GÜNDEM - 06 Kasım 2024 Çarşamba 11:27

Kağıthane’de elektrikli mini otomobil kaldırıma çarpıp devrildi

A
A
A

Kağıthane’de elektrikli mini otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybeden bir kadın sürücü, park halindeki araca ardından ise kaldırıma çarptı. Kazadan sonra otomobil devrilirken, sürücü ve yanındaki arkadaşı araçta sıkıştı. Kadınlar itfaiye ekipleri tarafından kurtulurken, kaza anı güvenlik kamerasına yansıdı.

Kaza, saat 10.00 sıralarında Tarabya Caddesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, bir kadın sürücü arkadaşıyla birlikte çocuğunu okula bıraktıktan sonra yola çıktı. Elektrikli mini otomobilin direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü, park halindeki araca çarptı. Daha sonra panik olan kadın sürücü kaldırıma çarpınca otomobil devrildi. Kadın sürücü ve arkadaşı devrilen otomobilin içinde sıkıştı. İhbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesinin ardından otomobile sıkışan kadınlar kurtarıldı. Hafif yaralı olarak otomobilden çıkarılan kadınlar, sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Polis ekiplerinin ise kaza ile ilgili inceleme başlattığı öğrenildi. Öte yandan, kadın sürücünün otomobili kaldırıma çarptığı ardından aracın devrildiği güvenlik kamerasına yansıdı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Vali Aksoy, "Suç oranlarında azalma ve aydınlatma konusundaki kararlı tutumumuz devam edecektir" Eskişehir Valisi Hüseyin Aksoy, geçtiğimiz ay İçişleri Bakanımız Türkiye’nin Huzuru Programı kapsamı içerisinde Eskişehir’e gelerek güvenlik ve değerlendirme toplantısı yaptığını hatırlatarak, "İçişleri Bakanımız Eskişehir’de suç oranlarında azalma ve aydınlatma oranlarında da artış olduğunu ifade etti. Bu kararlı tutumumuz bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir" dedi. Ekim ayı Eskişehir Güvenlik Bilgilendirme Toplantısı, Vali Hüseyin Aksoy tarafından, Eskişehir İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz ve Eskişehir İl Jandarma Komutanı Erhan Demir’in katılımı ile gerçekleşti. Eskişehir Valiliği sosyal medya hesabından canlı yayınlanan toplantıda Aksoy Ekim ayında polis ve jandarma ekiplerince gerçekleştirilen çalışmalar ile sonuçları hakkında bilgi paylaştı. "Bu kararlı tutumumuz bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir" Eskişehir’deki asayiş olayları ile ilgili bilgileri açıklayan Vali Aksoy, “Eskişehir Güvenli Şehir” sloganıyla yaptıkları çalışmaları paylaşmak istediklerini anlattı. Aksoy, "Eskişehir’in huzuru için, Türkiye’nin huzuru için, güvenlik birimlerimizce gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Ekim ayı itibariyle baktığımızda asayiş, kaçakçılık, terör, siber, göçmen kaçakçılığı ve trafikle ilgili çeşitli bilgileri sizlerle paylaşmış olacağız. Hepinizin bildiği üzere geçtiğimiz ay İçişleri Bakanımız Türkiye’nin Huzuru Programı kapsamı içerisinde Eskişehir’e gelerek Eskişehir’le ilgili güvenlik ve değerlendirme toplantısı yaptı. Bakanımız Eskişehir’le ilgili değerlendirmede özet olarak Eskişehir’de suç oranlarında azalma ve aydınlatma oranlarında da artış olduğunu ifade etti. Bu kararlı tutumumuz bundan sonra da aynı şekilde devam edecektir" diye belirtti. Asayiş olayları Vali Hüseyin Aksoy’un paylaştığı verilere göre; Ekim ayında Eskişehir’de 3 bin 467 asayiş olayı gerçekleşirken, bu olaylarla alakalı 2 bin 852 şüpheliden 2 bin 318’i yakalandı. 173’ünün hakkında hapis cezası bulunan toplam 486 aranan şahıs ise yine ekiplerce yakalandı. Çalışmalarda 31 ruhsatsız, 7 kurusıkı ve 12’si av tüfeği olmak üzere toplam 50 silah ele geçirildi. Ekim ayında yapılan şok uygulamalarında 38 bin 804 şahıs sorgulanırken, 43 kişinin aranması olduğu belirlendi. Yol uygulamalarında ise 51 bin 52 araç ve 69 bin 587 şahıs sorgulanırken, 76 şahıs yakalandı. Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele ile ilgili 52 operasyon yapılırken, yakalanan 89 şahıstan 6’sı tutuklandı. Uyuşturucu ve kaçakçılık İl genelinde 127 uyuşturucu operasyonu yapılırken, konuyla alakalı işlem yapılan 167 şahıstan 25’i tutuklandı. Uyuşturucu operasyonlarında; 1 kilo 357 gram esrar, 1 kilo 288 gram metanfetamin, 4 bin 946 adet ecstacy, 2 bin 853 sentetik hap, 982,29 gram bonzai, 12 adet hassas terazi, 1 av tüfeği ve 1 kök kenevir ele geçirildi. Ekiplerce yapılan kaçakçılık operasyonlarında ise; 143 bin 600 adet sigara malzemesi, 41 litre kaçak içki, 197 adet sikke, 10 adet cep telefonu, 106 bin adet sarılmış sigara, 6 bin 385 adet cinsel hap, 57 adet takviye hap, 7 adet alkol kiti ve aroma, 80 bin 900 makaron, bin 668 paket sigara, 47 adet bandrol, 5 adet dedektör, bin 274 adet emtia, 24 adet, tarihi eser, ve 1 adet pointer ele geçirildi. Düzensiz göçmen denetimleri Göçmen kaçakçılığı ile ilgili Eskişehir’de 20 olay meydan gelirken 2 organizatör ile 21 Afganistan, 24 Suriye, 16 Irak ve 1 İran uyruklu olmak üzere toplam 62 göçmen yakalandı. Trafik denetimleri Trafik ekiplerince ise, 122 bin 867 araç denetlenirken, 53 bin 290 araca işlem yapıldı. Denetimlerde bin 239 araç trafikten men edildi. Ayrıca 536 adet trafik kazası meydana gelirken bunlardan 2’si ölümlü kaza olduğu aktarıldı.
Erzurum Rektör Hacımüftüoğlu, Irakly Sinyagin madalyası ile ödüllendirilen Prof. Dr. Ercişli’yi misafir etti Rusya Federasyonu Bilim ve Yüksek Eğitim Bakanlığına bağlı Rusya Bilimler Akademisi, 17 Ekim 2024 tarihinde yaptığı toplantıda, Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sezai Ercişli’yi, dünya tarım bilimine katkıları, bilimdeki uluslararası başarısı ve uluslararası ilişkilerdeki etkinliği nedeniyle 2024 yılı Irakly Sinyagin Madalyası ile ödüllendirme kararı aldı. Bu önemli ödülün ardından, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu, Prof. Dr. Ercişli’yi makamında ağırlayarak, bu büyük başarıdan dolayı kendisini tebrik etti. Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, Ercişli’nin hem üniversiteye hem de Türk bilim dünyasına sağladığı katkıların takdire şayan olduğunu belirterek, bu ödülün sadece Prof. Dr. Ercişli’nin değil, Atatürk Üniversitesinin de uluslararası bilimsel alandaki prestijini arttıran bir adım olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Sezai Ercişli ise aldığı ödülün, tarım bilimlerine olan katkılarının daha da görünür olmasına ve uluslararası alandaki iş birliklerinin güçlenmesine vesile olacağını ifade etti. Ercişli, bu başarıyı Atatürk Üniversitesinin akademik ve araştırma altyapısına, çalışma arkadaşlarına ve öğrencilerine adadığını belirtti. Irakly Sinyagin Madalyası; her yıl, tarım bilimlerinde uluslararası ilişkileri teşvik eden önemli çalışmalara imza atan bilim insanlarına veriliyor. Akademi üyelerinin oy birliğiyle aldığı karar neticesinde ödülün sahibi olan Prof. Dr. Sezai Ercişli, özellikle tarım bilimleri alanındaki uluslararası projelere katkıları, araştırmalarının geniş çaplı etkisi ve bilimsel iş birliklerine verdiği önem nedeniyle bu prestijli ödüle layık görüldü.
Sivas ‘Tokum ama yerim’ diyorsanız bu hastalığa yakalanmış olabilirsiniz Beslenme ve Diyet Uzmanı Cansu Arslan, hedonik açlıkla ilgili bilgi vererek yemek yemenin düzenli saatlerde olması gerektiğini vurguladı. Sivas Medicana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Cansu Arslan, kişinin kalori ihtiyacından bağımsız, metabolizmanın uyarılarak yiyecekleri sadece lezzeti nedeniyle tüketme isteği olarak ifade edilen “Hedonik açlık” hakkında açıklamalarda bulundu. Teknoloji ve dijital medya kullanımının artması, insanların hedonik açlık düzeylerini artırdığını belirten Arslan “Hedonik açlık biyolojik ihtiyaç olmadan besinlerin tadı, kokusu ve diğer duyusal özellikleri nedeniyle iştahta meydana gelen artma ve besini tüketirken alınan zevk ile ilişkili olan açlıktır. Bu açlığı “Tokum ama yerim” cümlesiyle ifade etmek daha net anlaşılır olmasını sağlayacaktır. Günümüzde sosyal medyada yemek tariflerinin, mekân önerilerinin artması, televizyondaki yemek programları, internetten hızla verilen siparişler hedonik açlığı tetikliyor. Bu etkiyi azaltmak için kişinin kendisi başta önlemler almalıdır. Takip ettiğimiz sosyal medya sayfalarının yemek içeriği ağırlıklı olmaması, belli bir saatten sonra yemek siparişi vermeme kararı almak, “Gerçekten aç mıyım?” sorusunu kendimize sormak ilk adımlar olabilir. Hedonik açlığın sağlık üzerine etkileri düşünülünce sosyal medya paylaşımları, yemek programları üzerine sağlık politikaları geliştirmek de daha ileri adımlar olabilir” dedi. “Duygusal yeme ön plandadır” Açlığın genel olarak homeostatik açlık ve hedonik açlık olmak üzere iki sürece ayrıldığını belirten Arslan “Vücudumuz acıkınca, lezzetli yiyecekler görünce beyinde nükleus akümbenste bulunan dopamin salınımı uyarılır. Ve iştahımız açılır, yeme isteğimiz oluşur. İki çeşit açlık kavramından bahsedebiliriz: Gün içinde enerji ihtiyacımızı karşılamak adına açlık hissetmemize ‘Homeoztatik Açlık’ denir ki bu hepimizin bildiği açlık hissidir. ‘Hedonik Açlık’ ise enerji ihtiyacımız olmaksızın lezzetli bulduğumuz besinlerin tüketiminden sağlanan haz amacıyla hissettiğimiz açlıktır. Yemek sonralarında tok olmamıza rağmen sevdiğimiz tatlıları rahatça tüketmemiz bu açlığın en güzel örneğidir. Birinde metabolik bir enerji ihtiyacı söz konusuyken diğerinde duygusal bir yeme ön plandadır. Yüksek kalorili ve lezzetli yiyeceklere kolay ulaşılabilirlik, büyük porsiyonlar obezojenik çevre dediğimiz yani obezite oluşma riski yüksek bir çevre oluşturmaktadır. Bu tarz besinlerin tüketimi ile yüksek oranda tuz, şeker ve yağ alımına bağlı olarak obezite ve obezitenin yol açtığı hastalıklarda artış görülebilmektedir. Diğer yandan obez bireylerde, obez olmayanlara göre daha yüksek hedonik açlık gözlemlenmiştir. Yani obez bireylerde hedonik açlık daha sık görülürken hedonik açlık yaşayan bireylerde de ihtiyaç fazlasını tükettiği için obezite riski artmaktadır. Bu iki yönlü durum obezite ile birlikte hedonik açlığında değerlendirilmesi gerektiğini bizlere göstermektedir” şeklinde konuştu. “Tokum ama yerim cümlesini kurmamaya çalışalım” Belirli yemek saatlerinin olması gerektiğini söyleyen Arslan “Hoş gelen atıştırmalıklar evde, işte kolay ulaşılabilir yerde olmamalı. “Gerçekten aç mıyım?” sorusunu mutlaka kendimize soralım. Susuz olabiliriz bu hissi de unutmayalım. “Tokum ama yerim” cümlesini kurmamaya çalışalım. Mutfağa sık uğramayalım. AVM veya restoranların çok fazla olduğu mekânlarda fazla gezinmek tok olsanız bile iştahınızı kabartarak bir şeyler yiyip içmemize neden olabilir. Bu alanlarda kısıtlı vakit geçirelim. Alışverişe aç çıkmayalım. Vitamin-mineral eksiklikleri herhangi bir besine karşı fazla istek duyulmasına sebep olabilir. Çikolata, kırmızı et, peynir, tatlı gibi keskin tatlara olan aşırı istek ve yönelim genellikle altta yatan vitamin mineral eksikliğiyle bağlantılıdır. Rutin kan sayımlarımızı ihmal etmeyelim. İyi hissetmiyorsak mutlaka bir uzman desteği alalım. Duygularımızı besinlerle baskılanmaya çalışmayalım. Sosyal medyada yemek hesaplarına belli bir saatten sonra bakmayalım. İyi bir uyku düzeni iştahımızı yönetmeyi kolaylaştırır bunu da uygulayalım. İhtiyacımız olanın dışına çıkmadan, israf etmeden, sadece haz duygusunu yaşamak adına yememeye özen gösterelim. Böylece hem bu öz denetimi sağlamayı öğreniriz hem kilo sorunu yaşamadan bu süreci atlatmış oluruz” dedi.