ASAYİŞ - 30 Ağustos 2024 Cuma 04:30

Bağcılar’da 5 katlı fabrika alevlere teslim oldu

A
A
A

İstanbul Bağcılar'da 5 katlı iplik dokuma fabrikasında gece saatlerinde meydana gelen yangın paniğe neden oldu.

Şans eseri can kaybı ve yaralanma yaşanmayan yangın itfaiye ekiplerinin yoğun müdahalesi sonucu kontrol altına alınabildi.

Yangın saat 00.30 sıralarında, Bağcılar Yavus Selim Mahallesi Mehmet Akif Bulvarı'nda yer alan 969. Sokak'taki 5 katlı iplik dokuma fabrikasında meydana geldi. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan yangın kısa sürede tüm fabrikayı sardı.

Edinilen bilgiye göre yangını gören çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine çok sayıda itfaiye ekibinin yanı sıra polis ve sağlık ekipleri de sevk edildi.

Bağcılar’da 5 katlı fabrika alevlere teslim oldu

Ekipler yangında yerden ve vinç yardımıyla havadan müdahalede bulundu. İtfaiye ekiplerinin yoğun müdahalesi sonucu yangın çevreye sirayet etmeden kontrol altına alınabildi. Yangında şans eseri ölü ve yaralı meydana gelmezken fabrikada maddi hasar meydana geldi.

Polis ekipleri çevrede geniş güvenlik tedbirleri aldı. Çevre ilçe belediyelerinden de su tankerleri destek olarak olay yerine geldi. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonrası fabrikada çıkan yangın yaklaşık 3 saatlik çalışması sonucu kontrol altına alındı. İtfaiye ekipleri kontrol altına alınan yangına uzun süre soğutma çalışması gerçekleştirdi.

İtfaiye ekipleri tarafından yangının çıkış nedeni araştırılırken polis ekipleri olayla ilgili inceleme başlattı. 

Bağcılar’da 5 katlı fabrika alevlere teslim oldu

Ahmet Uzun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale’de İklim Eylem Planı Çalıştayı gerçekleşti Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve ÇOMÜ Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörlüğü iş birliğinde gerçekleştirilen, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji, ekosistemler ve biyolojik çeşitlilik, binalar ve altyapı, su verimliliği, ulaşım, eğitim ve araştırma, atık yönetimi konularını kapsayan “İklim Eylem Planı Çalıştayı” Dardanos Yerleşkesi Abide Salonunda gerçekleşti. Moderatörlüğünü ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Nilgün Ayman Öz’ün üstlendiği çalıştaya; ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Evren Karayel Gökkaya ve Prof. Dr. H. Levent Dalyancı, akademisyenler, kamu, özel ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılım sağladı. Açılışta konuşan ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu, Sürdürülebilirlik Ofisi Koordinatörlüğü ile birlikte yoğun çalışmalar sonucu “İklim Eylem Planı” Taslağını hazırladıklarını vurgulayarak başladığı konuşmasında; “Son yıllarda yaşamımıza hızla dâhil olan, Dünyamızın yaşamakta olduğu iklim krizlerine farkındalık oluşturmak ve öncülük etmek amacıyla yapılan İklim Eylem Planlarını son hızda harekete geçirmek gerekiyor” dedi. Çalıştayda konuşan Prof. Dr. Nilgün Ayman Öz ise Sürdürülebilirlik Ofisi çalışmalarından bahsederek, çalıştaya ilişkin bilgilendirmelerde bulundu. Çalıştay, görüş ve önerilerin alınmasıyla sona erdi.
Adıyaman 300 yıllık geleneği sürdürüyorlar Adıyaman’ın Gerger ilçesinde yıllardır sürdürülen bir gelenek olan tulum peyniri ve çökeleklerin daha lezzetli olması için dağdaki mağaralarda saklama işi bu yıl da yapıldı. Buzdolabının olmadığı yıllarda özellikle soğuk ortamda saklanması gereken gıdalar için köylülerin yayladaki dağlık alanda bulunan soğuk mağaralarda eşyalarını saklaması sonrası ortaya çıkan bu gelenek Adıyaman’ın Gerger ilçesi Yeşilyurt (Wank) köyünde halen devam ettiriliyor. Köylülerin hazırladıkları keçi derisinin içine bastırılmış çökelek ve tulum peynirleri, zor bir yolculuk sonrasında Abacığ yaylasında bulunan mağaraların en derin noktalarında muhafazaya alınıyor. Yaklaşık 3 ay boyunca bu mağaralarda muhafaza edilen peynir ve çökelekler, havaların soğumasıyla tekrardan çıkarılarak tüketilmeye başlanıyor. 3 yüz yıllık geleneği gelecek nesillere de bırakmak istediklerini belirten Yeşilyurt Köyü sakinlerinden 72 yaşındaki Mehmet Ay, “Bu mağarayı, dedemden babama, babamdan da bana, sürekli burayı kullanıyoruz. Bu mağaraya yaklaşık 100 aile peynir ve çökeleklerini getirip koyuyor. Çökelekleri önce keçi derisine basıyorlar. Sonra da bu mağaraya getirip koyuyorlar. Burada 3 ay kalıyor. Kimse kimsenin erzaklarına karışmıyor. Bu da güzel bir gelenektir. İnşallah bu geleneği gelecek nesillere de bırakmak istiyoruz. Burası Allah’ın kendi kullarına bahşettiği doğal bir klimadır. Buraya getirdiğimiz çökelekler buradaki havadan da kıvamını alıyor. 3 ay sonra da kışın çıkarıp evimize götürüyoruz. Kendi ihtiyacımız kadarını alıp yiyoruz. Fazlasını da satıp ekonomimize, evimize katkı sağlıyoruz” diye konuştu.