ASAYİŞ - 02 Temmuz 2024 Salı 17:16

Adalar sakinlerinden, İBB Başkanı İmamoğlu ile İETT Genel Müdürü Demet hakkında suç duyurusu

A
A
A
Adalar sakinlerinden, İBB Başkanı İmamoğlu ile İETT Genel Müdürü Demet hakkında suç duyurusu

Adalar’da hizmete alınan ve ada sakinlerinin ‘azmanbüs’ olarak adlandırdığı elektrikli minibüsün bölgeye zarar verdiğini savunan bir grup, adliyeye gelerek İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İETT Genel Müdürü İrfan Demet hakkında suç duyurusunda bulundu.


Bir grup ada sakini, Adalar’da hizmete alınan ve ‘azmanbüs’ olarak adlandırılan elektrikli minibüse karşı olduklarını belirterek İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İETT Genel Müdürü İrfan Demet hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu dilekçesinde, Adalar’ın tamamının 2021 tarihli Cumhurbaşkanı Kararıyla Özel Çevre Koruma bölgesi ilan edildiği koruma altına alınan bölgeye yasal dayanağı olmaksızın motorlu araç sokulduğunu, trafik tescili, sigortası olmayan araçlarla yolcu güvenliği tehlikeye atılarak taşımacılık yapıldığı, İmamoğlu’nun 24 Haziran’da basına yaptığı açıklamada, geçici izinle L tipi hizmet veren araçlarla Adalar’da hizmet verilmeye başlandığını söylediğini ve bu konuşmasının İmamoğlu’nun yolcuların güvenliğini yok sayarak yasaların izin vermediği işlemi eylediğini kabul ettiğini dile getirdiği aktarıldı.


Dilekçede ayrıca, Adalar’da toplu taşımaya ihtiyaç duyulmadığı ancak hali hazırda bu uygulamanın dayatılmaya çalışıldığı ve bu kapsamda yüz milyonlarca lira harcanarak kaynak israfına yol açıldığı, İETT tarafından Heybeliada ve Burgazada’nın kıyılarına otobüs peronları inşa edildiği, tel ve çitle çevrilerek bu alanların kullanımının yasal dayanağı olmadan halka kapatıldığı, söz konusu alanların İBB’ye tahsis edilmediği ve Adalar’ın kıyı imar planı bulunmadığı ve şüphelilerin ‘görevin gereklerini yerine getirmede ihmal’, ‘görevi kötüye kullanma’ ve ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na muhalefet’ ile ‘Kıyı Kanunu’na muhalefet’ suçlarından dava açılması talep edildi.



‘’Adalar yatırım, rant, kar alanı değil koruma alanıdır’’


Konuya ilişkin Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı meydanında açıklama yapan Ada sakinlerinden Dolunay Baykul, ‘’İstanbul Adaları’nı dünyanın başka yerlerindeki koruma alanlarından ayıran özelliği motorlu araç trafiğine tamamen kapalı oluşudur. Adalar ilçesinin bütünsel SİT alanı ilan edilmesinin gerekçelerinden biri, Adalar’ın motorlu kara taşıtlarının kullanılmadığı, ulaşımın ve taşımanın sadece atlı taşıtlar ile yapıldığı bir alan olmasıdır. İstanbul Adaları’nın bu özelliği sayesinde Türkiye, dünyanın motorlu araç trafiğine kapalı olan adalara sahip 24 ülkesinden biridir, daha doğrusu biriydi. 2020 yılından itibaren Adalar, bu özelliğini kaybetmiştir. İBB, ada sakinlerinin itirazlarına rağmen demokratik katılım ilkelerini hiçe sayarak, toplu taşıma bahanesiyle Adalar’a 2020’de tescilsiz ve lisanssız minibüsler getirmiştir. Bunlara 15 Haziran 2024’den itibaren Adalılar’ın ‘azmanbüs’ adını taktığı lisanslı minibüsler eklenmiştir. Vatandaşları okula, hastaneye taşıyacağı iddia edilen minibüsler ise bu işi fahiş fiyatla yapmaktadır. Turistik talepler için Adalar’ın tarihsel, kültürel, doğal dokusu yok edilmekte, Türkiye’nin tek motorsuz alanı feda edilmektedir. Karşı karşıya olduğumuz küresel, ekolojik kriz, tüm dünyaya motorsuz alanların önemini kavratmışken ve dünyanın pek çok yerinde belediyeler, bu alanlarını artırmaya çalışıyorken, Türkiye, İBB’nin anti demokratik uygulamaları sayesinde motorsuz adalarını kaybetmektedir. Adalar yatırım, rant, kar alanı değil koruma alanıdır’’ ifadelerini kullandı.



Adalar sakinlerinden, İBB Başkanı İmamoğlu ile İETT Genel Müdürü Demet hakkında suç duyurusu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu Valisi Kılıç: "Haziran ayına göre asayiş olayında yüzde 9 azalma görmekteyiz" Haziran ayında Bolu’da 915 asayiş olayının meydana geldiğini açıklayan Vali Erkan Kılıç, "Bu olaylarda 799 şüpheli tespit edilmiş ve şüphelilerden 675’i yakalanmış, 12’si ise tutuklanmıştır" dedi. Bolu Valisi Erkan Kılıç, İl Emniyet Müdürü Ercan Dağdeviren ve İl Jandarma Komutanı Mehmet Avcı ile Asayiş ve Güvenlik Bilgilendirme Toplantısı’nda basın mensuplarıyla bir araya gelerek, açıklamalarda bulundu. Asayiş olaylarında azalma olduğunu dile getiren Bolu Valisi Erkan Kılıç, "Haziran ayına göre asayiş olayında yüzde 9 azalma görmekteyiz. Asayiş olaylarına baktığımızda haziran ayı içerisinde 915 asayiş olayı meydana gelmiş, bu olayların yüzde 97’si aydınlatılmıştır. Bu olaylarda 799 şüpheli tespit edilmiş, 675’i yakalanmış, 12’si ise tutuklanmıştır. Yaşanan asayiş olaylarının kendi içlerinde türlerine geldiğimizde kasten yaralama, kasten öldürme, tehdit, hakaret gibi işlere karşı işlenen suçlar kapsamında 365 olay meydana gelmiş, bu olayların da yüzde 99 oranında aydınlatması sağlanmıştır. Mal varlığına karşı işlenen suçlar kapsamında ilimizde toplam 112 olay meydana gelmiş ve bu olaylarında yüzde 80’i aydınlatılmıştır. Rüşvet, zimmet, iftira, görevi kötüye kullanma gibi millete devlete karşı işlenen suçlar kapsamında 4 olay meydana gelmiş, bu olaylarında tamamı aydınlatılmıştır. İş kazası, kayıp şahıs ve buna benzer takibi gereken suçlar kapsamında ise 356 olay meydana gelmiş ve bu olaylarında yüzde 99’u aydınlatılmıştır. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, kumar gibi topluma karşı işlenen suçlar kapsamında ilimizde 78 olay meydana gelmiş bu olaylarında yüzde 100’ü aydınlatılmıştır” ifadelerini kullandı. "33 operasyon gerçekleştirildi" Vali Kılıç aranan şahıslardan bahsederek, “Aranan şahısların yakalanmalarına yönelik çalışmalarımız düzenli olarak devam etmektedir. Bu dönemlerde değişik suçlardan aranan 155 şahıs yakalanarak adli mercilere sevk edilmiştir. Terörle mücadele kapsamında ilimizde 2 operasyon gerçekleştirilmiş ve 12 kişi yakalanmıştır. Narkotik suçlarla mücadele kapsamında ise ilimizde 33 operasyon gerçekleştirilmiş ve 47 kişi yakalanmıştır. Bu operasyonda bin 375 gram uyuşturucu uyarıcı madde, 57 uyuşturucu uyarıcı hap, 2 kök kenevir bitkisi ele geçirilmiştir. Kaçakçılık ve organize suçlarla mücadele kapsamında 6 operasyon gerçekleştirilmiş ve 10 şahıs yakalanmıştır. Bu operasyon 1 tabanca, 8 fişek, 105 bin 470 makaron, 28 muhterif MTA ele geçirilmiştir” dedi.
Mersin Mersin keşfedilmeyi bekliyor Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, "Biz dünya mirası niteliğindeki birçok zengin unsura sahibiz. Bu zenginlik çok daha fazla insana ulaşarak katlanacaktır" dedi. Vali Pehlivan, Mersin Arkeoloji Müzesi’nde ’Dünya Mirası Olma Yolunda Mersin’ başlığıyla çıkan Dünya Mirası dergisinin tanıtımına katıldı. ’Türkiye’nin inci ve öncü şehri Mersin UNESCO yolunda’ sloganıyla düzenlenen etkinlikte konuşan Pehlivan, "10 bin yılı aşkın tarihi geçmişe şahit olan Mersin keşfedilmeyi bekliyor. Elbette ki bugüne kadar belli boyutta, belli yönleriyle keşfedilen bir şehir ama daha fazla insan tarafından keşfedilmesi gereken birçok yönü ve özelliği olan, tarihi yapılarıyla, doğal güzellikleriyle ön plana çıkan nadide bir şehrimiz" diye konuştu. Mersin’de, UNESCO geçici miras listesinde Tarsus’taki St. Paul Kuyusu ve çevresi, Erdemli’deki Korykos Antik Kenti, Mut içesindeki Alahan Manastırı ve Anamur’daki Mamure Kalesi olmak üzere 4 varlığın yer aldığını ifade eden Pehlivan, şöyle devam etti: "Mersin ilimizde 926 sit alanımız, bin 642 tescilli varlığımız var. Bunlar içerisinde 4’ü geçmiş yıllarda ki emeği geçenlere kişi ve kurum bazında çok teşekkür ediyoruz, teklif edilmiş. Tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığımızın himayesinde çalışmalar yürütülmüş ve o listeye dahil olmuş. Yıllar içerisinde stabil bir gidişat olmuş. Biz istedik ki bu konuda yeniden farkındalık oluşturalım. Öncelikle kendi içimizde bir farkındalık oluşturmak ve devamında da geçici listeye dahil olan bu varlıklarımızı, miraslarımızı kalıcı listeye tabii ki hepsi birden olmaz ama bir süreç dahilinde o listeye dahil olmasını sağlamak. Bunu yaparken de sırada bekleyen; işte Alahan tamam geçici listede ama aynı güzellikte Uzuncaburç, Kanlıdivane ve Anamurium antik kentlerimiz var. Bunların da hemen arkasından bilimsel çalışmalarını hocalarımızla birlikte yapmak suretiyle devamlılığını getirmek ve listeye dahil olmasını sağlamak." Türkçe ve İngilizce dergi basıldı Bu kapsamda geniş katılım sonrası Dünya Mirası Dergisi’nin Türkçe ve İngilizce basımının gerçekleştiğini dile getiren Pehlivan, "Ve bugün önümüzde duruyor. Biz bu çalışma vesilesiyle şunu ifade etmek istiyoruz. Bir tarihi yapının varlığı, bir doğal yapının varlığı başlı başına kıymetli midir? Evet kıymetlidir. Ancak o kıymet ne zaman artar? Bu varlığın farkındalığının arttığı nispette artar. O varlığı, o tarihi güzelliği, eseri, özellikle de birçok medeniyete ev sahipliği yapmış o alanları ülkemizde ve dünyada ne kadar çok insana ulaştırabilir ve ne kadar çok insanın onu bilmesini, öğrenmesini sağlarsak o kıymet elbette ki çok daha fazla artacaktır. Başlık ’Dünya Mirası’. Biz dünya mirası niteliğindeki birçok zengin unsura sahibiz. Bu zenginlik çok daha fazla insana ulaşarak katlanacaktır" dedi. Yapılan anketlerde, turistlerin ziyaret ettikleri bölgelerde UNESCO kalıcı veya geçici listesinde varlık olmasını tercih ettiklerinin ortaya çıktığını vurgulayan Pehlivan, yapılan ve yapılacak çalışmaları anlatarak, her geçen gün Mersin’e gelen turist sayısının giderek daha da artacağını kaydetti. Pehlivan, derginin oluşumunda emeği geçenlere teşekkür etti. "Bölgede, her dönemin ve her medeniyetin ilklerini görmek mümkün" İl Kültür ve Turizm Müdürü Hakan Doğanay da Mersin’in sahip olduğu arkeolojik verilerin zenginliğinin dikkat çekici olduğunu söyledi. Bölgede, milattan önce 8000’lere kadar giderek her dönemin ve her medeniyetin ilklerini veya farklı unsurlarını görmenin mümkün olduğunu dile getiren Doğanay, "Bunun en önemli nedeni bölgenin Akdeniz medeniyetlerini, İç Anadolu üzerinden Ege’yle buluşturan önemli bir coğrafi konumda olması. Ayrıca ticari bir rota üzerinde yer almasından dolayı çok farklı kültürlerin etkileşim halinde olduğu bir noktada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Anadolu’nun engin kültürel mirasının oldukça ilgi çekici ve iyi korunmuş örnekleri ilk Mersin’de bulunmaktadır. Mersin’in Güney Anadolu sahillerinde oldukça geniş bir alana yayılmış olması, tarih boyunca Akdeniz’de gerçekleştirilen etkinlikler için kenti önemli kılmıştır. Tarih boyunca süren bu ilginin yansıması olarak çok sayıda yerleşim bu topraklar üzerinde kurulmuştur" diye konuştu. Mersin’in bu zengin kültürel mirasına karşın sadece 4 varlığının UNESCO geçici listesinde yer aldığını belirten Doğanay, "Bugün burada bu mevcut listedeki varlıklarımızı görünür hale getirmek için yapılan bir çalışmanın tanıtımı için toplandık. Kültürel Miras Dergisi bu sayısını Mersin’imizin kültürel varlıklarına ayırdı. Bu tanıtımın, bu faaliyetin, Mersin’imizin sahip olduğu zenginliği daha bilinir hale getireceğini umut ediyorum" dedi. Dünya Mirası Dergisi İmtiyaz Sahibi ve Yayın Yönetmeni İsmail Şahinbaş’ın konuşma yaptığı etkinlikte, Prof. Dr. Ümit Aydınoğlu Uzuncaburç Antik Kenti, Prof. Dr. Mehmet Tekocak Anemurium Antik Kenti, Doç. Dr. Şener Yıldırım da Krykos Antik Kenti’nde yürütülen kazı çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Ankara Sinan Ateş davasında müştekiler dinlendi Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasında müşteki beyanları dinlendi. Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, taraf avukatları, müşteki Ayşe Ateş ve yakınları katıldı. Duruşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sercan Hamşıoğlu ile milletvekilleri Metin Ergun ve Yavuz Aydın, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gül Çiftçi ve Murat Bakan, CHP Milletvekili Sibel Suiçmez yer aldı. Duruşmaya verilen 1 saatlik öğle arasının ardından mahkeme başkanı müştekilerin dinlenilmesine devam edeceğini belirterek Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş’e söz verdi. “Devlet Bahçeli oğlumun katilini bulmalı” Duruşmanın sabahki bölümünde fenalaşan Saniye Ateş, öğleden sonraki bölümde ifadelerine devam ederek, "Devlet Bahçeli oğlumun katilini bulmalı. Bana neden oğlumu öldürdüklerini açıklayacaklar. Oğlum kaç sefer çelik yelekle geldi bilemezsiniz. Benim 38 yaşındaki gelinim neden çelik yelekle geziyor? Kısasa kısas istiyorum, kanıma kan istiyorum ben. Söyleyeceklerim bu kadar” diye konuştu. Ardından olayda Sinan Ateş’in yanında bulunan müşteki tanık Selman Bozkurt’a söz verildi. “Ateş’in kızı bana, ‘dayı, babam melek mi oldu?’ deyince bir şey diyemedim” Olay gününü anlatan müşteki tanık Bozkurt, “Olay günü Çukurambar’da bulunan ofise gittik. Yarım saat sonra Ahmet Keçik de yanımıza geldi. Beraber yürüyerek ofisten çıktık. Firdevs Camii’ne gittik, namazımızı kıldık. Yürüyerek ofise geliyorduk. Arabaların arasından şahıs çömelir vaziyette Ateş’in karşısına çıktı. Ateş etmeye başladı, ben atılınca silahlı şahıs bana yöneldi. Sırtımda, göğsümde sıcaklık hissettim, vurulduğumu anladım. Arabanın arkasına sığındım. Oradan çıktığımda Sinan Ateş’i o vaziyette gördüm. Olayın şokundaydım, etrafımıza bir sürü insan geldi. Ambulans çağrıldı, hastaneye ayrı ayrı ambulanslarla götürüldük. Şahıs hedef gözetmeksizin ateş etti. Bir haftaya yakın yoğun bakımda kaldım. Eve gittiğimde Ateş’in kızı bana, ‘dayı babam melek mi oldu’ deyince bir şey diyemedim. Söyleyeceklerim bu kadar” dedi. Müşteki Avukatı Kürşat Ergin, ayrılan dosyadaki şüpheliler olmadan bu yargılamanın yapılamayacağını vurgulayıp, “Bu yöntemle yargılama, bundan sonra benzer olayların rahatlıkla yapılmasına yol açabilir. Biz bunun önüne geçmeye çalışıyoruz” ifadesini kullandı. “Olcay Kılavuz bu dosyada olmalıydı” Beyanda bulunan müşteki avukatı Şeyda Şahin, “Olcay Kılavuz’la ilgili soru sormak istedik, ‘İddianameyle sınırlıyız’ dendi ve soru sorulamadı. Olcay Kılavuz bu dosyada olmalıydı. Plaka bilgilerine müdahale oldu. Bunları sormamıza neden izin verilmedi? Korkmayalım, adalet yerini bulsun. Biz Sinan Ateş’in mesajlarının medyada yayınlanmasından korkmuyoruz. Evet, bu araçlar MHP’ye aittir, Ülkü Ocakları’na tahsis edilmiştir. Bunları amacı dışında kullananlar hesabını verecektir. Bizim makamlarla, partilerle husumetimiz yok. Beklediğimiz, bu eylemi yapan, yaptıranın gelmesidir” diye konuştu. ‘Tetikçi Özyağcı, Ateş’in ayaklarına değil, öldürücü noktalara ateş ettiği anlaşılmaktadır’ Müşteki avukatı Şeymanur Tefenni ise sanık ve avukatlarının iddiaların aksine kriminal ve otopsi raporları ile kamera kayıtlarının Eray Özyağcı’nın, Sinan Ateş’in ayaklarına değil, öldürücü noktalarına ateş ettiğini ortaya koyduğunu belirtip, “Aklımızla dalga geçilmektedir” ifadesini kullandı. Beyanların ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi. Duruşma bitimi esnasında müştekilerin katılma talebine binaen Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, "Cumhuriyet savcısından da sorulması gerekir. Herkesin bir görevi var" dedi. Bunu duyan Mahkeme başkanı kolluk görevlilerine Tanal’ı dışarı çıkartmalarını söyledi. Mahkeme başkanı Milletvekili Tanal’a "Herkes duruşma salonuna girerken sıfatlarını dışarıda bırakması gerekir" diye cevap verdi. Tanal, kolluk görevlilerince dışarı çıkartıldı.