POLİTİKA - 19 Ekim 2024 Cumartesi 15:26

Bakan Göktaş Uluslararası Farkındalık Zirvesi’nde konuştu: "Bakanlık olarak Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz"

A
A
A
Bakan Göktaş Uluslararası Farkındalık Zirvesi’nde konuştu: "Bakanlık olarak Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Akılalmaz zulümlere maruz kalan, her gün hayatla ölüm arasında yaşayan Filistinli kadınlar unutulmaz yaralar alıyor. İsrail yönetiminin Filistin halkına, özellikle kadınlar ve çocuklara yönelttiği zulüm asla kabul edilemez” dedi.


“IAS International Awareness Summit- Uluslararası Farkındalık Zirvesi”ne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, siyasi temsilciler, kadın girişimciler ve çok sayıda davetli katıldı. Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program kadını vurgulayan kısa film ile devam etti. Ardından keman ve piyano eşliğinde Özgür Filistin isimli beste sanatçılar tarafından çalınırken videosu ise sahnede bulunan ekrana yansıtıldı. “Dönüşüm Bizimle Başlar” mottosu ile gerçekleştirilen zirvenin temel gayesi toplumun her kesimine hitap etmesi ve aynı zamanda planlanan projelerin önünün açılmasıdır. “Bize Fark Etmez” mottosu ile yapılan zirvede 2 oturum şeklinde panel yapıldı. ‘Bir Yastıkta Bir Ömür, Başarı ve Güven’ ve ‘Çıraklıktan Ustalığa Giden Yol, Bir Yolculuk Hikayesi’ isimli panellere katılan girişimciler hayat hikayesini salondakiler ile paylaştı. Zirve’de kadının ticari yaşantısında, iş hayatında karşılaştığı olumsuz durumların iyileştirilmesini, aile şirketlerinde sürdürülebilirliği ve en önemlisi aile hayatı ile iş hayatı arasındaki dengenin nasıl sağlanması gerektiği konuşuldu. Panele katılan girişimciler ve davetlilere çeşitli ödüller de verildi.



“Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye demektir”


Bakanlık olarak, kadının iş gücüne katılımının ve istihdamının artırılması öncelikleri arasında yer aldığını belirten Bakan Özdemir Göktaş, “Girişimcilikte güç ve etkilerini konuşturan kadınlar, yarınlarımızda söz sahibi oluyor. Kadınların çalışma hayatına katılımı, bir ülkenin ekonomik büyüklüğünün yanı sıra sosyal ve kültürel gelişimini de etkileyen son derece kritik bir konudur. Bakanlık olarak, kadının iş gücüne katılımının ve istihdamının artırılması, kadın girişimciliğinin ve kooperatifçiliğinin desteklenmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor. Aldığımız tedbirler, uyguladığımız teşvikler ve yürüttüğümüz politikalarla bu konuda önemli bir mesafe kat ettik. Atılan güçlü adımlarla kadın istihdam oranı yüzde 32,9’a, kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 37,3’e çıkardık. 12. Kalkınma Planı’mızla, 2028 yılı sonuna kadar kadının iş gücüne katılma oranını yüzde 40,1’e, istihdam oranını ise yüzde 6,2’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Kadını güçlü kılacak her somut adım, ülkemizin güçlenmesi demektir. Güçlü Kadın, Güçlü Türkiye demektir. Kadınların, iş dünyasındaki varlığının, ekonomik çeşitliliği artırmak, yeniliği ve sürdürülebilir büyümeyi teşvik etmek açısından kritik bir öneme sahiptir” dedi.



“Daha fazla kadına ulaşmak için ‘kadingirisimci.gov.tr’ isimli web sayfasını oluşturduk”


Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ortak çalışmalar yürüttüklerini dile getiren Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “TÜİK verilerine göre bugün, işveren ve kendi hesabına çalışanlar içindeki kadın oranı yüzde 17,8’dir. Bakanlık olarak, kadınların ekonomik hayata katılımlarına destek olmak, kadın girişimciliğini artırmak için Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızla ortak çalışmalar yürütüyoruz. Bu neticede başlattığımız yeni bir projeyle temiz teknoloji alanında kadın girişimcilerin şirketlerini büyütme süreçlerine destek oluyoruz. TÜBİTAK ile iş birliği içerisinde yürüttüğümüz bu çalışma kapsamında bir de yarışmamız bulunuyor. Bu yarışmayla da temiz teknoloji alanındaki başarılı fikirleri ödüllerle destekliyoruz. Kadın girişimciliğini desteklemek için çeşitli kurumların çalışmalarını tek bir platformda toplayarak daha fazla kadına ulaşmak için ‘kadingirisimci.gov.tr’ isimli web sayfasını oluşturduk. Bunun yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımızla Yüzyılın Kadın İstihdamı İş Pozitif Programı İş Birliği Protokolü’nü imzaladık. Bu protokolle de kadın istihdamının artırılması ve çalışma hayatına aktif katılımını sağlamak için ortaklaşa çalışmalar yürütüyoruz” şeklinde konuştu.



“Kadınların değişen iş gücü piyasasına tam, eşit ve etkin katılımlarını artırmayı hedefliyoruz”


Bakanlığın girişimcilik desteklerinin yanı sıra mesleki eğitimler ve farkındalık çalışmalarıyla da kadınlara destek olduğunu aktaran Özdemir Göktaş, “Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı ile kadınların değişen iş gücü piyasasına tam, eşit ve etkin katılımlarını artırmayı hedefliyoruz. 12’nci Kalkınma Planı’mızda da yer alan ‘İş ve aile yaşamının uyumlaştırılmasına yönelik çalışmalara hız verilecektir’ hedefi doğrultusunda yeni hizmet modelleri oluşturuyoruz. En çok önemsediğimiz hizmet ise 0-3 yaş grubunu kapsayacak şekilde mahalle tipi kreş modelinin yaygınlaştırılmasıdır. Böylece kadınların iş ve ev arasında bir tercih yapmak zorunda olmalarının önüne geçmeyi hedefliyoruz. ‘Finansal Okuryazarlık ve Kadınların Ekonomik Güçlenmesi Seminerleri’ ile kadınların ekonomik destekler, teşvikler ve başvuru mekanizmalarına daha kolay ulaşmalarına imkân sağlıyoruz. ‘Kadınların Kooperatifler Yoluyla Güçlendirilmesi Projesi’ ile kadınların ekonomik ve sosyal hayata daha etkin katılımlarını teşvik ediyoruz” ifadelerini kullandı.



“Bakanlık olarak, Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz”


Programda yeni bir sistemden bahseden Bakan Göktaş, “6284 sayılı Kanunumuzla kadın ve çocuk başta olmak üzere şiddetin her türlüsüyle mücadeleyi güçlü bir şekilde sürdürüyoruz. ‘Şiddete sıfır tolerans’ ilkemiz doğrultusunda eylem planlarımız, farkındalık çalışmalarımız, koruyucu hizmetlerimizle şiddetin önlenmesi ve ortadan kaldırılması için büyük bir kararlılıkla çalışıyoruz. 81 ilimiz ve 922 ilçemizin sosyal risk haritalarını çıkardıktan sonra kadına yönelik şiddet, çocuk istismarı, bağımlılık gibi sosyal olguları bütüncül olarak görebileceğiz. Elde edeceğimiz bulgularla her bir şehre, ilçeye, mahalleye hatta aileye özgü koruyucu ve önleyici faaliyetler belirleyebileceğiz. Bakanlık olarak, Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaşmasını hedeflediğimiz Aile Rehberi Sistemi ile, talep eden haneleri yakından takip ederek, sorunlara hızlı ve etkili çözümler bulmayı hedefliyoruz. Bu yolda attığımız her adımla, koruduğumuz her hayatla, sağladığımız her destekle, geleceğe umutla bakacağız” diye konuştu.



“İsrail yönetiminin özellikle kadınlar ve çocuklara yönelttiği zulüm asla kabul edilemez”


Yaşama hakkı için mücadele eden Filistinli kadın ve çocuklara özellikle dikkat çeken Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş “İsrail’in tam bir yıldır devam eden soykırımı nedeniyle hayatını kaybeden masum insan sayısı 40 binleri aştı. Bugün Gazzeli çocuklar, hiç büyüyemeden, çocukluklarını yaşayamadan, acılarını, haykırışlarını, gözyaşlarını kimseye duyuramadan bu dünyadan ayrılıyor. Akılalmaz zulümlere maruz kalan, her gün hayatla ölüm arasında yaşayan Filistinli kadınlar unutulmaz yaralar alıyor. İsrail yönetiminin Filistin halkına, özellikle kadınlar ve çocuklara yönelttiği zulüm asla kabul edilemez. Tüm dünyada direnişin sembolü olan Filistinli kadınlar, çocuklarını yaşatmak, vatanlarını korumak için insanüstü bir çaba sarf ediyor. Her ne olursa olsun, cesaretleriyle verdikleri mücadeleden asla ödün vermiyorlar. Sergiledikleri bu dik duruşla, dünyada milyonlarca insanı adalet ve özgürlük için ayağa kaldırıyor. Kadınların ve çocukların geleceklerini şekillendirmede aktif rol alacakları bir hayata sahip olmalarını savunmayı sürdüreceğiz. Güvenli ve sağlıklı bir ortamda yaşamaları için dünyadaki bütün mazlum kadınların sesi olmaya Türkiye devam edeceğiz” dedi.



Bakan Göktaş Uluslararası Farkındalık Zirvesi’nde konuştu: "Bakanlık olarak Aile Rehberi Sistemi’ni başlatıyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İsrail durdurulamazsa bölgenin huzur bulması imkansız” Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Filistin ve Lübnan’daki katliamlar devam ettikçe bölgemizin ve ötesinin huzur bulması mümkün değildir. 50 bini aşkın şu anda insan bölgede öldürülmüş vaziyette. Batı zil takıp oynuyor" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Almanya Başbakanı Olaf Scholz Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İkili, görüşme sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu sene malumunuz ülkelerimiz arasındaki dostluk antlaşmasının 100’üncü yıl dönümünü kutluyoruz. Değerli dostum Cumhurbaşkanı Steinmeier de bu sene nisan ayında Türkiye’yi ziyaret etmişti. Bugün de Sayın Şansölye’yi ve kıymetli heyetini ülkemizde ağırlamanın memnuniyetini yaşıyoruz” dedi. "İkili ticaret hedefimiz 60 milyar dolar" Almanya ile iki büyük devlet arasında yoğun ilişkilere sahip olunduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “NATO müttefikimiz Almanya ile iki büyük devlet arasında olabilecek her alanda yoğun ilişkilere sahibiz. Son dönemde ülkelerimiz arasında gerçekleşen üst düzeyli ziyaretler bu durumun açık tezahürüdür. Bu ilişkilerin lokomotifi beşeri bağlarımız ve ortak menfaatlerimizdir. Almanya’da nüfusu 3,5 milyonu geçen Türk toplumu yaşıyor. Her yıl ülkemizi 6 milyonun aşkın Alman turist ziyaret ediyor. Tabii biz bu sayının daha da artmasını temenni ediyoruz. Bugünkü görüşmelerimizi bu zengin gündem üzerine inşa ettik. Ülkelerimiz arasındaki ilişkileri tüm boyutlarıyla kapsamlı şekilde ele aldık. İkili ticaretimiz 50 milyar dolara ulaştı. Hedefimiz ise 60 milyar dolara ulaşmak. Bu hedefi gerçekleştirmek için gayretlerimizi artırmış bulunuyoruz” açıklamasında bulundu. "Savunma sanayiinde iş birliğimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz" Şansölye Scholz’la üzerinde durulan önemli konu başlıklarından birinin de savunma sanayii alanındaki iş birliği olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Savunma sanayii ürünlerinin tedariki bağlamında geçmişte yaşanan bazı sıkıntıları artık geride bırakarak iş birliğimizi geliştirmeyi arzu ediyoruz. Bu konuda değerli dostum Scholz’un gayretlerini takdirle karşıladığımızı bugün bir kez daha ifade etmek istiyorum. Görüşmelerimizin gündeminde Almanya’daki Türk toplumu da tabiatıyla yer aldı. İslam düşmanı ve yabancı karşıtı aşırı sağcı akımlar Avrupa’da yükseliyor. Birçok ülkede iktidar ortağı olacak güce ulaşan akımlar bilhassa yurt dışında yaşayan kardeşlerimizi de tedirgin ediyor. Alman hükümetinin izlediği birleştirici tutum üzerinde özellikle durduk. Almanya’nın kamu güvenliği bakımından da ciddi tehdit teşkil eden PKK ve FETÖ başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemini ve birlikte terörle mücadele kararlılığına ulaştık. Bu alanda somut adımlar atılmasına dair beklentimizi Sayın Şansölye ile bir kez daha paylaştım” şeklinde konuştu. "Türkiye olarak duruşumuzu devam ettireceğiz" Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Almanya’nın Avrupa Birliği içindeki anahtar rolünden hareketle birlikle ilişkilerimize dair görüş ve beklentilerimizi değerli dostuma aktardım. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi diyaloğu başta olmak üzere Avrupa Birliği’nin atacağı adımların hepimizin menfaatine olduğunu vurguladım. İsrail’in Gazze ile işgal altındaki Filistin topraklarında uyguladığı soykırım ve Lübnan’daki saldırıları ele aldığımız bir diğer önemli başlıktı. Bölgede yaşanan insanlık dramı maalesef devam ediyor. Daha önce de defalarca ifade ettiğim üzere acilen kalıcı ateşkesin sağlanması insani yardımların ulaştırılması ve İsrail üzerindeki gerekli baskının oluşturulması için uluslararası toplum olarak elimizde elinden geleni yapmamız şart. Filistin ve Lübnan’daki katliamlar devam ettikçe bölgemizin ve ötesinin huzur bulması mümkün değildir. 50 bini aşkın şu anda insan bölgede öldürülmüş vaziyette. Vicdan ve basiret sahibi tüm siyasi aktörlerin artık inisiyatif almasını İsrail’in saldırgan politikalarına dur demesini bekliyoruz. Türkiye olarak ilk günden beri ortaya koyduğumuz vicdanlı duruşu bundan sonra da devam ettireceğiz” ifadelerine yer verdi. "Lahey’e müracaat eden ülkelerden birisi de biziz" Lahey’e müracaat eden ülkelerden birisinin de Türkiye olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “50 bin insanın öldürüldüğü bir katliam söz konusu ve bu katliamda da ne yazık ki çocuk, kadın, yaşlı demeden bu insanlar öldürülmüştür. Bütün bu insanların öldürülmesi konusunda başta Güney Afrika olmak üzere Lahey Adalet Divanı’na onların müracaatıyla başlayan süreci biz de dahil olmak üzere birçok dünya ülkesi Lahey Adalet Divanı’na bu müracaatı onlarda tazelemiştir, zenginleştirmiştir. Bu ülkelerden bir tanesi de biziz. Çünkü 50 bin insanın öldürülmesi 100 bine aşkın insanın yaralı halde olması herhalde F-35’lerle iyi vurdunuz, iyi yaptınız dedirtmez. Bunlara siz nereye gidiyorsunuz dedirtir. O zaman bu adalet divanı niye kurulmuştur? Bu adalet divanına müracaat etmek niyedir? Bundan dolayıdır. Ve yapılan budur ve ben inanıyorum ki basın mensubu arkadaşlar dün İsrail Dışişleri Bakanı’nın şahsımla ilgili yaptığı açıklamayı da bir takip ederseniz, onu şöyle bir öğrenirseniz herhalde niçin Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’na İsrail Dışişleri Bakanı bu şekilde saldırdı veya saldırıyor. Bunun hesabını sorusunu siz de sorarsınız. Ben de sizlerden bunu bekliyorum” dedi. "Türkmen soydaşlarımıza da kapımız açık" Suriye’den ilk etapta 4 milyon civarında mülteci geldiğini ve şu anda da 3,5 milyon civarında Suriyeli mültecinin ülkemizde olduğunu kaydeden Erdoğan, “Biz onları şu anda ülkemizde ağırlıyoruz ve bu Sayın Merkel döneminde de bunları birlikte görüşerek birlikte bunlara yönelik her türlü desteği vererek bu süreci çalıştırdık ve şu an itibarıyla da Suriye’den ülkemize gelen mülteciler konusunda kapımız onlara hep açık olmuştur. Şu anda da açıktır. Hele hele böyle bir savaş döneminde oradan Türkiye’ye gelebilecek olanlar olursa ki bunların içerisinde Lübnan da var. Lübnan’dan da ülkemize gelenler olursa biz onlara da kapımızı açık tuttuk. Şu anda Lübnan’da ciddi manada Türkmenler de var ve bu Türkmen soydaşlarımızı da bizler aynen içeriye alırız. Onlara da kapımızı açık tuttuğumuzu söyledim söylüyorum. Kapımız onlara açık” açıklamasında bulundu. Terörle örgütlerine karşı ortak mücadele Avrupa’da İslam düşmanlığının yaygın bir şekilde devam ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Maalesef yine üzülerek söylüyorum Almanya’da İslam düşmanlığı yaygın bir şekilde devam ederken bunun da başını PKK, FETÖ bu örgütler çekiyor. Bu konuda da bugün değerli dostumla Şansölye ile bizim bu terör örgütlerine karşı ortak bir tavır takınmak suretiyle ortak bir mücadeleyi de sürdürelim kararını birlikte verdik ve bu terörle mücadeleyi Almanya’da birlikte sürdüreceğiz. Gerek Dışişleri Bakanım gerek İstihbarat örgütümüz muhataplarıyla birlikte burada dayanışma içinde olacaklar ve dayanışma halinde de bu mücadeleyi inşallah sürdürecekle” ifadelerini kullandı. "Batı zil takıp oynuyor" Batı’nın zil takıp oynadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsrail’in Netanyahu’nun kafa yapısında çok açık net bu savaşı sadece belli basit bir dairede tutmak değil yayma anlayışı var. Zira İsrail’in elindeki imkanlar diğer ülkelerle mukayese edilemeyecek derecede fazla. Şu anda F-35’leri de kullanma noktasına geldi. Öbür tarafta roket füze bütün bu imkanlar şu anda İsrail’in elinde var ve bunlarla birlikte ne yapıyor? Bir yayılma periyoduna giriyor ve bu yayılma periyodunda da işte önce Gazze’de başlayan bu savaş sonunda nereye yayıldı? Lübnan’a kadar yayıldı ve Lübnan’da da bu ne yazık ki katliamlarını acımasız bir şekilde İsrail devam ettiriyor. Netanyahu devam ettiriyor. Bu birçok liderlerin şehit olması bunlar için adeta bir zevk meselesi. Batı zil takıp oynuyor. Başta Amerika’nın yaklaşım tarzı bu süreç içerisinde hiç de farklı değil ve bunu aynı şekilde devam ettiriyorlar. Zaten İsrail için silah mühimmat araç-gereç bunları temin etmek zor bir iş değil. Bunlar da kendilerine yoğun bir şekilde geliyor ve bu imkanlarla da İsrail bu bölgede katliamını sürdürüyor. Tabii bütün bunlar karşısında özellikle gıda mühimmat bütün bunlarla ilgili olarak biz Türkiye ne yaparız? Bunlara bakıyoruz ve elimizden geldiği kadarıyla da bölgeye bu imkanlarımızı başta Kızılay’ımız olmak suretiyle onlarla aktarıyoruz. Aktarmaya da devam edeceğiz” dedi.
Ankara Aile hekimlerinden ‘Büyük Ankara Mitingi’ AHEF organizasyonu ile "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" tasarısına karşı düzenlenen mitingde Hekimsen adına konuşan Doktor Neval Oğuz, ”Biz sağlık için buradayız, devletimiz için buradayız. Bizim farkımız bu kimsenin kötülüğünü istemeden herkesin iyiliğini isteyerek hizmet etmeye çalışırken ayağımıza lütfen kimse çelme takmaya kalkmasın” dedi. Aile Hekimleri Derneği Federasyonu (AHEF) organizasyonu ile "Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği" tasarısına karşı düzenlenen miting için farklı illerden Ankara’ya gelen aile hekimi ve aile sağlığı çalışanları Anıt Park’ta buluştu. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ile CHP ve İYİ Parti’den doktor kökenli bazı milletvekillerinin de birer konuşma yaptığı mitingde hekimlerde düdük çalarak tasarıya karşı protestoda bulundu. Hekimsen adına konuşan Doktor Neval Oğuz sahada hastayla gönül gönüle çalıştıklarını belirterek, vatandaşa ulaşmak için hekimlerle el ele verilmesi gerektiğini belirtti. “Hemşirelerimizle beraber sonuna kadar çalıştık" Hekimleri düşman görmenin kimseye bir faydası olmayacağından bahseden Oğuz, “Biz her şekilde onlara yardımcı olmaya hazır olduğumuzu bildirdik. Makamların da ziyaret ettik. Yeri geldi çok yumuşak davrandık. Her türlü uygulamalarına uyum sağlamaya çalıştık. Negatif performansa uyum sağladık, pozitif performansa uyum sağladık. Hemşirelerimizle beraber sonuna kadar çalıştık. Yeri geldi eve gittik çalıştık, evlerine hizmet götürdük, çalıştık. Peki bunu karşılığı bu mu olacaktı” dedi. “Biz sağlık için buradayız, devletimiz için buradayız” Sağlık Bakanından beklentilerinin olduğunu ancak bunu göremediklerini dile getiren Oğuz, “Bunun sonu ne zaman bitecek bekliyoruz artık. Biz STK‘lar birleşerek hangi STK olursa olsun biz ayırmıyoruz, siyaset ayrımı yapmıyoruz, biz siyaset yapmak için gelmedik buraya, biz vatandaşa hizmet için buradayız. Biz sağlık için buradayız, devletimiz için buradayız. Bizim farkımız bu kimsenin kötülüğünü istemeden herkesin iyiliğini isteyerek hizmet etmeye çalışırken ayağımıza lütfen kimse çelme takmaya kalkmasın. Bu yapılan sigma yönetmeliği gerçekten bizi artık son noktaya getirmiştir. Her türlü tepkiyi vermek üzere hazırız. Onlarla hazırlandıklarını söylüyorlar, bakalım kim kazanır vatandaş sonuçta zarar görecektir. Lütfen bizi son noktaya getirmeyin, biz hep beraber hizmet için buradayız. Herkes için devlet için vatandaş için çalışmak için buradayız. Biz yurt dışına kaçmak istemiyoruz buradayız" ifadelerinde bulundu. Oğuz, Bakanlığa beraberlik çağrısında bulunarak konuşmasını noktaladı.
Aydın Söke Kent Konseyi’nin Kadın ve Çocuk Meclisleri seçimleri yapıldı Söke Kent Konseyi bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Meclisi ve Çocuk Meclisi yeni yürütme kurulları gerçekleştirilen genel kurul toplantılarıyla belirledi. Söke Belediyesi Vali Recep Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde ilk genel kurul Çocuk Meclisi’nin oldu. Seçimli genel kurulda Ahmet Lodos Tilki divan başkanlığı görevini yaparken; Önder Doğubey Andiç ve Hamza Güzel divan katipleri olarak yer aldı. Yapılan seçimlerde Mert Karayiğit Çocuk Meclisi’nin yeni başkanı olarak belirlendi. Damla Özkul, Leyla Ecesu Binici, Emir Sakınç, Yusuf Tarık, Alp Tuna Gez, Alp Tura Karınca yürütme kurulunda yer alana isimler oldu. Daha sonra yapılan Kadın Meclisi seçimli genel kurulunda tek başkan adayı çıktı. Sökeli iş kadınlarından Şule Pullukçu Akıntürk’ün aday olduğu genel kurulda divan başkanlığını Benek Apaydın, divan katipliklerini ise Naz Tuğçe Ceylan ve Özen Tijen Şimşek yaptı. Söke Kent Konseyi Başkanı Dilber Özgün konuşmasında Kent Konseyi’nin kenti birlikte yönetmek, kentin yönetiminde söz sahibi olmak adına çok önemli bir platform olduğuna dikkat çekti. Kent Konseyi’nin meclislerinin yürütme kurullarının ve daha sonra çalışma gruplarının oluşmasının tamamlanmasıyla daha etkin bir şekilde faaliyetlerine başlayacağını söyledi. Seçimler sonunda Şule Pullukçu Akıntürk Söke Kadın Meclisi’nin yeni başkanı oldu. Seyhan Cidal, Melike YAvuzyılmaz, Leyla Sevindik, Vicdan Bozdağ, Emine Deveci, Bilge Eylem Polat ve Seval Köseoğlu yürütme kurulunda yer alan isimler oldu. Sibel Can Katipoğlu, Melek Karayeğit, Özlem Karasulu, Rana Yıldız, Rahmiye Şenol ve Nilgün Yıldız yürütme kurulu yedek listesinde ye aldı. Söke Kadın Meclisi’nin yeni Başkanı Şule Pullukçu Akıntürk, “Kadınların sesini daha güçlü duyurmak, sorunlarımıza birlikte çözümler aramak, kentimizi hep birlikte daha yaşanabilir ve güzel bir yere dönüştürmek için yola çıktım. Kadınların toplumsal yaşamda daha fazla ve daha fazla alanda yer almaları hepimizin dileği. Bu anlamda güzel projelere imza atacağımıza inanıyorum. Birlikte güçlüyüz ve dayanışmayla daha güçlü olacağız. Bugüne kadar görev yapmış tüm başkanlara ve son olarak görevi devraldığım Seringül Bulu Hanım’a teşekkür ediyorum” dedi.
Aydın Kaymakam Omurca, Buharkent’e veda etti Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesi ile Buharkent’teki görevinden ayrılan Buharkent Kaymakamı Cuma Omurca düzenlenen yemek ile ilçeye veda etti. Kaymakamlığın sosyal medya hesabından yapılan veda paylaşımında Kaymakam Omurca, "Buharkent ikinci evim ve ikinci memleketim oldu" dedi. Mülki İdare Amirleri Atama Kararnamesi ile Buharkent’teki görevinden ayrılan Kaymakam Cuma Omurca ilk olarak kamu kurum ve kuruluşlarına, belediye başkanlığına ve vatandaşlara veda ziyaretinde bulundu. Özverili çalışmaları için kamu personellerine, ilgi, alaka ve güler yüzlü yaklaşımlarından dolayı da vatandaşlara teşekkür eden Kaymakam Omurca için veda yemeği düzenlendi. Buharkent Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen yemekte konuşan Belediye Başkanı Mehmet Erol, Kaymakam Omurca’ya meslek hayatında başarılar diledi. "Çok güzel ve özel hatıralarla ayrılıyorum" Buharkent Kaymakamı Cuma Omurca Kaymakamlığın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımla ilçeye veda ederken paylaşımda şu ifadelere yer verildi: "Kıymetli Buharkent’li hemşehrilerim; 05.10.2023 tarihinden itibaren bir yılı aşkın süredir Kaymakamlık vazifesini ifa ettiğim, Aydın’ın güzel ilçesi Buharken’ten ayrılıyorum. Görev yaptığım süre boyunca; Buharkentli hemşehrilerimin yakın ilgisini, sevgisini ve saygısını gördük. İlçedeki vatandaşlarımızla bir arada olmaya, sevinçlerine, kederlerine ortak olmaya ve çözümler üretmeye, devletimizi var eden temel ilkelerden taviz vermeksizin uzatılan her eli tutmak için gayretle çalıştık. Yaptığımız tüm hizmetlerde devletimin sıcak ve güler yüzünü göstermeye ve her zaman kapılarımızı, gönüllerimizi herkese açmaya özen gösterdik. Çalıştığım süre içerisinde, Sayın Valimiz Yakup Canbolat’a, meslek büyüklerimize, Sayın belediye başkanımıza, Buharkent için gece gündüz demeden gayretle çalışan kıymetli mesai arkadaşlarıma, muhtarlarımıza, siyasi partilerimizin temsilcilerine, sivil toplum kuruluşlarına, Gazilerimize, şehit yakınlarımıza gösterdikleri ilgi ve alakalarından dolayı tüm Buharkent halkına sonsuz sevgi, saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Buharkent ikinci evim ve ikinci memleketim olmuştur. Çok güzel ve özel hatıralarla ayrılıyorum. Ancak bu ayrılık görev icabı olacak, ruhen ve kalben birlikteliğimiz, kadim dostluğumuz ilelebet devam edecektir. Hepinizi Allah’a emanet ediyorum. Allah yar ve yardımcınız olsun. Allaha ısmarladık. Sağlıcakla kalın."
Adana Hintli turistler Adana lezzetlerine hayran kaldı Adana’da bu sene 8.’si düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali, yerli ve yabancı binlerce turistin katılımıyla sürüyor. Hindistan’dan festival için gelen turistler, Adana kebap başta olmak üzere birçok lezzeti beğendiklerini ve seneye ailecek festivale katılacaklarını söyledi. Adana Valiliğinin ev sahipliğinde "Kökleriyle Adana" temasıyla düzenlenen "8. Uluslararası Adana Lezzet Festivali" Merkez Park’ta sürüyor. 1,5 milyonun üzerinde ziyaretçinin katılması hedeflenen festivale yerli ve yabancı turistler akın ediyor. Turistler festival alanında Adana kebap başta olmak üzere birçok lezzeti deneyimliyor. “Festival esnafa can suyu oldu” Festivalde stant açan kebapçılardan Cihangir Korkmaz, “Adana kebaba ilgi çok büyük. Yerli ve yabancı binlerce turist Adana kebabı severek tüketiyor. Bizim de mangal ateşimiz hiç sönmüyor. Kebaplarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Bu festival esnafa can suyu oldu” dedi. “Adanalılar yemeği çok seviyor” Bir başka esnaf Mehmet Nuri Erzi ise festivalde 800 kilogram ağırlığında tavuk döner taktıklarını anlatarak, “Özel ocağımızda 1 metre 15 santimetre boyunda 800 kilogram ağırlığında tavuk döner taktık. Adanalılar yemeği çok seviyor. Bizler de Adanalıları dönere doyuruyoruz” ifadelerini kullandı. Hindistan’dan festivale geldi Öte yandan festivale Hindistan’dan arkadaşı Naisha ile gelen Phalak Gangi, “Festival için Hindistan’dan geldim. Adana kebap ve çiğköfteyi çok beğendim. Ayrıca kabak tatlısını da çok beğendim. Festival çok güzel. Seneye tüm ailemle birlikte bu festivale geleceğim” diye konuştu. Ankara’dan festivale gelen Ayhan Eryılmaz, “Hem Adana’yı gezmeye hem de lezzetleri tatmak için Ankara’dan geldim. İlk Adana kebap yiyeceğim, akşama daha vakit var. Birçok lezzeti tadacağız” dedi. Arkadaşlarıyla birlikte festival alanına gezmeye gelen Hamiyet Gülüç ise festivali çok güzel bulduğunu söyledi.