EKONOMİ - 12 Haziran 2023 Pazartesi 12:50

Mobilitede sürdürülebilirlik, otomotiv bakım sektörünü dönüşüme hazırlıyor

A
A
A
Mobilitede sürdürülebilirlik, otomotiv bakım sektörünü dönüşüme hazırlıyor

Otomotiv bakım ve satış sonrası hizmetler sektörünün dünyadaki önemli ticaret fuarı olan Automechanika’nın İstanbul ayağı, TOBFED’in düzenlediği “Mobilitenin Sürdürülebilir Geleceği” paneline tanıklık etti.

Otomotiv bakım ve satış sonrası hizmetler sektörünün dünyadaki önemli ticaret fuarı olan Automechanika’nın İstanbul ayağı, TOBFED’in düzenlediği “Mobilitenin Sürdürülebilir Geleceği” paneline tanıklık etti. TOBFED Başkanı Serkan Bakırtaş “TOBFED’in stratejik iş birlikleri, nitelikli ve kapsayıcı mesleki eğitim ve istihdam, işletmelerin sürdürülebilir dönüşümü, teknoloji, girişimcilik ve sermayeye erişim noktalarında sektöre uluslararası bir kimlik kazandırılması, vizyon belgemizin temel taşlarını oluşturuyor” dedi.


Teknoloji girişimi Otovınn’ın sponsorluğunda, Türkiye Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED) tarafından düzenlenen panel, Sürdürülebilir Yaşam Okulu’nun kurucusu Aslı Dede’nin moderasyonu ile yapıldı.


Panel, Sürdürülebilir Yaşam Okulu Kurucusu Aslı Dede’nin moderatörlüğünde Cüneyt Şener (Sanpark CEO-Bursa Ticaret ve Sanayi Odası YK Başkan Yardımcısı) Prof. Dr. Figen Yıldırım (İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü) Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı (İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi) Dr. Onur İlhan (EYDK Genel Sekreteri) Serkan Bakırtaş (Otovınn CEO-TOBFED Başkanı) ve Yunus Emre Şimşek’in (Arup Türkiye Ulaşım Takım Lideri) katılımı ile gerçekleşti.


Sunduğu hizmetlerle tüm ekonomik, ekolojik ve toplumsal aktivitelerin merkezinde yer alan sektörün, bu misyonunu yeni nesillere taşımak için muhakkak sürdürülebilir geleceğe odaklanması gerektiği ana mesajı ile gerçekleşen panel, farklı sektör ve uzmanlıklardan konuşmacıları bir araya getirdi. Bu meyanda, Ekim 2022’de yayınlanan TOBFED Sürdürülebilir Gelecek Raporu ve Eylem Planı’na değinen Etki Yatırımı Danışma Kurulu Genel Sekreteri Dr. Onur ilhan “Üyemiz TOBFED’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında ortaya koyduğu altı marka, mobilite piyasasının sürdürülebilir dönüşümü ve gelişimi için merkezi bir konumdadır” dedi.


Sektörün dönüşümü eğitimle mümkün


TOBFED Başkanı ve Otovınn CEO’su Serkan Bakırtaş, özel ve kâr amacı gütmeyen sektörlerdeki görevlerinin kesişim noktasını özetledi ve “TOBFED’i 2013’te kurarken en öncelikli amacımızı sektöre nitelikli personel yetiştirmek olarak belirledik. Çünkü ülkemiz ve dünyanın sorunu olan nitelikli personel sorununa bugün baktığımızda özellikle Avrupa’da ve dünyanın her yerinde görüyoruz. Dolayısıyla bu alanda başlarken de biten meslekler ve ihtiyaçtan doğan meslekler var. İhtiyaçtan doğal mesleklerin aslında NACE Kodu bile olmayan meslekler vardı. Sektörü bir yere taşımamız için çalışanlarımızı yetiştirip hazır olmamız lazım. Dönüşüme eğitimle bakmak çok önemli. Yine bu çerçevede Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın özellikle vurguladığı mesleki eğitim konusu ülkemizin kurtuluş reçeteleri arasındadır. Biz de bu vesile ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile sektörde meydana gelen gelişmelerle eğitim sisteminin eş güdümünü sağlamak, nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak ve istihdama katkı sağlamak amacıyla mesleki eğitim iş birliği protokolü imzaladık” dedi.


"Türkiye sürdürülebilirlikte farkındalık oluşturmalı"


Çevre dostu servislerin hayata geçmesi gerektiğini bidiren Başkan Bakırtaş “Biliyorsunuz en önemli konu yani yeşil sertifikalı servislerin ve bütün lokasyonların bu konuda üzerine düşeceğini, düşmesi gereken bütün süreçleri yapıyor olması lazım. TOBFED bu anlamda önemli çalışmalar yapıyoruz. Geçen yıl yine ‘Sürdürülebilir Gelecek Zirvesi’ni yapmıştık. Bu yıl ikincisini düzenleyeceğiz. Orada da bu bağlamda kendini geliştiren birçok şirketi de bu anlamda taçlandıracağız. Ödül vereceğiz ve onore edeceğiz. O yüzden bizim dünyamızın gerçekten özellikle yeşil vurgusu çok kıymetli. Dünya buna çok önem veriyor ve Türkiye bu konu farkındalık oluşturmalı” diyerek çağrıda bulundu.


“Yeşil bayrak” ile yüksek standartlar geliyor


TOBFED olarak kendilerini en çok heyecanlandıran projelerin başında ‘Yeşil Bayrak’ olduğunu aktaran Serkan Bakırtaş “Sürdürülebilirliği benimsemiş ve dijital dönüşümünü tamamlamış otomotiv hizmet noktaları oluşturmak için uçtan uca bir kalite standardı olarak konumlanıyor. Suyun ve enerjinin verimli kullanımından atık yönetimine, yenilenebilir enerjiden çalışma şartlarını küresel standartlara yükseltmeye ve mesleki eğitime kadar pek çok alanda “Yeşil Bayrak” kullanılacak. Bağımsız ve şeffaf bir süreç yürütülerek sektörümüz döngüsel ekonominin bir neferi haline getirilecek” diyerek sözlerini tamamladı.


"Mobilite ve akıllı ulaşım sistemleri trafik sorununu çözecek"


İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı ise yeni bir bakış açısına geçebilmek için gerek mevzuat alanında gerekse de iş yapış şekillerinde çok kapsamlı değişiklikler yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Ilıcalı “Düzenli denetimlerin yapılması yaralanmalı ve ölümlü kazaların sayısının azalmasını sağlamanın yanında trafik kapasitesinin de artmasını sağlamaktadır. Ancak, insan eliyle denetimlerin yapılması birçok noktada yetersiz kalmaktadır. Gelişen teknoloji trafik denetimleri de elektronik olarak yapılmasını sağlayarak insanın yetersiz kaldığı noktalarda yardımına koşmaktadır. Trafik denetimlerinde gelişen teknolojinin kullanılması, denetimlerin verimliliğini artırmaktadır. Denetimde etkinliğin artırılabilmesi ve sürücü davranışlarının iyileştirilmesi için sürücülere 24 saat denetlendiğinin hissettirilmesi gerekmektedir. Gelişen teknolojiyle birlikte bu hissi sağlayacak 24 saat görev yapan elektronik ekipmanlar kullanılmalıdır. Akıllı ulaşım sistemleri (AUS) araçlar içinde, araçlar arasında ve araç ile sabit kontrol merkezi arasında, ayrıca altyapı hakkında, emniyet, güvenlik, randıman ve kalite bakımından her türlü haberleşmeyi ve bilgi alışverişini sağlıyor. AUS, ayrıca ulaşımın çevreye olan etkisini minimize etmek ve ulaşımın hem işletmenin ekonomik beklentileri, hem de yolcuların ve araç kullanıcılarının yararlarını maksimize etmek amaçlarını gerçekleştirecek şekilde geliştiriliyor. AUS’un amaçları arasında insan-araç-altyapı-merkez arasında çok yönlü veri alışverişi, trafiğin güvenliliği, yolların kapasitelerine uygun olarak kullanımı, mobilitenin arttırılması, enerji verimliliği sağlanarak çevreye verilen zararın azaltılması gibi başlıklar genel kabul görerek standartlaşmış; böylece karar verme yükünün insanın üzerinden alınmasının hangi amaçlara hizmet etme amaçlı olduğu netleşti” dedi.


"Türkiye, yeşil dönüşüme dünyada rekabetçi"


Araç liftleri ve kaldırma ekipmanları üreticisi SanPark’ın CEO’su ve BTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, sürdürülebilirliğin önemini erken tespit ettiklerini, yüzde 100 yeşil enerjiye geçiş ve atıkları tam dönüştürmeyle karbon ayak izlerini azaltarak dünyada rekabetçi olduklarını belirtti.


"İş dünyası ve üniversite iş birlikleri sektöre değer katıyor"


Sürdürülebilir işletmelerin önemine istinaden söz alan İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Figen Yıldırım, TOBFED ile yakın zamanda imzaladıkları stratejik işbirliği protokolüne değindi. Bu önemli akademi-iş örgütü iş birliği kapsamında öncelikle “Yeşil Bayrak” projesine odaklanacaklarının altını çizen Yıldırım, iş dünyasının üniversitesi olarak “Yeşil Bayrak” ile sektör işletmelerini, hizmet kalitesi ve verimliliği, pozitif sosyal ve çevresel etki ve dijitalleşme gibi alanlarda değerlendirmeye tabii tutacak bir sertifikasyon sistemi üzerinde çalıştıklarını belirtti.


Arup Türkiye Ulaşım Takım Lideri Yunus Emre Şimşek, mobilitenin ve ulaşım planlamasının çok daha büyük kentsel ağların bileşenleri olduklarını ve daha büyük bir resme, multidisipliner ve kapsayıcı bir açıdan bakılması gerekliliğini ifade etti.


Panelin önemli çıkarımı ise Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 17, “Amaçlar İçin Ortaklıklar” kapsamında ortak aksiyon alınmasının teyit edilmesi oldu. Kurumların kendi içlerinde atabileceği olumlu adımlar olmakla birlikte, ölçeklenebilir fayda ve sürdürülebilir dönüşüm ancak iş birlikleri ile mümkün olacak.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Dijital dünyada çocuk haklarına destek için Erzurum’da imza kampanyası Erzurum’da Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünce, "Dijital Dünyada Çocuk Hakları" temasıyla imza kampanyası kapsamında kamuoyu farkındalık ve bilgilendirme stantları açıldı. Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği stantta, dijital ortamda çocukların haklarının korunmasına yönelik farkındalık oluşturuldu. Erzurum’da bir alışveriş merkezinde kurulan stantta, Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi hakkında bilgilendirme yapılırken, vatandaşlar kampanyaya imza ve destek vererek çocukların dijital dünyada güvenli bir şekilde var olmasına katkı sundu. Ailelere ve ziyaretçilere güvenli internet kullanımı, çocuk mahremiyeti ve dijital riskler konusunda bilgilendirici materyaller de dağıtıldı. Stant alanını ziyaret eden Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Hasan Aykut, çocuklarla birebir ilgilenerek dijital dünyadaki hakları konusunda bilinçlendirme çalışmalarına katıldı. Çocuklara çeşitli hediyeler veren Aykut, farkındalık çalışmalarının önemine dikkat çekti. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan İl Müdürü Hasan Aykut, "Dijitalleşen dünyada çocuklarımızın haklarının korunması her zamankinden daha büyük bir önem taşıyor. Amacımız, çocuklarımızın dijital ortamlarda karşılaşabileceği risklere karşı hem onları hem de ailelerini bilinçlendirmek. Bu imza kampanyasıyla çocuk hakları konusunda toplumsal farkındalığı artırmayı ve güçlü bir kamuoyu desteği oluşturmayı hedefliyoruz" dedi. Hafta sonu da devam edecek olan kampanyaya vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği gözlemlenirken, imza kampanyasının farklı noktalarda da sürdürüleceği belirtildi.
Bolu Bolu’da otel faciasında yaşamını yitiren 78 kişi için hatıra ormanı Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de çıkan yangın faciasında hayatını kaybeden 78 kişi için D-100 kara yolu kenarında oluşturulan hatıra ormanına fidan dikildi. Fidanlara, faciada yaşamını yitirenlerin isimlerinin yazılı olduğu kartlar asıldı. Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak tarihinde meydana gelen ve 78 kişinin yaşamını yitirdiği yangın faciasının acısı tazeliğini korurken, hayatını kaybedenlerin anısını yaşatmak amacıyla anlamlı bir projeye imza atıldı. Bolu Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri tarafından, D-100 kara yolu üzerindeki Yumrukaya köyü mevkisinde belirlenen özel alanda bir hatıra ormanı oluşturuldu. Düzenlenen fidan dikim törenine; Bolu Valisi Abdulaziz Aydın, Bolu Orman Bölge Müdürü Celal Kanbur, yangın faciasında ailelerini kaybeden Yüksel Gültekin ve Mehmet Güner ile hayatını kaybedenlerin yakınları katıldı. Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerince önceden hazırlanan alanda, faciada vefat eden 78 kişi için ayrı ayrı fidanlar hazırlandı. Her bir fidana, yangında hayatını kaybeden vatandaşların isimlerinin yer aldığı kartlar asıldı. Törende duygu dolu anlar yaşanırken, kederli aileler yakınları adına dikilen fidanlara ilk can suyunu verdi. Vali Abdulaziz Aydın ve beraberindeki protokol üyeleri, ailelerin acısını paylaşarak fidan dikimini gerçekleştirdi. Oluşturulan hatıra ormanı ile 78 kişinin isminin Yumrukaya’da yeşerecek ağaçlarla geleceğe taşınması hedefleniyor.
İstanbul Topkapı Sarayı’nda bir ilk: Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi ziyarete açıldı Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, kapsamlı bir hazırlık sürecinin ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Burada yaklaşık ilk etapta 250 parça çiniyi sergiliyoruz" dedi. Topkapı Sarayı’nda saray içi güvenlik, mahremiyet ve protokol açısından özel bir işleve sahip olan Mabeyn Yolu, çalışmaların tamamlanmasının ardından Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi olarak ziyarete açıldı. Sergi, Milli Saraylar Başkanlığı tarafından ilk etapta basın mensuplarına tanıtıldı. Topkapı Sarayı’nın Harem bölümü ile Mabeyn’i birleştiren koridor, tarihi işlevine sadık kalınarak galeri düzeninde ele alındı. Tematik yerleşim sayesinde ziyaretçiler, saray mimarisindeki kullanım bağlamını ve çini üslubundaki değişimi adım adım takip edebilecek. Modern depolama, titiz tasnif ve belgelemeyle özenle düzenlendi Topkapı Sarayı çinilerinin önemli bir bölümü, 2018’e kadar Harem’de dağınık depolarda saklanıyordu. Milli Saraylar, 2 bini aşkın kasada muhafaza edilen çinileri, Aziziye yapılarında kurduğu iki depoya taşıyarak saklama alanını 700 metrekareye çıkardı. 2021’de kurulan Çini Restorasyon Atölyesi ile tasnif ve belgeleme çalışmaları başlatıldı. 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı Çalışmalar kapsamında 9 bin 486 fotoğrafla belgeleme yapıldı, 800 farklı desen envantere alındı. Çini galerisi seçkisi de bu çalışmaların sonucunda oluşturuldu. Restorasyon ihtiyaçları için depolarda eşleşen parçaların tespiti ise sürdürülüyor. Eserler, 3 farklı yüzyıla ait çinilerden oluşuyor Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi; 16. yüzyılın İznik merkezli klasik üslubundan 17. yüzyıldaki dönüşüm ve çeşitlenmeye, 18. yüzyılda Avrupa etkilerinin belirginleştiği Kütahya üretimine uzanan çizgiyi bir arada sunuyor. Lale, karanfil, sümbül, hatâî gibi motifler ile dönemsel manzara ve figüratif sahneler, estetik evrim ve kültürel etkileşim perspektifiyle izlenebiliyor. "Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası" Galeriyle ile ilgili bilgi veren Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, çini koleksiyonun Milli Saraylar Başkanlığının önemli parçası olduğunu söyleyerek, "Burası görmüş olduğunuz gibi Topkapı Sarayı’nın gizemli kalmış köşelerinden bir tanesi. Aslında sarayın tarihi içerisinde çok önemli bir yeri var. Burası Mabeyn Yolu olarak bilinen padişahın özel kullandığı dairelerle, haremi birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Ama daha sonraki yüzyıllarda kullanım dışında kalmış. Ve uzun yıllar unutulmuş bir mekandı. Mabeyn ile ilgili restorasyon projelerimiz çerçevesinde bu ara geçiş güzergahını da mekanda bulunan çinilere de atıfta bulunmak amacıyla bir çini galerisi olarak düzenledik. Çiniler gerçekten Topkapı Sarayı başta olmak üzere Milli Saraylar Koleksiyonunun çok önemli bir parçası. Buradaki çinilerden kastımız dekoratif olarak mekanlarda kullanılmış olan çinileri kapsıyor" dedi. "İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor" Topkapı Sarayı’nın oldukça zengin bir çini koleksiyonuna sahip olduğunu söyleyen Yıldız, "Bilhassa inşa edildiği dönemlerde ve 16. yüzyıldaki yeniden yapılanmasında Türk çini sanatının en zirve dönemi olduğu düşünülürse, bu çeşitlilik daha iyi anlaşılabilir. Bu noktada İznik çinileri zaten koleksiyonun çok önemli bir parçasını oluşturuyor. Bununla birlikte daha sonraki yüzyıllarda devreye giren Kütahya çiniciliğini çok özel örnekleri de var. Bunlarla ilgili tabi daha sonraki yüzyıllarda kullanım gereği bazı mekanlardan kaldırılmış çiniler, depolarımızda bulunuyordu. Bu çinileri ziyaretçilerin görme şansı pek fazla bulunmuyordu. Bu galeride bu çinileri bir bütün halinde bir seçki halinde ziyaretçiyle buluşturmayı hedefledik. Çünkü sarayın tarihinin ve koleksiyonlarının bu önemli parçası görülmeden bu saraya bir bütün olarak anlamak çok mümkün olmayacaktı" şeklinde konuştu. "Burada Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimlerinin olduğu çini eserleri var" Serginin galeri duvarlarında padişahların isimlerinin olduğu çinilerin olduğunu söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Yer olarak buranın seçilmesinin önemi de buradan kaynaklanıyor. Bu içinde bulunduğumuz Mabeyn Yolunda hemen kameraların arkasındaki duvarda görmüş olduğunuz uzun bir yazı dizisi var. Burada Osman Gazi’den Sultan İkinci Selim’e kadar yaşamış olan Osmanlı Sultanlarının isimleri bir bütün halinde dolayısıyla bir 16. yüzyıl çinisinde yazılmış olduğunu görüyoruz. Bütün bu boyutlarıyla ziyaretçilerimize özellikle harem bölümüyle mabeyni bir araya bağlayan bu önemli noktada böyle bir gazeleyi kazandırmış olmaktan dolayı fevkalade mutluyuz" ifadelerini kullandı. "Çalışmalar, bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldı" Mabeyn Yolundaki restorasyon çalışmalarının 3 yılda yapıldığını söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Restorasyon çalışmaları oldukça uzun sürüyor. Mabeyndeki padişah daireleriyle ilgili çalışmalarımızda sona geldik. Padişahın kullanmış olduğu Aynalı Oda, Valide Sultan Dairesi bunların hepsi yakın zamanda ziyarete hazır hale gelecek. Burayı haremle bağlayan bu içinde bulunmuş olduğumuz galeri haline dönüştürdüğümüz koridor ise bugünden itibaren ziyaretçi tarafından gezilebilecek. Çalışmaların bir bütün olarak yaklaşık 3 yılımızı aldığını söyleyebilirim" dedi. Sergide ilk etapta 250 eser sergileniyor Açılışı gerçekleştirilen sergide 16. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar ait eserlerden ilk etapta 250 eserin sergilendiğini söyleyen Başkan Yasin Yıldız, "Belki eser sayısından önce özellikle giriş bölümünde Nahvin’in yazmış olduğu ve 19. yüzyıl çinilerine işlenen çok önemli bir kaside var. Bu koleksiyonumuzun çok müstesna bir parçasıdır. Bir bütün halinde burada sergileyebiliyoruz, çok sayıda çiniden oluşuyor. Burada yaklaşık ilk etapta biz 250 parça çiniyi sergiliyoruz. Çiniler yaklaşık söylemiş olduğum gibi 16. yüzyıl ve 19. yüzyıl arasını kapsıyor. Dolayısıyla 19. yüzyıla varması nedeniyle bunların içinde bir miktar saraya ithal çinilerin geldiği dönemi de kapsadığını düşünürsek aslında Osmanlı sarayında kullanılmış olan bir bütün çini geleneğini burada yerli olsun yabancı olsun göstermiş oluyoruz" ifadelerini kullandı. "Hatıralar Yolu": Kitabeler ve Panolar Serginin galeri duvarlarında Osman Gazi’den Sultan 2. Selim’e uzanan padişah adlarının sıralandığı iri yazılı çiniler bulunuyor. "Mihrabiye" motifli üç pano arasında görülen "Soffa-i ali" ve "Hamam-ı âli" ifadeleri, bu panoların vaktiyle Hünkâr Sofası ve Hünkâr Hamamı’ndan taşındığını düşündürüyor. Böylece Mâbeyn Yolu, bir sergileme alanının ötesinde, saray hafızasını taşıyan bir "hatıra galerisi" işlevi de üstleniyor. "Kaside-İ Münferice" Çinileri de galeride yer alacak Ziyaretçiler, Mabeyn Yolu Çini Sanat Galerisi boyunca Kaside-i Münferice’den seçilmiş beyitlerin işlendiği çinileri de görebilecek. 11. yüzyılda Tunuslu şair İbnü’n Nahvi tarafından kaleme alınan kaside, her sıkıntının ardından bir ferahlığın geleceğini vurgulayan mesajıyla tanınıyor. Halk arasında "kurtuluş getiren" bir metin olarak ün kazanan kaside, yüzyıllar boyunca zor zamanlarda dua niyetiyle okunmuş. Osmanlı döneminde de sevilen kasidenin Türkçe tercümeleri arasında 18. yüzyıl şairi Ebubekir Kani’nin manzum çevirisi öne çıkıyor. Çini Sanat Galerisi, Topkapı Sarayı’nın kapalı olduğu salı hariç, haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Ziyaretçiler, Harem bölümünde yer alan Mabeyn Taşlığı’ndan Mabeyn Yolu’na girdikten sonra Topkapı Sarayı çinilerini ve Tekfur Sarayı’ndan günümüze ulaşan bazı çini örneklerini; bir sonraki bölümde ise "Kaside-i Münferice" çinilerini görebilecek. Galeri, Harem bölümü bileti ile gezilebilecek, ilave ücret ödemek gerekmeyecek.