GÜNDEM - 20 Kasım 2024 Çarşamba 14:54

İstanbul'da suya yeni yıl tarifesi: Yüzde 17,5 zam yapıldı

A
A
A
İstanbul'da suya yeni yıl tarifesi: Yüzde 17,5 zam yapıldı

İBB Meclisi İSKİ Genel Kurulu'nda, suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı. Kabul edilen teklifle birlikte İstanbul'da suyun birinci kademe birim fiyatı 32.28 liradan 37,92 liraya yükseldi. Zammın Ocak ayından itibaren geçerli olacağı öğrenildi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2024 yılı 2. Olağanüstü İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Kurulu Toplantısı, Saraçhane'deki başkanlık binasında gerçekleşti. Toplantı, İBB Meclisi 2'inci Başkanvekili Gökhan Gümüşdağ başkanlığında yapıldı. Toplantıda, su satış ve kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli tarife teklifi görüşüldü. Faaliyet raporunun okunmasının ardından mecliste grubu bulunan partilerinden birer kişi faaliyet raporu hakkında konuşma yaptı. Konuşmaların ardından İSKİ 2024 faaliyet raporu oy çokluğu ile kabul edildi. Toplantı gündemine sunulan diğer teklifler görüşüldü. Plan ve Bütçe ile Tarife Komisyonlarının görüşerek meclis gündemine getirdikleri su satışı tarife değişikliği oy çokluğu ile kabul edildi.

Suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin su fiyatlarına kullanım miktarına göre yüzde 17,5 zam yapılmasını istediği yer alan teklifte, konutta 0-15 metreküp arasında 1. kademede bir metreküpü 32,28 lira olan mevcut fiyatın yüzde 17,47 oranında zamla 37,92 lira, 2. kademede 30 metreküpe kadar 49,17 lira olan fiyatın yüzde 17,51 zamla 57,78 lira, 3. kademede 31 ve üzeri metreküpe kadar 71,10 lira olan fiyatın da yüzde 17,51 artışla 83,55 lira olması talep edildi.
İş yerlerinde ise 0-15 metreküp arası 1. kademede bir metreküpün 84,51 lira olan fiyatı yüzde 17,50 zamla 99,30 liraya, 16-50 metreküp olarak belirlenen 2. kademede fiyatın 89,49 liradan yüzde 17,49 zamla 105,15 liraya, 3. kademedeki 51-100 metreküp arasındaki fiyatın 109,98 liradan yüzde 17,51 zamla 129,24 liraya, 4. kademede 101 ve üzeri metreküp tüketimde de fiyatın 114,99 liradan yüzde 17,50 zamla 135,12 liraya yükseltilmesi istendi.

“2025 yılına yönelik yaklaşık 88 milyar Türk Lirası gider bütçesi ödeneği ayrılmıştır”

Toplantıda konuşan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, “İdaremiz harcama bütçeleri için 2025 yılına yönelik yaklaşık 88 milyar Türk Lirası gider bütçesi ödeneği ayrılmıştır. 82 milyar liralık gelir bütçesi ile 6 milyar Türk Lirası finansman kaynağı ihtiyacı gösterilmesiyle bütçe denkliği sağlanmıştır. Yaklaşık 82 milyarlık gelir bütçesinin yüzde 79'u su geliri, yüzde 12'si İller Bankası geliri ve kalan yüzde 9'luk kısımda diğer gelirlerden oluşmaktadır. Gelir bütçemiz 2024 yılındaki 47 buçuk milyar lira değerinden yaklaşık 82 milyar Türk Lirası değerine ulaşmıştır. Bu 88 milyarlık gider bütçesi tahminimizin yüzde 51'i sermaye giderleri yüzde 33'ü mali hizmet giderleri, yüzde 8'i personel ve SSK giderleri kalan yüzde 8'i de diğer giderlerden oluşmaktadır” dedi.

“İstanbulların kullanacağı suya bu mecliste de yüzde 17 buçuk oranında zam yapılacak”

Programda konuşan MHP Meclis Üyesi Sultan Aşkın, “Musluklarımızdan akan su, kullandığımız su olarak geçiyor. Bu da hepimizin bütçesin ek maliyetler yüklüyor. Su kesintilerinin sonrasından musluklarımızdan gelen çamurlu suyu kullanamıyoruz. Peki, suyumuz ucuz mu? Hepimizin bildiği üzere mayıs ayında su fiyatlarına göre kullanıma göre konutta yüzde 53'e, iş yerlerinde de yüzde 60'a varan rakamlarda zam yapıldı. Önümüze gelen komisyon raporlarında da İstanbulların kullanacağı suya bu mecliste de yüzde 17 buçuk oranında zam yapılacak” şeklinde konuştu.

“Bugün itibariyle İSKİ faturalarında yüzde 800 zam oldu”

Programda AK Parti grubu adına söz alarak konuşan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, “İSKİ'nin çok daha borçlu bir döneme girdiğini görüyoruz. Bu kadar zamlara da bu kadar borçlanmalarına rağmen İstanbul'a yeni bir bardak su getirmediklerini anlatmış olacağını anlatacağım. Bu 5 yıllık süreçte ne kadarlık bir zam oldu? Bugün itibariyle İSKİ faturalarında yüzde 800 zam oldu. Bu ne demek? Bununla beraber son yüzde 17 buçuk zam ile ilgili gelecek enflasyonla birlikte yeni yılda toplam 5 yıllık süreçte yüzde 900,49 oranında zam olmuş oldu. Peki? Yüzde 900 zamla birlikte İSKİ'ye yeni bir su gelmiş mi? Gelmemiş. Şu anda 1 metreküp suyun fiyatı dolar bazında 0.93 liradır. Ocak'ta da yüzde 17 buçuk zamla birlikte oran yüzde 92'ye çıkıyor. Yani fiyatı 1 doların üstüne çıkacak gibidir” ifadelerini kullandı.

“İSKİ toplamda 11 kat borçlanmış"

İSKİ'nin borçlandığını söyleyen Öztekin, “Buna karşılık, elektrik ne olmuş? 0.09 dolardan 2024 rakamlarına geldiğimizde 0.06 dolar olmuş. Elektrik fiyatları dolar bazında yüzde 33 düşmüş, su fiyatları dolar bazında yüzde 50 artmış. 2019'daki elektrik ve suya 1 birim olarak hesap yaparsak aradaki fark yüzde yüzdür. 29 Temmuz 2020'den başlayarak 20 Kasım 2023 ve 14 Mayıs 2024'e kadar olan zamlarla beraber İSKİ'nin istediği zamlar olsaydı. İSKİ 10 genel kurul yaptırmış 10 yılda suya zam teklifi sunulmuş. Şu anda İSKİ faturaları 195 lira olacaktı. Böyle bir rakam olabilir mi? İSKİ'nin borçlanmasına baktığımız zaman İSKİ, faturalar artarken 2018 yılından itibaren İSKİ'nin borcu 350 milyon liraymış. Şu andaki 5 yıllık sürede İSKİ'nin borcu 16 milyar 799 milyona çıkmış. Yani dolar bazında da 61 milyon dolarken 700 milyon dolara çıkmış. Toplamda 11 kat İSKİ borçlanmış” diye konuştu. İBB Meclisi İSKİ Genel Kurulu'nda, suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı. Kabul edilen teklifle birlikte İstanbul'da suyun birinci kademe birim fiyatı 32.28 liradan 37,92 liraya yükseldi.

Davut Has

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya SEAH’ta Prematüre Farkındalık Günü etkinliği düzenlendi Neanotoloji Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Caner, her yıl yaklaşık 120 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğini kaydederek, prematüre bebeklerin hayata tutunmasında ailelerin süreçteki aktif rolünün çok önemli olduğunu dile getirdi. Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SEAH) Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi ekibi Prematüre Farkındalık Günü etkinliği düzenledi. Prematüre doğumlara dikkat çekmek amacıyla ilk kez 2008 yılında Avrupa ebeveyn örgütleri tarafından oluşturulan Prematüre Farkındalık Gününde, prematüre bebeklerin hassasiyetini ve özel bakım gereksinimlerini simgeleyen mor renkli süslemelerin ağırlıkta olduğu bir etkinlik düzenlediklerinin dile getiren Prof. Dr. İbrahim Caner, Prematüre doğumun dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de önemli bir sağlık sorunu olarak dikkat çektiğini ifade etti. 37. gebelik haftasını tamamlamadan doğan bebeklerin "prematüre" olarak tanımlandığını kaydeden Caner, dünya genelindeki doğumların yüzde 10’unün bu şekilde gerçekleştiğini ve ülkemizde ise prematüre doğum oranı yüzde 12 civarında olduğunu belirtti. Bu orana bakıldığında da her yıl yaklaşık 120 bin prematüre bebeğin dünyaya geldiğin altını çizen Caner, “Prematüre doğum, beş yaş altındaki çocuk ölümlerinin en önemli nedenlerinden biri. Ayrıca ailelerin yaşadığı endişe ve belirsizlik nedeniyle hem fiziksel hem de duygusal bir mücadeleyi beraberinde getiriyor” dedi. Prematüre doğan bebeklerin sağlıklı bir geleceğe ulaşması için ailelerin ve sağlık çalışanlarının iş birliğinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Caner, Neonatoloji Yoğun Bakım Ünitesi ekibinin önemine dikkat çekerek, "Bizim bir sloganımız var ‘Erken doğanlar yenidoğan hekiminin elindeyse kazanır’, prematüre bebeklerin yaşam rolümüz bu anlamda çok önemli. Bunu yanında prematüre bebeklerin bakımında ailelerin aktif rolü, sürecin en kritik parçalarından biri olarak öne çıkıyor. Sağlık çalışanlarının ailelerle kurduğu açık ve güvene dayalı iletişim, bu zorlu süreci daha kolay hale getiriyor. Ailelerin, prematüre bebeklerinin ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için eğitim almaları ve desteklenmeleri büyük önem taşıyor. Her prematüre bebeğin sağlıklı bir geleceğe adım atabilmesi için farkındalık çalışmalarının yapılması da bu anlamda büyük önem taşıyor” ifadelerine yer verdi. SEAH Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Kampüsünde düzenlenen etkinliğe; İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Kayhan Özdemir, SEAH Başhekimi Prof. Dr. Fikret Halis, SEAH Yenidoğan Yoğun Bakım Klinik İdari Sorumlusu Prof. Dr. İbrahim Caner, hastane yöneticileri, servis ekibi ve hastanede tedavi görerek hayata tutunan prematüre bebekler ile aileleri katıldı. Etkinlik Prematüre Farkındalığını simgeleyen mor renkli pastanın kesilmesiyle son buldu.
Düzce Hava kirliliği konuşuldu Düzce Üniversitesi Süs ve Tıbbi Bitkiler Üretim Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Kariyer Geliştirme ve Mezun İzleme Uygulama Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen Bağ, Bahçe, Çiçek Konferanslarının 11.’si gerçekleştirildi. Botanik Bahçemiz Müze ve Konferans Salonu’nda programa akademisyenler ve öğrenciler katılım sağladı. Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız’ın Düzce ve Hava Kirliliği başlıklı sunumu ile yer aldığı programda açılış konuşması gerçekleştiren Prof. Dr. Necmi Aksoy, Düzce’de var olan hava kirliliğinin artışına ve etkilerine dikkat çekerek Dünya KOAH Gününde bu etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerini sundu. Düzce’nin ‘Yeşil Düzce’ statüsünü geri kazanmasını temenni ederek sözü Doç. Dr. Pınar Yıldız’a bıraktı. Hava kirliliğinin genel tanımı ile sözlerine başlayan Doç. Dr. Pınar Yıldız, hava kirliliğinin insan ve insan sağlığı üzerine etkilerini anlattı. Günümüzde hava kirliliği nedeniyle yılda ortalama 7 milyon insanın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Yıldız, bu durumun genellikle salgın hastalıkların yaygın olduğu, sanayinin yoğun olarak kullanıldığı, hava kirliliği parametrelerinin yüksek olduğu ülkelerde daha yaygın görüldüğünü ifade etti. İç ve dış ortamda maruz kaldığımız hava kirliliğini, örnekler vererek açıklayan Yıldız, “Her yıl dış ortam hava kirliliğine bağlı 3,8 milyon kişinin erken ölümle karşı karşıya kalmamaktadır” dedi. Hava kirliliğinin; solunum yolu enfeksiyonları, akciğer kanseri, bronşektazi, nazofarinks kanseri ve kronik akciğer hastalıklarına yol açtığını vurgulayan Yıldız, solunum yolu şikayetiyle hastaneye başvuran hasta sayısı ile hava kirliliği oranı arasında ciddi bir ilişki olduğunu da savundu. İklim ve hava kirliliği faktörlerinin uyku apnesi, egzama gibi farklı hastalıklara da sebep olduğunu ifade eden Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Pınar Yıldız, hava kirliliğini azaltmak için evsel ısınma yöntemlerinin doğalgaza çevrilmesi ve sanayi denetimlerinin arttırılması önerilerinde bulunarak sözlerini sonlandırdı.