SPOR - 02 Şubat 2025 Pazar 12:55

Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Ogün Altıparmak hayatını kaybetti

A
A
A
Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Ogün Altıparmak hayatını kaybetti

Fenerbahçe’nin eski milli futbolcusu Ogün Altıparmak, 85 yaşında hayatını kaybetti.

Futbola Karşıyaka’da başlayan 24 yaşında Fenerbahçe’ye transfer olan Ogün Altıparmak, sarı-lacivertli forma altında birçok başarıya ulaştı. 1963-1964, 1964-1965, 1967-1968 ve 1969-1970 sezonlarında Türkiye Ligi şampiyonluğu yaşayan eski milli futbolcu, 1970-1971 sezonunda gol kralı oldu. Altıparmak ayrıca kulübün ilk gol kralı olarak kayıtlara geçti.

Aktif sporculuğu bıraktığı 1971 yılından itibaren siyasete atılan Ogün Altıparmak, bir dönem de kulüpte yönetici olarak görev yaptı.

Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Şekip Mosturoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Ogün (Altıparmak) abimizi kaybettik. Allah rahmet etsin. Mekanı cennet olsun" ifadelerini kullandı.

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Tekin, Eğitim-Sen’in LGBT propagandasına sert yanıt verdi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim-Sen’in okullarda öğrencilere gayriresmi olarak vermeyi planladığı "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" dersinin kabul edilemez bir durum olduğunu belirterek, "Kendilerine emanet edilmiş çocuklara, velilerin ve ailelerin asla tasvip etmeyeceği ideolojik art niyetli ifadelerle karşı karşıya bırakılması alenen temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Eğitim-Sen’in sendikaya bağlı öğretmenlerin 10 Mart Pazartesi günü bir ders saatinde öğrencilere "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dersi" vereceğini açıklaması üzerine açıklama yaptı. "Bu şekilde davranan kişiler mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş" Bakan Tekin, söz konusu sendikanın yapacağı eylemin disiplin soruşturmasına neden olacağını belirterek, "Toplumsal anlamda infial uyandırabilecek, toplumun referans değerleriyle asla örtüşmeyen kışkırtıcı bir eylemin içerisine girdi bu sendikalardan bir tanesi. Türk toplumunun temel dinamiğinin aile olduğu ilkesine, anayasamızda güvence altında olan eğitim öğretim hakkının kullanılmasına ilişkin ilkelere, ailenin korunmasına ilişkin ilkelere; anayasamızda yer alan sendikal özgürlükler ile asla bağdaşmayacak bir biçimde kullanmaktır. Bu şekilde davranan kişiler hem anayasaya hem diğer kanunlarımız olmak üzere bütün mevzuata ısrarla aykırı davranmayı kendilerine ilke edinmiş durumdalar" ifadelerini kullandı. "Sendikal hakların özüne ilişkin ciddi bir ihlaldir" Tekin, "Bunu yaparken sendikal örgütlenme hakkının toplumdaki algısını olumsuz etkileyecek eylemlerin içerisine girdikleri açık. Bu bir anlamda şu şekilde yorumlanabilir: Bunu yaparken sendikal özgürlüklerin özünü yanlış anlaşılabilecek şekilde kullanarak toplumda farklı algılara sebebiyet vermektedir. Bu da sendikal hakların özüne ilişkin ciddi bir ihlaldir" diye konuştu. "Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" Söz konusu sendikanın uyarıldığını ifade eden Bakan Tekin, "Bu özgürlük olarak tanımlanabilecek bir şey değildir. İnsanlar bu özgürlüklerini başka ortamlarda ifade edebilirler ama kendilerine emanet edilmiş çocuklara, milletimizin çocuklarını emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin, velilerin ve ailelerin asla tasvip etmeyeceği ideolojik art niyetli ifadelerle karşı karşıya bırakılması alenen temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılması anlamına gelir" şeklinde konuştu. Tekin, ders adı altında sunulacak konuların bir disiplin soruşturmasına neden olacağını da sözlerine ekledi. Öte yandan Bakan Tekin, Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılan "Tasavvufi Hayat" sergisini gezdi. Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğüne bağlı olarak eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren İstanbul Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü’nün geniş kapsamlı ele aldığı proje çalışmalarından oluşan sergi; tasavvuf kültürüne sanatsal, mimari ve estetik bir zeminde ışık tutuyor. Sergi, 10 Mart 2025 ile 10 Nisan 2025 tarihleri arasında sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.
Gümüşhane Torul Kalesi eteklerinde yaban keçileri görüntülendi Gümüşhane dağlarının süsü olarak kabul edilen yaban keçileri, Torul ilçesinde sarp kayalıkların zirvesinde yer alan Torul Kalesi’nin eteklerinde otlarken cep telefonu kameralarına takıldı. Gümüşhane’nin yüksek rakımlı dağlarında yaşamasının yanında yaz aylarında Torul Kalesi Cam Seyir Terasının yakınlarına kadar inen yaban keçileri, son dönemde sıklıkla daha alçak kesimlerde görüntülenmeye başladı. Hem toplumsal duyarlılığın artması hem de kaçak avla yoğun ve etkin mücadele sonucu sayıları 3 bini aşan kayaların usta tırmanıcısı yaban keçileri, Torul ilçe merkezine birkaç metre mesafede kalenin eteklerinde yavrularıyla birlikte otlarken Okan Aksu’nun cep telefonuna takıldı. Kış aylarında genelde kalenin olduğu yamacın diplerinde olduğu bilinen hayvanların yoldan geçen araçlara, korna seslerine, vatandaşlara aldırış etmeden dik yamaçtaki hayatlarını sürdürdüğünü kaydeden Aksu, o anları Altınpınar Köyünden Torul’a geldiğinde kaydettiğini söyledi. Sarp ve yüksek kayalıklarda yaşamlarını sürdüren, zarafeti, asaleti ve masumiyetiyle gören herkesi etkileyen yaban keçilerini hemen her gün gördüklerini, bu durumun ilçe merkezine ayrı bir güzellik kattığını ifade eden Aksu, hayvanların kış mevsiminde sıkça bu bölgede görüldüğünü belirterek, "Hemen her gün burada görüyorum. Araç seslerine ve insanlara aldırış etmeden yaşamlarını sürdürüyorlar. Torul’un doğal güzellikleri arasında yaban keçileri ayrı bir yer tutuyor. Onları böyle doğal ortamlarında izlemek gerçekten keyif verici" dedi. Gümüşhane, Türkiye’de yaban keçilerinin en rahat gözlenebildiği şehirlerin başında gelen ve "Dikkat! Yaban keçisi çıkabilir" söyleminin sıkça dillendirildiği şehir olarak biliniyor.
Kayseri Pastırmacılar Ramazan satışlarından memnun Pastırmacı Yasin Güzel, Ramazan içindeki satışlardan memnun olduklarını söyleyerek, "Bizim için ilk ve son hafta çok daha yoğun geçer" dedi. Ramazan’ın gelmesi ile sucuk içinin de tezgahlarda yerini aldığını söyleyen Yasin Güzel, "Ramazan’da da fiyatlarımızda bir değişiklik yok. Sucuk fiyatlarımız aynı, 500 TL’den başlıyor 850 TL’ye kadar değişiklik gösterebiliyor. Pastırma fiyatlarımız da şu anda bin 200 TL’den başlıyor bin 800 TL’ye kadar değişiklik gösteriyor. Tabi Ramazan gelince de Ramazan’ın vazgeçilmezi sucuk içi de tezgahlarımızdaki yerini aldı. Sucuk içinin fiyatı da şu anda yarım kiloluk paketler halinde satıyoruz ve yarım kilo fiyatı da 350 TL. Sucuk içinde yağ oranı az olursa kalitesi yüksek olur. Müşterilerimiz pişirirken yağ oranının az olmasına dikkat ederse de kalitenin yüksek olduğunu görürler" dedi. Güzel, Ramazan’ın özellikle ilk ve son haftasının kendileri için daha yoğun geçtiğini söyleyerek, "Ramazan’ın ilk haftası bizler için çok hareketli geçer. İnsanlar iftariyelik pastırmalarını ve sucuk içlerini evlerine alırlar. İlk haftadan sonra biraz durağan geçebilir. Tabi son hafta da bayram haftası olduğu için daha yoğun bir dönem başlar. Ramazan’ın ilk ve son haftası çok daha yoğun geçer bizler için. Vatandaşlarımız çok az da olsa sofralarında pastırmasını, sucuğunu, sucuk içini eksik etmesinler. Herkese hayırlı Ramazanlar diliyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkındaki iddianame kabul edildi TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında 5 yıl 6 aya kadar hapis talebiyle hazırlanan iddianame kabul edildi. Sanıklar Mayıs ayında hakim karşısına çıkacak. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras’a yönelik yürütülen soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanan iddianamede Turan ve Aras’ın zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edilmişti. Hazırlanan iddianame, gönderildiği İstanbul 28.Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Sanıkların yargılanmasına Mayıs ayında başlanacak. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. İçeriğini bilmedikleri olaylarla ilgili halkı yanılttıkları belirtildi Hazırlanan iddianamede, şüphelilerin içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar ile ilgili değerlendirmede bulunmak suretiyle ülke genelinde hukuki güvenliğin olmadığını, vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti Devletine yönelik güven probleminin olduğunu, bu sebeple huzursuzluğun bulunduğunu, tutuklama iş ve işlemlerinin hukuksuz olduğunu, kayyum atama iş ve işlemleri ile gözaltı tutuklama gibi hukuki tedbirlerin toplumda güveni sarstığını beyan ederek telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenfermasyon içerikli bilgileri yaydıkları anlatıldı. Makamlarının sağladığı kolaylıktan faydalandıkları kaydedildi Şüphelilerin konuşmalarını ekonomi alanında bulunduğu konum ve kariyerleri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştir şüphelilerin konuşmalarını ekonomi alanında bulunduğu konum ve kariyerleri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirdiklerinin aktarıldığı iddianamede, şüphelilerin beyanlarının düşünce ve ifade özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, sözlerinin ise haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı kaydedildi. Toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duygusunu zedeledikleri belirtildi Toplumun doğru haber veya bilgiyi alma ve erişme hakkını yanıltıcı bilgiler vasıtasıyla engellediklerinin belirtildiği iddianamede, şüphelilerin içeriğini bilmedikleri ve toplumun genelini ilgilendiren olaylara ve adli işlere ilişkin bilgilerin sırf halk arasında endişe ve panik meydana getirmek amacıyla söylediklerinin aktarıldığı iddianamede, sözlerin ülkenin iç ve dış güvenliği kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili olduğu bu kapsamda eylemlerinin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu, şüpheliler tarafından siyasi, ekonomik, ticari konularda toplumu manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgiler verildiği ve toplumun barış esasına dayalı hukuki güvenlik zemininde ülkede yaşadıklarına dair duygusunu zedeledikleri kaydedildi. 5 yıl 6 aya kadar hapis talebi Hazırlanan iddianamede şüpheliler Mehmet Ömer Arif Aras ve Orhan Turan’ın zincirleme şekilde ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak’ suçundan 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Öte yandan şüpheliler hakkındaki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçundan dosyanın ayrı olarak devam ettiği de öğrenildi.