SAĞLIK - 18 Aralık 2024 Çarşamba 09:01

İleri yaş gebelik talebi arttı: “35 yaşına kadar planlama yapın”

A
A
A

İleri yaş gebeliklerinin son zamanlarda arttığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Emel Türkoğlu, gebe kalamama nedeniyle kendilerine olan başvuruların da oldukça arttığını söyledi. Üreme kapasitesinin en çok 25-35 yaş arası olduğuna değinen Op. Dr. Türkoğlu, “Risk açısından 35 yaşına kadar gebelik planı yapılmasını öneriyoruz” dedi.

Genellikle kadınların kariyer yapmak istemeleri nedeniyle ileri yaşta gebelik tercih edilmeye başlandı. Gebelik yaşının ilerlemesinin birtakım sakıncalara yol açabileceğini belirten Çakmak Erdem Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Emel Türkoğlu, “İleri yaşta çocuk sahibi olmak mümkündür ancak kendiliğinden ve tedavilerle gebe kalmada şans biraz daha düşüktür” dedi.

“İleri yaşta gebelik için gelen hastalarımıza çeşitli tıbbi tedavileri de uyguluyoruz”

“35 yaşından sonra kadınlarda yumurta rezervi düşmeye başlar” diyen Op. Dr. Türkoğlu, “Hem yumurta sayısı hem de kalitesinde bozulmalar başlar. Dolayısıyla gebe kalmak için geçen süre artar, daha çok uğraşmak gerekir ama tabii gebe kalmak mümkündür. Sağlıklı bir yumurta elde edildiği sürece menopoza girmeden kadının hamile kalması imkan dahilindedir. Kadınların en çok üreme kapasitesinin olduğu yaş, 25-35 yaş arasıdır. 35-45 yaş arası bu azalır, yine de gebelik şansı vardır ancak 40 yaştan sonra bu şans çok düşer. Bu yüzden ileri yaş gebeliklerini çok önermiyoruz. Gebelik planlamalarını 35 yaşından önce tamamlamalarını tercih ediyoruz. Tabii ileri yaş grubunda gelen hastalarımıza da gebelik için çeşitli tıbbi tedavileri de uyguluyoruz” şeklinde konuştu.

“Down sendromu gibi birtakım genetik anormalliklerin görülme sıklığı da artıyor”

İleri yaş grubu gebeliklerin avantaj ve dezavantajları olduğuna da değinen Op. Dr. Türkoğlu, “Avantajı, daha bilinçli bir ebeveynlik olmasıdır ama biyolojik yaş dediğimiz durum da var. Gitgide azalan bir şansımız var. Onun için bu dönemi en iyi şekilde değerlendirmemiz lazım. Hamilelikte birtakım sıkıntılar olabiliyor ancak bunlar tıbbi kontrol altında minimuma indirilebilir. Yüksek tansiyon, diyabet gebelikte birtakım rahatsızlıkların görülme riskini artırıyor. Ayrıca çocukta down sendromu gibi birtakım genetik anormalliklerin görülme sıklığı da artıyor. Düşükler artıyor. Bunlar tıbbi kontrol altına alınmalıdır” dedi.

“Sağlıklı embriyoyu seçmek için genetik seçimler yapıyoruz”

“40 yaş üstü gelen hastalar için tüp bebek yöntemini daha çok tercih ediyoruz” diyen Op. Dr. Türkoğlu şunları söyledi:

“Çünkü zamana karşı yarışıyoruz. Bize en yüksek gebelik başarısını veren teknik tüp bebek oluyor. Laboratuvar teknikleri olarak preimplantasyon genetik tanı ile sağlıklı embriyoyu seçmek için genetik seçimler yapabiliyoruz. Seçim teknikleri, laboratuvar imkânlarını kullanabiliyoruz. İleri yaşta tek dezavantaj daha çok sayıda uygulamaya ihtiyaç duyulabiliyor.”

“Geç gebelik istiyorsanız sağlıklı yaşam tarzına geçmelisiniz”

Op. Dr. Türkoğlu son olarak, “Geç gebe kalmayı planlayanlar varsa sağlıklı beslenmeli, spor yapmalılar. Sigaradan uzak durmalılar. Birtakım antioksidan besin destekleriyle de yumurta kalitelerinin maksimum düzeyde tutmak işe yarayabilir” önerisinde bulundu.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla MSKÜ’den ‘Patentle Türkiye’ye 9 farklı başvuru MSKÜ Fethiye Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Programı öğrencileri, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından düzenlenen “Patentle Türkiye Üniversiteler Patent Yarışması”na 9 adet patent başvurusunda bulundu. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Fethiye Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Programı öğrencileri, Öğretim Görevlisi Mahmut Beler’in danışmanlığında bu yıl 4. defa düzenlenen “Patentle Türkiye Üniversiteler Patent Yarışması”na katıldı. MSKÜ’lü öğrenciler, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından düzenlenen yarışmada 9 adet patent başvurusunda bulundu. Öğretim Görevlisi Mahmut Beler, Patent Yarışmasında ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin hem fikirlerini patentle koruduğunu hem de ödül kazanabilmek için yarıştığını belirtti. Öğrencilerle ders içi ve ders dışı çalıştıklarını söyleyen Öğretim Görevlisi Mahmut Beler, “Yürütücülüğünü yaptığım İnovasyon ve Girişimcilik dersi kapsamında öğrencilerim ile ders içi ve ders dışı zamanlarda 10 hafta düzenli bir şekilde patent fikirleri üzerinde çalıştık. Daha önce hiçbir patent başvurusu olmayan öğrencilerime patent alma işlem basamaklarını anlattım ve fikirlerini patentleştirme sürecinde danışmanlık yaptım. İlk ve Acil Yardım Programı (Paramedik) öğrencileri olmalarına rağmen sağlık alanı dışında da ilgi duydukları alanlarda ve ihtiyaç duyulduğunu düşündükleri ürünlerde araştırmalar yapan öğrencilerim 9 adet patent ile yarışmaya başvuru gerçekleştirdiler” dedi. Sonuç ne olursa olsun emek sarf ederek yenilikçi fikirlerini patentle korumayı öğrenen, girişimcilik ekosistemine dahil olan öğrencilerine teşekkür eden Öğr. Gör. Beler, öğrencilerini şimdiden tebrik ettiğini söyledi.
Denizli Milletvekili Ün, Pamukkale-Kocadere-Yeniköy projesini Meclis gündemine taşıdı Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, Pamukkale-Kocadere-Yeniköy projesiyle ilgili olarak TBMM kürsüsünden yaptığı konuşmada; “Ekonominin kötü yönetiminden toplu konut hak sahipleri de fazlasıyla payını aldı. Vatandaşın aleyhine olan tüm güncellemeler yapıldı” dedi. Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, TBMM Genel Kurulunda toplu konut hak sahiplerinin yaşadığı sorunlarla ilgili olarak açıklama yaptı. Barınma ihtiyacının ekmek gibi su gibi önemli olduğunun altını çizen Ün, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de bir krize evrildi, gelirler düştü, konut fiyatları yükseldi, faizler yükseldi. Konut alım gücü zayıf ülkelerin en başında yerimizi aldık. Rakamlara göre son bir yıl içerisinde konut alım gücü yüzde 65’ten yüzde 50’ye düşerken konut fiyatları yüzde 36 arttı. 2002 yılında yüzde 73 olan konut sahipliği oranı şimdi yüzde 56’ya geriledi. 10 milyon konut üretiminin olduğu bir yerde ev sahibi olan vatandaşların sayısı düşüyorsa bunun nedeni konutu yatırım aracı hâline getiren, sizin yanlış politikanızdır. Bu yanlış politikalarla da kalmadı tabii ki ekonominin kötü yönetiminden toplu konut hak sahipleri de fazlasıyla payını aldı. Vatandaşın aleyhine olan tüm güncellemeler yapıldı, sabit taksitle başlayan ödeme planlarını memur maaş artışlarına endekslendi. Yüzde 1 olan KDV yüzde 10’a çıkartıldı. 240 aylık taksit planını 180 aya indirildi. Birkaç yıl önce 900 lirayla başlayan taksitler bugün 20 bin liralara çıktı, 650 bin liradan başlayan ev fiyatları birkaç ay içerisinde 2-3 milyonu buldu. Başlangıçta ödenebilir gibi görünen bu taksitler yeni ödeme sisteminde astronomik şekilde arttığından vatandaş icra takiplerine düşmeye başladı” dedi. Sayıştay raporunda hepsi var Sayıştay’ın 2021 raporuna göre 25 bin 700 taşınmazın taksitinin ödenmediğini, kamu bankaları aracılığıyla 20 binden fazla hak sahibine ihtarname gönderildiğini, binlercesine icra takibi başlatıldığının görüldüğüne dikkat çeken milletvekili Ün, “2024 yılı itibariyle bu sayının daha da arttığını tahmin ediyoruz. Bu durumda vatandaş çözümü nerede buluyor, biliyor musunuz? Karşısına çıkan fırsatçılara konut hakkını devretmekte. Vatandaşın ev sahibi olma hayali başkalarının kâr elde etmesine dönüşüyor. İktidar 100 binli rakamlarla yeni konut müjdeleri açıklıyor, biz de bu haberlerle mutlu oluyoruz elbette ama bir önceki müjdenin daha arsasının belirlenmemiş, temelinin atılmamış olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı verileri 2003’ten 2022 sonuna kadar 372 bin 925 konut üretildiğini söylüyor. Nerede bu milyonluk rakamlarla ifade edilen konutlar peki? Cumhurbaşkanlığı yanlış veri paylaşmayacağına göre ‘Son bir buçuk yılda ilave 992 bin 075 konut ürettik’ mi demek istiyorsunuz? Bu konunun aydınlatılmaya muhtaç olduğunu söylemek istiyorum. Yapılanlar için teşekkür etmekten imtina etmediğimizi bilirsiniz ama neden aynı devletin kurumlarının telaffuz ettiği rakamlar birbirinden bu denli astronomik şekilde fark arz ediyor, bunu merak ediyoruz” dedi. Pamukkale-Kocadere-Yeniköy projesini de sordu Denizli’de 5 yıldır ‘Pamukkale-Kocadere-Yeniköy’ projesinde konutları teslim edilmeyen mağdurlar olduğuna dikkat çeken Ün, “2019’da 3 yıl içerisinde teslimine söz verilen Pamukkale-Kocadere-Yeniköy Projesi yoğun takibimize kayıtsız kalın0maması neticesinde, inşallah 1 yıl sonra teslim edilebilecek. Şimdi, bu insanlar, doğal gaz altyapısı projeyle eşzamanlı organize edilmediği için şehrin merkezinde yıllarca doğal gaz kullanamayacaklar. Devlet, söz verdiği projeyi vaktinde yapmamış, geciktirmesinin bedelini vatandaşa ödetmiş. Bu insanların ağırlıklı kısmı emekli maaşıyla, asgari ücretle geçimini sağlıyor yani bugün 12 bin 500 lirayla, 17 bin lirayla bir ay boyunca ailelerine, çocuklarına bakıyorlar. Bu gelirlerle bugünkü değeriyle 14 bin lira, 18 bin lira, 20 bin lira konut taksiti ödemenin zorluğunu sizin vicdanınız kaldırıyor mu? Bu mağduriyetleri hafifletecek bir çözüm bekliyoruz. Bakın, bugün ‘Nüfusumuz yaşlanıyor, aile kurumumuz alarm veriyor’ diye dert yanıyorsunuz. Bunun en önemli sebeplerinden biri, işte bu barınma problemi. 2025 yılında artık, barınma sorununun ülkemizin gündeminden çıkması için en büyük görev size düşüyor” diye konuştu.
Muş Acılı ailelerin evlat nöbeti 176’ncı haftaya girdi Çocuklarının dağa kaçırılmasından DEM Parti’yi sorumlu tutan ailelerin 7 Nisan 2021’de başlattığı oturma eylemi, 176’ncı haftada da devam ediyor. Muş’ta çocuklarını terör örgütü PKK’nın pençesinden kurtarmak isteyen ailelerin DEM Parti il binası önündeki eylemi devam ediyor. Aileler, çocuklarının en kısa sürede güvenli bir şekilde evlerine dönmesini beklerken, toplumun da bu konuda destek olmasını istedi. Çocuklarına kavuşma ümidiyle her hafta çarşamba günü DEM Parti il binası önünde bir araya gelen aileler, "Anneler direniyor" ve "Yeter artık evlatlarımızı bırakın" pankartları açtı. Anne ve babalar, yıllardır hasretle bekledikleri çocuklarına teslim olmaları için çağrıda bulundu. Oğlunun 13 yıl önce üniversite okuduğu sırada kaçırıldığını dile getiren Halit Altun isimli vatandaş, "13 yıldır HDP tarafından çocuğum götürüldü. Üniversiteden çocuğumu alıp götürdüler ve 6 yıldır HDP binalarının önünde hem Diyarbakır’da hem de Van’da olsun nöbet eylememizi devam ettirmekteyiz. Biz onlardan çocuklarımızı istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Çocuklarımızı götürmüşler ABD’ye ve Yahudilere asker yapmışlar. Çocuklarımızın sebebi onlar. Başkaları götürmedi biz biliyoruz onlar götürdü çocuklarımızı” dedi. Oğlunun 9 yıl önce Bursa’da kaçırıldığını söyleyen anne Ayten Koçhan ise DEM Parti ve terör örgütü PKK’dan çocuğunu istediğini belirterek, “Benim oğlum Bursa’da çalışıyordu. 9 yıl önce oradan götürdüler. DEM Parti’den, PKK’dan oğlumu istiyorum. Oğlum, gel artık. Gelin devlete sığının, gelin teslim olun. Bu bizim davamız değil. Bu Amerika ile İsrail’in davası. Gel onlar sizi kandırıyorlar, sizi kullanıyorlar. Ersin oğlum, üç yıldır eylemime devam ediyorum. Gerekirse üç sene daha devam ederim. Gel biz evlat hasretine dayanamıyoruz. Yeter annelerin, babaların ağladığı. Bizden ne istiyorlar. Evlatlarımızı versinler" ifadelerini kullandı.