GÜNDEM - 20 Kasım 2024 Çarşamba 15:27

İstanbul’da suya yeni yıl tarifesi: Yüzde 17,5 zam yapıldı

A
A
A
İstanbul’da suya yeni yıl tarifesi: Yüzde 17,5 zam yapıldı

İBB Meclisi İSKİ Genel Kurulu’nda, suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı. Kabul edilen teklifle birlikte İstanbul’da suyun birinci kademe birim fiyatı 32.28 liradan 37,92 liraya yükseldi. Zammın Ocak ayından itibaren geçerli olacağı öğrenildi.


İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi 2024 yılı 2. Olağanüstü İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Kurulu Toplantısı, Saraçhane’deki başkanlık binasında gerçekleşti. Toplantı, İBB Meclisi 2’inci Başkanvekili Gökhan Gümüşdağ başkanlığında yapıldı. Toplantıda, su satış ve kullanılmış suların uzaklaştırılması bedeli tarife teklifi görüşüldü.


Faaliyet raporunun okunmasının ardından mecliste grubu bulunan partilerinden birer kişi faaliyet raporu hakkında konuşma yaptı. Konuşmaların ardından İSKİ 2024 faaliyet raporu oy çokluğu ile kabul edildi. Toplantı gündemine sunulan diğer teklifler görüşüldü. Plan ve Bütçe ile Tarife Komisyonlarının görüşerek meclis gündemine getirdikleri su satışı tarife değişikliği oy çokluğu ile kabul edildi.



Suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin su fiyatlarına kullanım miktarına göre yüzde 17,5 zam yapılmasını istediği yer alan teklifte, konutta 0-15 metreküp arasında 1. kademede bir metreküpü 32,28 lira olan mevcut fiyatın yüzde 17,47 oranında zamla 37,92 lira, 2. kademede 30 metreküpe kadar 49,17 lira olan fiyatın yüzde 17,51 zamla 57,78 lira, 3. kademede 31 ve üzeri metreküpe kadar 71,10 lira olan fiyatın da yüzde 17,51 artışla 83,55 lira olması talep edildi.


İş yerlerinde ise 0-15 metreküp arası 1. kademede bir metreküpün 84,51 lira olan fiyatı yüzde 17,50 zamla 99,30 liraya, 16-50 metreküp olarak belirlenen 2. kademede fiyatın 89,49 liradan yüzde 17,49 zamla 105,15 liraya, 3. kademedeki 51-100 metreküp arasındaki fiyatın 109,98 liradan yüzde 17,51 zamla 129,24 liraya, 4. kademede 101 ve üzeri metreküp tüketimde de fiyatın 114,99 liradan yüzde 17,50 zamla 135,12 liraya yükseltilmesi istendi.



“2025 yılına yönelik yaklaşık 88 milyar Türk Lirası gider bütçesi ödeneği ayrılmıştır”


Toplantıda konuşan İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa, “İdaremiz harcama bütçeleri için 2025 yılına yönelik yaklaşık 88 milyar Türk Lirası gider bütçesi ödeneği ayrılmıştır. 82 milyar liralık gelir bütçesi ile 6 milyar Türk Lirası finansman kaynağı ihtiyacı gösterilmesiyle bütçe denkliği sağlanmıştır. Yaklaşık 82 milyarlık gelir bütçesinin yüzde 79’u su geliri, yüzde 12’si İller Bankası geliri ve kalan yüzde 9’luk kısımda diğer gelirlerden oluşmaktadır. Gelir bütçemiz 2024 yılındaki 47 buçuk milyar lira değerinden yaklaşık 82 milyar Türk Lirası değerine ulaşmıştır. Bu 88 milyarlık gider bütçesi tahminimizin yüzde 51’i sermaye giderleri yüzde 33’ü mali hizmet giderleri, yüzde 8’i personel ve SSK giderleri kalan yüzde 8’i de diğer giderlerden oluşmaktadır” dedi.



“İstanbulların kullanacağı suya bu mecliste de yüzde 17 buçuk oranında zam yapılacak”


Programda konuşan MHP Meclis Üyesi Sultan Aşkın, “Musluklarımızdan akan su, kullandığımız su olarak geçiyor. Bu da hepimizin bütçesin ek maliyetler yüklüyor. Su kesintilerinin sonrasından musluklarımızdan gelen çamurlu suyu kullanamıyoruz. Peki, suyumuz ucuz mu? Hepimizin bildiği üzere mayıs ayında su fiyatlarına göre kullanıma göre konutta yüzde 53’e, iş yerlerinde de yüzde 60’a varan rakamlarda zam yapıldı. Önümüze gelen komisyon raporlarında da İstanbulların kullanacağı suya bu mecliste de yüzde 17 buçuk oranında zam yapılacak” şeklinde konuştu.



“Bugün itibariyle İSKİ faturalarında yüzde 800 zam oldu”


Programda AK Parti grubu adına söz alarak konuşan Kağıthane Belediye Başkanı Mevlüt Öztekin, “İSKİ’nin çok daha borçlu bir döneme girdiğini görüyoruz. Bu kadar zamlara da bu kadar borçlanmalarına rağmen İstanbul’a yeni bir bardak su getirmediklerini anlatmış olacağını anlatacağım. Bu 5 yıllık süreçte ne kadarlık bir zam oldu? Bugün itibariyle İSKİ faturalarında yüzde 800 zam oldu. Bu ne demek? Bununla beraber son yüzde 17 buçuk zam ile ilgili gelecek enflasyonla birlikte yeni yılda toplam 5 yıllık süreçte yüzde 900,49 oranında zam olmuş oldu. Peki? Yüzde 900 zamla birlikte İSKİ’ye yeni bir su gelmiş mi? Gelmemiş. Şu anda 1 metreküp suyun fiyatı dolar bazında 0.93 liradır. Ocak’ta da yüzde 17 buçuk zamla birlikte oran yüzde 92’ye çıkıyor. Yani fiyatı 1 doların üstüne çıkacak gibidir” ifadelerini kullandı.



“İSKİ toplamda 11 kat borçlanmış"


İSKİ’nin borçlandığını söyleyen Öztekin, “Buna karşılık, elektrik ne olmuş? 0.09 dolardan 2024 rakamlarına geldiğimizde 0.06 dolar olmuş. Elektrik fiyatları dolar bazında yüzde 33 düşmüş, su fiyatları dolar bazında yüzde 50 artmış. 2019’daki elektrik ve suya 1 birim olarak hesap yaparsak aradaki fark yüzde yüzdür. 29 Temmuz 2020’den başlayarak 20 Kasım 2023 ve 14 Mayıs 2024’e kadar olan zamlarla beraber İSKİ’nin istediği zamlar olsaydı. İSKİ 10 genel kurul yaptırmış 10 yılda suya zam teklifi sunulmuş. Şu anda İSKİ faturaları 195 lira olacaktı. Böyle bir rakam olabilir mi? İSKİ’nin borçlanmasına baktığımız zaman İSKİ, faturalar artarken 2018 yılından itibaren İSKİ’nin borcu 350 milyon liraymış. Şu andaki 5 yıllık sürede İSKİ’nin borcu 16 milyar 799 milyona çıkmış. Yani dolar bazında da 61 milyon dolarken 700 milyon dolara çıkmış. Toplamda 11 kat İSKİ borçlanmış” diye konuştu.


İBB Meclisi İSKİ Genel Kurulu’nda, suya yüzde 17,5 oranında zam yapıldı. Kabul edilen teklifle birlikte İstanbul’da suyun birinci kademe birim fiyatı 32.28 liradan 37,92 liraya yükseldi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Ağız sağlığına karşı uzman uyardı Ağız sağlığının önemine dikkat çeken Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Diş Tabibi Ayça Başar, “Ağızda bulunan bakteriler kan yoluyla diğer organlara geçerek kalp ve damar hastalıkları gibi sorunlara yol açabilir” dedi. Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Diş Tabibi Ayça Başar, vatandaşlara uyarılarda bulundu. Ağız sağlığının önemine dikkat çeken Ayça Başar, sağlıklı bir vücudun temelinin ağız sağlığından geçtiğini vurguladı. Dişlerin ağrısız olmasının sağlıklı olduğu anlamına gelmediğinin altını çizen Başar, ağızdaki bakterilerle çeşitli hastalıkların ortaya çıkabileceğini belirtti. “Kalp ve damar hastalıkları gibi sorunlara yol açabilir” Ağız temizliğinin vücut sağlığının korunmasında önemli bir rol oynadığını belirten Diş Tabibi Ayça Başar, “Sağlıklı bir ağız ve diş yapısına sahip olmak, sağlıklı bir yaşam sürmenin temel adımlarından biridir. Ağız sağlığı yalnızca dişlerin sağlığı ile sınırlı olmayıp, genel sağlığımızla doğrudan ilişkilidir. Ağızda var olan hastalıklar, sistemik sağlık sorunlarına yol açabilir ve bu nedenle erken teşhis oldukça önemlidir. Diş sağlığını korumak, vücut sağlığını korumanın önemli bir parçasıdır. Dişlerin ağrısız olması, her zaman sağlıklı oldukları anlamına gelmez. Diş çürükleri ve diş eti hastalıkları genellikle belirti vermez, bu nedenle düzenli diş hekimi kontrolleri büyük önem taşır. Yılda en az iki kez yapılan rutin muayeneler, diş çürüklerinin erken tespiti ve tedavi edilmesini sağlar. Erken müdahale, hem diş kayıplarını engeller hem de daha ciddi sağlık problemlerinin önüne geçilmesine yardımcı olur. Ayrıca, ağızda bulunan bakteriler kan yoluyla diğer organlara geçerek kalp ve damar hastalıkları gibi sorunlara yol açabilir” diye konuştu. “Ağız bakımı alışkanlıklarını erken yaşta kazandırmalıdır” Çocukların erken yaşta ağız sağlığına yönelik eğitim almaları gerektiğini açıklayan Başar, “Ağız ve diş sağlığının korunması, her yaşta büyük önem taşır. Anne adaylarından başlayarak gebelik döneminde annenin ve bebeğin ağız ve diş sağlığı düzenli olarak takip edilmelidir. Bu, hem annenin sağlığını korur hem de doğacak bebeğin ağız sağlığının temellerini atar. Çocukluk dönemi de ağız sağlığının temelinin atıldığı bir dönemdir. Bu dönemde doğru ağız bakım alışkanlıkları edinilmelidir. Ailelere, diş hekimlerine ve aile hekimlerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Diş hekimleri, ailelere 6 aylık periyotlarla diş hekimi kontrollerinin önemini anlatmalı, çocukların ağız bakımı alışkanlıklarını erken yaşta kazandırmalıdır” dedi.
İstanbul Yenidoğan Çetesi davasında bebek için "Fişi çek" diyen sanık savunma yaptı İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi’nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davanın görülmesine üçüncü gününde devam ediliyor. Bebek için "fişi çek" talimatında bulunduğu iddia edilen Rıza Keykukubad, savunma yaptı. Duruşmada söz alan Kaya bebeğin müşteki ailesinin avukatı ise, müvekkilinin çocuğunu bisküvi kutusuyla teslim aldığını ve kucağında götürdüğünü, bu durumda sanığın ifadelerini kabul etmediklerini belirtti. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 3. gününde adliyenin konferans salonunda devam ediyor. Tutuklu sanık Damla Atak’ın ardından tutuklu sanık Rıza Keykukubad, savunma yaptı. "Kaya bebeği hayatımda hiç görmedim, müdahalede bulunmadım" Hemşire yardımcısına bir bebeğin fişini çekmesi yönünde talimatta bulunduğu öne sürülen Rıza Keykukubad, iddiaları yalanladı. Savunmasında, 20 yıllık doktor olduğunu ve 55 yaşında olduğunu söyleyen sanık Rıza Keykukubad, "Hiçbir soruşturmada sanık olmadım. Pratisyen hekimim, Esenyurt’ta bulunan Sağlık Bakanlığı onaylı muayenehanemde doktorluk yapıyorum. Hiç görmediğim bir bebeği öldürmekle suçlanıyorum. Bana süre tanıyın ve beni dinleyin. Ben hiçbir zaman Esenler Güney Hastanesinin doktoru olmadım, orada çalışmadım, sözleşmem olmadı. Kaya bebeği hayatımda hiç görmedim, müdahalede bulunmadım. Güney Hastanesinin Başhekimi Ali Bey’di. Kaya Bebek 13 Kasım tarihinde vefat etti. Eşim o tarihte hastanede çalışmıyordu. Bebeğin doğumu 13 Kasım, vefat tarihi 15 Kasımdı. Başhekim bana 15’inde iş başı yapabilirsiniz demişti. Eşim Duygu Hastanesi’ne sabah gelir akşam çıkardı. Saat 19.00 ile 20.00 arasında benim hiçbir yoğun bakımla alakam yoktu. Bebek Kaya, hastaneyle iş anlaşması yaptığım sırada vefat etmiştir. Ben ve eşim bebek Kaya’yı görmedik. Bebek ben hastaneden ayrıldıktan 16-17 saat sonra bebek ex oldu. Yukarıda Allah var, ne kadar oyun oynamaya çalışsalar da, çocukları benden uzak tutsalar da Allah görüyor. Özetle her ne kadar iddianamede, delilsiz bir şekilde Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulsam da, eşim o tarihte işe başlamamıştır. Denetim raporunda bu bellidir. Orada Başhekim var, yoğun bakım doktoru var, ben yanlış bir şey yapsam bunu görürlerdi" dedi. "Kimseye bir yönlendirme yapmadım, benim böyle bir yetkim yoktu, ben de bir babayım, ben neden böyle bir şey yapayım?" Savunmasına devam eden sanık, "Damla dahil birçok kişi, benim hakkımda çirkin iftiralar attılar. Kimseye bir yönlendirme yapmadım, benim böyle bir yetkim yoktu, ben de bir babayım, ben neden böyle bir şey yapayım? Gerekli herkese tedavi uyguladım, bunların hepsi yalandır, iftiradır gerçek değildir. Kimseyle maddi veya manevi ortaklığım yoktur, kimseden bu işler için para almadım. Dört aydır tutukluyum, tek suçum iki üç tane hemşire kendi aralarında benim adımı geçirmişler" ifadelerini kullandı. "Müvekkilim çocuğunu bisküvi kutusuyla teslim aldı" Duruşmada söz alan Kaya bebeğin müşteki ailesinin avukatı, müvekkilinin çocuğunu bisküvi kutusuyla teslim aldığını ve kucağında götürdüğünü, bu durumda sanığın ifadelerini kabul etmediklerini belirtti. Duruşmaya ara verildi.
Rize "Aşağıyı görene kadar deprem oluyor sandık" Rize’nin Çayeli ilçesinde yaşanan heyelanın ardından ortaya çıkan yeni güvenlik kamerası görüntülerinde, heyelan gerçekleştiği esnada uyuduğu koltuktan panikle kalkmaya çalışan Abdullah Çermen o anları, ’Biz deprem oluyor sandık’ ifadeleriyle anlattı. Eskipazar Mahallesi’nde yaşanan ve Yakup Özcan Bayraktar’ın ölümü ile sonuçlanan heyelanın ardından, yan binada oturan Çermen ailesinin oturma odasında bulunan güvenlik kamerası da heyelanın olduğu dakikaları kaydetti. Kayıtlarda o sırada koltukta uyuyan 55 yaşındaki Abdullah Çermen, bir anda yüksek ses ile uyanarak koltuktan düşüyor. Ne yapacağını şaşıran Çermen, içeride bulunan babasının yanına gidiyor. Ardından telefona sarılan Çermen, tanıdıklarına ‘deprem olup olmadığını’ soruyor. O anlar ise odayı anbean kaydeden güvenlik kamerasına yansıyor. O anları anlatan Abdullah Çermen, ilk etapta uzun bir süre deprem oluyor sandıklarını ifade ederek, "Saat 6.35 sularında ani bir gürültüyle şok olduk. Biz ilk etapta deprem olduğunu zannettik çünkü 5 gün önce yine Rize’de bir deprem olmuştu. Onun da belki etkisi vardı. Hatta babam ‘Deprem oluyor’ diye yattığı odadan seslendi. Ben de kalktım ‘Sakin olun’ diyerek onları uyardım. Biz hala deprem olduğunu zannediyorduk, farkında değildik. Saate bakıyorum, hatta birilerini arıyorum ‘Sizde deprem oldu mu?’ diye. Onlar ‘Yok biz bir şey hissetmedik’ diyor. Ne zaman ki balkondan aşağıya baktığımızda yan blok dibine yolun ortasında bir toprak yıkıntısı gördük. Acaba dedim bina mı çöktü deprem nedeniyle. Hala biz olayı deprem zannediyoruz. Hemen akabinde, bir 10 dakika sonra aşağıya inerek anladık ki heyelandan dolayı bu olay gerçekleşmiş” şeklinde konuştu. Aşağıya indiğinde arabasını kurtarmaya çalışanlar olduğunu gördüğünü dile getiren Çermen, "7 katta oturuyorum. O gecede hiç uyumamıştım. Şiddetli bir yağmur devam ediyordu. Ben ara ara kalkıp dereye bakıyordum. Bulunduğumuz alanda çok şiddetli bir yağmur vardı. Ben de kendi kendime dedim ki herhalde yukarılarda yağmur yok, dere kabarmıyor. Aşağıya inen ilk insanlardan bir tanesi bendim. Kimisi arabasını alıyordu, almaya çalışıyordu. O molozların altında acaba biri var mı yok mu diye merak ediyorduk. Bakıyorduk, sesleniyorduk. Sonrasında işte yetkililer geldi, olaya müdahale etti” dedi.
Samsun Atakum’da çocuklara hakları anlatıldı Samsun’un Atakum Belediyesi tarafından, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlik kapsamında uzmanlar tarafından çocuklara hakları anlatıldı. Atakum Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğü, Özgecan Kadın Danışma Merkezi ile Atakum Kent Konseyi Kadın Meclisi iş birliğinde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Atakum Ortaokulu’nda farkındalık eğitimi gerçekleştirildi. Programda, Samsun Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’nda görevli Avukat Fatma Suğanlı ve Avukat Nursena Gündoğdu, çocuk hakları konusunda öğrencilere önemli bilgiler verdi. ‘Çocuk hakları sözleşmesi’ ve ‘hak ihlalleri’ başlıklarının ele alındığı eğitim programının ardından öğrencilerin soruları cevaplandırıldı. Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Nurşen Dikmen, etkinlikte yaptığı konuşmada, “Atakum Belediyesi olarak sizlerde çocuk hakları konusunda farkındalık oluşturmak, sizlerin haklarını sizlere hatırlatarak, haklarınızın ne olduğunu bir kez daha sizlerle paylaşmak için geldik” dedi. “Hem kanunen, hem de ahlaken korunması gereken haklar” Avukat Fatma Suğanlı öğrencilere yönelik yaptığı konuşmada, “18 yaş altı herkes çocuktur ve bazı hakları vardır. Bütün haklarımız, kanunlarca düzenlenir. Bu noktada sizin korunmanız da kanunlarca düzenlenmektedir. Çocuk hakları sözleşmemiz var ve sözleşmede ‘18 yaşından küçük herkes çocuktur’ diyor. Çocuk hakları, hem kanunen hem de ahlaken korunması gereken haklardır. Doğuştan sahip olduğumuz eğitim, sağlık, yaşama, barınma, fiziksel, psikolojik veya cinsel her türlü istismar ve ihmale karşı korunma gibi haklarınızı sağlamaktadır. Çocuk hakları eğitimi, çocuklara hakları ihlal edildiğinde ne yapılması gerektiğini gösterir ve tüm insanların haklarının içtenlikle korunmasını sağlar” ifadelerini kullandı. Avukat Nursena Gündoğdu da “İstismar sadece bedensel değildir. Şiddet sözlü, psikolojik, akran zorbalığı, siber gibi farklı şekillerde olabilir. Bu durumda, en başta koruma özelliği devletimizdedir. Devlet, sizi korumak zorunda. Devlet kanalları olarak öğretmenlerimize, polise, jandarmaya ‘benim haklarım zedeleniyor’ diyebilirsiniz. Bunu demekten hiçbir zaman çekinmeyin. Biz, her zaman yanındayız” diye konuştu.