ÇEVRE - 18 Aralık 2024 Çarşamba 14:19

Ataşehir’de dönüşüm seferberliği: İBB ve Kiptaş ile işbirliği protokolleri imzalandı

A
A
A
Ataşehir’de dönüşüm seferberliği: İBB ve Kiptaş ile işbirliği protokolleri imzalandı

İSTANBUL (İHA) Deprem riskine karşı mücadele kapsamında; İBB, KİPTAŞ ve Ataşehir Belediyesi arasında imzalanan protokoller sayesinde, Ataşehir’deki riskli yapı stokunun tespit edilmesi ve riskli yapıların dönüşümü daha da hızlanacak. İmza töreninde konuşan Ataşehir Belediye Başkan Onursal Adıgüzel dönüşüm seferberliği kapsamında yapılan iş birliğinin önemine dikkat çekerek, “Daha güvenli, daha dayanıklı, daha modern bir Ataşehir hedefiyle çıktığımız bu yolda çalışmalarımızı kararlılıkla yürüteceğiz” dedi.


Beklenen büyük İstanbul depremi öncesinde, daha fazla vatandaşın depreme dayanıklı konutlara ulaşabilmeleri için İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleriyle iş birliğini sürdürüyor. Bu kapsamda İBB’nin “Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi” ile Şehircilik Grubu şirketlerinden “KİPTAŞ”, ilçe belediyeleriyle iş birliği protokolleri imzalamaya devam ediyor. “Hızlı tarama” ve “İstanbul Yenileniyor” projeleriyle kentsel dönüşüm projelerinin planlı ve süratli bir biçimde gerçekleştirilmesine yönelik iş birliği protokolleri daha önce Şişli, Üsküdar, Kartal, Küçükçekmece, Çatalca, Avcılar ve Bakırköy belediyeleriyle imzalanmıştı. Ardından da Ataşehir Belediyesi ile imzalanan protokol sayesinde, riskli yapılarını KİPTAŞ ile dönüştürmek isteyen Ataşehirli vatandaşların da süreçleri hızlanacak.


“Vatandaşların depreme dayanıklı konutlara ulaşması amaçlanıyor”


Protokol kapsamında; Temmuz 2021’de hayata geçirilen ve İstanbul’un depreme hazırlığı açısından başarılı sonuçlar elde edilen “İstanbul Yenileniyor” sistemiyle deprem bilincinin ve farkındalığın artırılması, paydaşlar arasında koordinasyonun sağlanması, ilçe belediyelerinin kentsel dönüşüm alanında kendi altyapılarını oluşturmalarına destek verilmesi amaçlanıyor. Ayrıca, İstanbul’un her bir ilçesinde tekil yapılardan sitelere kadar tüm riskli yapıların dönüşümünün gerçekleştirilmesi hedeflenerek, daha fazla vatandaşın depreme dayanıklı konutlara ulaşması amaçlanıyor. Proje alanlarında borçlanma bedeli oluşmuşsa, dar gelirli vatandaşlar ve emeklilerin İBB Kentsel Dönüşüm Mali Destek Paketi’nden yararlanmaları için ilgili süreç de İBB’nin ilgili birimleri tarafından yürütülecek.


“Hızlı Tarama Testi İBB ve Ataşehir Belediyesi iş birliğiyle geliştirilecek”


Aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Ataşehir Belediyesi arasında imzalanan hızlı tarama ve binaların incelenmesine yönelik ortak hizmet protokolü sayesinde, riskli yapı stokunun tespit edilmesi ve dönüşüm süreçlerinin başlaması hızlanacak.


Bu kapsamda; Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel ile İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün’ün katılımıyla “hızlı tarama ile binaların incelenmesine yönelik ortak hizmet protokolü” imzalandı. Ayrıca, Başkan Onursal Adıgüzel ile İBB Şehircilik Grubu ve KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt da, “İstanbul Yenileniyor” sistemi kapsamındaki protokole imza attılar.


“İş birliğinin ve dayanışmanın gücüne inanıyoruz”


Protokol imza töreninde konuşan Ataşehir Belediye Başkanı Onursal Adıgüzel, “Daha güvenli, daha dayanıklı, daha modern bir Ataşehir hedefiyle çıktığımız bu yolda çalışmalarımızı kararlılıkla yürütüyoruz. Hepimizin bildiği gibi İstanbul’un büyük bir deprem kuşağında yer aldığı gerçeği, bizlere büyük bir sorumluluk yüklüyor. Geçmişte yaşadığımız depremler, güvenli yapılar inşa etmenin ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu hepimize bir kez daha hatırlattı. Bu süreçte de, Ataşehir’in imar sorunlarının çözümü noktasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yürüttüğümüz iş birliğinin ve dayanışmanın gücüne inanıyoruz” açıklamasında bulundu.


Ataşehir’in 12 mahallesinde yıllardır süregelen imar sorununu çözmek için İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile önemli bir süreci girdiklerini belirten Başkan Onursal Adıgüzel, “Türkiye’nin en önemli problemlerinden biri şehirlerimizi deprem riskine karşı hazır hale getirmektir. Biz de Ataşehir Belediyesi olarak, bu konuda neler yapabileceğimizi sık sık konuşuyoruz. 17 mahallemizde toplantılar yaptık, birinci gündemimizde yine deprem meselesi vardı, depreme hazırlıklı olma noktasında neler yapabileceğimiz vardı. 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem, tekrardan gündemimizi bu noktaya çevirmemizi sağladı. İlçemizdeki yapıların yüzde 60’ı 1999 depreminden önce inşa edildi. Deprem gerçeğini göz ardı etmeden çalışmalarımızı büyük bir hızla sürdürmemiz gerekiyor” dedi.


“Kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi zorunlu”


Ataşehir’in genç bir ilçe olsa da, yılların yıprattığı yapı stokuna sahip mahalleler bulunduğunu dile getiren Başkan Adıgüzel, “Bu durum, özellikle kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce hayata geçirilmesini zorunlu kılıyor. Bugün, İstanbul Büyükşehir Belediyemiz ve KİPTAŞ ile gerçekleştireceğimiz protokol, işte tam da bu ihtiyaca yönelik attığımız somut bir adımdır. Bugün attığımız bu imzalar, Ataşehir’in, İstanbul’un ve geleceğimizin daha güvenli bir hale gelmesi için büyük önem arz ediyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’na ve KİPTAŞ ekibine, Ataşehir’deki bu dönüşüm sürecine verdikleri destek için yürekten teşekkür ediyorum” sözlerini kullandı.


“Amacımız; daha güvenli, dayanıklı ve modern bir Ataşehir’i hayata geçirmek”


Başkan Onursal Adıgüzel konuşmasına şöyle devam etti: “Bu meselede Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun çok önemli ve kararlı bir bakış açısı var. Gerekli teşviklerle dönüşümün hızlandırılması için elinden geleni yapmaya çalışıyor. Bu kapsamda KİPTAŞ ve Büyükşehir Belediyemizle birlikte yeni süreci tasarlamak için bugün bu protokolleri hayata geçiriyor olacağız. Tabii ki amacımız; Ataşehir’de sürdürülebilirdir kentsel dönüşüm sürecini hayata geçirmek, sosyal dokunun bozulmamasını sağlamak ve yaşam kalitesini de arttırmak. Bunların hepsini bir arada hayata geçirirsek Ataşehir’in daha da güzelleşeceğini, daha başarılı bir dönüşüm sürecini hayata geçirebileceğimizi düşünüyorum. Bizim amacımız; daha güvenli, daha dayanıklı ve daha modern bir Ataşehir’i hayata geçirmek. İstanbul’un dayanıklılık ve dönüşüm hikayesin de Ataşehir’in de başarılı bir noktada yer almasını sağlamak. Bu çalışmalarda katkılarından dolayı; Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’na, Büyükşehir Belediyesi yöneticilerimize, çalışma arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum”.


“Dönüşüm sürecini daha da hızlandıracağız”


Toplantıda konuşan KİPTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kurt, “’İstanbul Yenileniyor’ projemiz kapsamında çok ciddi de başvuru aldık. Şu anda İstanbul genelinde yaklaşık 1.8 milyondan fazla insanımızı kapsayan, 500 binden fazla yapıyı içine alan bir başvuru aldık. Deprem hazırlıklarını deprem yaşanmadan önce yapmamız gerekiyor. Bu kapsamda Büyükşehir Belediyemizin Temmuz ayında geçen bir destek paketi var. Özellikle dar gelirli yurttaşlarımıza inşaat maliyetleri üzerinden yüzde 65’lere varan oranlarda desteklerde bulunacağız. Temmuz ayında geçen destek paketiyle ve ilçe belediyeleriyle imzaladığımız bu protokoller sayesinde dönüşüm sürecini daha da hızlandıracağız” açıklamasında bulundu.


“Dar gelirli vatandaşlarımıza, önemli desteklerimiz olacak”


İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Akgün ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: “KİPTAŞ güvencesi ile birlikte vatandaşlarımız gönül rahatlığıyla dönüşüm projesine katılım sağlayarak, evlerini yenileyebilecekler. Burada özellikle dar gelirli vatandaşlarımıza, önemli desteklerimiz olacak. Hızlı taramada en kötü çıkan binalara Bakanlığın verdiği kira yardımının üzerine kira yardım desteği de sağlıyoruz. Ataşehir’de bugün imza altına alacağımız bu protokollerin tüm Ataşehir halkına sağlıklı ve güvenceli konutlarda yaşamak adına hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum, emeği geçenlere teşekkür ediyorum”.


Toplantıya; İBB ve KİPTAŞ yetkileri, Ataşehir Belediye Başkan Yardımcıları ve birim müdürleri ile muhtarlar, STK ve Kent Konseyi temsilcileri, ilçe meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de denizi kirleten gemiye 20,5 milyon TL ceza Mersin Büyükşehir Belediyesi, Elektronik Gemi Denetleme Sistemi (EGDS) ile liman içerisinde denizi kirlettiği tespit edilen gemiye 20,5 milyon TL ceza uyguladı. Başkan Vahap Seçer, "Artık denizimizi ’Elektronik Gemi Denetim Sistemi’ ile denetliyoruz. Bundan sonra denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" dedi. Türkiye’de deniz denetiminde yetkisi olan 2 büyükşehir belediyesinden biri olan Mersin Büyükşehir Belediyesi, deniz denetim tekneleri, insansız hava araçları ve sualtı drone sistemiyle 24 saat kesintisiz denetim yaparak var gücü ile çalışmalarını sürdürüyor. Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığına bağlı Denizcilik Hizmetleri ve Denetimi Şube Müdürlüğü ekipleri, en son hayata geçirilen EGDS ile denizi kirleten gemilere anında müdahale ederek kirliliğe geçit vermiyor. EGDS ile sorumluluk sahasında bulunan her noktayı kontrol altında tutan ekipler, son olarak şikayet üzerine Mersin Limanı içerisine kirli, paslı, yağlı su bırakan bir gemiye 20,5 milyon TL idari para cezası uyguladı. Seçer: "Denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" Başkan Seçer de konuyla ilgili sosyal medya hesabı üzerinden açıklamada bulundu. Mersin’de kimsenin denizi kirletmesine müsaade etmeyeceklerine dikkat çeken Seçer, "Denize paslı, yağlı su bırakarak kirleten bu gemiye 20.5 milyon TL ceza yazdık. Artık denizimizi ’Elektronik Gemi Denetim Sistemi’ ile denetliyoruz. Bundan sonra da denizimizi kirletenlere göz açtırmayacağız" ifadelerini kullandı.
Ankara TMO çeltik alım fiyatlarını açıkladı Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda çeltik hasadının başlamasıyla çeltik alım fiyatının belirlendiğini açıkladı. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda çeltik hasadının başlamasıyla birlikte 13 Eylül 2024’te çeltik alım fiyatlarını açıklandı. TMO, 2024 yılında Türkiye’nin çeltik üretiminin önceki yıla göre yüzde 11,2 artışla 1 milyon ton (pirinç karşılığı yaklaşık 600 bin ton) seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edildiğini belirttiği paylaşımda şu ifadelere yer verdi: “Hasat başlangıcından bugüne kadar piyasa fiyatları; orta tane gruplarda TMO fiyatlarının bir miktar altında, iri tane gruplarda ise TMO fiyatları seviyesinde veya bir miktar üzerinde oluşmuştur. Son günlerde çeltik piyasa fiyatlarında yukarı yönlü ani hareketlenmelerin yaşandığı, piyasaya olan ürün arzının kesildiği ve sonuç olarak sektörün ürün tedarik etmekte zorlandığı haberleri gelmektedir. Ülkemiz çeltik hasadının henüz tamamlanmış olması, rekoltenin geçen yılın üzerinde gerçekleşmesi, devir stoku miktarı, Kurumumuzun güçlü stokları, üretici elinde bulunan stoklar ile piyasada dolaşımda olan stoklar dikkate alındığında piyasa fiyatlarında dalgalanmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Kuruluşumuz, piyasaları anlık takip etmekte olup spekülatif hareketlerin devam etmesi halinde elindeki güçlü stoklar ve piyasa düzenlemesi kapsamındaki yetkilerini kullanarak piyasa fiyatlarının kabul edilebilir seviyelerde devam etmesine yönelik gerekli her türlü tedbiri alacaktır”.
Ankara Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı”nın kararlarını açıkladı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir" dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vatandaşlara sunulan hizmetleri değerlendirmek, beklentiler ve ihtiyaçlar bağlamında yeni gelişme ve planlamaları müzakere etmek üzere düzenlenen "44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı" 16-18 Aralık 2024 tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. “Değişen Dünyada Diyanet Hizmetlerinin Geleceği” temasıyla sunumların yapıldığı toplantının sonuç kararlarını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet Akademisi Salonu’nda kamuoyu ile paylaştı. "Siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler, insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Kararları 14 maddede açıklayan Erbaş, şunları kaydetti: “Dünya, siyasî, hukukî, içtimaî ve ahlakî açıdan derin krizlerin yaşandığı kaotik bir süreçten geçmektedir. İnsanın hayat hakkını, onurunu, hukukunu hiçe sayan bir anlayış tarafından toplumlar, zulüm ve şiddet sarmalında karanlık bir girdaba sürüklenmektedir. Sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa edilen küresel sömürü düzeninin devam ettirilebilmesi adına bütün insani değerler ayaklar altına alınmaktadır. Bunun bir sonucu olarak pek çok diyar, tüm dünyanın gözleri önünde tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olmaktadır. Özellikle işgalci siyonistlerin Gazze’de fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım karşısındaki sessizlik, aslında insanlığın nasıl karanlık bir çağdan ve kurak bir iklimden geçtiğinin apaçık kanıtıdır. Bu durum, yeryüzünde adalet ve merhametin egemenliği için çalışanların yüklendiği sorumluluğun önemini ve ağırlığını gözler önünde sermektedir.” "İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir" Dünyayı kuşatan savaş, işgal, açlık, yoksulluk, göç gibi sorunların insanlığı umutsuzluğa sevk ettiğini aktaran Prof. Dr. Erbaş, “Hatta en müreffeh toplumları bile dünyanın gidişatı hususunda endişelendirmektedir. Söz konusu egemen anlayışların, insanlık için güzel bir gelecek vadetmediği de ortadadır. Böyle bir vasatta çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek insanlığı İslam’ın bilgi, varlık ve hayat anlayışıyla buluşturacak çalışmalara hız verilmesi zaruret haline gelmiştir. İslam’ın adalet, merhamet, barış ve itidal değerleri zemininde inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır” ifadelerini kullandı. "Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur" Dünyanın hızlı bir değişim sürecinden geçtiğini söyleyen Erbaş, Müslümanların inisiyatif alması ve vahdet bilinciyle hareket ederek güçlü çalışmalara imza atması gerektiğini belirterek, şu ifadelere yer verdi: “Müslümanların öncelikle fitne ve tefrikaya sebep olacak anlamsız tartışmaları terk ederek cesaret ve özgüvenle imkânlarını seferber etmesi, ötelenemez bir sorumluluktur. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığı, Kur’an ve Sünnet’in rehberliğinde, inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde toplumun tüm katmanlarını kuşatıcı bir anlayışla hizmet üretmektedir. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam’ın hayat veren hakikatleriyle buluşturmak ve aydınlık bir gelecek inşa etmek adına güncel ihtiyaç ve beklentileri de dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini daha sistemli, düzenli ve organize hale getirmeye çalışmaktadır. Başkanlığımız, bütün mensuplarıyla birlikte yüce dinimiz İslam’ın erdemli birey, faziletli toplum ve huzurlu dünya mefkûresini gerçekleştirmek için var gücüyle çalışmaya devam edecektir.” Aile kavramına dikkati çeken Erbaş, “Bugün dünyada meydana gelen ferdî ve içtimaî bütün hadiselerin, bir yönüyle aile ile irtibatı vardır. Toplumsal değişimler ailede başladığı gibi, çözülmenin ve bozulmanın merkezinde de aile yer almaktadır. Bu bakımdan aile kurumunun zamanın risklerine ve tehditlerine karşı korunması, insanlığın bugünü ve geleceği açısından büyük bir önem arz etmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız, İslam’ın hedeflediği adalete, merhamete ve muhabbete dayalı aile yapısını tehdit eden anlayış ve faaliyetler karşısında ailenin korunması ve güçlendirilmesine yönelik çalışmalarına yurt içinde ve yurt dışında büyük bir özveriyle devam edecektir” diye konuştu. "Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Başkanlığımızın eğitim faaliyetlerindeki en temel amaç, inancına, değerlerine, tarihine, medeniyetine ve kimliğine sahip çıkan nesiller yetiştirmektir. Her yaş ve seviyeden insanımıza hizmet eden Kur’an kurslarımız, bu ideali gerçekleştirebilmemiz açısından sahip olduğumuz büyük bir imkândır. Çeşitli programlarıyla milletimize ve nesillerimize başta Kur’an-ı Kerim ve Sünnet-i Nebevî olmak üzere İslam’ın temel ilkelerini öğreten Kur’an kurslarımız, özellikle çocuklarımıza milli ve manevi değerleri aşılayan, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkı sunan önemli merkezlerdir. Bu bağlamda milletimizin büyük bir teveccüh gösterdiği 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımızda verilen eğitimin kalıcılığını sağlamak amacıyla geliştirilen 7-10 yaş grubu Kur’an kurslarımızın da milletimiz tarafından sahiplenilmiş olması, memnuniyet vericidir. Başkanlığımız, çocuklarımızın ve gençlerimizin Kur’an’ı Kerim’in rehberliği ve Hz. Peygamber’in örnekliğinde yetişmesi için tüm imkânlarıyla gayret etmektedir.” Prof. Dr. Erbaş, “Kur’an kurslarımızda büyük bir emek ve özveriyle hafızlığını tamamlayan gençlerimizin, sonraki akademik eğitim süreçlerinde hafızlıklarını korumakta zorlandıkları bir vakıadır. Bu durum, mezunlarımızın örgün eğitimleriyle birlikte hafızlık tekrarı da yapabilecekleri bir kurumsal yapının ihdasını gerekli kılmıştır. Bu bağlamda Başkanlığımız, hafızlarımızın hem nitelikli bir akademik eğitim alabilecekleri hem de hafızlıklarını koruyup mesleki yeterliliklerini geliştirebilecekleri Kur’an Eğitim Merkezlerini hayata geçirmiştir. İlk defa bu yıl faaliyete başlayan söz konusu Kur’an Eğitim Merkezlerinin nitelik ve nicelik bakımından geliştirilerek yaygınlaştırılması, bu alandaki büyük bir boşluğu dolduracaktır” diye konuştu. "7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir" Zaman ve mekan gibi kısıtlayıcı kavramların etkisini azaltan dijitalleşmenin; aileden eğitime, kültürden sanata, ticaretten sosyal hayata kadar her alanda yerleşik yapıları büyük bir hızla dönüştürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Ali Erbaş, “Teknolojik gelişmelere paralel bir şekilde ortaya çıkan yeni tezahürler, adeta yeni standartlar hâline gelmektedir. Dolayısıyla bugün özellikle irşat, rehberlik, eğitim, yayın gibi diyanet hizmetlerinin icrası noktasında, yeni gerçekliklere uygun yeni yöntemler geliştirilmesi elzemdir. Bu noktada Diyanet İşleri Başkanlığı, dinimizin mutlak sabitelerinden vazgeçmeden, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla hizmetlerini her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini vermekte; hizmet perspektifini çağın imkân ve risklerini dikkate alan bir yaklaşımla sürekli güncellemektedir. Bu anlayışla gerçekleştirilen 7. Din Şûrası’nda ilan edilen kararlar, teşkilatımız tarafından büyük bir heyecanla sahiplenilmiştir” şeklinde konuştu. "Din İşleri Yüksek Kurulumuz; ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta" İnsanların doğru bilgiye ulaşabilmesi için İslam’ın hakikatlerinin ve evrensel mesajının daha görünür, erişebilir hale getirilmesinin elzem olduğunu ifade eden Erbaş, “Bu bağlamda Din İşleri Yüksek Kurulumuz; ilmî araştırmaları, açıklamaları, karar, mütalaa ve fetvaları ile dinimizin hükümlerini ve ilkelerini ortaya koymakta, İslam’ın bir bütün olarak doğru anlaşılmasını sağlamak, üretilen sahih dini bilgiyi tüm insanlığa ulaştırmak amacıyla çeşitli faaliyetler gerçekleştirmektedir. Milletimizin büyük ilgi gösterdiği söz konusu faaliyetler, daha da güçlendirilerek ve yaygınlaştırılarak devam edecektir” kaydetti. "Dijital mecralardaki irşat faaliyetleri; daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli" Dijitalleşmeyle birlikte sahih dini bilgiden yoksun anlayışların medyada gelişi güzel bir şekilde yer almasının meselelere hakim olmayan Müslümanların zihinlerini bulandırdığını anlatan Prof. Dr. Erbaş, “Bu durum, aynı zamanda dinin doğru anlaşılmasının önündeki önemli engellerden biridir. Bu noktada yaşanan sorunlar, küresel boyutta bir tehdit haline gelen İslam karşıtlığına da malzeme üretmektedir. Dolayısıyla dijital mecralardaki irşat faaliyetleri, daha bilinçli, sistematik ve sürdürülebilir bir yaklaşımla gerçekleştirilmeli; din istismarcılarına ve din adına her türlü cehaleti ve tutarsızlığı ortaya koyanlara fırsat verilmemelidir” ifadesini kullandı. "Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toplumu dinî konularda aydınlatırken sahih bilgi kadar doğru bir usul ve güzel bir üslup kullanılması da son derece önemlidir. İtidalden uzak, nezaket ve zarafetten yoksun bir üslupla din anlatmanın İslam’ın bilgi ve ahlak değerleriyle, Müslümanlığın vakar ve izzetiyle bağdaşmadığı açıktır. Sırf daha çok izlensin düşüncesiyle aykırı söylemlerde bulunmak, sıra dışı tavır ve davranışlar sergilemek, toplumun din algısında büyük yaralar açmakta; aynı zamanda dini kurum ve değerlerin yıpratılmasına sebebiyet vererek sapkın anlayış ve akımların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Dolayısıyla bu tür tutum ve davranışlardan azami derecede kaçınılması, din hakkında konuşan herkesin bu hassasiyetleri gözetmesi, ihmal edilmez bir sorumluluktur.” "Doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir" Erbaş, teknolojinin gelişmesiyle birlikte devasa haline gelen bilgi yığınlarının doğru bilgiyi tespit etmede zorlaştırdığını belirterek, şunları kaydetti: “Teknolojinin gelişmesiyle bilginin dolaşımının alabildiğine hızlandığı bilişim çağının en önemli çıkmazlarından biri, devasa bilgi yığınları ve veri merkezleri içerisinden doğru bilgiyi tespit etme sürecinin oldukça zorlaşmasıdır. Dolayısıyla doğru bilginin üretilmesi noktasında güçlü ve güvenilir mekanizmaların varlığı çok daha önemli hale gelmiştir. Bu bağlamda Diyanet İşleri Başkanlığımızın ’toplumu din konusunda aydınlatma’ görevinin bir gereği olarak ürettiği basılı, süreli, görsel, işitsel, dijital yayınları büyük bir imkândır. Doğru dini bilgiye kolay ulaşım açısından söz konusu yayınların tanıtılması, ulaşılabilirliğinin ve erişilebilirliğinin artırılması önem arz etmektedir.” "Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza hizmet götürmektedir" Erbaş, Müslüman ülke ve toplumlarda Diyanet İşleri Başkanlığına karşı önemli bir teveccüh olduğunu dile getirerek, “Söz konusu gerçekliğin farkında olarak Başkanlığımız, Türkistan’dan Afrika’ya kadar dünyanın her yerindeki dindaş ve soydaşlarımıza, cami ve kültür merkezleri inşasından kurumsal rehberliğe, eğitim faaliyetlerinden dinî yayınlara kadar pek çok alanda hizmet götürmektedir. İslam’ın sahih kaynaklardan öğrenilmesi ve hayata huzur getiren mesajlarının yeryüzündeki herkes tarafından bilinmesi için, özellikle yabancı dil ve lehçelerde yayın hizmetleri vazgeçilemez bir öneme sahiptir. Başkanlığımız bugün 55 dil ve lehçede yapmış olduğu yayıncılık faaliyetlerini her geçen gün güçlendirmenin ve çağın tüm iletişim kanallarını en etkin şekilde kullanarak İslam’ın hakikatlerini insanlığın idrakine sunmanın azim ve gayreti içerisindedir” şeklinde konuştu. "Medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir" Erbaş, inancın ve kültürün muhafazası ve nesillere aktarımında sanatın önemli bir rol oynadığını söyleyerek, "İnancın, kültürün, medeniyet değerlerinin muhafazası ve nesillere aktarımında önemli alanlardan biri de sanattır. Sanatı olmayan düşüncenin medeniyet inşası da muhaldir. Diğer yandan, medeniyetlerinin sanat birikiminden habersiz nesiller, kültürel erozyona daha müsait hale gelebilmektedir. Türk İslam sanatları, ihtiva ettiği estetik, incelik, derinlik ve zarafet gibi özelliklerle tarih boyunca nadide eserlerin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bugün de yeni nesillerin ve çağın insanının İslam sanatlarının engin dünyasıyla tanışması, güzellik duygusunun hakikat zemininde neşvünema bulmasını temin edecektir. Bu bağlamda Başkanlığımız, kurduğu Türk İslam Sanatları Daire Başkanlığı ile sanatsal etkinliklere yönelik faaliyetlerini artırarak devam ettirecektir." "Gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Son yıllarda insanlığın gündemini işgal eden büyük tehlikelerden biri, insanın psikolojik ve fizyolojik dengesini bozarak hayatını sağlıklı bir şekilde devam ettirmesine engel olan bağımlılıklardır. İnternet ve sosyal mecralar vasıtasıyla iletişimin ve etkileşimin küresel ölçekte yaşandığı bir çağda gençlerimizi kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklardan koruyabilmek, hiç şüphesiz özel bir gayret gerektirmektedir. Bu süreçte gençlerimizi, çocuklarımızı doğru olana yönlendirmek ve onların istikballerini ipotek altına alan bağımlılıklara karşı topyekûn mücadele etmek, milletimize, insanlığa ve gelecek nesillere karşı önemli bir sorumluluktur. Başkanlığımız, gençlerimizi korumak ve geleceğimizi teminat altına almak için başta cami merkezli rehberlik faaliyetleri olmak üzere, tüm imkân ve araçları kullanarak her türlü madde ve davranış bağımlılığına yönelik farkındalık ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük bir gayret ve titizlikle devam etmektedir."
Samsun Canik’te Veli-Çocuk Atölye etkinlikleri Samsun Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü Veli-Çocuk Atölye etkinlikleriyle aileler, bilim ve teknoloji eğitimiyle buluşuyor. Milli Teknoloji Hamlesi idealini merkezine alan eğitim ve konferans programlarıyla farkındalık oluşturmaya devam eden Canik Belediyesi, ilçede gerçekleştirdiği etkinliklerle bilim ve teknoloji seferberliğini sürdürüyor. Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde gerçekleştirdiği Veli-Çocuk Atölye etkinlikleriyle aileleri 9 farklı atölyede bilim, teknoloji ve kişisel gelişim eğitimleriyle bir araya getiren Canik Belediyesi, etkinliklerle aile içi iletişimin güçlenmesini sağlarken aileleri, bilim ve teknoloji alanında eğitimlerle bir araya getiriyor. Yeni nesil teknolojiler Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü Veli-Çocuk Atölyeleri ile aileleri bilim ve teknoloji alanında eğitimler ile eğitici ve eğlenceli aktivitelerle bir araya getirdiklerini ifade eden Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, "Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsümüz, 7’den 70’e tüm hemşehrilerimizin yeni nesil teknolojilerle tanışma fırsatı bulduğu bir merkez. Veli-Çocuk Atölyelerimizle de ailelerimizi, bilim ve teknoloji alanında uygulamalı eğitim programlarıyla, eğitici ve eğlenceli aktivitelerle bir araya geliyoruz. Eğitimlerimizde, Milli Teknoloji Hamlesi ve sürdürülebilir teknoloji konularında bilgiler veriyoruz. Ailelerimizi bilim ve teknoloji etrafında bir araya getiriyor, yeni bilgiler eşliğinde birlikte zaman geçirmelerine ve aile içi iletişimin güçlenmesine katkılar sunuyoruz.” Yoğun ilgi Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde devam eden Veli-Çocuk Atölyeleri’nde aileler Matematik Atölyesi, Teknoloji Atölyesi, Doğa Bilimleri Atölyesi, Fizik Atölyesi, Astronomi Havacılık ve Uzay Atölyesi, Kimya ve İnsan Bilimleri Atölyesi, Kişisel Gelişim Atölyesi, Destekleyici Eğitimler Atölyesi ve Girişimcilik Atölyesi olmak üzere 9 farklı atölyede, bilim ve teknoloji eğitimleri başta olmak üzere çeşitli temalarda eğitim programları ve etkinliklerle bir araya geliyor. Etkinliklere yoğun ilgiyle katılan aileler Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü’nde gerçekleştirilen eğitim programları ve veli-çocuk atölyelerinden büyük memnuniyet duyduklarını belirterek, Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı’nın eğitime yönelik projelerini ve çalışmalarını ilgiyle takip ettiklerini ifade etti.