EKONOMİ - 08 Nisan 2012 Pazar 11:02

SEYİDOОLU GELENEKSEL REÇELLERİ YENİDEN ÜRETMEYE BAŞLADI

A
A
A
SEYİDOОLU GELENEKSEL REÇELLERİ YENİDEN ÜRETMEYE BAŞLADI

Sofraların 60 yıllık geleneksel lezzeti Seyidoğlu, kaybolmaya yüz tutmuş lezzetleri yeniden üretmeye başladı. Seyidoğlu`nun geleneksel Osmanlı mutfağından ilham alarak ürettiği Kuru İncir Reçeli raflardaki yerini aldı.
Kaybolan geleneksel tatları yeniden tüketicinin beğenisine sunmak için çalışma başlatan Seyidoğlu, Osmanlı mutfağının vazgeçilmez lezzeti kuru incir reçelini yeniden üretti. Özellikle Ortadoğu ülkelerinde büyük beğeni toplayan kuru incir reçeli yüzde 50 meyve oranıyla oldukça yoğun bir kıvama sahip. Reçel pazarında Seyidoğlu olarak liderliklerini koruduklarını Belirten Genel Müdür Mehmet Göksu, "Helva, reçel, Tahin, Pekmez, lokum, börek ve tatlı başta olmak üzere 350`ye yakın ürün çeşidimize her geçen
gün yenilerini ekliyoruz. 12 farklı meyveden reçel üretimi yapıyoruz. Osmanlı sofralarının vazgeçilmezi olan fakat günümüzde üretimi yapılmayan reçel çeşitlerini yeniden üretmeye başladık. Geleneksel tariflere bağlı kalarak yaptığımız üretimde meyve oranlarını da yüzde 50`ye kadar çıkardık. Bu bakımdan reçellerimiz kahvaltının dışında tatlı olarak da tüketilmeye başlandı. Kuru incir reçeli ilk olarak Ortadoğu ülkelerine ihraç edildi. Arap ülkeleri ve Almanya`dan çok güzel geri dönüşümler aldık. Bu
çerçevede 380 gramlık özel tasarım cam kavanozlarımız içinde üretilen reçelimiz iç pazarda da ortalama 3.50 TL fiyatla raflardaki yerini aldı. Yeni ürünün vişne ve çilek gibi çok tüketilen reçel çeşitleri kadar ilgi görmesi bekliyoruz. Kuru incir reçelinin yanı sıra kaybolmaya yüz tutmuş diğer reçel çeşitlerinin de araştırmasını yaparak üretimine hız vereceğiz" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun’daki heyelandan acı haber: Baba ve iki çocuğunun cesetlerine ulaşıldı Samsun’da meydana gelen heyelanda göçük altında kalan baba ve 2 çocuğunun cansız bedenlerine ulaşıldı. Anne sağ olarak kurtarılarak hastaneye kaldırılmıştı. Olay, saat 23.20’de Canik ilçesi Toptepe Mahallesi’nde Lovelet AVM yanındaki bir akaryakıt istasyonunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, dağdan kopan toprak ve kaya parçaları akaryakıt istasyonunun oto yıkama kısmına düştü. Burada bulunan bir otomobil göçük altında kaldı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda arama-kurtarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Ekipler, enkaz altındakileri sağ kurtarabilmek için zamana karşı yarış başlattı. Yapılan çalışmalar sonucu anne Çiğdem Kaya yaralı olarak enkazdan çıkarılarak hastaneye kaldırıldı. İş makinelerinin desteğiyle yapılan çalışmalarda önce göçük altında kalan araca ulaşıldı. Araçta yapılan incelemede, baba Adem Kaya (36) ile çocukları Açelya (5) ve Alya Kaya’nın (7) hayatlarını kaybettiği belirlendi. Cansız bedenler araçtan çıkarılarak Samsun Adli Tıp Grup Başkanlığına gönderildi. Öte yandan Kaya ailesinin yaklaşık 1 yıl önce İstanbul’dan Samsun’a taşındığı ve baba Adem Kaya’nın bir silah fabrikasında çalıştığı öğrenildi. Samsun Valisi Orhan Tavlı, “Heyelanda aynı aileden 4 kişi göçük altında kaldı. Anne yaralı olarak kurtarılmıştı. Annenin ayaklarında kırık var, hayati tehlikesi yok. Göçük altında kalan diğer 3 kişiye de ulaştık. Baba ve 2 çocuğunun cansız bedenleri göçükten çıkartıldı” dedi.
İstanbul Kadıköy’de balkon çöktü, bina tedbiren boşaltıldı Kadıköy’de gece saatlerinde bir binanın balkonunda çökme meydana geldi. Olayda can kaybı ve yaralanma yaşanmazken bina tedbiren tahliye edildi. Olay, saat 23.15 sıralarında Dumlupınar Mahallesi Melih Cevdet Anday Sokak üzerinde bulunan bir binada meydana geldi. Binanın 4. katındaki balkon henüz bilinmeyen bir nedenle çöktü. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine polis, itfaiye, sağlık ve zabıta ekipleri sevk edildi. İlk belirlemelere göre olayda yaralanan olmazken bina sakinleri büyük panik yaşadı. Balkonun park halindeki bir aracın üstüne düştüğü öğrenildi. Olayda can kaybı ve yaralanma olmadığı öğrenilirken bina tedbir amaçlı tahliye edildi. Binanın mühürleneceği öğrenildi. Mahalle sakinlerinden Hakan Cevahir, "Saat 11 sularında hissedilen bir sarsıntı oldu. Sarsıntı ile beraber bir gürültü koptu. Ben de salonda oturuyorum ,karşı binadayım. Biz de gürültüye çıktık. Balkonun çöktüğünü gördük. Beton parçaları otoparktaki araçlara zarar vermiş." dedi. Bina sakinlerinden Umut Barış Yıldız, "3. katta oturuyorum. Üst kattan bir ses geldi, biri düştü zannettik. Balkon yıkılmış. Durum bu şekilde. Site 2’nin arabasında da hasar var. İtfaiye polis burada. Yaralı yok. Bina boş şu anda. Eşya almak için parça parça giriyor insanlar, onun dışında bir durum yok. Şu an sadece bekliyoruz. Depremle alakasının olmadığını düşünüyoruz depremden bir saat önce olmuş." şeklinde konuştu.
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: "Sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir" Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, "Toplumu kin ve düşmanlığa sevk eden, ayrımcılığı körükleyen bu tür içeriklere asla müsamaha gösterilmeyecek, sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, vatandaşlarımızın onuruna, itibarına ve kişilik haklarına yönelik her türlü ihlale karşı hassasiyetle yaklaşmaya ve görsel-işitsel medya alanında hukukun ve etik ilkelerin korunması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz" dedi. Şahin, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, "Daha önce yaptığımız açıklamalarda çeşitli mecralarda yayınlanan ’sokak röportajları’ adı altında yapılan içeriklerin toplumda ayrışmaya, manipülasyona ve yanlış bilgilendirmeye yol açtığını belirtmiş ve bu tür yayınların takipçisi olacağımızı ifade etmiştik. Ancak üzülerek görüyoruz ki, bazı çevreler toplumumuzun hassasiyetlerini hiçe saymakta, insan onurunu ayaklar altına alan, belirli kesimleri hedef gösteren ve nefret söylemini körükleyen yayınlarına ısrarla devam etmektedir. Son olarak, bir vatandaşımıza yönelik gerçekleştirilen, ahlaki ve hukuki sınırları aşan, ağır hakaret ve saygısızlık içeren sokak röportajı, basın meslek ilkeleri ve ifade özgürlüğü kapsamı dışında kalan açık bir hak ihlali niteliği taşımaktadır. Sokak röportajı adı altında vatandaşımızın eğitimini, kültürünü, kişiliğini bilmeden, tahkir ve aşağılamalarda bulunarak hakaret eden bu kişi hakkında gerekli hukuki süreç başlatılmış olup, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır. Ayrıca, toplumu kin ve düşmanlığa sevk eden, ayrımcılığı körükleyen bu tür içeriklere asla müsamaha gösterilmeyecek, sokak röportajlarına yönelik denetimlerimiz daha da sıkılaştırılarak kararlılıkla sürdürülecektir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu olarak, vatandaşlarımızın onuruna, itibarına ve kişilik haklarına yönelik her türlü ihlale karşı hassasiyetle yaklaşmaya ve görsel-işitsel medya alanında hukukun ve etik ilkelerin korunması için gereken adımları atmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Ankara İletişim Başkanı Altun: "Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir" İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "27 Nisan’ın planlayıcı ve tatbik edicilerinin hayalleri suya düşmüş, Türkiye, 9 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da meydana gelen bir başka darbe girişimine karşı gösterdiği çelik iradeyle darbecilere bir kez daha haddini bildirmiştir. Artık Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir" dedi. Altun, sosyal medya hesabından 27 Nisan e-muhtırasına ilişkin yaptığı paylaşımda, "27 Nisan 2007, askeri darbeci zihniyetin yansıması olan ’e-muhtıra’ ile demokrasimize ve milletimizin iradesine yapılan büyük bir saldırının gerçekleştiği tarihtir. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin seçilmiş hükümeti ve meşru siyasetin en büyük temsilcisi AK Parti olmak üzere demokrasiye, milli iradeye ve sivil siyasete inanan yürekli insanların dik duruşu ve milletin bu duruşun ardında kenetlenmesi sonucu bu saldırı akamete uğratılmış, bu tarih Türk demokrasi tarihinde benzersiz bir dönüm noktası olmuştur. 27 Nisan’ın planlayıcı ve tatbik edicilerinin hayalleri suya düşmüş, Türkiye, 9 yıl sonra 15 Temmuz 2016’da meydana gelen bir başka darbe girişimine karşı gösterdiği çelik iradeyle darbecilere bir kez daha haddini bildirmiştir. Artık Türkiye, darbe yapılacak, vesayet odaklarının istediği gibi at koşturabileceği bir ülke değildir. Türkiye, milli iradenin korunduğu, içeride ya da dışarıda başka herhangi bir odağın tahakkümü altına girmediği, güçlü bir demokrasidir. Türkiye, 27 Nisan’da olduğu gibi her türlü tehdit karşısında, halkın iradesini üstün ve güçlü kılarak inşallah yoluna devam edecektir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde gelecek nesillere daha güçlü, daha bağımsız ve daha demokratik bir Türkiye bırakmak için verdiğimiz bu mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerine yer verdi.