SAĞLIK - 13 Nisan 2019 Cumartesi 13:27

İşsizlik depresyonuna dikkat

A
A
A
İşsizlik depresyonuna dikkat

Psikolog Gülcem Yıldırım, işsizliğin kişiyi sadece maddi anlamda etkilemediğini, psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi.

Psikolog Gülcem Yıldırım, işsizliğin kişiyi sadece maddi anlamda etkilemediğini, psikolojik sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi.


Psikolog Gülcem Yıldırım, yetişkin bir bireyin yaşamının sürekliliğini sağlayabilmesi için, özgür olabilmesi için çalışması gerektiğini ifade ederek, “İnsan ruhu temelde üretkendir, çalışmaktan, yeni bir şey üretmekten haz alır. Bir işte çalışmak kişinin işe yarar hissetmesini, değerli hissetmesini, aidiyet duygusunu besler. Toplumsal açıdan baktığımızda ise toplum başarı yönelimlidir, başarılı ve mutlu insanlara özellikle de gençlere büyük değer verir. Böyle olmayan herkesin değerini görmezden gelir. Toplum içinde işsiz olmak yararsız olmakla eşleşir, yararsız olmak ise anlamsız bir hayat sürmekle.


Çalışmak kişinin para kazanmasını ve sosyalleşmesini sağlar, kişiye güç ve statü verir, yaşamak için bir anlam ve amaç sağlar. İşsizlik ise bütün bunların yitimi demektir. İşsiz kalan bireyin işsizliğe tepkisi kişiden kişiye farklılık gösterir. Bu farklılığın temel sebebi ise çocukluk yaşantılarıdır. İşsizliğin üç temel boyutu vardır; psikolojik, sosyolojik ve ekonomik.” diye konuştu.


Psikolog Gülcem Yıldırım işsizlik depresyonu hakkında şunları kaydetti;


“Birey için işini kaybetmek ekonomik anlamda hayat standardının düşmesi demektir. Kişi yaşadığı bu büyük kayıp duygusuyla geleceğe daha endişeli ve kaygılı bakma eğiliminde olur. Daha büyük felaketlerin başına geleceğine dair derin bir korku ve belirsizlik duygusuyla baş başa kalır. İşsiz bireyi en çok etkileyen duygu da budur; belirsizlik duygusu. İşsizlik süreci uzadıkça bireyin duygularında, düşüncelerinde ve davranışlarındaki negatif tutum artmaya başlar. Bu süreçte kişi kendisine karşı aşırı eleştirel bir tutum sergileyebilir, kendisini başarısız, işe yaramaz, beceriksiz, değersiz gibi algılayabilir.


Kişinin yaşadığı bu duygular çocukluk yaşantısına bağlı olarak farklılık gösterir. Çocukluktan itibaren okul başarısı ile anılan bir yetişkin işini kaybettiği zaman hayatta var olma şeklini kaybettiğini hisseder. Yaptığı işi güçle ilişkilendiren bir yetişkin işini kaybettiğinde güçsüz hisseder. Hayatta değerli olma biçimini işiyle eşleştiren kişi ise işini kaybettiğinde değersiz hisseder. Dolayısıyla her insanın işsizlik döneminde yaşadığı olumsuz duygular bireysel geçmişleriyle bağlantılı olarak farklılık gösterir. İşsizlik sürecinin uzaması ise kişinin travmatize olmasına, kendisine güven duygusunun azalmasına sebep olur.


İşsiz kalan kişiler yaptıkları iş başvurularından olumsuz geri dönüşler aldıkça içine kapanma eğilimindeki artış kaçınılmaz olur. İçine kapanan kişi bir süre sonra iş aramaktan vazgeçip yaşadığı acıyı bastırabilmek için televizyon izleyerek, bilgisayar oyunu oynayarak, kahveye giderek, uyuyarak, aşırı yemek yiyerek, uyuşturucu madde kullanarak zamanını geçirmeye başlayabilir. Sürecin uzaması ise kişide intihara kadar giden sonuçlar doğurabilir.”


Özellikle yetişkinlik dönemi insanın en üretken olduğu dönem olduğunu anlatan Psikolog Gülcem Yıldırım, “Yapılan araştırmalar özellikle yetişkinlik döneminde yaşanan (30 yaş ve üzerinde) işsizliğin kişide derin bir depresyon duygusuna sebep olduğunu göstermektedir. Bu dönemde yaşanan işsizlik kişide çaresizlik duygusu oluşturmakta, kişinin geleceğe dair umudunu yitirmesine sebep olmaktadır.” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Kuşadası’nda deprem paneli düzenlendi Kuşadası Belediyesi, ’Depremi Felakete Dönüştüren Sebepler’ ve ’Ege Bölgesi Depremselliği ve Kuşadası’ başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Etkinliğe konuşmacı olarak katılan Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Kuşadası Körfezi’ndeki fayların özelliği çok güçlü olmamalarına rağmen sık deprem üretmeleri. Sisam Adası’nın kuzeyinde, deniz içinde doğu-batı doğrultusunda uzanan fayın da Kuşadası’na değil, batıya doğru deprem üreteceğini düşünüyorum" dedi. Kuşadası Belediyesi ve İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi tarafından Pera Düğün, Organizasyon ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen panelde, geçmişten bugüne kadar Türkiye’de meydana gelen depremlerde neden çok fazla can kaybı yaşandığı sorusuna cevap aranmaya çalışıldı. Mevcut yapı stoğunun güvenliği ve yapılacak güçlendirmeler ile Kuşadası’nın deprem haritasıyla ilgili konuların öne çıktığı panele, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay ve Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy konuşmacı olarak katıldı. Panelde bir konuşma yapan Kuşadası Belediye Başkan Vekili Salim Tümer Apaydın, Kuşadası Belediyesi olarak kentte yaşanacak muhtemel bir depreme karşı mümkün olan her türlü önlemi almaya çalıştıklarını söyledi. Bilimsel veriler doğrultusunda depreme karşı yol haritası oluşturmak amacıyla daha önce ’Deprem ve Kentsel Dönüşüm’ başlıklı bir kurultay düzenlediklerini belirten Başkan Vekili Salim Tümer Apaydın, İmar Barışı adı altında yapılan düzenlemelerin de yanlışlığına dikkat çekti. "Yönetmeliklerde sorun yok" Kuşadası Belediye Başkan Vekili Salim Tümer Apaydın’ın ardından konuşan ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Canbay ise Türkiye’de 1937 yılından beri hazırlanan deprem yönetmeliklerinde herhangi bir sorunun olmadığını belirtti. Depremlerin bilimsel açıdan önceden tahmin edilebileceğine vurgu yapan Prof. Dr. Canbay, "Ancak eğer ülkenizde doğru yapılaşma ve doğru imar planı olmazsa, iyi ve ahlaklı mühendisler ile inşaat ustaları yetiştirmezseniz, devlet ve kamunun kontrol mekanizmaları görevlerini tam olarak yerine getirmezse depreme karşı hiçbir önlem alamazsınız" dedi. "Zemin ve yapı birbirine barışık olmak zorunda" Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy, ise, "Kuşadası Körfezi’ndeki fayların özelliği çok güçlü olmamalarına rağmen sık deprem üretmeleri. Ege ve Aydın’daki tüm yerleşmelerin zeminleri sıvılaşmaya uygun. Bu nedenle zeminle yapının birbirine barışık olması gerekiyor. Sisam Adası’nın kuzeyinde, deniz içinde doğu-batı doğrultusunda uzanan fayın da Kuşadası’na değil, batıya doğru deprem üreteceğini düşünüyorum. Bir de Büyük Menderes fay hattı var. Bu iki fay hattı birbirinden bağımsız depremler üretecek kapasitede" diye konuştu. Panele, Kuşadası Belediye Başkan Vekili Salim Tümer Apaydın, Kuşadası Belediye Başkan Yardımcısı Ayşegül Dağlı, belediye meclis üyeleri, CHP Kuşadası İlçe Örgütü Başkanı Mehmet Gürbilek, İnşaat Mühendisleri Odası Aydın Şubesi Başkanı Ali Atılım Kahraman, AKUT Kuşadası ekibi ve STK temsilcileri katıldı.