YEREL HABERLER - 07 Şubat 2014 Cuma 16:57

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş

A
A
A
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş

ADNAN SULAR
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Gezi ve 17 Aralık Gölgesinde 2014 Türkiye Ekonomisi" konulu panele katıldı. Kurtulmuş, “Türkiye ekonomisindeki esas etki, Gezi Parkı olaylarıyla başlayan ve 17 Aralık operasyonu ile gelişen süreçte ortaya çıkan etkilerdir. Bunlar doğal değil, yapay etkilerdir” dedi.
Anadolu Aslanları İşadamları tarafından düzenlenen "Gezi ve 17 Aralık Gölgesinde 2014 Türkiye Ekonomisi" konulu panele; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ASKON Başkanı Mustafa Koca, partililer ile davetliler katıldı. Panelde katılımcılara hitap eden Kurtulmuş, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik gündemine damga vuran sıcak gelişmelere değinerek önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’deki siyasi karmaşıklığa değinen Kurtulmuş, "Yüksek dağların dumanı, karı çok olur. Bu, herhangi bir ülkede yaşanan karışıklardan öte dünya sisteminin yaşadığı yapısal sorunlardan kaynaklanmaktadır. Dünya siyasi ve ekonomik olarak 2. Dünya Savaşı sonrasında çizilen dengelerini çoktan kaybetmiştir ama yeni bir dengeye de kavuşamamıştır. Bu kadar çok ekonomik problemlerin, bölgesel ve küresel karışıklıkların, kurum ve kuruluşların fonksiyonlarındaki bozuklukların temel sebebi budur. Dünyada küresel ölçekte kriz yaşanıyor ve bu kriz aslında medeniyet krizidir. Dünya yeni bir denge arayışı içerisindedir. Bütün ekonomik kurum ve kuruluşlar artık 2. Dünya Savaşı'ndan sonra fonksiyonlarını yitirmiştir. Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünyanın bütün uluslararası kuruluşlarında artık bir fonksiyon icra etmediğini, barışı sağlayan bir kurum olmaktan öte neredeyse savaşların altyapısını hazırlayan bir kurum haline geldiğini görüyoruz" dedi.
Kurtulmuş, "Türkiye sadece kendisinden ibaret değil, İslam coğrafyasının, Orta Doğu'nun, Balkanların, Kafkasların ve dünyada yeni bir ses arayışı içinde olan geniş kitlelerin arayışına tercüman olacak noktadadır. Türkiye'deki ekonomik ve siyasi gelişmelerin arkasında birtakım küresel oyunların ve komploların olması da son derece doğaldır. Dünyadaki alternatif sesin, dünyadaki sorunlara karşı yeni söyleyecek bir şeyleri olan Türkiye'nin güçlü olmasına mani olmak, bu sesin daha fazla çıkmadan kısılması için etkin güçlerin birtakım şeyler yapacağı açıktır. Siz eğer IMF'in kapısında 50 milyon dolar için avuç açarsanız sizden iyisi yok ama siz ne zaman IMF ile ilişkilerinizi bitirir, 'Bizim IMF ile ilişkimiz yok, IMF'ye biz borç vereceğiz' derseniz o zaman tehlikeli ülke olmaya başlıyorsunuz. Orta Doğu'daki gelişmelere, İsrail'in saldırgan politikalarına ses çıkarmazsanız sizden iyisi yok. 'Bütün dünya sırtını dönse biz Filistin davasına sırtımızı dönmeyeceğiz' derseniz sizden daha kötüsü yok” diye konuştu.
Türkiye’nin büyüyen ekonomisiyle göze battığına dikkat çeken Kurtulmuş, “AB'nin terbiye salonlarında beklemeye rıza gösterirseniz siz iyisiniz, Türkiye'nin AB'ye katılımı AB'yi güçlendirecek derseniz sizden kötüsü yok. Mısır'daki olaylara karşı demokratik meşruiyete inanan parti, grup sessiz kalamaz, derseniz sizden kötüsü yok. Siz ne zaman, 'Dünya 5'ten büyük' deyip BM'nin yeniden yapılanmasını isterseniz sizden kötüsü yok. Dünyada küresel güçlerin karşısında ses çıkarmayan, başını önüne eğen, kendisine gösterilen yerde durmaya razı olan Türkiye olursa böyle bir Türkiye'nin birtakım olaylarla karşı karşıya kalması mümkün değil. İddia sahibi, irade sahibi olmaya başlarsanız birilerini rahatsız edersiniz” şeklinde konuştu.
Fed'in aldığı kararların yanı sıra Türkiye’yi esasında Gezi Parkı eylemleri ve 17 Aralık operasyonun etkilediğine değinen Kurtulmuş, “Fed'in ilk açıklaması da sonraki açıklamasından Türkiye kısmen etkileniyor. Türkiye ekonomisindeki esas etki Gezi Parkı olaylarıyla başlayan ve 17 Aralık operasyonu ile gelişen süreçte ortaya çıkan etkilerdir. Bunlar doğal değil, yapay etkilerdir. Türkiye ekonomisinin gücünü azaltmak için ortaya konulan yapay etkilerdir. Türkiye'nin küresel finans piyasalarından etkilenmesini de bir yerde bahane olarak, bu işin arkasına sığınarak bu işlerin yapıldığını söylemek isterim" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Iğdır’da hava kirliliği alarm veriyor Hava kirliliği oranının hem yaz hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerinin üzerinde olduğu Iğdır’da hava kirliliği alarm vermeye devam ediyor. Hava kirliliğinde Avrupa’da birinci sırada yer alan Iğdır’da kış ayı ile birlikte artan hava kirliliği yeniden alarm veriyor. Iğdır’da hava kirliliğinde coğrafi konum, rüzgâr erozyonu, Ermenistan’daki Metzamor Nükleer Santrali, kalitesiz kömür tüketimi, egzoz salınımları kirliliğin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ayrıca Iğdır’da ölümlerin başında yine kirli hava yer alıyor. Iğdırlı vatandaşlar şehir genelinde doğal gazın yaygınlaştırılmasını istiyor. Bazı vatandaşlar da hava kirliliğine neden olan kişilere para cezası, yeri geldiğinde hapis cezası verilmesini istiyor. Iğdır’da alınan verilere göre ölçülen parametrelerden PM10 (Partikül madde) değerlerinin hem yaz mevsiminde hem de kış mevsiminde ulusal sınır değerlerin üzerinde olduğu ortaya çıktı. Dünyada meme kanseri ile hava kirliliği arasındaki ilişkiye işaret eden bilim adamları araştırmaların sayısının giderek arttığına dikkat çekti. Iğdır’da esnaf olan Ekrem Eray şehirde zehirli bir hava soluduklarını belirterek, “Iğdır’da hava kirliliği sorununu biz Iğdırlılar hepimiz yaşıyoruz. Zaten son yıllarda da hastalıklar özellikle kanser çok arttı. Sobalarda çıkan kömür dumanlarına bir çözüm bulunmalı ki bu sorun bitsin.” dedi. Şehirdeki sis bulutları dron ile görüntülendi .