SAĞLIK - 05 Eylül 2024 Perşembe 10:08

Dolgu uygulamalarına dikkat: “Körlük gelişebiliyor, zamanında müdahale edilmezse kalıcı olabiliyor”

A
A
A
Dolgu uygulamalarına dikkat: “Körlük gelişebiliyor, zamanında müdahale edilmezse kalıcı olabiliyor”

Türkiye’de ve dünyada estetik uygulamalara ilginin arttığı belirtilirken işlemlerin ehil ellerde uygun şartlarda yapılmasının gerekliliğini vurgulayan uzmanlar, “Çok fazla uygulamalar yapılıyor, uzman hekim kontrolünde yapılması, risklerin hastalara anlatılması gerekiyor. Hastaların yüzlerinde nodüller, akıntılar meydana gelebiliyor ve hasta bu şekilde aylarca da dolaşabiliyor. Dolgu enjeksiyonları sonucu körlük gelişebiliyor, zamanında müdahale edemezseniz körlük kalıcı hale gelebiliyor. Kişilerin iyice araştırdıktan sonra güvenilir merkezlere müracaat etmeleri gerekiyor” uyarısında bulundu.



Türkiye’de ve dünyada estetik uygulamalara ilginin arttığı belirtilirken uzmanlar, her fırsatta işlemlerin ehil ellerde uygun alanlarda yapılmasının gerekliliğini ifade ediyor. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa (İÜC) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zekai Kutlubay ve Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Dermatoloji Bölümü Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. İlteriş Oğuz Topal da estetik işlemler yaptırmayı düşünen kişilere uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Kutlubay, estetik uygulamalar sonrası komplikasyonlarla baş başa kalan kişilere Girişimsel Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fatih Gülşen ile fakültelerinde müdahale ederken izledikleri tedavi sürecine yönelik de bilgi verdi. İşlemlerin uygun alanlarda uzmanlar tarafından Sağlık Bakanlığı onaylı ürünlerle yapılmasının gerektiğini aktaran Doç. Dr. İlteriş Oğuz Topal ise dolgu uygulamaları sonrası körlüğe kadar gidebilen tablolar olabildiğini, kişilerin işlem yaptıracağı noktaları dikkatle seçmesi gerektiğini söyledi.



“Vakalara hem müdahale ediyor hem tedavi diyoruz”


İşlemler sonrası çeşitli komplikasyonlarla kendilerine müracaat eden hastalar için tedaviler gerçekleştirdiklerini anlatan Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Zekai Kutlubay, hastalara önce ultrasonla bakılarak hangi bölgede problem oluştuğunu ve farklı bir hasar bırakıp bırakmadığının gözlendiğini belirtti. Prof. Dr. Kutlubay, “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde komplikasyon dediğimiz bu tarz durumlara hem müdahale ediyor hem tedavi diyoruz. Botoksta asimetriler, yüz felci, kaşların, göz açıklığının orantısız olması gibi birtakım komplikasyonlarla kişiler karşımıza çıkıyor ama asıl botoksta korktuğumuz botulizm diye bir şey var. Çok çok nadiren maalesef ki onu da görebiliyoruz. Hareket kısıtlılığı, solunum kaslarının felç olmasına bağlı nefes almada güçlük, hareket edememe ya da en korktuğumuz; yoğun bakıma girme hatta hayatını kaybeden bir takım vaka bildirimleri var. Çoğunlukla dolgu komplikasyonlarıyla uğraşıyoruz. Yüzün, boynun ya da vücudun farklı bölgelerine dolgu enjeksiyonları yapılabiliyor. Apseleşme, yüzde birtakım cerahatlerin akması, deride nekroz dediğimiz damar tıkanıklığına bağlı meydana gelen doku kaybı da oluşabiliyor. Bizim koktuğumuz; damar tıkanmasıdır, buna bağlı deri aslında çürüyor, ölüyor. Şimdiye kadar çok şükür, biz görmedik ama literatürde de var, dolgu enjeksiyonları sonucu körlük gelişebiliyor. Eğer zamanında müdahale edemezseniz körlük kalıcı hale gelebiliyor. Bazı hastalarda görüyoruz, dolgu yapıldıktan sonra yer değiştirebiliyor ve yahut deri altında fındık, ceviz gibi kitleler tarzında karşımıza çıkabiliyor. Onları ya çıkarmak ya eritmek gerekebiliyor. Bizim Cerrahpaşa’da yaptığımız iş; bir radyolog hocamızla beraber ultrason altında dolgunun nerede olduğunu, dolgunun meydana getirdiği komplikasyonun cinsini tespit ettikten sonra onu gidermek için özel iğnelerle girip oraya eritici maddeler enjekte ediyoruz, gerekirse onu çıkarması için bir plastik cerrah arkadaşımıza yönlendirebiliyoruz. Doğru noktaya yapmadığınız zaman ya da yanlışlıkla göze giden damarlarla bağlantılı bir damara siz dolguyu verdiğiniz zaman bu basınçla verdiğiniz dolgu maddesi giderek göz damarını tıkıyor. Anında görme kaybı meydana geliyor. Siz hemen müdahale ederseniz ideali 4-5 saat içinde müdahale etmektir. Maksimum 24 saat içinde müdahale eder de o giden dolguyu eritirseniz hastanın görmesini kurtarıyorsunuz, eğer zamanında müdahale etmezseniz kalıcı körlük maalesef ki gelişebiliyor. Doğru yerde doğru dolgu maddesini enjekte ettirin, çok ucuz diye gidip de farklı yerlerde dolgu yaptırmayın. Kişi, dolgu yaparken şiddetli bir ağrı duyuyorsa dolgu yaptığı anda şiddetli ağrıyla beraber ani bir beyazlaşma, arkasından hemen bir morarma meydana geliyorsa bir damarla ilgili problem var demektir. Görmede bir takım kayıp, bir siyahlaşma ya da sinek uçuşması tarzında görmede bir sıkıntı varsa kişinin mutlak suretle hemen müdahale edilmesinde fayda var” dedi.



“Çok abartılı işlemler isteyebiliyorlar, komplikasyon riskini de artırabilir”


Uygulamaların meydana getirebileceği risklerin kişilere anlatılması gerektiğini vurgulayan Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. İlteriş Oğuz Topal, “Botoks, dolgu, PRP, mezoterapi uygulamaları son dönemde hastalar tarafından çok tercih ediliyor. Kadın hastalarımız daha çok aslında ama erkek hastalarımız da oluyor. Yaş aralığı çok değişken, artık gençler de biraz daha fazla işlem yaptırmaya başladı. Çok küçük yaşta hastalar da müracaat edebiliyor, onlara biraz daha ileri yaşta işlem yaptırmalarını öneriyorum. Çok abartılı işlemler isteyebiliyorlar, çok fazla uygulamalar yapmanın yüzde deformitelere neden olabileceğini ve komplikasyon riskini de artırabileceğini hastalarıma anlatıyorum. Son dönemde hekim olmayan birtakım kişiler de bu tür uygulamaları yapmaya başladılar. Komplikasyonlar olduğu zaman bu hastalar genelde sahipsiz bırakılıyor, hekimlere yönlendiriliyor. Uygulamaların uzman hekim kontrolünde yapılması gerekiyor. Çok fazla uygulamalar yapılıyor, son dönemde sayı çok artmış durumda, bu tür uygulamalar sonrası da hastaların birtakım risklerle karşılaşabileceklerini de bilmesi gerekiyor. Botoks uygulamaları sonrası göz kapağı düşüklüğü gibi durumlar söz konusu olabiliyor. Dolgu uygulamaları sonrası enjeksiyon yerinde birtakım reaksiyonlar kızarıklıklar, şişlikler ortaya çıkabiliyor. En korktuğumuz komplikasyon da aslında nekroz (Doku ölümü), doku beslenmesi bozulabiliyor. Dokuyu besleyen damara işlem yapıldığı takdirde orada skar dediğimiz birtakım yapılarla karşılaşabiliyoruz” şeklinde konuştu.



“En uç örneği körlük, acil müdahale etmek çok önemli”


Dolgu uygulamaları sonrası ciddi durumlarla karşılaşabildiklerini söyleyen Doç. Dr. Topal sözlerine şöyle devam etti:


“Bunun en uç örneği de aslında körlük. Özellikle de glabella (iki kaş arasındaki bölge) ve burun dolgusu uygulamaları sonrasında buradaki damar yapılarına eğer biz bu malzemeleri enjekte edersek gözle ortak paylaştıkları damarlar var. Oralara bunların gitmesi neticesinde göz damarlarında da tıkanıklık ve körlükle neticelenebiliyor. Bu tür risklerin de hastalara anlatılması gerekiyor. Genelde hastalara bu risk anlatılmadan direkt enjeksiyon yapılıyor. Hastaların yüzlerinde nodüller oluşabiliyor. Pü dediğimiz akıntılar meydana gelebiliyor ve hasta bu şekilde aylarca da dolaşabiliyor. Kalıcı şekil bozuklukları olabilir, benim de maalesef dönem dönem karşılaştığım hastalar oluyor. Doku kaybı sonuçta geri dönüşümsüz bir durum, yüz bölgesinde deriden kabarık skarlarla, burun kanadında kayıp gibi durumlar olabiliyor. Bazen dudakta uygunsuz enjeksiyonlar sonrası doku kaybı da görebiliyoruz. Hastaların iyice araştırdıktan sonra güvenilir merkezlere müracaat etmeleri gerekiyor. Hekim dışı kişiler tarafından uygunsuz dolgu uygulamaları yapılan hastalarla karşılaştım. Eğer hasta bize en başta anormal bir ağrı tarif ediyorsa ve uygulama bölgesinde bir solukluk gördüysek aslında biz müdahale ettiğimiz takdirde bu komplikasyonu önleyebiliyoruz. Bu dolgu materyalini eriten bazı materyaller var. Hastaya acil müdahale etmek çok önemli. Nazolabiyal dolgu yapılan bir hastada burun nekrozu görmüştüm, burun kanadında doku kaybı olmuş. Orta yaşta bir bayan hastaydı, şekil bozukluğu da kalıcıydı. O hasta beni çok etkilemişti, yakın zamanda gördüğüm bir hastaydı ve bir güzellik merkezinde işlem yaptırmıştı. Erken müdahale edilmediği için öyle kalıcı bir şekil bozukluğu gelişmişti. Hastanın psikolojisini de etkileyen bir durum, o hasta şuan çalışmıyor, toplum içine çıkmak istemediğini söylüyordu”



Dolgu uygulamalarına dikkat: “Körlük gelişebiliyor, zamanında müdahale edilmezse kalıcı olabiliyor”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tunceli Asgari ücret artışı sonrası Tunceli’de fiyatlar mercek altında 2026 yılı için asgari ücretin yüzde 27 artışla net 28 bin 75 liraya yükselmesinin ardından, Tunceli’de yılbaşı öncesi fahiş fiyat ve hijyen denetimleri dört kurumun ortak çalışmasıyla kent merkezi ve ilçelerde gerçekleştirildi. Asgari ücretin 2026 yılı için yüzde 27 zamla net 28 bin 75 lira belirlenmesinin ardından, yılbaşı öncesi fiyat istikrarının korunması ve vatandaşların mağdur edilmemesi amacıyla denetimler artırıldı. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, asgari ücret artışının tüm mal ve hizmet fiyatlarına birebir yansıtılmasının ekonomik gerçeklerle bağdaşmadığı vurgulanarak, ücret artışını gerekçe göstererek fahiş fiyat uygulamalarına yönelen işletmelere karşı en ağır idari ve hukuki yaptırımların uygulanacağı bildirildi. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı talimatları doğrultusunda Tunceli Valiliği koordinesinde yürütülen çalışmalarda; Ticaret İl Müdürlüğü, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, Tunceli Belediyesi ve Defterdarlık ekipleri kent merkeziyle birlikte ilçelerde sahaya inerek fiyat, hijyen ve tüketici hakları başta olmak üzere çok yönlü denetimler gerçekleştirdi. "Vatandaşlarımızın mağdur olmaması adına bizler denetimlerimizi ekipler halinde sürdüreceğiz" Ticaret Bakanlığı’nın talimatıyla kent genelinde denetimlerin aralıksız devam ettiğini ve vatandaşların mağdur olmaması için gereken her önlemin alınacağını vurgulayan Tunceli Ticaret İl Müdürü Kayahan Topal, "Yaklaşan yılbaşı öncesi Ticaret Bakanlığı ve valiliğimizin talimatlarıyla sadece Tunceli şehir merkezinde değil, ilçelerimizde de rutin denetimlerimize devam ediyoruz. Bugün de Tarım ve Orman İl Müdürlüğümüzden, Tunceli Belediyesinden ve Defterdarlığımızdan denetim ekiplerimizle beraber 4 kurum ortak bir denetim gerçekleştirdik. Her kurum kendi bünyesinde denetimlerini gerçekleştirdiler. Çok fazla olumsuz bir durumla karşılaşmadık. Vatandaşlarımızın mağdur olmaması adına bizler denetimlerimizi ekipler halinde sürdüreceğiz. Desteklerinden dolayı valimize ve bakanımıza teşekkür ediyorum" dedi. "Denetim sıklığımızı bugünlerde artırmaya devam ediyoruz" Tunceli Tarım ve Orman İl Müdürü Yavuz Suat Pala ise "Tüketim sıklığının arttığı bugünlerde gerek halk sağlığını korumak, gerekse tüketicini daha sağlıklı gıdaya ulaşmasını sağlamak için bugün burada Ticaret İl Müdürlüğü, zabıta ve Tarım İl Müdürlüğünden gıda kontrol ekiplerimizle beraber toplu tüketim yerlerini, üretim ve satış yerlerini fiyat ve hijyen yönünden denetliyoruz. Denetim sıklığımızı bugünlerde artırmaya devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Adana Yüz felcine yönelik güncel cerrahi yaklaşımlar Adana’da değerlendirildi Yüz felcinde rekonstrüksiyon yöntemlerinin tüm yönleriyle ele alındığı 21. Başkent Kulak Burun Boğaz Günleri, Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kışla Yerleşkesi’nde gerçekleştirildi. Kulak burun boğaz alanının bilimsel buluşmalarından biri olan 21. Başkent Kulak Burun Boğaz Günleri, yüz felcinde rekonstrüksiyon yöntemlerinin tüm yönleriyle ele alındığı kapsamlı bir programla Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kışla Yerleşkesi’nde yapıldı. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı tarafından düzenlenen toplantı, alanında uzman hekimleri Adana’da bir araya getirdi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Alper Nabi Erkan, "Bu yılın ana teması, kulak burun boğaz cerrahisinin en zorlu alanlarından biri olan ‘Fasiyal Paralizide Rekonstrüksiyon Yöntemleri’ olarak belirlendi. Toplantı kapsamında, yüz felci hastalarına güncel yaklaşım yöntemleri, cerrahi teknikler ve uzun dönem sonuçlar hem teorik sunumlar hem de canlı cerrahi uygulamalar eşliğinde ele alınacak. Yıllar içinde istikrarlı biçimde büyüyerek bilimsel bir platform haline gelen toplantımıza katkı sunan herkese teşekkür ederim" ifadelerini kullandı. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent N. Özlüoğlu da Başkent Kulak Burun Boğaz Günleri’nin her yıl artan bilimsel içerik ve katılımla sürdüğünü kaydetti. Özlüoğlu"Bugün yapacağımız toplantıda yüz felci gibi emek, sabır ve deneyim gerektiren bir alana kapsamlı biçimde odaklanmayı hedefledik. Toplantının teorik bilgi ve canlı cerrahi uygulamalarıyla katılımcılara en iyi şekilde fayda sağlamasını ve genç meslektaşlarımız için ilham verici bir ortam oluşturmasını diliyorum. Organizasyonun gerçekleşmesine verdikleri destek dolayısıyla Başkent Üniversitesi yönetimine, Merkez Müdürü Prof. Dr. Birol Özer’e ve Başkent Üniversitesi Adana Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi çalışanlarına emeklerinden dolayı teşekkür ederim" dedi. Toplantının davetli konuşmacısı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İsa Kaya, yüz felcinin yalnızca kasların değil, yüz ifadesi ve bireyin kimliğini de etkileyen bir durum olduğunu belirtti. Kaya, bu alandaki cerrahi yaklaşımların teknik olduğu kadar hastaya saygıyı ve hekimlik anlayışını da yansıttığını ifade etti. Dört ana oturum şeklinde düzenlenen bilimsel program kapsamında, akut ve uzun dönem yüz felçlerinde sinir dekompresyonu, sinir ve kas transferleri, üst ve alt yüz reanimasyonu ile gözün korunmasına yönelik cerrahi stratejiler olgu sunumları ve videolar eşliğinde değerlendirildi. Toplantının en dikkat çekici kısımlarından biri olan canlı cerrahi bölümünde, Doç. Dr. Kaya tarafından gerçekleştirilen operasyon katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi.