ASAYİŞ - 11 Mart 2024 Pazartesi 00:05

Beyoğlu’nda 4 katlı bina alev alev yandı: 1 ölü

A
A
A
00:00
00:00
HD

Beyoğlu Tarlabaşı’nda 4 katlı ahşap binada yangın çıktı.

 Alevler çatı katına ve bitişiğindeki diğer binaya da sirayet ederken, yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle kısa sürede kontrol altına alındı. Yapılan kontroller sonucu yanan dairede 65 yaşındaki Adem Bayrak’ın cansız bedenine ulaşıldı

Olay, saat 22.30 sıralarında Beyoğlu Kalyoncu Kulluğu Mahallesi Kömürcü Zeynel Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 4 katlı ahşap bir binanın en üst katında henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Alevler kısa sürede en üst katı ve çatıyı sardı ve bitişiğindeki başka bir binanın çatısına sirayet etti. Binanın alev alev yandığını gören mahalle sakinleri itfaiye ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. İtfaiye ekipleri yangına müdahale ederken polis ekipleri ise çevre güvenliğini sağladı. Yangın itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kısa sürede kontrol altına alındı.

Yanan dairede yapılan enkaz çalışmaları esnasında evde yaşayan 65 yaşındaki Adem Bayrak’ın cansız bedenine ulaşıldı. Adem Bayrak’ın yalnız yaşadığı ve kimsesiz olduğu öğrenildi. Olay yeri inceleme çalışmalarının ardından Adem Bayrak’ın cansız bedeni incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu Morguna kaldırıldı.

Yangınla ilgili soruşturma devam ediyor.

Onur Dursun - Ahmet Uzun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli 2 genci hayattan koparan feci kazanın yeni görüntüsü ortaya çıktı Kocaeli’nin İzmit ilçesinde kaldırımda yürüyen 2 gencin hayatını kaybettiği trafik kazasına ilişkin yeni güvenlik kamerası görüntüsü ortaya çıktı. Görüntüde, cipin kaldırımda yürüyen gençlere çarptığı anlar yer aldı. Kaza, 20 Haziran 2024’de İzmit ilçesi Ömer Türkçakal Bulvarı’nda meydana geldi. Gökhan K. (33) idaresindeki 41 GK 691 plakalı cip, Sıla A. (20) hakimiyetindeki 41 ACR 774 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın şiddetiyle savrulan cip, kaldırımda yürüyen Muhammed Ali Kraan (24) ile Ayber Erkut’a (21) çarparak takla attı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri yaptıkları kontrolde 2 gencin hayatını kaybettiğini belirledi. 2 gence çarpan cip sürücüsü Gökhan K. ve kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen Sıla A. ile İsmail O. (38) isimli sürücüler tutuklandı. Kısa bir süre tutuklu bulunan sürücüler serbest bırakılırken, avukatların yaptığı itiraz üzerine İsmail O. yeniden tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hakkında yakalama kararı bulunan Gökhan K. ise 4 ay sonra yakalanarak cezaevine gönderildi. Kazada hayatını kaybeden Muhammed Ali Kraan’ın Kocaeli Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden 2024 yılında mezun olduğu ve özel bir firmada işe başladığı, Ayber Erkut’un ise yurt dışında 2 yıl tıp eğitimi aldığı ancak bu yıl ülkesine geri dönerek üniversite sınavına hazırlandığı öğrenildi. Gökhan K. ve Sıla A. tali kusurlu, İsmail O. asli kusurlu "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep olma" suçundan açılan dava, Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinde bugün görüldü. Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Kurulu’ndan gelen yeni raporda; Gökhan K. ve Sıla A’nın tali kusurlu, İsmail O’nun ise asli kusurlu olduğu belirtildi. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, "birden fazla insanın ölümüne sebep olma" suçundan 3 sanığın 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Cumhuriyet savcısı mütalaasında, "birden fazla insanın ölümüne sebep olma" suçundan 3 sanığın 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti. Olaya ilişkin yeni görüntü ortaya çıktı Öte yandan, kazaya ilişkin yeni güvenlik kamerası görüntüsü ortaya çıktı. Görüntüde, Muhammed Ali Kraan ve Ayber Erkut’un kaldırımda yürürken kamera açısından çıktığı, o sırada İsmail O’nun 81 ACC 964 plakalı aracıyla bağlantı yoluna girdiği anlar yer aldı. Ayrıca görüntüde, Gökhan K’nin 41 GK 691 plakalı cipiyle selektör yakarak hızla geldiği ve iki şeritli yolda Sıla A. dahil 3 aracın aynı hizada olduğu ve cipin hızla kaldırımda yürüyen gençlere çarptığı görüldü.
Bursa Profesörden salonda şok eden sözler, "Ben biraz gerçekleri konuşacağım, ne olur üzerinize alının ve bana kızın" Marmara Belediyeler Birliğinin kuruluşunun 50. yıl etkinliklerinin ilki olan "50 Yıldır Marmara Denizi için Birlikte" programı Bursa Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde Merinos Atatürk Kültür Kongre Merkezi’nde yapıldı. Programda konuşan Marmara Denizi Eylem Planı Bilim ve Teknik Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, "Denizde Müsilaj Görmek Ne Demek?" oturumunda "Marmara Denizi ve müsilaj" konulu sunumuyla katılımcıları bilgilendirdi. Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi de olan Sarı, mevcut durumun Marmara Denizi açısından çok iyi görünmediğine dikkati çekerek, "Ben biraz gerçekleri konuşacağım, bu esnada ne olur üstünüze alının ve bana kızın" dedi. Müsilajın, soluduğumuz havanın oksijenin en az yarısını üreten, denizdeki minik bitkiciklerin, biyolojik üretimin ilk basamağı olan bitkisel planktonun kirlilik, su sıcaklığı, durağanlık gibi etkilerin tetiklemesiyle aşırı çoğalması sonucu deniz suyuna salgıladıkları sümüksü, şeffaf, yapışkan bir organik madde olduğunu anlatan Sarı, şu anda Marmara Denizi’nde yüzeyden 30 metre derinliğe kadarki kısımda yoğun görüldüğünü söyledi. Müsilaj için 100’den fazla neden sayılabileceğini dile getiren Sarı, şöyle konuşu: "Bu yapışkan madde yüzeye çıkana kadar varlığına kimse inanmaz. Çok az kısmı yüzeye çıkar. Aslında yüzeye çıkanlar da müsilajla ölen mikroorganizma parçacıklarıdır aslında. Gündüz 12 civarında yapılan dalışta diplerde karanlıkta kalıyoruz. Neden? Çünkü müsilaj gelen ışığı kesiyor. Deniz çevresini bozan ne varsa müsilajı oluşturur. Deniz yüzeyinin ortalamadan sıcak olması, denizin durağan olması, fazla besin elementi yani kirliliğin, azot fosforun ortalamadan fazla olması Bu üçü bir araya geldiğinde felaket boyutunda müsilaj otaya çıkar." Marmara’da deniz suyu sıcaklığı 10,5 derece Marmara Denizi’ndeki sıcaklıkların ortalamaların 2,5 derece üzerinde olduğunu vurgulayan sarı, Marmara’da deniz suyu sıcaklığının şu anda 8 civarında olması gerekirken 10,5 derecelere ulaştığını söyledi. Denizlerin ısınmaya devam ettiğini aktaran Sarı, "2021’den sonra daha hızlı ısınıyor. Deniz şartlarında 40-50 yıllık rekorlar kırılıyor. Birinci şartı kontrol edemiyoruz denizi soğutamıyoruz. İkinci durum olan durağanlığa çare üretemiyoruz. Üçüncüsü kirlilik. Bunu önleyebiliriz" dedi. 1980’li yıllardan bu yana belediye başkanları, partiler, valiler, bürokratlar ve hükümetlerin değiştiğini ancak Marmara Denizi’ne gönderilen atıkların değişmediğini belirten Sarı, şunları kaydetti: "Sonuç maalesef müsilaj. Marmara Denizi astımlı çocuk gibidir. İki tarafta dar boğazlarla nefes almaya çalışıyor. Işık geçirgenliği düşmüş azot fosfor dengesi bozulmuş bir Marmara Denizi’miz var. Evsel atıklarda ileri biyolojik arıtmadan geçirilen oran yüzde 51,7. Bandırma’nın arıtma tesisi yok pompalama tesisi var. Marmara Denizi’ne bu tesisle derin deşarj yapılıyor. Denize kıyısı olan belediyelerin birbirinden farkı yok, atıkları pompalarla basıyorlar. Sanıyorlar ki akıntıyla Karadeniz’e gidiyor. Akıntı körfezlere uğramıyor. Durağanlık bu işte. Gönderdiğiniz atıklar Marmara’da kalıyor." Saros Körfezi’ni bile sardı Sarı, 2021’deki eylem planı içinde yer alan en önemli madde olan atık yükünün azaltılması konusunda ciddi bir ilerleme kaydedilemediğini vurgulayarak, "2021’deki eylem planı uygulayabilseydik bugün müsilajla karşılaşmayacaktık. Kuzey Ege’nin akvaryumu Saros Körfezi’ni bile sardı müsilaj." diye konuştu. Müsilaj nedeniyle deniz çayırlarının, mercanların ve diğer canlıların öldüğünü belirten Sarı, "Midye çiftlikleri var. Yüzde 30 civarında kayıp yaşanıyor. Deniz suyunu filtre eden midyelerde de ciddi kayıplar var. Turizm etkileniyor. Kimse müsilajla kaplı yere gelmeyecek. Nisandan itibaren müsilaj yüzeye çıkacak. Balıkçılık zarar görüyor. Balıkçı tekneleri çalışamaz duruma geldi. Küçük balıkçılar gerçekten perişan" ifadesini kullandı. Sarı, Marmara’nın kirlilik yükünün azaltılması gerektiğine dikkati çekerek, "Çırçır balığının müsilaja rağmen denizden umudu var bizim niye olmasın. Geç kalmadan harekete geçmeliyiz. Yapılması gerekenler belli. Marmara Denizi’ni bu kötü durumundan kurtarmalıyız" dedi.