DÜNYA - 05 Mart 2012 Pazartesi 13:34

BÖYLE TV PROGRAMI GÖRÜLMEDİ!

A
A
A
BÖYLE TV PROGRAMI GÖRÜLMEDİ!

Dünyada idam cezasının en çok uygulandığı ülkelerden bir olan Çin, yine çarpıcı bir haberle gündeme geldi. Ülkede yayınlanan bir televizyon programı canlı yayında idam mahkumlarının son anlarını ekrana getiriyor.
Çin’de yayınlanan ve yayınladığı saatlerde 40 milyondan fazla kişiyi ekran başına çekerek reyting rekorlarını altüst eden bir televizyon programı formatıyla diğerlerinden ayrılıyor. Zira bu yapım, ne müzik-eğlence programı, ne evlilik programı ne de bir ’talk şov’. Çinlileri her hafta ekran başına kilitleyen yapım; idam mahkumlarının son anlarının gösterildiği ve onlarla röportajların yapıldığı bir televizyon programı. Her cumartesi yayınlanan ve Ding Yu adlı bayan bir sunucuya sahip programda, güvenlik
görevlileri eşliğinde idama götürülen mahkumlarla son kez röportaj yapılıyor. Ding Yu, röportaj sırasında mahkumlara pişman olup olmadıkları, son arzuları, en sevdiği yemekler ya da müzikler gibi ilginç sorular soruyor. Programda hükümetten alınan özel izinlerle bazen idam mahkumları öldürülmeden önce canlı yayında aile üyeleriyle de görüştürülüyorlar.
Çin’de yönetimi elinde bulunduran Komünist Partisi, programı açıkça destekliyor. Zira, programda mahkumlar genellikle işledikleri suçlardan duydukları pişmanlıkları ve dile getirirken Çinlilere de yasalara bağlı olmaları çağrısında bulunuyorlar.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Dünya Diyabet Günü’nde Ümraniye’de Sağlıklı Yaşam Atölyesi düzenlendi Ümraniye Belediyesi ve Türkiye Diyabet Cemiyeti iş birliğiyle 14 Kasım Dünya Diyabet Günü sebebiyle mutfak atölyesi düzenlendi. Atölyede diyabetli bireyler için sağlıklı beslenme önerileri paylaşıldı. 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında, Ümraniye Belediyesi ve Türkiye Diyabet Cemiyeti iş birliğiyle farkındalık oluşturmak amacıyla bir mutfak atölyesi hazırladı. Aliya İzzetbegoviç Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikte diyabetli bireyler için sağlıklı beslenme konusu üzerinde duruldu. Atölyede, diyabet tanısı veya diyabet riski taşıyan bireylere yönelik, sağlıklı kahvaltı tabağının nasıl oluşturulacağı, meyve ile meyve suyu arasındaki farklar ve etiket okuma gibi önemli konular hakkında eğitim verildi. Diyetisyenlerin rehberliğinde, sağlıklı atıştırmalıklar ve ikramlıklar üzerine önerilerde bulunuldu. Ayrıca diyabet hastası çocukları olan katılımcılara, beslenme çantasında hangi gıdaların bulunması gerektiği ve diyabet yönetimini iyileştirecek pratik bilgiler aktarıldı. “Amacımız diyabet riski olan veya olmayan herkes için geçerli tabak modelini anlatmak" Diyetisten Büşra Çetin, “Ümraniye ilçemizde ikamet eden vatandaşlarımıza ücretsiz bir şekilde bireysel beslenme danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Bu hizmet kapsamında bugüne kadar yaklaşık 12 bin seans gerçekleştirdik. Bu hizmetin yanı sıra ilkokullar, orta okullar ve liseler dahil olmak üzere sağlıklı gelecek için sağlıklı beslenme projesi kapsamında gençlerimize ve çocuklarımıza sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırmak için eğitimler vermekteyiz. Bugün bir atölye gerçekleştirdik bu atölyede sağlıklı beslenme tabağı nasıl oluşturabiliriz, diyabet olan veya diyabet riski olan kişilere bunları anlattık” dedi. Diyetisyen Ayşe Üstün, “Sağlıklı kahvaltı tabağı oluşturmak üzere burada toplandık. Sağlıklı tabağımızda neler olmalı veya neler olmamalı bunlardan bahsettik. Mutlaka tabağımızın yarısından sebzeden ve posadan oluşması gerektiğini dolayısıyla kan şekerinin dengeleyebilmeyi hedefledik. Amacımız sadece diyabetlilere değil diyabet riski olan veya olmayan herkes için geçerli bir tabak modeli. Bunu burada vurgulamaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Erzurum 65 yıldır demire tav veriyor, nal ve mıh yapıyor Erzurum’un Oltu ilçesinde 10 yaşından bu yana demircilik yapan 75 yaşındaki Halis Ayan, üç kuşaktır devam eden mesleğin kendisiyle beraber nihayet bulacağını söyledi. Oltu’nun tanınmış demirci ustalarından Halis Ayan Usta, mesleğini 65 yıldır büyük bir özveriyle sürdürüyor. Dededen toruna devam eden mesleğini yaşatmaya çalışan Halis Usta, nal mıhçılığı gibi geleneksel demircilik mesleklerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. "Dede mesleği üç kuşaktır bizde devam ediyor" Halis Ayan, dedesinin mirasını taşıyarak 10 yaşında başladığı demircilik mesleğini tam 65 yıldır sürdürüyor. Çocuklarının bu mesleği devralmasını istediğini ancak onların farklı meslekler tercih ettiğini ifade eden Halis Usta, "Çocuklarım bu işin çok zor olduğunu belirtip ’ağır iş’ diyerek mesleği istemediler. Hepsi devlet memuru oldu. Benden sonra bu tezgah kapanacak" dedi. "Eskisi gibi at, eşek, öküz yok. Mesleğimiz yok oluyor" Halis Ayan, demircilik mesleğinin zorluklarına dikkat çekerek, "Demircilik gerçekten zor bir meslek ama ben alın terimle bugüne geldim. Çocuklarımı büyütürken de aynı mesleği yapıyordum. Eskisi gibi at, eşek, öküz yok; bu işler yok oluyor. Artık kimse bu mesleği öğrenmek istemiyor" şeklinde konuştu. Yorgunluğu kedi ve tavuklarla atıyor 65 yıl boyunca aynı heyecanla işini yapan Halis Ayan, yorulduğunda dinlenmek için kedilerine ve tavuklarına zaman ayırıyor. "Dükkanımı açarken hala aynı heyecanı duyuyorum. Yorgun olduğumda kedilerim var, tavuklarıma yem veriyorum. Onlarla ilgilenip biraz dinleniyorum, sonra işime tekrar dönüyorum" diyen Halis Usta, mesleğine olan bağlılığını ve yaşamına dair küçük mutluluklarını sıkça dile getiriyor. "Benden sonra işi yapacak kimse yok" Halis Usta, mesleğinin geleceği konusunda endişelerini de dile getirerek şöyle konuştu: "Benden sonra bu işi yapacak kimse de yok. Nal mıhçılığı gibi geleneksel meslekler yok oluyor. Artık bu işin ustası kalmadı, her geçen gün bu geleneğin kaybolduğunu hissediyorum."