SAĞLIK - 29 Mart 2025 Cumartesi 09:19

Bel ve boyun fıtığında yeni nesil tedavi yöntemleri ile cerrahiye gerek kalmıyor

A
A
A
Bel ve boyun fıtığında yeni nesil tedavi yöntemleri ile cerrahiye gerek kalmıyor

Bel ve boyun fıtığı tedavisinde cerrahiye alternatifler artarken; bu tedaviler arasında enjeksiyonlar, ozon tedavisi, lazer ve radyofrekans uygulamaları yer alıyor. Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, cerrahiye alternatif olan fıtık tedavileri hakkında bilgi verdi.


Girişimsel radyoloji branşı ile pek çok hastalık tedavi edilebiliyor. Bu hastalıklar arasında bel ve boyun fıtıkları da yer alıyor. Medicana Ataköy Hastanesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, "Yeni nesil yöntemler, özellikle uygun hasta seçimiyle tedavilerde iyi bir başarı oranına sahip olmaktadır. Yapılan çalışmalar doğru seçilmiş hastalarda ameliyatsız tedavi yaklaşımlarının etkili olduğunu göstermektedir. Örneğin ozon tedavisinin, hastalarda ağrı azalmasına ve fonksiyonel iyileşmeye katkı sağladığı, komplikasyon oranının ise çok düşük seviyede olduğu rapor edilmektedir. Lazerle fıtık tedavilerinde de uygun hasta grubunda başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir" dedi.


Bel ve boyun fıtığında enjeksiyon sıkça kullanılıyor


Bel ve boyun fıtıklarının tedavisinde en çok başvurulan yöntemlerin başında epidural steroid enjeksiyonlarının (ESI) geldiğini söyleyen Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, "Bu enjeksiyonlar, fıtık kaynaklı inflamasyonu azaltarak ağrının hafiflemesine yardımcı olmaktadır. Ancak bu yöntemin uzun dönem etkisi konusunda veriler sınırlıdır. Bazı geniş ölçekli çalışmalara göre, ‘ESI’ların kısa vadede etkili olduğu kanıtlanmış olsa da, uzun vadede ağrıyı tamamen ortadan kaldırmadığı görülmektedir. Bu nedenle enjeksiyonlar, diğer tedavilerle birlikte veya fıtığın erken evrelerinde geçici rahatlama sağlamak amacıyla tercih edilmektedir" şeklinde konuştu. Ozon tedavisinin de bel ve boyun fıtıklarında kullanıldığına değinen Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, "Bu yöntem, oksijen ve ozon karışımının doğrudan sorunlu bölgeye enjekte edilmesiyle uygulanmaktadır. Bu yöntem, disk içindeki basıncı azaltarak sinir köküne olan baskıyı hafifletmeyi amaçlamaktadır" dedi.


Fıtığın derecesi tedavi sonucunda belirleyici oluyor


Lazer tedavilerinin ve radyofrekansın da bel - boyun fıtıkları için uygulandığını belirten Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, "Lazer olarak bilinen Perkütan Lazer Disk Dekompresyonu (PLDD), küçük bir iğne aracılığıyla disk içine lazer enerjisi verilerek fıtığın neden olduğu basıncın azaltılması esasına dayanmaktadır. Radyofrekans uygulamalarında ise sinir köklerine ulaşan ağrı sinyallerini azaltmak veya disk içinde hedefe yönelik ısı hasarı oluşturmak amaçlanmaktadır. Bu yöntemlerden alınan sonuçlar, hastanın klinik durumu ve fıtığın derecesine göre değişkenlik göstermektedir" ifadelerini kullandı.


Medikal tedaviyi manuel terapi ile desteklemek tedaviye katkı sağlıyor


Semptomatik bel fıtığı olan hastaların yaklaşık yüzde 63’ünde hiçbir müdahale olmaksızın spontane gerileme görülebileceğine dair çalışmalar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Kılıçkesmez, "Bu çalışmalar, cerrahiden önce alternatif tedavi şansının mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini göstermektedir. Ancak her hastada aynı sonuçlar beklenmemelidir. Fıtığın boyutu, hastanın yaş ve genel sağlık durumu, yaşam tarzı gibi faktörler sonuçları doğrudan etkilemektedir. Özel egzersiz programları, manuel terapi ile medikal tedavinin birlikte uygulanmasının, kısa dönemde ağrıyı hafifletme ve fonksiyonelliği artırma bakımından tek başına ilaç tedavisine göre daha başarılı olduğu da pek çok çalışmada vurgulanmaktadır" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP’den, CHP’nin "Boykot" çağrılarına sert tepki Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, CHP’nin "Boykot" çağrılarına sert tepki göstererek, "CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı" dedi. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Medya, İletişim ve Dijital Mecralardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "İsrail bölgede neredeyse Türkiye’den izinsiz uçak uçuramayacak duruma gelmek üzereyken, Ortadoğu ve Avrupa’da Türkiyesiz hiçbir denklem kurulamayacağı görülmüş ve yeni dönem tezlerinde herkes kapımızı çalmaya başlamışken, Terörsüz Türkiye hedefimizi gerçekleştirmek ve başarmak üzere büyük bir kararlılık varken, ülkemizi CHP eliyle içeriden karıştırma, ekonomik ve sosyal istikrarsızlık oluşturma hamlesinin gelmesi birbirinden bağımsız bir gündemin tesiri olmasa gerek. Hukuka karşı başkaldıran, anayasayı hepten yok sayan ve milletin evlatlarını kendi siyasi istikbali için aşağılık biçimde kullanan zavallı bir anlayışın sahipleri kendileri ile beraber CHP’yi de bitirmiştir. Türkiye’nin hiçbir meselesine tutarlı politika geliştiremeyen, dünyada ve bölgede yaşananlar karşısında görüş ve politika üretmeyi bırakın yaşanan gelişmeleri doğru okumaktan dahi aciz durumda olan CHP’nin başvurduğu tek şey bozgunculuk ve anarşizm oldu. Umudu ABD’de yayınlanan gazetelerde makaleler yayınlayarak, İngiltere’ye sitemlerini ileterek destek bulmaya bağlayan teslimiyetçi anlayışıyla CHP, Türkiye gerçeklerinden ne derecede uzaklaştığını da göstermiştir" ifadelerine yer verdi. "CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı" Özdemir, açıklamasına şöyle devam etti; "CHP, bu haliyle Türkiye’ye ve Türk Milleti’ne layık değildir. CHP bünyesinde hala aklı başında kimseler kaldıysa partilerine sahip çıkmalı, Özgür Özel ve şürekasına karşı hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, toplumun huzurunun korunmasına ve ülkeye sadakate bağlılığın gereğini yerine getirmelidir. Türkiye’nin en büyük yolsuzluk soruşturmasının ana konusu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beraber diğer bazı belediyeler üzerinden elde edilen 560 milyar liranın, bir yandan birilerinin şahsi menfaati, diğer yandan CHP yönetiminin ele geçirilmesi amacıyla kullanışmış olmasıdır. Bu derecede vahim iddialar karşısında CHP yönetiminin bizatihi kendisi "aklanıp gelsinler" demek yerine, son derece büyük bir korku, endişe ve kendisinden olmayan herkese karşı nefretle hareket edip, toplumsal huzuru bozacak tüm girişimleri oluşturmaya çalışıyor. Bu beyhude girişim, mutlaka sahiplerinin başını yakacak, ne hukuk, ne de millet iradesi bu kirli hesaba geçit vermeyecektir."