 10 Temmuz günü evden çıkmış, bir daha da kendisinden haber alınamamıştı. İddiaya göre, bir süre sonra aileye ulaşan bir kişi, oğullarının ellerinde olduğunu söyleyerek 40 bin dolar fidye istemişti. Bunun üzerine aile emniyete giderek ihbarda bulunmuş, polis ekipleri ise olaya ilişkin inceleme başlatmıştı. Daha sonra şüpheli kıskıvrak yakalanmış ve şüphelinin ailenin iş yerinde çalışan Hakan Öztürk olduğu ortaya çıkmıştı.
Tutuklanarak cezaevine gönderildi
Olaya ilişkin gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Burada Savcılığa ifade veren şüpheli Hakan Öztürk, daha sonra ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
"Maktul ile aramız çok iyiydi, kimseye anlatmadıklarını bana anlatırdı’’
Öte yandan şüpheli Hakan Öztürk’ün Savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Şüpheli Öztürk ifadesinde, Mustafa Kasadar, Ömer Faruk Kasadar ve Muhammed Nuh Kasadar’ı mahalleden tanıdığını söyleyerek, ‘’Ben Ömer Faruk Kasadar’a ait iş yerinde 2 buçuk yıl kadar kitap toplayıcı ve satın alma müdürü olarak çalıştım. Mesailerimi vermiyorlardı ama dert etmiyordum çünkü işverenlerimi seviyordum. İşten çıktıktan sonra psikolojik sıkıntılar çekmeye başladım. Maktul Muhammed Nuh Kasadar ile iş yerinde birlikte çalışıyordum. Aramız çok iyiydi, kimseye anlatmadıklarını bana anlatırdı. Olay günü maktule ‘Nargile içmeye gidelim mi?’ dedim. Eve gittik, salonda içmeye başladık. Konuşma sırasında yeni telefon aldığını söyledi, ödeme yaptığını ancak paranın yarısını abisi Ömer’den alacağını belirtti. Ben de ‘o para vermez’ diyerek küfür ettim. Maktul ben küfür ettiğim için burnuma yumruk attı’’ dedi.
‘’Kafasını buzdolabının içine koydum’’
İfadesinde, kavga sırasında boğuşmaya başladıklarını söyleyen şüpheli Öztürk, "Kendimi durduramıyordum. Balkon sepeti için almış olduğum ipi boynuna geçirdim. Bütün gücümle sıktım, suratına baktığımda öldüğünü fark ettim. Yarım saat ne yapmam gerektiğini düşündüm. Cesedi yok etmem gerektiği aklıma geldi. Cesedi parçalamadan önce Ömer’e, maktulün hesabından mesaj attım ve ‘Kardeşin elimizde, geri almak istiyorsan bir uygulamadan hesap aç sana yazmamızı bekle’ deyip evin dışındaki çöp kutusuna telefonu attım. Şarjım bitmek üzere olduğu için eve geçtim, maktulü parçalamak için plan yaptım. Koluna bağladığım iple banyonun önüne sürükledim. Fidyeyi alabilmek için de fotoğraflarını çektim. Maktulü duşa kabine sokup şef bıçağıyla boğazını kestim. Gövdesini yüzdüm, kol ve bacaklarını derin dondurucuya, gövdesini ise valize koydum. Kafasını buzdolabının içine koydum. Etrafı toparladıktan sonra Ömer’e ulaşmayı bekledim. Ona mesaj atarak, ’40 bin dolar para getirirseniz kardeşinizi serbest bırakacağız’ dedim’’ şeklinde konuştu.
Fidyeyi almaya giderken polise yakalandı
Şüphelinin ifadesinin devamında ise ‘’Daha sonra kendisiyle buluşmaya gittim, parayı parkın içindeki çöp konteynırına attığına dair video istedim. Videoyu gönderince almaya gittim. Herhangi bir para yoktu. Tam oradan ayrılacağım sırada polisler beni yakaladı. Maktulün nerede olduğunu sordular. Öldürdüğümü söyledim ve birlikte eve gittik. Bu yaşananlardan dolayı çok pişmanım.’’ ifadelerini kullandı.
Sema Demir - Begüm Şenkara