SPOR - 03 Mayıs 2024 Cuma 15:35

Erdal Alkış: "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz"

A
A
A
Erdal Alkış: "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz"

Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, güven ortamıyla beraber adaleti sağlayacaklarını belirterek, "Görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" dedi. Alkış, VAR hakemlerinin de hepsini değiştireceklerini ifade etti.


Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Adayı Erdal Alkış, plan ve projelerine dair İhlas Haber Ajansı’na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. 2000’den itibaren futbolun içinde olduğunu belirten Alkış, "’Bir gün Türkiye Futbol Federasyonu başkanı olacağım’ dedim. Bununla ilgili kayıtlar var. Şu anda en yakın olduğumuz dönem, bu dönemdi. Şu anda her yönüyle bitirdikleri futbol var. Biz eğer bu projeleri doğru mekanizma içerisinde hayata geçirebilirsek bence burası birçok konunun başlangıcı olur. Çünkü futbol sadece futbol değil. Futbol üzerinde Türk ekonomisine ve Türk sosyolojisine de ilham olacağını düşünüyorum. Bu idealimi arkadaşlarımla gerçekleştirmek için yola çıktım. Geçmiş hatalarının tamamını biliyoruz. Ona göre tavır alacağız. Biz geçmişe de saldırmayacağız, öyle bir derdimiz olamayacak. Geleceği pırıl pırıl, aydınlık yapabilmek için, bu bir delilikse evet delilik yapıyoruz. Bize göre idealistlik bir konu. İşin sonunda görevden ayrılırken herkesin alkışladığı bir ekip olarak tarihe geçmek istiyoruz" şeklinde konuştu.



"Suudi Arabistan’daki oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik"


Kulüplerle temas halinde olduğunu söyleyen Erdal Alkış, "Suudi Arabistan’da oynanamayan maçtan iki gün sonra start verdik. Sistematik bir şekilde çalışmaya başladık. O günden bugüne kulüplerle görüşüyorum. Büyük kulüplerin başkanlarıyla görüşmedim, genel sekreter ve yönetim kurulundaki arkadaşlarla istişareler yaptım. Bugün imza vermeyenler dahil hepsi ile aynı düşünce içerisinde olduğumuzu biliyorum. 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’de şu anda biz 113 arkadaşla bire bir görüştük. Büyük bir kısmanın ıslak imzası var" diye konuştu.



"Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz"


Güven ortamı sağlayacaklarını vurgulayan Alkış, "Güven olmadan bunu yapamayız. Her şeyin başı güven. Orada oy verenler de, vermeyenler de bu ekip bu işi yapar denecek. Bizim bu yol haritasında mutlak uyacağımız ana kriterlerimiz var. Bu güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz. Kurullarda görev alacak arkadaşların tamamını gerçekten torpille değil de görevini yapacak olan arkadaşlardan seçerek yapacağız. Biz herkese eşit olacağız. Burada sadece 4 büyük takım yok. Şeffaf olacağız" ifadelerini kullandı.



"Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacağız"


Türkiye Futbol Federasyonu fonu projesi yapacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Burada bütün kulüplerimizin rızasıyla alakalı bir konu. Tamamıyla ekonomik mekanizmanın içerisinde yeri olan bir sistem. Kulüpleri satmadan yapılan bir sistemdir. Eğer bunu kabul ederlerse kulüplerimiz, mevcut borçlarının tamamını çok uygun şartlarda 3 yıl ödemesiz, 7 yıla kadar taksitler halinde borçları yeniden yapılandıracağız" dedi.



"500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacağız"


1 yıl içerisinde Türkiye’de yaklaşık 500 milyon Dolar iddaa geliri sağlayacaklarını söyleyen Alkış, "Avrupa’da bizim standartlarımızda herhangi bir ülkenin 4’te 1’i bile değil bu rakamlar. VR ile alakalı projemiz var. Dünyada uygulanıyor. Haftada bir maçın VR üzerinden yayınlanmasını sağlayarak 30-40 milyon Dolar gelir sağlayacağız" değerlendirmesinde bulundu.



"VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim"


Hakemlerle ilgili adaleti sağlayacaklarını açıklayan Erdal Alkış, "Yapamıyorlarsa B planımız hazır. Bu güveni ve şeffaflığı sağlayacağız. VAR hakemlerinin hepsini değiştireceğim. VAR hakemlerinin tamamı dışarıdan, daha sivil bu işleri bilen arkadaşları lig başlayana kadar yetiştireceğiz. Bunun altyapısı hazır" şeklinde konuştu.


Erdal Alkış, başkanlık yarışındaki rakibi Servet Yardımcı için ise, "Biz yönetimle yaptığımız istişareden çıkan sonuca göre Servet Yardımcı’nın UEFA’daki görevinin devam etmesini destekleyeceğiz" dedi.


A Milli Futbol Takımı’nın teknik direktörlük görevinde yerli antrenörden yana olduğunu belirten Alkış, "Bunu yıllardır söylüyorum. Hatta ’Milli takım teknik direktörü seçimini bizim yerli teknik direktörlerimiz yapsın’ diyen de benim. İki ismi ortaya koysunlar, tercih etme hakkı federasyona versinler. Onun kararı da beraber alalım. Ama genç arkadaşlarımız olsun" diyerek sözlerini tamamladı.



Erdal Alkış: "Güvenle beraber adaleti tesis edeceğiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Süleyman Soylu’dan yeşil pasaport uyarısı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İçişleri Komisyonu Başkanı Süleyman Soylu, Meclis Genel Kurulu’nda ateşli silahlara ve yetkisiz çakar kullanımına ilişkin ceza hükümleri ile iç güvenlik alanında düzenlemeler içeren kanun teklifinin görüşmelerinde, milletvekillerinin muhtarlara yeşil pasaport verilip verilmeyeceği sorusu üzerine, “Türkiye’ye ayrılan miktar belli. Bu sınırı aştığınız andan itibaren bir yeşil pasaport problemiyle Türkiye karşı karşıya kalabilir, dolayısıyla biz bunu hiçbirimiz arzu etmeyiz, istemeyiz” karşılığını verdi. TBMM Genel Kurulu’nda ateşli silahlara ve yetkisiz çakar kullanımına ilişkin ceza hükümleri ile iç güvenlik alanında düzenlemeler içeren "Memurları Kanunu ve Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin birinci bölümü üzerindeki görüşmelere devam edildi. Milletvekillerinin sorularını cevaplayan İçişleri Komisyonu Başkanı Soylu, CHP Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, "Gece yarısı güvenlik güçlerimizle birlikte arama yapan muhtarlarımızın can güvenliğini sağlayacak mısınız" sorusu üzerine şunları dedi: "Son dönemde muhtarlarımızla ilgili çok ciddi özlük hakları iyileştirmeleri söz konusu oldu takdir edersiniz ki. Maaşları, daha doğrusu ödenekleri ama şimdi maaşları asgari ücretle eşitlendi, aynı zamanda sosyal sigortalarla ilgili bir sosyal güvenlik kapsamları yoktu, primleri ödenmiyordu, bunlar da ödeniyorlar. Yine, bununla ilgili, kaydıhayat şartıyla devam eden bir silah ruhsatı imtiyazları da esas itibarıyla muhtarlarda söz konusu. Bunun yanı sıra da hem Bakanlığın hem ülkemizin onlara sunduğu sosyal imkanlardan da istifade edebilme kabiliyetlerine sahipler. Yeşil pasaport daha ziyade diğer ülkelerle ülkemizin lehine irtibat kurabilecek ve diplomatından ihracat yapanına kadar, ticaret yapanına kadar bir imkan olarak değerlendirilmelidir. Elbette ki daha önce verilmiş bir hak kamu memurlarına var ama muhtarlarımızın sürekli olarak yurt dışına çıkma gibi veya kendi görevlileriyle ilgili yurt dışında bulunma gibi bir zorunlulukları ve mecburiyetleri şu anda yok. Bir de başka bir şey daha var, bunu hepimiz biliyoruz yani bu yeşil pasaportun talebi belli, daha doğrusu Türkiye’ye ayrılan miktar belli, nerede kullanılacağı belli; bu sınırı aştığınız andan itibaren bir yeşil pasaport problemiyle Türkiye karşı karşıya kalabilir, dolayısıyla biz bunu hiçbirimiz arzu etmeyiz, istemeyiz. Bunun yanı sıra, elbette ki muhtarlarımızın çok ciddi katkıları var. Bu katkılarını da kendi mahallelerinde devam ettirmeye çalışacaklar."
Aydın Özel hastanede oksijensiz kaldığı iddiasıyla serebral palsi tanısı konan kızları için ‘adalet’ arıyorlar Aydın’ın Çine ilçesinde yaşayan Hacer-Ersin Kahraman çifti, üç yıl önce Özel Ege Liva Hastanesi’nde dünyaya gelen ve iddiaya göre sarılık şüphesiyle alındığı küvezde oksijensiz kalan kızları Buğlem için 3 yıldır hukuk mücadelesi veriyor. İhmali olduğu gerekçesi ile özel hastaneden şikayetçi olduklarını ifade eden Kahraman Ailesi, sorumlu çocuk doktorunun ifade vermeye gitmemesi üzerine 3 yıldır davanın başlamasını beklediklerini belirtti. Olayın yaşandığı Özel Ege Liva Hastanesi önünde basın açıklaması yapan Kahraman Ailesi, "Hukuk mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni verilmesine rağmen hala daha süreçte bir gelişme olmadı" diyerek son günlerde yaşanan ‘Yenidoğan Çetesi’ olayları sebebiyle endişeli olduklarını ve yetkililerden yardım istediklerini ifade etti. Kızlarının 10 dakika oksijensiz kaldığını ve serebral palsi tanısı konduğunu söyleyen anne Hacer Kahraman ise yaşadıklarını anlattı. Kızının küvezdeyken mosmor olduğunu ve çırpındığını söylemesi üzerine hemşirelerin durumun normal olduğunu, kabus gördüğünü söylediklerini belirten anne Hacer Kahraman; “12 Ağustos 2021 tarihinde kızım Özel Ege Liva Hastanesi’nde dünyaya geldi. Sağlıklı bir şekilde eve taburcu olduk. Üçüncüsü gün, 14 Ağustos’ta sarılık şüphesiyle hastaneye geldik. Hastaneye yatış yapılması istendi. 3 gün yoğun bakımda yatırılmasını istedi çocuk doktoru. Biz bunu kabul etmedik. Yanımızda yatmasını istedik. Bir gece boyunca hastanede yanımda kaldı. Mor ışık tedavisi istedi doktor ve süreç başladı. Çocuğu götürdüler. Damar yolu açtılar. Sonra serum verdiler. Çocuğu küveze aldılar. Mor ışık tedavisine başlandı. Çocuk, 5 dakika sonra nefes alamamaya başladı. Morarmaya başladı. Hemşireyi çağırdık. Hemşire bunun bunun normal olduğunu, çocuğun rüya gördüğünü, kabus gördüğünü söyledi ve küveze geri yatırdık. Bu durum ikinci defa tekrarladı. Hatta görümcem hemşireyi çağırdı. Üçüncüsünde ben aldım küvezden. Küvezden alınca çocuk morarmış ve nefes alamamaya, hıçkırarak ağlamaya başladı. Bir süre sonra çocuk kafasını attı. Mosmor olmuştu. Kucağımda eks oldu yani. Kalbi durmuş. Hemen alıp yoğun bakıma götürdüler. Orada kalp masajı yapmaya başladılar. Sonra bir yandan sevk için hastane arıyorlar. Sevk süreci hemen olmadı. Bu olay saat 18.40 gibi yaşandı. Saat 21.30 - 22.00 sıralarında anca üniversiteye sevk oldu. Çocuğumuz 10 dakika oksijensiz kalmış. Bize söylenen bu. 55 gün Üniversite Hastanesi’nde yoğun bakımda yattık. 18 gün solunum cihazına bağlı durdu. Yaşamayacağını yaşasa bile yüzde 95 engelli kalacağını söylediler bize. 55 gün sonra taburcu olduk ve şu an fizik tedavisi devam ediyor. Bu benim üçüncü çocuğum, ilk çocuğum değil ve sarılık da ilk yaşadığım bir şey değil. Yani ilk çocuğum da sarılık oldu ama böyle bir olay yaşamadım ve benim bu üçüncü çocuğum. Bu doktorun, bize bunu yaşatanların hepsinin cezasını çekmesini istiyorum. Adli süreç başladı. Bunun peşini asla bırakmayacağız ve çocuğumun böyle olmasından dolayı bize bunu yaşatanlardan davacıyım ve davamızın da sonuna kadar arkasındayız” dedi. “Hala bu süreçle ilgili bir gelişme yok” ‘Yenidoğan Çetesi’ olayları sebebiyle kendi çocukları için de ‘acaba’ diyerek şüphelendiklerini belirten baba Ersin Kahraman ise hala daha bir gelişme olmadığını söyleyerek “3 çocuk babasıyım, üçüncü çocuğumuzda Özel Ege Liva Hastanesi’nde yaşanan talihsiz bir olaydan dolayı eşimin de anlattığı gibi adli süreç başlattık. Bu adli süreç, 3 yıldır sürüyor. Davayı başlatalı 2 yıl oldu. Bir yıl boyunca Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni gelmesi için bekledik. CİMER’e yazdım ve yazdıktan 24 gün sonra Sağlık Bakanlığı’ndan soruşturma izni verildi. Tam 1 yıl oldu, soruşturma izni verileli. Hala bu süreçle ilgili bir gelişme yok. Şu anda savcılıkta ve avukatımızın bize verdiği bilgiye göre doktorun ifadeye gelmediği, sürekli kaçtığı, sürekli adres değiştirdiği ve şu anda yakalama kararı dahi çıkmadığını öğrendik. Sürecin hızlandırılması için CİMER’e yazdım. Gerekenlerin yapılmasını rica ediyorum. Biz mağdur durumdayız. Bir baba olarak sorumluların cezasını çekmesini istiyoruz. Ülkede son dönemlerde yaşanan olaylardan dolayı muzdarip durumdayız. Acaba diye aklımızda bir şüpheler kalıyor ve bunların da kalmaması için gerekenin yapılmasını rica ediyoruz” dedi.
Adana Müteahhidin ofisine uzun namlulu silahlı saldırı yapan 3 şüpheli tutuklandı Adana’da müteahhittin ofisine uzun namlulu silahla saldırı düzenlediği öne sürülen 4 şüpheliden 3’ü tutuklanırken 1’i adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Şüphelilerin saldırı yaptıktan sonra müteahhidi arayıp, "Ceza kestik 300 bin lira vereceksin" dedikleri iddia edildi. Olay, 2 Kasım günü Seyhan İlçesine bağlı Gürselpaşa Mahallesindeki bir sitede meydana geldi. İddiaya göre, Mustafa T. (18) ve arkadaşı Altay B. (23) müteahhit Mevlüt A.’ın ofis olarak kullandığı daireye geldi. Şüphelilerden Mustafa T., uzun namlulu silahla daireye 4 el ateş açtı. Arından Mustafa T., suç ortağı arkadaşı Altay B.’nin kullandığı motosiklet ile bölgeden kaçtı. Şüpheliler daha sonra cep telefonundan Mevlüt A.’yı arayarak, “Sana ceza kestik, bize 300 bin TL vereceksin” dediği öne sürüldü. Site güvenliğinin ihbarı üzerine bölgeye Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı Gasp Büro Amirliği ekipleri sevk edildi. Gasp polisleri yaklaşık 50 saatlik kamera incelemesinin ardından şüphelilerin kimliği belirledi. Soruşturmaya daha da derinleştiren gasp polisleri, saldırıyı gerçekleştiren şüphelilere yardım eden 2 kişiyi de ulaştı. “Evlerinde hafif makineli tüfek çıktı” Evlerinde saklanan Mustafa T., Altay B. ve şüphelilerin saklanmasından yardımcı olan Hasin Ö. (23) ile Yusuf Ali Ö.’yü (19) operasyonla yakaladı. Şüphelilerin evlerinde yapılan arama çalışmasında uzun namlulu silah, ruhsatsız tabanca, uzun şarjör, 104 mermi, çelik yelek ve olayda kullanılan motosiklet ele geçirildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mustafa T., Altay B. ve Hasin Ö. çıkarıldıkları mahkemede tutukladı, Yusuf Ali Ö. ise adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ankara Gümrüklerde yeni dönem Ticaret Bakanlığı, gümrüklerde ulusal ve ortak transit işlemlerinde 17 Kasım’dan itibaren AB-Entegre NCTS Faz 5 uygulamasına geçildiğini açıkladı. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti’nin 1 Aralık 2012 tarihinde taraf olduğu ve diğer taraf ülkelerin Avrupa Birliği, Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üye ülkeleri, Birleşik Krallık, Kuzey Makedonya, Sırbistan ile Ukrayna olduğu 20 Mayıs 1987 tarihli Ortak Transit Sözleşmesi çerçevesinde taşımalarda Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi’nin (NCTS) kullanıldığı belirtilerek, "Mezkur sözleşme hükümleri çerçevesinde ülkelerce belirli bir takvim dahilinde NCTS sisteminin güncel sürümüne geçiş yapılması zorunlu olup, tüm taraf ülkeler için son geçiş tarihi 01.12.2024 olarak belirlenmişti. Bu çerçevede NCTS Faz 5 uygulamasına 17 Kasım 2024 tarihinde gümrüklerimizde geçilmiştir" denildi. Açıklama şöyle devam etti: "Ülkemiz ihracatında bölgesel olarak en büyük paya sahip olan Avrupa coğrafyasına yönelik olarak eşyanın ortak transit rejimi kapsamında tek bir beyanname ve tek bir teminat ile taşınabilmesine imkân sağlayan, ayrıca ulusal transit işlemlerinde de kullanılmakta olan NCTS sisteminin güncel sürümü olan NCTS Faz 5, halihazırda kullanılan NCTS Faz 4 sisteminin yerini almakta ve çeşitli iyileştirmeler getirmekte olup, ülkemiz gümrüklerinde 17.11.2024 tarihinde uygulamaya alınmıştır. Ülkemizi takiben Fransa ve Kuzey Makedonya da önümüzdeki haftalarda NCTS Faz 5 sürümüne geçiş yapacaktır." NCTS Faz 5 sürümüne geçiş öncesinde tüm paydaşlara yazılı ve görsel materyaller ile gerekli eğitim ve farkındalık faaliyetleri düzenlendiği belirtilen açıklamada, geçiş öncesinde ilgili ülkeler de dahil olmak üzere tüm tarafların konu ile ilgili olarak bilgilendirilmesinin sağlandığı kaydedildi. Açıklamada, "NCTS’nin bir önceki sürümü ile kıyaslandığında elektronik mesaj içeriklerinde ve sistemsel yapıda büyük oranda farklı bir yapıya haiz olan Faz 5 sürümündeki köklü yapısal değişiklikler, Ticaret Bakanlığı’na bağlı gümrük sistemlerinde de bir kesinti yapılmasını gerektirmiş; söz konusu sistemi kullanan tüm taraflar nezdinde bir uyum ihtiyacı doğurmuştur. Bu geçiş sürecinde transit rejimine ilişkin alternatif beyan yöntemlerinin kullanılması sağlanarak işlemlere devam edilebilmesi mümkün kılınmıştır. Halihazırda Ticaret Bakanlığı’nın gümrük sistemleri ülke genelinde aktif bir şekilde çalışmakta olup, bu süreçte Bakanlığımıza intikal ettirilen hususlar titizlikle ele alınmakta; Ticaret Bakanlığı ekiplerince tüm paydaşlar nezdinde gerek teknik gerekse de idari olarak geniş kapsamlı destek sağlanmaktadır" denildi.