SAĞLIK - 02 Temmuz 2024 Salı 12:26

Metabolik sağlık, yaşam kalitesinin gizli anahtarı

A
A
A
Metabolik sağlık, yaşam kalitesinin gizli anahtarı

Metabolik sağlığın, açlık kan şekeri seviyesi, bel çevresi genişliği, tansiyon ve kolesterol seviyesi gibi faktörlere bağlı olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Bora Kazım Bölek, bu faktörlerin normal sınırların dışına çıkması durumunda tip 2 diyabet, obezite ve kardiyovasküler hastalıklar gibi birçok farklı hastalığa yol açabileceğini vurguladı.



Grip aşıları ve metabolik sağlık


Grip aşıları genellikle her yıl yenilenen ve doktorlar tarafından grip virüsünün ciddi komplikasyonlara neden olabileceği kişilere önerilen aşılardır. Ancak, grip aşılarının metabolik sağlığı bozulmuş kişilerde daha az etkili olabileceği belirtilmektedir. İstanbul Esenyurt Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Bora Kazım Bölek, grip aşısından maksimum verim alabilmek için sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam tarzının önemini belirtti.



Fareler üzerinde yapılan çalışmalar


Bölek, “Fareler üzerinde yapılan deneylerde, obez farelerin grip aşısı olmalarına rağmen influenza virüsüne karşı bağışıklık gösteremedikleri ve hastalığa yenik düştükleri bildirilmektedir. Bu çalışmanın ilginç bir diğer sonucu ise, obezken aşılanan farelerin sağlıklı kilolara dönmelerine rağmen grip virüsüne karşı direnç gösterememeleridir. Obezitenin kronik enflamasyon ve bozulmuş bağışıklık sistemi cevabıyla ilişkilendirilmesi, bu kişilerin aşıya beklenen yüksek antikor cevabını verememesine neden olmaktadır. Bölek, bu durumu aşının etkinliğini azaltan önemli bir faktör olarak belirtmektedir” diye konuştu.



Sağlıklı yaşam tarzının önemi


Aşılamadan ne kadar süre önce sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzına geçilmesi gerektiğini açıklayan Bölek, bu sürenin aşılamadan 4 hafta önce başlaması gerektiğini belirtti. Dr. Öğr. Üyesi Bölek, sağlıklı bir beslenme ve yaşam tarzıyla güçlü bir bağışıklığın sağlanabileceğini ve griple birlikte ortaya çıkabilecek çeşitli komplikasyonların azaltılabileceğini vurguladı.


Dr. Öğr. Üyesi Bölek, sağlıklı bir yaşam tarzının sadece daha kaliteli bir yaşam sunmakla kalmayıp, aşıların etkinliğini artırarak ciddi hastalıklara karşı daha güçlü bir koruma sağlayabileceğinin altını çizdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun ‘Deniz suyu kalp sağlığına iyi geliyor’ Denizdeki hidrostatik basınç ve suyun hareketli olmasının kan dolaşımını hızlandırarak kan basıncını düşürdüğünü ve kalp-damar sağlığı üzerine iyileştirici etki yaptığını söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Yaşan, “Yüzme vücuttaki hemen hemen her kas grubunu çalıştırarak kalp sağlığını iyileştirir, dolaşımı ve dayanıklılığı artırır” dedi. Deniz suyunun hayatımızı zenginleştiren, doğal şifa veren bir su olduğunu dile getiren Liv Hospital Samsun Kardiyoloji Kliniğinden Uzm. Dr. Mustafa Yaşan, deniz ve kalp sağlığı arasındaki ilişki hakkında bilgilendirmede bulundu. Dünya yüzeyinin yüzde 68’inden fazlasını kaplayan tuzlu suyun insan sağlığına faydalarının bilimsel olarak inceleme konusu olduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Yaşan, insan vücudunun da benzer oranda bu değerli sıvıdan oluşmasının tesadüf olmadığını ifade etti. Uzm. Dr. Yaşan, deniz suyunun sağlığa faydalarını anlattı. “Deniz suyu dolaşım sisteminizi düzenler ve kalp sağlığınıza iyi gelir” Denizdeki hidrostatik basınç ve suyun hareketli olmasının kan dolaşımını hızlandırarak kan basıncını düşürdüğünü ve kalp-damar sağlığı üzerine iyileştirici etkisinin olduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Yaşan, şu bilgileri paylaştı: “Yüzme vücuttaki hemen hemen her kas grubunu çalıştırarak kalp sağlığını iyileştirir, dolaşımı ve dayanıklılığı artırır. Su direnci havadan yaklaşık 44 kat daha fazla olduğundan denizde yüzmek, kalbi ve akciğerleri güçlendirmenin etkili bir yoludur. Yüzmek eklemlere fazla yük bindirmeyeceğinden her yaş ve fitness seviyesine uygundur. Sahilin sakin ortamı kan basıncını düşürmeye ve rahatlamayı teşvik ederek kardiyovasküler sağlığı daha da destekleyebilir. İster hafif bir yüzme, ister güçlü bir deniz egzersizi olsun, tuzlu suda olmanın kalp sağlığına faydaları önemli ve kalıcıdır.” “Deniz suyunun gençleştirici etkisi vardır” Deniz suyunun kişiyi yenilenmiş hissettirdiğini belirten Uzm. Dr. Yaşan, “Tuzlu sudaki yüksek magnezyum seviyeleri sayesinde denizin içinde veya yakınında olmak kaslarınızı ve sinir işlevlerinizi düzenlemenize, kan şekeri seviyenizi düzenlemenize ve hatta uykunuzu iyileştirmenize yardımcı olabilir. Bu çoğu zaman kendinizi yenilenmiş hissetmenize neden olur. Dalgaların ritmik sesleri aynı zamanda sirkadiyen ritminizi dengelemenize de yardımcı olur” dedi. “Cildinizi iyileştirir” Alkali bir su olan deniz suyunun magnezyum, çinko, demir ve potasyum gibi mineraller bakımından zengin olduğunu sözlerine ekleyen Uzm. Dr. Yaşan, “Bu mineraller iltihabı azaltmaya, cildimizi korumaya ve her türlü sıyrık, kesik veya yarayı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Tuzlu su ayrıca selülit görünümünü azaltabilen lenf sıvısının akışını artırmada da etkilidir. Vücudumuzun çalışması ve gelişmesi için eser minerallere de ihtiyacı vardır. Öyle ki deniz suyu ihtiyacımız olan temel eser miktardaki besin maddelerinin çoğunu içerir. Bunlara magnezyum, manganez, kobalt, sodyum, kalsiyum, potasyum ve bor dâhildir. Ancak endişelenmeyin, bu eser mineralleri elde etmek için tuzlu su içmenize gerek yok. Denizin içinde veya yakınında olduğunuzda cildiniz tarafından vücudunuz tarafından emilirler” şeklinde konuştu. “Nefesinize iyi gelir” Denizde yüzmenin nefes alıp verirken hissettiğimiz tıkanıklığın açılmasına yardımcı olabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Yaşan, “Deniz suyu saman nezlesi, sinüzit ve astım semptomlarını hafifletebilir. Bunun nedeni denizdeki tuzlu suyun iltihabı azaltması ve vücudunuzun kendi sıvılarını taklit etmesidir. Deniz havası yüksek tuz içeriğine sahip olduğundan aslında daha yoğundur ve bu da nefes aldıkça boğazınızı ve solunum sisteminizi temizleyeceği anlamına gelir. Sonuç olarak daha rahat nefes alınabilir ve daha kaliteli bir uyku uyumanıza neden olur. Deniz havasının nispeten daha serin olması nedeniyle gün içerisinde sizi daha uyanık ve enerjik tuttuğu da bilinmektedir” ifadelerini kullandı. “Deniz suyu sizi rahatlatır” Deniz suyunun rahatlatıcı etkilerine de dikkat çeken Uzm. Dr. Yaşan, şu bilgileri paylaştı: “Sahilde yalınayak yürürken hiç dünyayla barışık hissettiniz mi? ‘Topraklanma’ olarak bilinen bu olgunun bilimsel bir nedeni vardır. Serbest radikal formundaki pozitif elektronlar vücudumuzda birikebilir. Negatif yüklü kum ve tuzlu su ile doğrudan temas bunu dengeler. Bu nedenle sahilde olduğunuzda muhtemelen daha enerjik ve rahat hissedersiniz. Çoğumuzun doğal olarak denize çekildiğini hissetmemizin nedeni budur.” “Bağışıklık sistemini güçlendirir” Deniz suyunun bağışıklık sistemine olumlu etkileri olduğunu dile getiren Uzm. Dr. Yaşan, “Deniz suyu bağışıklık sistemine, anemiye ve yüksek kan şekeri düzeylerine iyi gelir. Bu nedenle modern tıpta, özellikle bağışıklık sistemimize yardımcı olma özelliği nedeniyle artık her zamankinden daha fazla kullanılıyor. Ayrıca tuzlu su virüslere, bakterilere ve patojenlere karşı direncimizi arttırır” dedi. “Sindirim sistemine iyi gelir” Deniz suyunun sindirim sistemi için de bazı faydaları olduğuna değinen Uzm. Dr. Yaşan, “Az miktarda yutulan deniz suyu kalın bağırsağınızın temizlenmesine yardımcı olabilir. Tuzlu su içmenin neden olduğu bu uyarılmış bağırsak hareketi, detoks benzeri bir etki oluşturarak toksinleri, atık maddeleri ve mevcut parazitleri ortadan kaldırır” diye konuştu. “Deniz suyu sakinleştirir” Uzm. Dr. Yaşan, deniz suyunun psikolojik açıdan olumlu etkilerini ise şöyle açıkladı: “İster kumlu bir kıyıya hafifçe vuran su, ister deniz bariyerini döven büyük dalgalar olsun, suyun büyüleyici etkisi çoğu zaman kaygısız bir transa girmenize yardımcı olmak için yeterlidir. Suyun hem görsel hem de işitsel unsurlara sahip olması yumuşak bir odaklanmaya girmenize yardımcı olur; bu, farkındalık veya meditasyon uygulamaları sırasında meydana gelen türden bir şeydir.”