EKONOMİ - 18 Nisan 2025 Cuma 10:45

Kız çocuklarının eğitimi için 2 milyon euronun üzerinde yatırım

A
A
A

Allianz Türkiye’nin Koruncuk Vakfı iş birliğiyle temel ihtiyaçlara ve eğitime erişimi risk altındaki kız çocukları için başlattığı "Bir Kız Gelecek" programı kapsamında İstanbul Koruncukköy’deki yeni yurt binasının temelleri atıldı. Allianz Grubu’nun da desteğiyle 2 milyon euroyu aşan bir yatırımla inşa edilecek yurt binası ile Koruncuk Vakfı’nın mevcut kapasitesinin artırılması ve daha fazla kız çocuğuna yuva olması hedefleniyor.

Sigorta sektörünün önde gelen şirketlerinden biri olan Allianz Türkiye, temel ihtiyaçlara ve eğitime erişimi risk altındaki kız çocuklarına yaşam boyu destek olma misyonuyla Koruncuk Vakfı iş birliği ile hayata geçirdiği Bir Kız Gelecek kurumsal sosyal sorumluluk projesini bir adım ileri taşıyor. Pek çok katmandan oluşan programın "Kurum Odağı" kapsamında, Koruncuk Vakfı’nın kapasitesini artırmak amacıyla İstanbul Arnavutköy Bolluca’da inşa edilecek yeni yurt binasının temelleri atıldı. Temel atma törenine İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen, Arnavutköy Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Aygenli, Arnavutköy İlçe Millî Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, Koruncuk Vakfı Mütevelli Heyeti ve Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Figen Samuray ve çok sayıda konuk katıldı.

Düzenlenen temel atma töreninde, Bir Kız Gelecek programıyla Koruncuk kızlarının yaşam boyu destekçisi olacaklarını söyleyen Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, Cumhuriyet ile yaşıt bir kurum olarak Türkiye’nin yarınlarına yatırım yapmaya devam edeceklerini vurguladı.

Kız çocuklarının eğitimi için 2 milyon euronun üzerinde yatırım

Koruncuk Vakfı daha fazla kız çocuğuna yuva olacak

Koruncuk Vakfı’nın İstanbul Arnavutköy’de bulunan Bolluca tesislerinde konumlanacak bina, toplamda 2 bin 230 metrekarelik bir alana sahip olacak. Bu alanın içinde kız çocuklarının kalacağı odalar, sosyal alanlar, dinlenme alanları, kütüphane ve yemekhane gibi bölümler yer alacak. Vakfın hizmet verdiği diğer kız öğrenci yurtlarında olduğu gibi yeni binada da sosyoekonomik açıdan önleyici, koruyucu ve iyileştirici çözümler ile çocuklara barınma, eğitime erişim, sosyokültürel aktiviteler ve danışmanlık gibi pek çok hizmet de sunulacak. Bir Kız Gelecek programının misyonu kapsamında, yeni yurt binası ile Koruncuk Vakfı’nın mevcut kapasitesinin artırılması ve daha fazla kız çocuğuna yuva olması hedefleniyor.

"Koruncuklular için Allianz Grubu’nun katkısıyla toplamda 2 milyon euroyu aşan yatırım"

Temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Cumhuriyet ile yaşıt bir kurum olarak 102 yıldır sürdürülebilir kalkınma için toplumsal refahı artıran projeler hayata geçirdiklerini söyleyen Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, "Bir Kız Gelecek programı da Türkiye’nin Allianz’ı olarak gelecek nesillere duyduğumuz sorumlulukla onları geleceğe hazırlamak için yaptığımız önemli toplumsal yatırımlardan biri. Programımızın özünde sürdürülebilirlik yaklaşımımız çerçevesinde nitelikle eğitime ve eğitimde fırsat eşitliğine verdiğimiz önem yatıyor. Bu yaklaşımla, 2016 yılından bu yana birlikte yol aldığımız, destekçisi olduğumuz Koruncuk Vakfı ile olan iş birliğimizi, 100’üncü yılımızda "Bir Kız Gelecek" programıyla bir adım öteye taşıdık. Uzun soluklu ve pek çok katmandan oluşan Bir Kız Gelecek programının "Kurum Odağı" katmanında Koruncuk Vakfı’nın daha fazla kız çocuğuna yuva olabilmesi için harekete geçiyoruz. Allianz Grubu’nun da kıymetli desteğiyle, toplamda 2 milyon euronun üzerinde bir yatırımla bugün temellerini attığımız yeni binayla birlikte daha fazla çocuğumuzun Koruncuk bünyesinde güvenle yaşamasına ve eğitim görmesine desteğimizi sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.

"Koruncuk kızlarının eğitimden istihdama yaşam boyu destekçisiyiz"

"Allianz, Türkiye’nin yarınları için çalışır" mottosuyla Koruncuk kızlarının yaşam boyu destekçisi olacaklarını söyleyen Gürkan, sözlerine şöyle devam etti: "Bir Kız Gelecek programımızın insan odağı katmanında 6 Şubat depremlerinden etkilenen çocuklarımızı önceliklendirdik ve deprem bölgelerinden 25 kız çocuğumuzu Koruncuk Vakfı bünyesine kattık. Programın "Üniversite Odağı" katmanında ise üniversiteyi kazanan tüm Koruncuk kızlarına üniversite öğrenimleri boyunca burs desteği sağlıyoruz. Şu an için 35 kızımız eğitim bursundan yararlanıyor. "Gelişim ve İstihdam Odağı" katmanında ise Koruncuk kızlarının meslek sahibi olabilmelerine ve eğitim hayatından sonra kendi ayaklarının üzerinde durabilmelerine destek olmayı amaçlıyoruz. Allianz çalışanlarından oluşan mentörlerimiz, üniversiteli Koruncuk kızlarına kariyer, akademik, profesyonel veya kişisel gelişim konularında rehberlik ediyor. Geçen yıl 15 kızımız mentörlük programına dahil oldu. Ayrıca Koruncuk kızlarına liseden sonra mesleki eğitimler veriyor, staj programlarımızda özel kontenjan ayırıyor, şirketimizde ya da dağıtım kanallarımız bünyesinde istihdam imkânı oluşturuyoruz. Çocuklarımızın kendine güvenen, başarılı, topluma ve ülkemize faydalı bireyler olmasına desteğimizi sunmaktan onur duyuyoruz".

"Bir kız çocuğunun hayatına dokunmak, bir toplumun kaderini değiştirmektir"

Sadece bir yapının değil, aynı zamanda umutların ve güçlü yarınların da temelini hep birlikte inşa ettiklerini söyleyen Koruncuk Vakfı Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı Av. Dr. Figen Samuray ise "Bu yurt, kız çocuklarımızın güvenle uyuyacağı odaları, derslerine odaklanacakları sessiz köşeleri ve geleceğe dair hayaller kuracakları sıcak bir yuva olacak. Ve biliyoruz ki, bu yuvada filizlenecek her hayal, sadece bir çocuğun değil, bir toplumun da dönüşümüne katkı sağlayacak. Temelini attığımız bu yapı, özellikle 6 Şubat 2023’te yaşadığımız ve hepimizi derinden etkileyen büyük depremin ardından, bölgeden gelen kız çocuklarına öncelikli olarak hizmet verecek. Allianz Türkiye ile yürüttüğümüz bu değerli iş birliği, yalnızca bir sponsorluk değil; insan odaklı, uzun soluklu ve bir dayanışmanın ifadesidir. Bir kız çocuğunun hayatına dokunmak, bir toplumun kaderini değiştirmektir. Hep birlikte daha fazla kız çocuğunun eğitimle güçlenmesini, kendi ayakları üzerinde durmasını ve geleceğe güvenle bakmasını sağlayacağız" dedi.

Temel atma törenine katılan İstanbul Vali Yardımcısı Hasan Gözen ise "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bu yana kız çocuklarımızın eğitimi her zaman ülkemizin en önemli gündem maddelerinden biri oldu. Bugün de Koruncuk Vakfı ve Allianz Türkiye iş birliğinde yine kız çocuklarımızın eğitim ve öğretim hayatına dokunacak olan yeni yurt binasının temel atma töreninde bir araya gelmekten son derece mutluluk duyuyorum. Koruncuk Vakfı uzun zamandır kız çocuklarımızın geleceği için çalışan ve onlara kol kanat geren önemli bir STK’mız. Bu noktada yeni yurt binası için hem Koruncuk Vakfı hem de Allianz Türkiye’ye ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Burada yetişecek olan kız çocuklarımızın yarın medeni Türkiye’nin yüzü olacağına canı gönülden inanıyorum. Yeni yurt binasının da hayırlara vesile olmasını diliyorum" diyerek sözlerine son verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Türkiye ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği: Bilim uyarıyor, tedbir hayat kurtarıyor Atatürk Üniversitesi Pasinler Meslek Yüksek Okulu Dr. Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı Ülkemiz ve Doğu Anadolu’da deprem gerçeği konulu seminer verdi. Türkiye, dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri üzerinde yer alıyor. Ülkemiz topraklarının yaklaşık yüzde 96’sı deprem riski altında bulunurken, nüfusun büyük bir bölümü yıkıcı depremlerin meydana gelebileceği alanlarda yaşamını sürdürüyor. Bu gerçek, depremle yaşamayı öğrenmenin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Depremler neden oluyor? Depremler, Dünya’nın kabuğunu oluşturan levhaların hareketleri sonucu meydana geliyor. Bu hareketlerin temel nedenine bakıldığında yerin derinliklerindeki ısı kaynaklı konveksiyon akımlarının olduğu belirleniyor. Kıtaların geçmişte "Pangea" adı verilen tek bir kara parçası hâlinde olduğu ve zamanla ayrıldığı artık bilimsel olarak kabul ediliyor. Türkiye ise bu hareketli levha sınırlarının kesişim noktasında yer alıyor. Büyüklük ve şiddet arasındaki fark Bir depremin büyüklüğü, açığa çıkan enerjiyi ifade ederken; şiddeti, depremin yerleşim alanlarında oluşturduğu hasarla ilgilidir. Aynı büyüklükteki bir deprem, sağlam zemine sahip bir bölgede hafif hasarla atlatılabilirken, zayıf zeminlerde ağır yıkıma yol açabiliyor. Sismik boşluklar alarm veriyor Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı’nın dikkat çektiği en önemli konulardan biri de "sismik boşluklar". Bu terim, uzun süredir büyük deprem üretmemiş ancak enerji biriktirmeye devam eden fay segmentlerini tanımlıyor. Marmara’dan Doğu Anadolu’ya, Ege’den Akdeniz’e kadar birçok bölgede tespit edilen bu alanların, önümüzdeki yıllarda 6 ila 7 büyüklüğünde depremler üretme potansiyeline sahip olduğu ifade ediliyor. Doğu Anadolu’da acı tecrübe Doğu Anadolu Bölgesi, tarih boyunca Türkiye’nin en yıkıcı depremlerine sahne oldu. 1939 Erzincan, 1976 Çaldıran, 1983 Horasan-Narman, 2011 Van ve 2020 Elazığ depremleri; binlerce can kaybına ve büyük ekonomik yıkıma neden oldu. Bu depremler, bölgenin aktif fay sistemleri üzerinde yer aldığını açıkça gösteriyor. Erzurum ve Pasinler özelinde risk Erzurum Fay Zonu, Erzurum Fay Zonu; neotektonik dönemde aktif olan, doğrultu atımlı faylardan oluşan karmaşık bir sistemdir. Pasinler, Horasan ve Narman çevresinde tarihsel ve aletsel dönemlerde büyük depremler meydana gelmiştir. 1924, 1952 Pasinler Depremi ve 1983 Horasan-Narman Depremi bölgenin yüksek sismik riskini ortaya koymaktadır. Kuzey Anadolu Fayı üzerindeki Yedisu Fayı, Ardahan Kırığı, Çayırlı Aşkale Fayı, Van Gevaş Fayı ve Hakkari Yüksekova Faylarının deprem üretmesi durumunda bundan etkilenecek illerin arasında Erzurum ve Pasinler İlçelerinin olacağı görülmektedir. Bu sismik boşluklar bilimsel çalışmalara göre günümüzde de aktif olan bir yapı niteliği taşıyor. Erzurum , Pasinler ve çevresinde geçmişte yaşanan depremler, bölgenin gelecekte de sismik risk altında olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle yerel ölçekte yapılacak mikro-bölgeleme çalışmalarının, olası depremlerde can ve mal kaybını azaltmada hayati öneme sahip olduğu her zaman vurgulanması gereken bir özellik olduğu görülüyor.. Çözüm: Bilim, Planlama ve Hazırlık Deprem zararlarını azaltmanın yolunin kadercilikten değil bilimden geçtiğini ifade eden Dr.Öğretim Üyesi Hamit Çakıcı; "Aktif fayların net biçimde belirlenmesini, riskli alanlarda yapılaşmanın sınırlandırılmasını, deprem master planlarının hazırlanmasını, İl Afet Risk Azaltma Planlarının (İRAP) etkin şekilde uygulanmasını öneriyor. Bireysel düzeyde ise depreme dayanıklı yapılaşma, ev içi eşya sabitlemeleri, acil durum çantası ve doğru davranış biçimleri (Çök-Kapan-Tutun) hayati önem taşıyor. Teknoloji de uyarıyor Günümüzde Android telefonlarda kullanılan erken uyarı sistemleri, deprem dalgalarını insanlardan saniyeler önce algılayarak kullanıcılara uyarı gönderebiliyor. Bu birkaç saniyelik kazanım bile, doğru davranışla birleştiğinde hayat kurtarabiliyor. Sonuç olarak deprem engellenemez ancak etkileri azaltılabilir. Türkiye’nin deprem gerçeğiyle yüzleşmesi, bilimi rehber edinmesi ve hazırlıklı olması gerekiyor. Bu konuda bizlerin ortak mesajı net: "Deprem değil, ihmal öldürür."