ASAYİŞ - 24 Ekim 2024 Perşembe 08:42

Avcılar'da metrobüste yangın paniği

A
A
A

İstanbul Avcılar metrobüs durağında, bir metrobüsün motor bölümünden yükselen dumanlar paniğe neden oldu. Yolcular araçtan tahliye edilirken, kontrol altına alınan yangın anları çevredeki vatandaşların cep telefonu kamerasına yansıdı.

İstanbul'da sabah saatlerinde Avcılar metrobüs durağında, bir metrobüsün motor bölümünde dumanlar çıkmaya başladı. Henüz bilinmeyen bir nedenle çıkan dumanları gören vatandaşlar, durumu durakta bulunan güvenlik görevlilerine ve metrobüs şoförüne bildirdi. Vatandaşlar metrobüsten tahliye edilirken, otobüste ve durakta bulunan yangın söndürme tüpleriyle görevliler olaya müdahale etti. Küçük çaplı yangın görevliler tarafından söndürüldü. Olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin soğutma çalışması yaptığı öğrenildi. Yangın sonrasında metrobüs güvenli alana alınırken, dumanların yükseldiği anlar cep telefonu kamerasına yansıdı.

Avcılar'da metrobüste yangın paniği

Mahsun Işıklı- Tuncay Pehlivan - Hakan Polat - Buse Işık

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Meme kanserine karşı bilinçli olmak hayat kurtarıyor Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ümit Turan, memede kitle, meme başında çökme, kanlı akıntı, kaşıntı ya da pullanma, meme derisinde ortaya çıkan kızarıklık veya portakal kabuğuna benzeyen görünümün meme kanserini gösteren önemli işaretler olduğunu söyledi. Meme kanserinin kadınlarda kansere bağlı ölümlerin en önemli sebeplerinden biri olduğunu söyleyen Medline Adana Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ümit Turan, hastalıkla mücadelede en etkin yöntemin kadınların bu hastalık hakkında bilinçli olması ve vücudunu tanıması olduğunu söyleyerek önemli bilgiler verdi. Hastalığın görülme sıklığı artıyor Doç. Dr. Turan, gelişmiş ülkelerde akciğer kanserinden sonra kadınlarda en sık rastlanan kanser türü olan meme kanseri her 8 kadından 1’inde görüldüğünü söyleyerek, “Bu durum ise tüm kadın kanserlerinin yüzde 24’üne, kanserden ölümlerin ise yaklaşık yüzde 15’ine karşılık geliyor. Erken teşhis hayat kurtaran en önemli faktör. Meme kanserinde hastalığın görülme sıklığının dünya genelinde artmaya devam ediyor” dedi. Tarama programları ihmal edilmemeli Meme kanseriyle ilişkili birçok risk faktörü tanımlandığını kaydeden Doç. Dr. Turan, “Bu risk faktörlerin bazıları değiştirebilir, bazıları ise değiştirilemez faktörlerdir. Ancak bir kadının bu risk faktörlerine sahip olması mutlaka meme kanserine yakalanacağı anlamına gelmez. Risk faktörlerine sahip pek çok kadın hiçbir zaman kansere yakalanmayabilir. Riskli grupta yer alan kadınlar meme kanseri için belirlenmiş olan tarama programlarından veya diğer önleyici tedbirlerden yararlanarak erken tanı ve tedavi alabilirler. Bunun yanı sıra belirlenebilir risk faktörleri olmayan kadınlarda da meme kanserinin ortaya çıkabileceği akıldan çıkartılmamalıdır” diye konuştu. Genetik geçiş riski artırıyor Ailesinde meme kanseri ilgili güçlü bir geçmişi olan ve kendisini bu kanser türüne yatkın hale getiren genlerden birini miras alan bir kadında hastalığa yakalanma riskinin yüzde 50’nin üzerinde olduğunu kaydeden Turan, “Bunun yanı sıra bir kadının kişisel risk faktörleri meme kanserine yakalanma ihtimalinin düşük olduğunu gösterse bile, meme kanseri taraması hakkında bilgi sahibi olması ve programlara katılması önemlidir” dedi. Belirtiler varsa zaman kaybedilmemeli Memede kitle, meme başında çökme, kanlı akıntı, kaşıntı ya da pullanma, meme derisinde ortaya çıkan kızarıklık veya portakal kabuğuna benzeyen görünümün meme kanserini gösteren önemli işaretler olduğunu ifade eden Doç. Dr. Turan, bu gibi belirtileri fark eden kadınların zaman kaybetmeden meme sağlığı konusunda uzman bir hekime başvurmalarını önerdi. Erken teşhis hayat kurtarıyor Ülkemizde uygulanan tarama programlarının hayat kurtarıcı bir role sahip olduğunu belirten Doç. Dr. Turan, erken teşhis için neler yapılması gerektiğini ise şöyle anlattı: “Ailesinde meme kanseri öyküsü olmayan ve standart risk grubunda yer alan kadınlarda 20 yaşından itibaren her ay düzenli şekilde olmak üzere kendi kendine meme muayenesi başlanmalı. 35 yaşından itibaren ise yıllık klinik meme muayenelerinin uzman bir doktor tarafından gerçekleştirilmesi önemlidir. 40 yaşından sonra da 2 yılda bir, 50 yaşından itibaren ise her yıl mamografik tarama testlerine başlanması erken tanı için büyük önem taşır.”
Elazığ Doç. Dr. Önalan: ’’Osteoporoz, toplumlarda sıklığı artan bir halk sağlığı problemidir’’ Fırat Üniversitesi Hastanesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan Önalan, Dünya Osteoporoz Günü dolayısı yaptığı açıklamada, osteoporozun toplumlarda sıklığı artan bir halk sağlığı problemi olduğunu söyledi. Doç. Dr. Erhan Önalan, osteoporozun kemik mineral yapısının ve kemik kütlesinin bozulması neticesinde kemikte kırılganlığın arttığı önemli bir halk sağlığı problemi olduğunu kaydetti. Sedanter yaşam tarzı ve sağlıksız beslenme sonucunda toplumlarda osteoporozun giderek görülme sıklığının arttığını aktaran Doç. Dr. Önalan, Türkiye’de 2010 yılında yapılan bir çalışmada özellikle elli yaş üstü osteoporozlu bireylerin yüzde 25’inde kemik kırılganlığında artmaların meydana geldiğini ve kırılganlığı artmış olan bireylerin yüzde ellisinin ise osteoporoz hastalığı ile sonuçlandığını vurguladı. Doç. Dr. Önalan, komplikasyon olmadığı sürece osteoporozun kolay kolay hastalarda şikayet oluşturmadığını, hastalarda komplikasyonun gelişmesinden sonra baş, sırt ağrısı, kamburlaşma, kemik kırıkları, kemik kırıklarına bağlı boyun kısalığı, yaygın kemik ağrıları, kalçadaki kırıklara bağlı yürüyememe gibi çeşitli problemler ile hastaların kendilerine başvurduklarını ifade etti. Ayrıca ortaya çıkan kırıklar neticesinde hastalarda ölümcül sonuçlara sebebiyet veren kalça kırıklarının hastanede yatışların önemli bir sebebini oluşturduğunun altını çizen Doç. Dr. Önalan osteoporoz hastalarının ve risk faktörü olan bireylerin erken dönemde teşhislerinin konulması gerektiğini söyledi. ’’İskelet erken dönemde kalsiyum ve D vitamini ile desteklenmeli’’ Doç. Dr. Erhan Önalan, özellikle otuzlu yaşlara kadar alınan kalsiyum ve sağlıklı beslenme neticesinde kemiğin mineral yapısının güçlendiğini ve kütlesinin arttığını, proteinli yapılar ve hayvansal gıdalarla beslenme neticesinde kemik yapımızın oldukça güçleneceğini bunun aksi olarak sağlıksız beslenme, yetersiz kalsiyum alımı, yetersiz hareket ve yetersiz sporun sonucunda ise kemik kitlesinin otuzlu yaşlarda istenilen ideal düzeye ulaşmadığını, bunun sonucunda da ilerleyen dönemlerde kemik yıkımının otuzlu yaşlardan sonra artması ile birlikte, özellikle kadınlarda menopoz sonrasında, erkeklerde de yetmiş yaş sonrasında ciddi anlamda yıkımın söz konusu dile getirdi. Fırat Üniversitesi Hastanesi İç hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erhan ÖNALAN, insan iskeletinin erken dönemde yeterli oranda kalsiyum ve D vitamini ile desteklenmemesi ve temelinin sağlam oluşturulamaması halinde ilerleyen dönemlerde osteoporozla karşılaşma riskimizin yüksek olacağını vurguladı. Doç. Dr. Erhan Önalan, belli yaşlara gelindiğinde kadınlarda menopoz sonrası erkeklerde de yetmiş yaş sonrasında osteoporoz açısından taranması gerektiğini, ayrıca romatizmal hastalık, endokrin hastalık ve osteoporoza neden olabilecek kronik ilaç kullanımı mevcut olan hastaların mutlaka erken dönemde sekonder osteoporoz açısından taranması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Bursa Girit mutfağının lezzetlerinden ’nohut mayalı Akdeniz ada ekmeği’ BESAŞ bayilerinde Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, ata tohumu siyez buğdayı ve karakılçık buğdayından ürettiği ekmeklerin ardından şimdi de orijinal tariflerine uygun olarak ürettiği ‘nohut mayalı Akdeniz ada ekmeği’ni sofralarla buluşturuyor. Bursa’da sağlıklı ve güvenilir gıdayı vatandaşlarla uygun fiyata buluşturan Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden BESAŞ, ürün yelpazesini de her geçen gün geliştiriyor. Günde yaklaşık 200 bin ekmeği Bursalılarla buluşturan BESAŞ, ata tohumu siyez buğdayı ve karakılçık buğdayından ürettiği ekmeklerden sonra aslına uygun olarak ürettiği ‘nohut mayalı Akdeniz ada ekmeğini de ‘Ada vatandan ana vatana’ temasıyla satışa sunuyor. Giritya Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği ile iş birliği yapan BESAŞ, Giritli göçmenlerin önemli bir kültür parçası olan nohut mayalı ekmeği tariflere uygun olarak üretti. Yeni ürünün tanıtım toplantısı yapıldı. Programa katılanlar özel lezzeti tatma imkanı da buldu. Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, BESAŞ’ın her geçen gün ürün kalitesini ve çeşitliliğini artırarak Bursalılara hizmet ettiğini söyledi. Nohut mayalı ekmeğin önemli bir kültürel zenginlik olduğunu belirten Gazioğlu, bu tür kültürel çeşitlilikleri tüm Bursa’ya tanıtmayı ve Bursalılar ile buluşturmayı amaçladıklarını ifade etti. BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş, nohut mayalı ekmeğin kendi çocukluğunun önemli bir lezzeti olduğunu dile getirdi. Giritli göçmenlerin büyüklerinden öğrendikleri tarifin aslına bağlı kalarak BESAŞ’ın gıda mühendisleriyle birlikte üretim yapıldığını anlatan Demirtaş, “Bu proje bizleri çok heyecanlandırdı. Değerlerimizi yaşatmak ve unutulmasını engellemek istiyoruz. Giritli göçmenlerin severek tükettiği nohut mayalı ekmeği tüm Bursalıların da seveceğine inanıyorum. Projede emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun” dedi. Dernek Başkanı Zehra Nur Biricik, nohut mayalı ekmeği büyüklerin çok sık yaptığını hatırlatarak Giritli göçmenlerin kültüründe önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Büyüklerin tarifini nesilden nesile aktarmayı arzuladıklarını belirten Biricik, “BESAŞ ile bu doğrultuda çalışma başlattık. Dernek olarak ekmeğin nasıl yapıldığını araştırdık, bu işi bilenlerle konuştuk. Onların verdiği tarifleri BESAŞ ile paylaştık. Gıda mühendislerinin çalışması sonucunda ortaya çok güzel bir ürün çıktı. Bu lezzeti tüm Bursa ile paylaşmak istiyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Yeni ürünün tanıtım toplantısına, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Orkun Gazioğlu, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Dış İlişkiler Daire Başkanı Pınar Işıkyıldız, BESAŞ Genel Müdürü İbrahim Alpay Demirtaş, Kültür AŞ Genel Müdürü Yankı İçöz, Giritya Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Zehra Nur Biricik, meclis üyeleri, belediye bürokratları ve vatandaşlar katıldı.