EKONOMİ - 28 Aralık 2021 Salı 15:41

İEA Başkanı Fatih Birol: "2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı"

A
A
A
İEA Başkanı Fatih Birol: "2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı"

Türkiye’de ve dünyada elektrikli araçların geleceğinin ele alındığı ‘Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü’ konferansı Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde düzenlendi.

Elektrikli araçlar son dönemde dünya ve Türkiye’nin gündeminde oldukça fazla yer alıyor. Türkiye’de bu gelişen teknolojide söz sahibi olmak için çalışmalarını sürdürüyor. Elektrikli araçların dünyada ve Türkiye’deki durumu ile ilgili bilgi vermek amacıyla Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde ‘Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü’ konferansı düzenlendi. Konferansta dünyada yaşanan gelişmeler, Türkiye’de e-mobilite ekosisteminin gelişimi, elektrikli araçların Türkiye’nin enerji dengelerine ve çevre performansına katkısı gibi konular ele alındı.

Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştiren Uluslararası Enerji Ajansı (İEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, ‘’Dünyada iklim değişikliğine neden olan gazların yüzde 80’i tek başına enerji sektöründen kaynaklanıyor. İklim sorununu çözmenin ana yolu enerji sektörünü temiz bir hale getirmekten geçiyor. Dünya ekonomisinin yüzde 90’ı ülkelerin iklimle ilgili yaptığı taahhütler ile kapsanmış vaziyette. Birçok ülke emisyonlarını belirli tarihlerde emisyonlarını sıfıra getirmek için taahhütte bulundular. Yenilenebilir enerji kaynakları alanlarında adımlar atılıyor’’ dedi.

"2021 itibariyle dünyada otomobil satışlarındaki elektrikli araçların oranı yüzde 10’a yaklaştı"
Elektrikli araçlar ile ilgili bilgiler de paylaşan Birol, ‘’2018-2019 yılında dünyada satılan her yüz arabanın sadece 2 tanesi elektrikliydi. 2021 itibariyle bu rakamın yüzde 10’a yaklaştığını görüyoruz. Bu büyüme önemli bir gelişme. Çin bu konuda çok önemli gelişme gösteriyor. Elektrikli araçların desteklenme nedeninin çeşitli sebepleri var; elektrikli araçlar çevre dostu olması nedeniyle talep gösteriliyor, bununun yanında Petrole olan bağımlılığı azaltmak için elektrikli araçlara yönelim oluyor. Ekonomik rekabet açısından da elektrikli araçlara yönelim var, ülkeler bu teknolojilerde söz sahibi olmak istiyor’’ diye konuştu.

"2030 yılından sonra içten yanmalı otomobillerin payının yüzde 50’nin altına düşmesi öngörülüyor"
TOGG CEO’su Gürcan Karakaş "Yeni bir teknolojinin ortaya çıkma aşamasında devletlerin bunu görüp desteklemesiyle birkaç adım ileriden başlama fırsatı oluyor. Elektrikli araçlar teknolojisine de en erken Çin başladı. Ülkemizde de devletimizin desteğiyle bizde elektrifikasyon geçiş yaptık. Sektörün cirosu ve karlılığı büyümeye devam ediyor. Karlılığın büyümesinde ciddi değişimler söz konusu. 2035’te yeni nesil araçlar toplam karlılığın yüzde 40’ını alabilir. 2030 yılından sonra içten yanmalı otomobillerin payının yüzde 50’nin altına düşmesi öngörülüyor. Otomobilden fazlasını yapmak için çalışıyoruz. Tasarladığımız aracı hem bataryanın etrafında hem de akıllı bir cihaz olarak tasarlamamız gerekiyor" sözlerini ifade etti.

"Otomotiv sanayisi sektörünün ihracattaki payı 26 milyar dolar"
Otomotiv sektörünün Türkiye için öneminden bahseden Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün ise ‘’Otomotiv sektörü artı değerler oluşturuyor, sektör milli gelirin yüzde 5’inden fazlasını üretiyor. Otomotiv sanayisi sektörünün ihracattaki payı 26 milyar dolar. Toplam ihracatın yüzde 15’ine denk geliyor. Pandeminin getirdiği olumsuz etkiler sonucu 32-33 milyar dolarlık hedefimizde bir miktar düşüş oldu. Otomotiv sanayi sektörü 6.8 milyar dolar dış ticaret fazlası veriyor. Sektör 53 bin kişilik doğrudan istihdam sağlıyor, paydaşları da katarsak bu rakam 500 bini aşıyor’’ şeklinde konuştu.

Konferansta IICEC tarafından Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleştirilen “Türkiye Elektrikli Araçlar Görünümü” raporunun lansman sunumunu, IICEC Direktörü Bora Şekip Güray yaptı.

"Elektriğin petrolü ikamesiyle petrol faturasında 2,5 milyar dolar azaltım sağlanabiliyor"
Lansman raporunu açıklayan Güray, "2030 yılında elektrikli araçların yeni satışlarda üçte birin üzerinde paya ve toplam elektrikli araç parkının 2 milyona ulaştığı Yüksek Büyüme Senaryosunda, elektriğin petrolü ikamesiyle petrol faturasında 2,5 milyar dolar azaltım sağlanabiliyor. Petrol tüketiminde temiz elektrik ile sağlanan azaltım, Türkiye’nin büyük oranda ithalatçı olduğu petrol arzında fiyat dalgalanmalarından kaynaklı riskleri azaltırken enerji güvenliğini güçlendirme hedeflerini de destekliyor. Türkiye emisyon envanterinde elektrik sektöründen sonra ikinci sırada gelen karayolu ulaşımının emisyonları Yüksek Büyüme Senaryosunda 2030 yılından önce düşmeye başlayarak, net-sıfır emisyona sahip bir enerji geleceği vizyonunu ve temiz enerji dönüşümü perspektifini destekliyor" bilgilerini paylaştı.

E-mobilite ekosisteminin paydaşları için önerileri de paylaşan Güray, "2053 net-sıfır hedefi ve temiz enerji dönüşümü ekseninde, somut, gerçekçi ve ulaşılabilir politika hedeflerinin belirlenmesi, yönlendirici ve destekleyici mekanizmaların uygulanması, bu dönüşümün sürdürülebilirliğinin, yeşil enerji kaynaklarının gelişimi yoluyla güvence altına alınması, çevreyi ve teknolojiyi eksenine alan, bütüncül bir E-mobilite ekosisteminin, kamu, özel sektör, akademi iş birlikleri ve eşgüdüm içerisinde, azami toplumsal fayda ekseninde geliştirilmesi, dijitalleşme, akıllı sistemler, enerji depolama gibi yüksek değer önermesi sunan teknolojilerde Ar-Ge ve yerli üretime hız verilmesi, Bireysel ve kurumsal girişimcilik ekosisteminin ve insan kaynakları potansiyelinin, bölgesel ve küresel aktör olarak konumlanmayı destekleyecek şekilde güçlendirilmesi" olarak sıraladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Bolat: “Dünyada Gazze’deki İsrail soykırımına karşı ticareti durdurma kararı alan öncü ülkelerin başında geliyoruz” Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “Dünyada Gazze’deki İsrail soykırımına karşı ticareti durdurma kararı alan öncü ülkelerin başında geliyoruz” dedi. Ticaret Bakanı Ömer Bolat, TBMM Genel Kurul’da Ticaret Bakanlığının ve bağlı kuruluşlarının 2025 yılı merkezi yönetim bütçe kanunu teklifi ile 2023 yılı merkezi yönetim kesin hesap kanun teklifinin görüşmelerinde konuştu. Türkiye ekonomisinin 2023 yılında zayıf dış talep ve 6 Şubat’taki iki çok yıkıcı deprem felaketlerine rağmen yüzde 5,1 oranda büyüme kaydederek güçlü bir performans sergilediğini belirten Bolat, “Ülkemiz, OECD ülkeleri içinde 1., Avrupa’da 2., G-20 ülkeleri içinde ise 3. sırada yer almıştır. 2023 yılında nominal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ‘GSYH’ 1 trilyon 130 milyar dolara ulaşarak rekorunu yenilemiş, kişi başına düşen milli gelir ise yüzde 24,2 artışla 13.243 dolara ulaşmıştır. Ekonomimiz 2024 yılı ilk çeyreğinde yüzde 5,3, ikinci çeyreğinde yüzde 2,4 ve üçüncü çeyreğinde yüzde 2,1 olarak büyümüş, ilk dokuz ay itibarıyla GSYH’miz %3,2 oranında büyüme kaydetmiştir. 2024 yılı ilk 9 ay sonunda yıllıklandırılmış milli gelirimiz 1 trilyon 260 milyar dolarlık rekor seviyeye yükselmiştir. Türkiye ekonomisi, büyüme performansını kesintisiz 17 çeyrektir sürdürmüştür. İlk dokuz ayda net mal ve hizmet ihracatı 1,9 puanlık katkı ile büyümenin temel sürükleyicisi olmuştur” ifadelerini kullandı. Ticaret Bakanlığı olarak 16 bin 500 kadarı gümrük idarelerinde olmak üzere toplam 24 bin çalışanla ihracatı sürdürülebilir bir şekilde artırmak, yerli üreticiyi ithalat ve haksız rekabet baskısına karşı korumak, gümrüklerin etkinliğini artırmak, iç ticaretin istikrarlı ve adil rekabet şartlarında işlemesini sağlamak, esnaf ve KOBİ’leri güçlendirmek ve tüketicileri korumak için var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini aktaran Bolat, “Bu çerçevede, ihracatı artırmak amacıyla pazara giriş, pazarda tutunma ve derinleşme, markalaşma, yeşil ve dijital dönüşüm ile e-ihracat gibi alanlarda ihracatçı firmaları toplamda 42 adet destek programı yoluyla desteklediklerini söyledi. “E-ihracatımızın genel ihracatımız içerisindeki payını 2028 yılına kadar yüzde 10’a yükseltmeyi hedefliyoruz” İhracat Akademisi ile mevcut 140 bin ihracatçı firma sayısını 2030 yılına kadar 200 bin ihracatçı sayısına yükseltmeyi hedeflediklerini dile getiren Bolat, “Yeşil dönüşümün ‘Responsible- Sorumluluk programımız’ yanı sıra dijital dönüşüm sürecinde de Ticaret Bakanlığı olarak kapsamlı desteklerimizle, firmalarımıza stratejik alanlarda özel destekler veriyoruz. AB ile yeşil mutabakata uyumun altyapısını hazırlıyoruz. Kolay İhracat Platformu ‘KİP’ ve E-Kolay İhracat Platformu ‘E-KİP’ ile ihracat yapmak isteyen firmalarımıza çevrimiçi rehberlik ediyor, danışmanlık hizmetleri sağlıyoruz. Bu çalışmalar sonucunda, 2022 yılında yüzde 0,9, 2023 yılında yüzde 2,1 olan 2024 yılı Ocak-Kasım döneminde ise yüzde 2,64 seviyesine ulaşan e-ihracatımızın genel ihracatımız içerisindeki payını 2028 yılına kadar yüzde 10’a yükseltmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. “Yerli üretimimizi, sanayimizi, istihdamımızı ve ülkemiz ticaretini korumaya hizmet eden etkili kararları hayata geçirdik” Konuşmasının devamında yerli sanayiyi haksız rekabete neden olan dampingli ve sübvansiyonlu ithalat veya artan ithalat kaynaklı zarar ve tehditlere karşı en fazla koruyan ülkeler arasında olduklarını kaydeden Bolat, “Hâlihazırda 130 adet dampinge ve sübvansiyona karşı tedbirimiz, 115 adet önlemlerin etkisiz kılınmasına karşı tedbirimiz yürürlüktedir. Yani dampingli ithalatın diğer ülkeler üzerinden gelmesine de müsaade etmiyoruz. 10 ürün grubunda da korunma tedbirimiz bulunmaktadır.2024 yılında binek otomobil ve altın ithalatını azaltmaya yönelik etkili tedbirler aldık. Çelik sektörümüzü haksız ticari uygulamalara karşı korumak üzere anti-damping ve korunma önlemlerimizi uyguladık. Tekstil, konfeksiyon, çelik sektörlerimizde; ayakkabı, güneş paneli, seramik, polyester, yassı çelik, filmaşin gibi sanayi ürünleri ile ceviz, badem, melas başta olmak üzere birçok tarım ürününde yerli üretimimizi, sanayimizi, istihdamımızı ve ülkemiz ticaretini korumaya hizmet eden etkili kararları hayata geçirdik” diye konuştu. “Tespit edilen aykırılıklar için 4 milyar 750 milyon TL’nin üzerinde idari para cezası uyguladık” 2024 yılından bugüne kadar, başta gıda sektörü olmak üzere ulusal, yerel ve zincir marketler, alışveriş merkezleri, otomotiv, emlak ve kuyum sektörleri, fahiş fiyat artışı ve stokçuluk faaliyetleri ile tüketicinin korunması kapsamında, 81 ilde toplam 425 bin 737 işletmeyi denetlediklerini belirten Bolat, “Tespit edilen aykırılıklar için 4 milyar 750 milyon TL’nin üzerinde idari para cezası uyguladık” dedi. “Dünyada Gazze’deki İsrail soykırımına karşı ticareti durdurma kararı alan öncü ülkelerin başında geliyoruz” İsrail ile ticaretin durdurulmasına ilişkin Bolat, “Hükümetimizin yoğun çalışmaları ile Türkiye olarak Gazze’ye, Batı Şeria’ya, Lübnan’a en fazla yardımlar gönderen ülke konumundayız. Buradan şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Yetkili kurumlarımızın dışında yapılan ve İsrail’i durdurmaya yönelik en büyük mücadeleyi veren Türkiye’yi ve hükümetimizin büyük mücadelesini yıpratmayı amaçlayan, Filistin’in menfaatine değil, olsa olsa İsrail’in sevineceği bu tür açıklamalara asla itibar edilmemelidir. Devlet, hükümet, Ticaret Bakanlığı hiçbir ülke ile kendisi ticaret yapmaz. Ticaret, sahipleri yurtiçi sermaye veya uluslararası yatırımcı olan şirketler tarafından yapılır. 7 Ekim 2023’ten sonraki 6 ay içinde bir yandan ateşkes ve yardımları ulaştırma mücadelesi verirken, İsrail ile ihracat ve ithalat ticaretini aldığımız gümrük tedbirleri ile yüzde 32 oranında azaltmıştık. Ancak İsrail’in kalıcı ateşkes çabalarını kategorik reddetmesi ve insani yardımların Gazze’ye ulaşmasını engellemesi karşısında, 9 Nisan 2024 tarihinde İsrail’e ihracatı 54 fasıl altında bin 109 ürün bazında hükümetimiz durdurma kararını aldı. İsrail’in tutumunu devam ettirmesi nedeni ile Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz bu defa İsrail ile ticareti hem ihracat hem ithalat olarak 2 Mayıs 2024 tarihinde tamamen durdurma kararı aldı. Bu kararı aldık ve sıkı bir şekilde uyguluyoruz. Dünyada Gazze’deki İsrail soykırımına karşı ticareti durdurma kararı alan öncü ülkelerin başında geliyoruz” ifadelerini kullandı. 2 Mayıs 2024 tarihinden sonra, Türkiye’de İsrail’e yönelik ihracat ve ithalat için tescil edilmiş hiçbir gümrük beyannamesinin bulunmamakta olduğunu söyleyen Bolat, aynı şekilde İsrail’den Türkiye’ye hiçbir sevkiyatın bulunmamakta olduğunu kaydetti.
Ankara 2025 bütçe görüşmeleri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “2024 yılında devam eden KKM hesaplarından herhangi bir zarar söz konusu değildir” dedi. Şimşek, TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen 2025 Merkezi Yönetim Bütçe ve 2023 Kesin Hesap Kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerine sunum yaptı. Şimşek, 2024 ikinci yarısından sonra uyguladıkları program sayesinde önemli kazanımları olduğunu söyleyerek, “Öncelikle makro finansal istikrarı güçlendirdik. Ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladık. Şoklara karşı dağınıklığımızı arttırdık. Burada tabii ki ticari açığın milli gelire oran olarak yüzde 5.5 civarından yüzde birin altına inmesi olması değerlidir. Uluslararası rezervlerimizi arttırdık. Brüt rezervlerimiz 98.5 milyar dolardan 6 Aralık itibariyle 159.4 dolara çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz yaklaşık 109 milyar dolar artışla 48.3 milyar dolara yükseldi. Çünkü o rakam tabii burada argümanlardan bir tanesi bunun üzerinden sağlandığı yönü de bu doğru değil. Bu artışın üçte ikisinden fazlası uzun vadeli maliyetli dış kaynak artı. Türkiye’deki portföy tercihlerinden kaynaklandı. Dolayısıyla bütün portföy yatırımları yani hepsine carry trade deseniz ki bir kısmı on yıl vadeli, beş yıl vadeli, iki yıl vadelidir, onların hepsine dahi deseniz bunların rezerv artışındaki payı üçte bir düzeyinin altındadır. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliğini sağlamış durumdayız. Son bir buçuk yılda ülke risk primimiz dört yüz elli bas puandan fazla düştü. Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerdeki risk primindeki düşüş bunun onda biridir. Bir program yoksa program başarılı bir şekilde uygulanmıyorsa bir ülkenin risk primi kendisine benzer ülkelerden nasıl oluyor da aynı dönemde on kattan fazla düşüyor diye sormak lazım. Bu program öncesinde on yıl vadeli gösterge tahvilimizin maliyeti yüzde onun üzerindeyken bugün yüzde 7 civarına düşmüş. Yani Türkiye’nin dış kaynak maliyeti yüzde 30 düşmüştür. Real sektör ve bankalarımız çok daha uygun koşullarda finansmana erişiyor. En önemlisi Türk Lirası’na güveni kazandırdık” ifadelerini kullandı. Şimşek, kur korumalı mevduatın 68 haftadır kesintisiz bir şekilde düştüğünü hatırlatarak, “Kur korumalı mevduat stoku geçen sene zirve 3.4 trilyon liraydı. Bugün itibariyle 1.2 trilyon liranın altına düşmüş durumda. 2024 mevduat faizi ortalama yüzde 54.6. Ama kur artışı bunun yarısı bile değil. Dolayısıyla 2024 yılında devam eden KKM hesaplarından herhangi bir zarar söz konusu değildir” dedi. Şimşek, deprem harcamalarına rağmen bütçe açığını kontrol altına aldıklarını ve düşürmeye başladıklarını ifade ederek, “Bakın 2023 yılında ve 2024 yılında bugünkü fiyatlarda deprem yaralarını sarmak için 2.6 trilyon lira para harcadık. Bugünkü kurla 75 milyar dolara denk geliyor. Aldığımız harcama ve gelir tedbirleriyle 2023 yılı bütçe açığını milli gelire oran olarak yüzde 5.2’de tuttuk. Gelişmekte ülkelerde bu oran geçen sene yüzde 5.3’tü. Ülkemizde deprem hariç açığın milli gelire oranı geçen sene yüzde 1.6. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 5.3. Bütçe açının milli gelire oranını bu sene biz yüzde 4.9, 2025 yılında ise yüzde 3.1 indirmeyi hedefliyoruz. Finansman ihtiyacının azalmasıyla borç ve faiz yükü artışını da bundan sonra sınırlayacağız. Evet bu sene üç büyük kredi kuruluşu tarafından notu iki kademe birden artan dünyada tek ülkeyiz” şeklinde konuştu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in eşi Esra Şimşek de Genel Kurul salonunda Bakan Şimşek’in konuşmasını takip etti.
İstanbul Metin Öztürk: "Futbola adaletin gelmesini istiyoruz" Galatasaray Spor Kulübü İkinci Başkanı Metin Öztürk, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu’nu istifaya davet ederek, futbola adaletin gelmesini istediklerini söyledi. Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında Galatasaray, sahasında karşılaştığı Trabzonspor’u 4-3’lük skorla mağlup etti. Maçın ardından Galatasaray Spor Kulübü İkinci Başkanı Metin Öztürk, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İki takımın oyuncularını ve teknik direktörlerini tebrik ederek sözlerine başlayan Metin Öztürk, "En büyük tebrik, taraftarımıza. Susmayan, bıkmadan bizi desteklediler. Federasyona ve hakemlere rağmen bizi destekleyen taraftarımızı tebrik ediyorum. 30 milyon taraftarımız, bizi radyo ve televizyonda takip etti. Geçen hafta, tüm kurullarıyla beraber federasyonu istifaya davet ettik. Ne kadar haklı olduğumuzu bugün yine gördük. Sivasspor maçında verilmeyen 3 kırmızı kart vardı. Ardından federasyon başkanının bizim başkanımızı tehdit etmesi de var. Biz, savcılığa başvurduk. Başkanımız da hak mahrumiyeti aldı. Hani kulüp başkanları sevk edilmeyecekti? Hani kulüp başkanları da haklarını savunabilecekti böylece. Demek ki bu işler seçilene kadar. Kim bilir kimlere ne sözler verdiler. "Futbolun ilahi adaletiyle 4-3 galip geldik" Yedikleri 3. gole değinen Öztürk, "Top çizgiyi geçerse aut olur. Top çizgiyi geçti ama aut olmadı. İçeri girdi ve oynandı. Sonra rakibimiz 3. golü attı. VAR devreye girdi mi? Girmedi. O zaman VAR niye var? Futbolun ilahi adaletiyle 4-3 galip geldik. Hakemlerin talimatla hareket ettiğini düşünüyoruz. Artık bu federasyonun Galatasaray’ı engellemek için her şeyi yaptığını düşünüyoruz. Hakemlerin, Merkez Hakem Kurulu’nun ve federasyonun adaleti olmayabilir ama futbolun adaleti var. Galatasaray, alnının akıyla 3 puan aldı" ifadelerini kullandı. "Futbola adaletin gelmesini istiyoruz" TFF’nin vaatlerine kandıklarını vurgulayan Öztürk, "Tahkim Kurulu’ndan istifalar oldu. Normalde yedeklerin gelmesi lazım ama dışardan başka atamalar oldu. Gerçekten inanmakta zorluk çekiyoruz. Biz çıkacağız ve futbolumuzu oynayacağız. Galatasaray, Merkez Hakem Kuruluna ve federasyona rağmen 25. şampiyonluğu alıp gerçek 5. yıldızı formaya takacak. Biz bugün yine tüm federasyonu tüm kurullarıyla beraber istifaya davet ediyoruz. Futbola adaletin gelmesini istiyoruz. Bunu da kazandığımız gün söylüyoruz. Biz, sahada kalacağız, sahada konuşacağız ve sahada kazanacağız" şeklinde konuştu. Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in aldığı ceza hakkında da konuşan Öztürk, "Hak mahrumiyeti cezası alan tek başkan. Ertuğrul Başkan da ceza almıştı, daha ağır sözler söylediği halde. Para cezasıydı. Demek ki artık literatüre bir intikam kültürü de giriyor. Nasıl tahkim istediği atamaları yapabiliyor tahkimde olmayan insanları. Sonra racon kültürü de gelir her şeyi bekliyoruz" dedi. "Şampiyonluk konuşmak için çok erken" Şampiyonluk konuşmak için çok erken olduğunun altını çizen Metin Öztürk, "Bu uzun bir maraton. Biz bugünkü skora ve bugünkü maça bakmıyoruz. Şampiyonluk konuşmak için çok erken. Diğer 18 takımın emeğine saygısızlık olur. Ama biz bu adaletsiz federasyonun bir an önce gitmesini istiyoruz. Herkes için, sadece Galatasaray için değil" şeklinde konuştu. "Bugün auta giden bir topun VAR konusu olmaması kötü niyettir" Yabancı VAR konusunda TFF’nin kendileri ile iletişime geçmediğini belirten Öztürk, "Şu an yabancı VAR, yabancı hakemi konuşmak çok erken. Biz şu an futbola adalet gelmesini bekliyoruz. Bugün auta giden bir topun VAR konusu olmaması, hakemin bunu VAR’a sormaması ya bir cahilliktir, ya kötü niyettir. Biz burada kötü niyet olduğuna inanıyoruz" açıklamasını yaptı. "Herkes için adalet istiyoruz" Bütün takınlar için adalet istediklerini aktaran Metin Öztürk, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Mehmet Büyükekşi döneminde de biz yapılan haksızlıklara isyan edip adalet istiyorduk, bugün de aynı şeyi istiyoruz. Biz şu an bu federasyonun tün kurullarıyla beraber istifa ederek tüm kulüplerin daha sezon erken önünü açmasını istiyoruz. Burada sadece şampiyon olacak takımı ilgilendirmiyor, Avrupa’ya gidecek takımlar, küme düşecek takımlar belirleniyor. Onun için herkes için adalet istiyoruz." "Toplanırsınız, topluca gidersiniz, biz de arkanızdan beyaz mendil sallarız" Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek’in tehdit edildiğini hatırlatan Öztürk, "Şu an inanılmaz şeyler yaşıyoruz, başkanımız tehdit edildi. Tehdit için adalete başvurdu. Biz Türk adaletine güveniyoruz. Türk adaletinin gerekeni yapacağından eminiz. Onlar da kendi adaletlerini ortaya koydular. Adaletsiz bir şekilde maça 2 saat kala Galatasaray başkanını cezalandırdılar. Galatasaray Kulübü Başkanı’nı ne bu federasyon ne de başka federasyon cezalandıramaz. Bundan evvel de başka başkanlar oldu. Toplanırsınız, topluca gidersiniz, biz de arkanızdan beyaz mendil sallarız" diyerek sözlerini noktaladı.