GÜNDEM - 04 Ocak 2025 Cumartesi 12:55

Kendi tasarladığı kar tulumuyla Rus annelerin gönlünü fethetti

A
A
A

Süper babaanne ticarete atıldı, fonksiyonel kar tulumları tasarladı ve önce Rusya’ya sonra birçok ülkeye ihracat yapmaya başladı.

İstanbul’da yaşayan Nurcan Sümer, dünyanın en soğuk ülkeleri arasında bulunan Rusya’da yaşayan oğlunun baba olmasıyla hayatı değişti. Torununu soğuktan korumak için dikiş makinesinin başına geçen babaanne Nurcan Sümer, kendi tasarladığı kar tulumunu torununa Rusya’ya gönderdi. Hediyesinin Rusya’ya ulaşmasından sonra süper babaannenin hayatı değişmeye başladı. Nurcan Sümer’in torunu Arya Sofia Sümer için gönderdiği kar tulumu, Rus anneleri tarafından çok beğenildi. Önce oğlunun yakın çevresinden aldığı talepler üzerine hediyelik tulumlar diken Nurcan Sümer, ardından işini profesyonelleştirdi ve ticarete başladı.

Kendi tasarladığı kar tulumuyla Rus annelerin gönlünü fethetti

Kendini markasını geliştirmeye adadı

Daha önceki yıllarda dikiş atölyelerinde çalışan ve bu konuda tecrübesi olan Nurcan Sümer, İstanbul’da evinin yakınında atölye kurdu. Rusya’da yaşayan oğlu Doğa Sümer ve gelini Liza’nın aldığı siparişler üzerine yeni tulumlar dikti. Nurcan Sümer’in kendine özgü kış tulumları, Rus annelerine ulaştıkça talep daha da arttı. Bunun üzerine oğlundan markalaşmak için destek alan Nurcan Sümer, Robbit Mood adında şirket kurdu. 2019 yılından bu yana binlerce çocuğu giydiren Nurcan Sümer ticarete atılmasından ihracata uzanan girişimcilik serüvenini İHA muhabirine anlattı.

Torununa diktiği çok beğenildi ve ticarete atıldı

Diktiği kar tulumları önce Rusya’daki çocukları sonra da birçok ülkedeki çocukları soğuktan koruyan Nurcan Sümer, “Oğlum Doğa, üniversite okumak için gittiği Rusya’da okulunu bitirdikten sonra evlendi. Arya adında torunum dünyaya geldi. Ben de torunum için hediye hazırlamak istedim. Geçmişteki tecrübelerimle torunum için bir kar tulumu dikmeye karar verdim. Tulumu diktim ve gönderdim. Oğlum ve gelinim kar tulumunu gören diğer annelerin de çok beğendiğini ve edinmek istediklerini söyledi" dedi.

Rus annelerinin vazgeçilmezi oldu

Her geçen gün farklı platformlardan satış ağını büyüten babaanne Nurcan Sümer, “Talep arttıkça profesyonel üretime geçilmesi gerektiğini düşündüm. Oğlum ve gelinimden fikir aldıktan sonra markalaşma için resmi başvurularımı yaptım. Ardından üretim kadromu da oluşturarak sipariş usulü üretime başladım. Ardından stok üretimine de geçerek Rusya pazarında internet üzerinden satış yapmaya başladık. Ardından Türkiye’de de annelerin talebi olacağını düşünerek internet pazarlama platformları üzerinden yeni satışlar oluşturduk” ifadelerini kullandı.

Satışlar birçok ülkeye yayıldı

Ürettiği kar tulumlarının namının kısa sürede yayıldığını belirten Nurcan Sümer, “Rusya ve Türkiye pazarındaki başarımızın ardından global pazarda da kar tulumlarımız talep görmeye başladı. Kar tulumlarımız sadece yoğun kış yaşanan ülkelerde değil, ılıman iklimin hakim olduğu ülkelerden de talep görüyor. Filistin’den Azerbaycan’a, Abhazya’dan Almanya’ya kadar birçok ülkeden talep almaya başladık. Biz özellikle Filistin’den sipariş aldığımızda çok şaşırmıştık” şeklinde konuştu.

Kendi tasarladığı kar tulumuyla Rus annelerin gönlünü fethetti

“Kar tulumu aynı zamanda uyku tulumu da oluyor”

Diktiği tulumların fonksiyonel ve kullanılabilir olması için kendi tasarımlarını geliştirdiğinin de altını çizen Nurcan Sümer, “Kar tulumlarımıza beğeni arttıkça biz de çeşitlerimizi artırdık, ürün kalitesini geliştirdik. Ürünlerimiz fonksiyonel olması da tercih sebebi oluyor. Kar tulumu aynı zamanda uyku tulumuna da dönüşüyor. Bu nedenle annelere avantajlar sağlıyor. Annelerin diktiğim ürünleri beğenmesi beni çok mutlu ediyor” sözlerini kaydetti.

Gönül Efe

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Camili Höyüğü Şehitliği yeniden ziyarete açıldı Camili Höyüğü Şehitliği Adana Büyükşehir Belediyesi’nce yeniden ziyarete açıldı. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Camili bölgesinin ve şehitliğin önemine değindi ve tarihçilerin 800 yıl önce Ramazanoğulları tarafından Türkleştirilmiş bir bölge olduğunu anlattığını söyledi. 5 Ocak’ın sadece Adana için değil, Türkiye’nin Kurtuluş Mücadelesi için çok önemli bir gün olduğunu belirten Başkan Zeydan Karalar, Adana’nın kurtuluş mücadelesinin Türkiye’nin kurtuluş mücadelesine olağanüstü katkı sağladığını açıkladı. Başkan Zeydan Karalar şöyle devam etti: “Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Fransızlarla birlikte Adana’ya, bölgeye dönen yaklaşık 120 bin Ermeni var. Onlardan bazıları Adana’da katliamlar yaptı. Yeniden ziyarete açtığımız şehitlik bu katliamlardan birinin yapıldığı noktada bulunuyor. Camili Höyüğü Şehitliği’nin yeniden ziyarete açılmasıyla ilgili önemli çabası olan Valimize teşekkürlerimi sunuyorum.” Adana Valisi Yavuz Selim Köşger de Adana’nın kurtuluşunun Türkiye’nin tarihinde müstesna bir yeri olduğunu kaydetti. Vali Yavuz Selim Köşger, şunları söyledi: “Camili Höyüğü Şehitliği ile ilgili Adana Büyükşehir Belediye Başkanımızı aradığımda ikiletmedi ve gereğini yaptı. Ne kadar önemli bir iş yaptığımızı şehit evladı vatandaşımızın anlattıkları da doğruluyor. Camili Höyüğü Adana’nın Türkleşmesinde, Müslümanlaşmasındaki ilk adım, ilk nokta. Dolayısıyla burası kuruluştan kurtuluşa bir önem ifade ediyor. 1920’li yıllarda da Ermeni mezalimi bu topraklarda vuku bulmuş, binlerce insan o günkü şartlarda o mezalime maruz kalmışlar. Biz Türk Milleti olarak büyük bir milletiz, kin tutmayız. Bizim vizyonumuz farklı. Biz dünyaya nizam vermek üzere kendini kurgulamış ve o şekilde çalışan bir milletiz. Kin tutmayız ama tarihte yaşanan olumsuzlukların unutulması halinde tekerrür edeceğini biliriz. Kin tutmayacağız ama tarihi de unutmayacağız. Ermenilerin o günkü Adanalıları, Camilileri toplayıp, bir çiftlikte topyekun katletmiş olmalarını unutmayacağız ama hiç kimseye karşı da kin ve nefret beslemiyoruz. Geçmişten ders alacağız ve günümüzde bunların tekerrür etmemesi için hem kendi milli birliğimizi beraberliğimizi devam ettireceğiz hem de her anlamda kendimizi güçlü tutacağız. Tarihi şehitliklerin, anıtların bize ikaz ettiği şey budur. Biz bu topraklarda güçlü durmazsak, güçlü olmazsak gelir birileri bize mezalim yapar. Bu topraklarda güçlü durmayı bilmeyen milletler yerle yeksan olmuştur. Anavarza’da, Magarsus’ta bunu görüyoruz. Tarihin kritik eşiğinde durmaları gerektiği gibi duramadıkları için toprakların altında kalmış gitmişler. Bu anıtlar bize gösteriyor ki; tarihin kritik eşiklerinde birlik beraberlik içinde, tam bir millet gibi durursak ebediyen var oluruz. Aksi halde bu topraklarda gözü olan çok olduğu için sorun yaşarız. 5 Ocak Adana’nın Kurtuluşu kutlu, mübarek olsun. İnşallah bu topraklar bir daha ebet müddet istila görmesin diyorum.” Şehitlikteki törenin ardından Adana’nın kurtuluş mücadelesinde önemli rolü olan Şeyh Cemil Nardalı’nın adını taşıyan konakta geleneksel hale gelen çorba ikramı yapıldı. Konuşmaların ardından şehitler için dualar edildi.
Malatya Malatya’da kayısı ihracatı 2024’te yüzleri güldürdü Malatya’da 2024’te kuru kayısı ihracatından 410 milyon 891 bin dolar gelir elde edildi. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde büyük yıkımın yaşandığı Malatya’da kayısı ihracatında hedeflenen rakamlara ulaşıldı. 2024 yılı itibariyle kentten 76 bin 926 ton kuru kayısı ihracatı gerçekleştirildi, elde edilen gelir ise 410 milyon 891 bin dolar oldu. Malatya Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Ramazan Özcan, kayısının şehrin sosyo-ekonomik hayatında büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, “Kayısı, Malatya için sadece bir tarım ürünü değil, aynı zamanda şehrin ekonomisinin can damarıdır. Tüm olumsuzluklara rağmen 2024 yılı kayısı ihracatı açısından çok başarılı geçti” dedi. Özcan, kayısı ihracatının depremin olduğu dönemde dahi 23 ay boyunca kesintisiz sürdüğüne dikkat çekti. 2024 yılının son 5 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre ortalama her ay 2 bin ton daha fazla kayısı ihracatı yapıldığını belirten Özcan, toplamda 10 bin tonluk bir artış sağlandığını ifade etti. Kayısı ihracatının, deprem sonrası yaşanan iş gücü eksiklikleri, ambargolar ve küresel ekonomik krizlere rağmen devam ettiğini anlatan Özcan, “Kayısımız, dünya genelindeki birçok üründe yaşanan hastalıkların etkilerinin dışında kalmış durumda. Malatya kayısısı, hem sağlık hem de beslenme açısından dünya çapında önemli bir değer taşımaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. Özcan, 2025 yılı için belirledikleri kayısı ihracat hedefinin 500 milyon dolardan 750 milyon dolara çıkarıldığını da açıkladı. Malatya’nın bölge ve ülke ekonomisini olumlu etkilemeye devam edeceğini belirten Özcan, “Malatya kayısısı, şehrimizin geleceği için büyük bir sorumluluk üstlendi ve bu görevi başarıyla yerine getirdi” diye konuştu.