ASAYİŞ - 29 Haziran 2024 Cumartesi 10:45

Küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatlarında hastalar 3, 4 günde taburcu olabiliyor

A
A
A
Küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatlarında hastalar 3, 4 günde taburcu olabiliyor

Göğüs kafesindeki kemikler kesilmeden, küçük kesi ile yapılan minimal invaziv bypass ameliyatı, büyük kesilerle yapılan ve kemiklerin kesilerek yapıldığı bypass ameliyatlarına göre hastaların daha kısa sürede ve acısız iyileşme süreci geçirmelerini sağlıyor.


Ameliyattan sonra 3, 4 gün içerisinde hastaların taburcu olabildiği küçük kesi bypass ameliyatları özel hastanelerde daha yaygın olmakla birlikte bazı kamu hastanelerinde de uygulanıyor. Hastalarına küçük kesi ile bypass ameliyatı yapan Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Ak, “Minimal invaziv bypass yaptığımız hastaları ameliyattan sonra üçüncü ya da dördüncü günde sorunsuz bir şekilde taburcu edebiliyoruz. Bunun hem hasta konforu açısından hem de hastanede yatış süresinin azaltılması açısından önemli bir etken olduğunu düşünüyoruz” dedi.


Büyük kesiler ile yapılan ve göğüs kafesindeki kemiklerin kesilerek damarlara müdahale edildiği bypass ameliyatları yerine, daha küçük kesilerle yapılan, herhangi bir kemiğin kesilmesine ihtiyaç duyulmadan operasyonun gerçekleşebildiği minimal invaziv bypass ameliyatları hastaların konforu ve acısız iyileşme süreçleri açısından önemli bir fark oluşturuyor. Küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatlarında hem hasta 3 4 gün gibi bir sürede hastaneden taburcu olabiliyor, hem de kemikler ameliyatta kesilmediği için vücutta büyük kalıcı izler oluşmasının önüne geçilebiliyor. Son yıllarda giderek artan bu yöntem, Türkiye’de genellikle özel hastanelerde uygulanırken, bazı kamu hastanelerinde de uygulanabiliyor. Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran hastalar da bu yöntem ile yapılan ameliyatlar sayesinde sağlığına kavuşuyor.


Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde minimal invaziv bypass ameliyatı olan Hamza Şahin, "Kalpteki damarlarda tıkanıklıklar vardı, bypass ameliyatı oldum. Ailemde de vardı. Bende de kontrol sırasında çıktı. Ameliyat gayet iyi. Eski ameliyatlara göre çok daha konforlu. İşimize gücümüze çok daha erken döneceğiz. Hareketler daha az kısıtlı daha az kesi ile yapılıyor. Normalde hekim olduğum için biliyorum, oradaki kemiğin kaynaması normalde uzun süreli oluyor. En azından ondan kurtulmuş olduk" diye konuştu.



“Zorlu operasyondu ama buna rağmen süreç son derece iyi geçti”


Aynı ameliyatı olan başka bir hasta Kemal Erer, "25 Haziran günü sabah ameliyata girdim narkozdan çıktığımda saat yaklaşık 22 sıralarıydı. Şu an son derece iyi durumdayım, sağlığım yerinde, herhangi bir ağrı sızı da yok. Hatta bugün taburcu olmayı bile talep ettik. Doktorlar da uygun gördü, muhtemelen bugün evimize gideceğiz. Süreç başından beri son derece iyi geçti. Burada klasik yöntemle göğsü açmanın dışında minimal bir kesi ile 4 tane damarın değişmesi operasyonu vardı. Gerçekten zorlu operasyondu ama buna rağmen son derece süreç iyi geçti. Başından beri hocaların özellikle bilgilendirilmesi çok iyiydi. Dışarıda bir çözüm arama düşüncemiz hiç olmadı, tamamen güvendik burada kendimizi teslim ettik. Çok da iyi bir karar verdiğimizi düşünüyorum. Ben bu tür şeylerin üniversite hastanelerinde bu kadar kolaylıkla yapılacağını düşünmüyordum. Tamamen hocaların yönlendirmesiyle oldu. Bu kadar başarılı bir şekilde geçmesi beni de şaşırttı, buradaki herkese minnettarım" dedi.



“Minimal invaziv bypass yaptığımız hastaları ameliyattan sonra üçüncü ya da dördüncü günde hastaneden sorunsuz bir şekilde taburcu edebiliyoruz”


Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koray Ak, "Yapılan ameliyat küçük kesi ile yapılan, ya da minimal invaziv bypass ameliyatı. Son yıllarda tüm dünyada giderek artan sayıda minimal invaziv ameliyatları yapılmakta. Bu ameliyatları yapmanın arkasındaki en önemli gerekçe, hastanın ameliyat sonrası dönemde daha hızlı iyileşmesi ve hastaneden daha erken sürede taburcu etmek. Biz de genelde minimal invaziv bypass yaptığımız hastaları ameliyattan sonra üçüncü ya da dördüncü günde hastaneden sorunsuz bir şekilde taburcu edebiliyoruz. Bunun hem hasta konforu açısından hem de hastanede yatış süresinin azaltılması açısından oldukça önemli bir etken olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.



“Hastaların yüzde 85, 90’ı küçük kesiyle bypass ameliyatı yapmaya uygun oluyor”


Prof. Dr. Koray Ak, “Ameliyatın bir takım teknik farklılıkları var, belli bir öğrenme eğrisi var ameliyatı yapmakta. Genellikle deneyimli merkezlerde ameliyat süresi normal ameliyatlara göre benzer sürelerde yapılabilmektedir. Merkezimizde uzun süreden beri küçük kesi ile koroner bypass ameliyatları yapmaktayız. Özellikle kamu kurumu olmamız neticesinde, kamu kurumunda böyle bir hizmeti verdiğimizden dolayı oldukça gururluyuz. Bildiğim kadarıyla kamu kurumlarında çok fazla yapılmıyor. Yapılan merkezler var fakat genellikle başlatılıyor ama devam edilmesi konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Genel olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim, küçük kesili ameliyatlar kamu kurumlarında çok fazla yapılmıyor daha çok özel sektörde yapılan ameliyatlar olarak biliniyor. Açık ameliyatlarda Hem yoğun bakım süresi hem de ameliyattan sonraki servis takip süresi kapalı ameliyatlara göre bir miktar daha uzun. Hastanın şikayetleri küçük kesi ile yapılan ameliyatlarda, açık ameliyatlara göre oldukça düşük oranlarda görülmektedir. Bütün hastalar bu operasyona uygun olmayabiliyor. Vücut kitle endeksi yüksek olan, obezitesi olan hastalarda, daha önceden kalp ameliyatı olmuş hastalarda ya da kalp damarlarında ya da aort damarında kireçlenme olan hastalarda minimal invaziv yöntemler tercih etmiyoruz. Ancak hastaların yüzde 85, 90’ı küçük kesiyle bypass ameliyatı yapmaya uygun oluyor” dedi.


Prof. Dr. Koray Ak, “Bu yöntem bence gerek hastaların talebi gerek ameliyat sonrası iyileşme hızını düşündüğümüz zaman, önümüzdeki 5 yıl içerisinde küçük kesi ile ameliyatların sayısının hızla artacağını düşünmekteyiz" diye konuştu.



“Kaburgaların arasından herhangi bir kemiğe zarar vermeden bu ameliyatı gerçekleştirebiliyoruz”


Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Öğretim Üyesi Fatih Öztürk, "Burada en büyük fark hasta konforu açısından bulunmakta. Hastaların normal yaşamlarına erken dönüş süreci gerçekleşiyor. Daha hızlı iyileşme süreci oluyor. Büyük kesiye bağlı ortaya çıkacak enfeksiyon gibi riskler küçük keside daha az oluyor ve hastalar hayatlarına çok daha erken dönüyor. Bunun dışında ameliyat aşaması açısından çok büyük bir farklılık yok. Aslında yaptığımız ameliyat aynı ameliyat. Göğüs kafesini kesmek aslında bir nevi kemiği kontrollü kırmak demek oluyor. Ama küçük kesiden yaptığımızda, kaburgaların arasından herhangi bir kemiğe zarar vermeden bu ameliyatı gerçekleştirebiliyoruz. Açık ameliyatta yaptığımız gibi bütün damarlara ulaşabilir hepsini bypass yapabiliyoruz. Büyük kesi işleminde kemiği kestiğimiz zaman kemiğin kaynamasını beklememiz gerekiyor. 1, 1 buçuk ay hastanın normal yaşamına dönerken çok dikkat etmesi gerekiyor ama burada bir taburculuk sürecimiz ile beraber herhangi bir iyileşme sürecini beklemeden normal yaşamına geri dönebiliyor” dedi.


Dr. Öğretim Üyesi Fatih Öztürk ,“Yeni benimsenmeye başlayan bir ameliyat türü olduğu için kafalarda soru işaretleri olabiliyor. Ama biz durumu açıkladıktan sonra kafada soru işaretleri kalmıyor. Estetik açıdan da, yara daha küçük oluyor. 12-13 santimlik kesi yerine 6-7 santimlik kesi söz konusu. Kemik kırılmadığı için de bölgenin iyileşme süreci çok daha hızlı oluyor. O açıdan hastalar da bundan çok memnun kalıyorlar” şeklinde konuştu.



Küçük kesi ile yapılan bypass ameliyatlarında hastalar 3, 4 günde taburcu olabiliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli KOSKEM, 19 yılda 21 bin kişiyi hayata bağladı Yaz sezonunda denizlerde görev yapan Kocaeli Su Kazaları Engelleme Merkezi (KOSKEM) ekipleri 19 yılda yaklaşık 21 bin kişiyi boğulmaktan kurtardı. Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Dairesi Başkanlığı Müdahale Şube Müdürlüğü’ne bağlı KOSKEM ekipleri ve gönüllü cankurtaranlar, 2024 yaz sezonunda 2 bin 238 kişiyi derin sulardan çekip aldı. Ekipler, kurtarma çalışmalarının başladığı 2005 yılından bu yana, geride kalan 19 yılda her yaştan 20 bin 759 kişiyi hayata döndürdü. Tüm personele profesyonel eğitmenler tarafından havuz eğitimi veriliyor KOSKEM ekipleri Kocaeli sınırlarında Marmara ve Karadeniz sahillerinde 13 farklı bölgede haftanın 7 günü 10.00-18.00 arasında cankurtaranlık hizmeti verdi. Bu amaçla Kocaeli Büyükşehir bünyesinden ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan yaklaşık 190 kişilik bir ekip başarıyla görev yaptı. Kocaeli halkının ve çevre illerden gelen tatilcilerin güvenli şekilde denize girebilmeleri için 2005 yılında başlatılan bu hizmet 2008 yılına kadar bir bölgede hafta sonları yapılıyordu. 2009’dan itibaren haftanın 7 günü Kandıra Cebeci, Kovanağzı, Kumcağız, Miço (Kadınlar Plajı), Kerpe, Sarısu, Seyrek, Bağırganlı, Karamürsel-Altınkemer, Ereğli-Kumyalı sahilinde, Darıca Sahili, Bayramoğlu Halk Plajı ve Kadınlar Plajında çalışmalar devam ediyor. Sezon öncesinde cankurtaranlık çalışmalarında dünya standartları, mavi bayrak kriterleri ve TSSF’nin standartlarına uygun olarak Kocaeli sahillerinde görev alacak tüm personele profesyonel eğitmenler tarafından havuz eğitimi veriliyor. Ayrıca cankurtaranlık belgesi olmayan ya da süresi geçen personele ve gönüllülere bronz ve gümüş cankurtaranlık bröveleri aldırılıyor. Öte yandan bu süreçte 4’ü özel yapım kurtarma amaçlı olup 18 jet-ski, 6 zodyak botla KOSKEM’in kurtarma filosu daha güçlü hale getirildi. Sezon başında ilk iş olarak tüm sahil bölgelerinde halkı bilgilendirme amaçlı uyarı bilgileri içeren tabelalar dikildi ve üzerlerinde 2 adet 50 şer metre ipli can simitleri asıldı. Görev alanı içerisinde olan tüm sahillere emniyet şeridi (mantarlama) çekildi. Sahillerde yaşanması muhtemel su kazaları hakkında yazlıkçıları bilgilendirmek amacıyla hazırlanan broşürler, yaz dönemi boyunca görev yapılan bölgelerde dağıtıldı. Marmara’nın yaz deniz turizminde en aktif bölgelerinden olan Kocaeli’de her yıl halk plajlarına gelen tatilcilerin sayısı artmasına rağmen istatistik verilere göre can kayıplarında büyük azalma yaşandı. Yıllar geçtikçe boğulma vakalarında azalma, kurtarılan insan sayısında artış gözlemlendi. 2024 yaz sezonu süresince cankurtaranlık çalışmalarına katkı sunan STK’lar ve gönüllü itfaiyecilere Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın adına plaket ve teşekkür belgeleri takdim edildi.
İstanbul Gürpınar Köy İçi Meydanı, Kent Enstitüsü ve Kapalı Otopark Projesi’nde sona yaklaşıldı Beylikdüzü Belediyesi tarafından Gürpınar, Kavaklı ve Yakuplu mahallelerindeki ‘Üç Köy Üç Meydan’ projesinin son ayağı olan Gürpınar Köy İçi Meydanı, Kent Enstitüsü ve Kapalı Otopark Projesi’nde sona yaklaşıldı. Çalışmaları yerinde inceleyen ve projenin kısa sürede tamamlanacağını belirten Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, “Biz aslında “Gürpınar’da sadece kenti değil, yaşamı da dönüştürüyoruz. Amacımız komşularımız için daha iyi bir yaşamı tasarlamak” dedi. Beylikdüzü Belediyesi’nin, köy içi alanlarını canlandırma, yenileme ve yeniden kentsel yaşantıya katma hedefiyle başlattığı ‘Üç Köy Üç Meydan’ projesinin son ayağı olan Gürpınar Köy İçi Meydanı, Kent Enstitüsü ve Kapalı Otopark projesindeki çalışmalar aralıksız devam ediyor. Sona yaklaşılan projede, Gürpınar Mahallesi’ne kazandırılacak 2 bin metrekarelik meydan, mahallenin yeni buluşma alanı olacak. Meydanda ayrıca 50 araçlık kapalı otopark, Belediye Çözüm Ofisi ve içerisinde çeşitli atölyelerin bulunacağı 850 metrekarelik Kent Enstitüsü ilçe sakinlerinin hizmetine sunulacak. “Gürpınar’da sadece kenti değil, yaşamı da dönüştürüyoruz” Devam eden çalışmaları yerinde inceleyerek yetkililerden bilgi alan Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, kente günbegün yeni projeler kazandırdıklarını vurgulayarak, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu döneminde ‘Üç Köy Üç Meydan’ın sözünü vermiştik. 3 bin 400 metrekare toplam inşaat alanı Gürpınar Köy İçi Meydanımız ile ‘Üç Köy Üç Meydan’ projemizi söz verdiğimiz gibi çok yakın bir zamanda tamamlamış olacağız. Hep söylüyorum; biz aslında Gürpınar’da sadece kenti değil, yaşamı da dönüştürüyoruz. Amacımız komşularımız için daha iyi bir yaşamı tasarlamak. Gürpınar Meydanı, Kent Enstitüsü ve Kapalı Otopark projemizin şimdiden ilçemize ve komşularımıza hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Hakkari Derecik’te Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı Hakkari’nin Derecik ilçesinde Filistin’e destek yürüyüşü yapıldı. Derecik İMKB Lisesi önünde başlayan ve Cumhuriyet Caddesi’ne kadar düzenlenen yürüyüşe vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Gazze’deki işgalin son bulması ve Filistin’in özgürlüğü için düzenlenen eylemde "Derecik’ten Gazze’ye direnişe bin selam" pankartı açıldı. Kalabalık adına bir açıklama yapan Fuat Yılmaz isimli vatandaş, Flistin’de 14 bin 944’ü çocuk, 9 bin 849’u kadın olmak üzere 35 bin şehit ve 70 bin yaralı olduğunu belirterek, “100 bin sakat ve 2 milyon evsiz barksız Filistinli kardeşlerimizin dramına dikkat çekmek, onların sesine bir nebze de olsa ses olabilmek, İbrahim Peygamberin atıldığı ateşe su taşıyan karınca misali tarafını belli etmek ve bu vahşete Derecik halkı olarak kayıtsız kalamadığımızı basın açıklaması yoluyla dillendirmek için toplanmış bulunmaktayız. Dünya tarihinin gördüğü en barbar kavim olan Yahudilerin terör örgütü, masum çocukları, suçsuz anaları, garip babaları, hatta dilsiz hayvanları bile katledecek dereceye ulaşmış durumda. Terör örgütü İsrail’in ve katil Netanyahu‘nun diktatörlüğü, Hitler’i, Mussolini’yi ve bütün zalimleri geçmiş, kardeşlerimizin kanı ile beslenen bir hâl almıştır. Dünyanın dört bir tarafında; Afrika’sından Avrupa’sına, Avustralya’sından Amerika’sına kadar tepki görüyor, hatta kendi halkı tarafından bile protesto edilmekte, vicdanlı ve namuslu insanlar tarafından tepki gösterilmektedir. Terörist İsrail, vahşetine vahşet katmaya devam etmesine rağmen ümmetin gururu Kassam Tugayları ve Filistinliler, binlerce şehit ile süsledikleri şanlı direnişe devam ediyor ve tıpkı şairin dediği gibi ‘toparlanın, gitmiyoruz’ demekten geri durmuyor. Biz iman ediyoruz ki her Firavun’un sarayında bir Musa yetişir. Katliamcı İsrail ordusuna açıktan ve âlenen destek veren Amerika, şu birkaç haftada kendi üniversitelerinde ayaklanan Amerikalı vicdan sahibi öğrenciler ve akademisyenlerle uğraşını sürdürmeye devam ediyor. Kendi halkı tarafından en sert protestolara maruz kalan Katil Netanyahu ve benzerine az rastlanan bu katliama sessiz kalan Avrupa Birliği çok iyi biliyor ki zalimin sonu yaklaştıkça zulmü artar. Zalim İsrail’in sonunun yaklaştığını tarih sahnesi bize elbet gösterecektir” dedi.