SPOR - 16 Şubat 2021 Salı 12:08

(Özel haber) Bülent Uslu: "Beşiktaş’ın kadrosu şampiyonluk için yeterli"

A
A
A
(Özel haber) Bülent Uslu: "Beşiktaş’ın kadrosu şampiyonluk için yeterli"

TGRT Haber’de yayınlanan ’Stüdyoda Futbol’ programının yorumcusu ve Beşiktaş Kongre Üyesi Bülent Uslu, siyah-beyazlıların şampiyonluk için kadrosunun yeterli olduğunu ifade ederken, müsabakalarda yaşanan hakem hatalarında VAR sistemi olmasına karşın bunların görülmemesinin canlarını yaktığını belirtti.

TGRT Haber’de yayınlanan ’Stüdyoda Futbol’ programının yorumcusu ve Beşiktaş Kongre Üyesi Bülent Uslu, siyah-beyazlıların şampiyonluk için kadrosunun yeterli olduğunu ifade ederken, müsabakalarda yaşanan hakem hatalarında VAR sistemi olmasına karşın bunların görülmemesinin canlarını yaktığını belirtti.


TGRT Haber’de yayına başlayan ve kısa sürede gündeme oturan ’Stüdyoda Futbol’un yorumcusu ve Beşiktaş Kongre Üyesi Bülent Uslu, siyah-beyazlı takımla ilgili İhlas Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu. Siyah-beyazlıların geride kalan süreçteki performansı hakkında görüşlerini belirten Uslu, "Beşiktaş’ın renklerinden gitmemiz gerekiyor. İlk 8 haftada siyah bir Beşiktaş vardı. Transferleri gelmemiş, Avrupa’dan elenmiş ve 18. sıraya kadar düşmüştü. Daha sonra beyaz Beşiktaş çıktı. Eksikliklerini kısmen tamamlayabilmiş, Rosier ve Ghezzal gelmişti. Denizli deplasmanına giderken taraftarların düzenlediği bir organizasyon vardı. O zaman pandemi sürecindeki kurallar daha yumuşaktı. Yüzlerce taraftar o anda gidip takım 18. sıradayken coşkulu bir uğurlama yaptı. Orada oyuncuların birçoğu bunu yeni gördü. Taraftarın takıma inancını görmüş oldular. Hemen sonrasında galibiyetler geldi. Antep deplasmanındaki mağlubiyetten sonra Beşiktaş, Başakşehir maçından itibaren ciddi çıkışa geçti. Fenerbahçe ve Kasımpaşa galibiyetleri takımı çıkışa geçirdi. Takım kazandıkça özgüven yerine geldi. Oynanan futbolun üzerine koymaya başladılar. İlk yarıyı lider tamamlamasını bildi Beşiktaş. Herkes ikinci yarıda aynı performansı beklerken, sürpriz bir biçimde Trabzonspor’a kaybetti. Uğurcan’ın mükemmel performansı vardı orada. Yorgun bir şekilde oradan Antalya deplasmanına gitti ve Antalya bir kez gelip golü buldu. Ama Beşiktaş bu krizden de çıktı. Beşiktaş’ın kalan 16 maçta aynı istikrar ve performansla şampiyonluk mücadelesinde olacağına inanıyorum" dedi.



"Josef uzun yıllar Beşiktaş’a hizmet edecek"


Beşiktaşlı futbolcu Josef de Souza’nın performansına değinen Uslu, "Josef ile görüşüyorum ve kendisini çok seviyorum. Aidiyeti çok yüksek bir oyuncu. Bu sezon Beşiktaş’ın en flaş transferi Josef. 6 numara bölgesini kapatmış oldu. Atiba artık yorulmaya başladı. Biraz daha ekonomik kullanıldığı zaman daha faydalı olabilir. Son 20 dakikada yorulmuş Beşiktaş’ın orta sahasında nasıl oynadığını gördük. Josef uzun yıllar Beşiktaş’a hizmet edecektir" şeklinde konuştu.



"VAR sistemi varken pozisyonların atlanması canımızı yakıyor"


Gençlerbirliği-Beşiktaş maçındaki hatalı kararlarla ilgili konuşan Bülent Uslu, "Ersin’in kurtardığı pozisyondan önce Wellington’a bir faul vardı ve orada sarı kart verilmesi lazımdı. O oyuncunun da sarı kartı vardı. Hakem belki bariz hatalar yapmadı ama bunlara dikkat edilmesi lazım. Beşiktaş geçen hafta Konyaspor ile lig maçında 10 kişi oynarken penaltısı verilmedi. VAR sistemi varken bu pozisyonların atlanması, Sergen hocanın ve bizim canımızı yakıyor" ifadelerini kullandı.



"Beşiktaş’ın kadrosu şampiyonluk için yeterli"


Beşiktaş’ın kadrosu hakkında da konuşan Beşiktaş Kongre Üyesi ve Stüdyoda Futbol yorumcusu Bülent Uslu, "Kısıtlı bir kadro demeyelim. Baktığınız zaman N’Sakala yok, Rıdvan yok, sol bek yok. Vida ve Montero yok. Stoperde Necip hiç bir sıkıntı yaşattırmadı. Dorukhan hayatında ilk defa sol bek oynadı, sıkıntı olmadı. Oyuncular birbirinin açıklarını kapattığında eksiklikler tamamlanıyor. Beşiktaş, Aboubakar’ı yedekleyemiyordu. Yorulduğu için onun da performansı düşmüştü. Cenk Tosun hamlesiyle bu değişti. Cenk ve Aboubakar’ın birlikte oynaması lazım. Onları ekonomik kullanmamız lazım. İkisi belki 60. dakikadan itibaren aynı anda sahada olur. Beşiktaş’ın kadrosu şampiyonluk için yeterli" diyerek sözlerini tamamladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde anıldı Azerbaycan’ın eski Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, vefatının 22. yılında Üsküdar Üniversitesi’nde düzenlenen programda anıldı. Etkinlikte, Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan kardeşliğine katkıları ele alındı. Üsküdar Üniversitesi Merkez Yerleşkesi Nermin Tarhan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen "Türkiye-Azerbaycan kardeşliğinin mimarı: Ulu Önder Haydar Aliyev’i Anma Gecesi" programı, saygı duruşu ve Türkiye ile Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı. Açılışın ardından düzenlenen panelde; Yıldız Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Celal Erbay, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Karabulut ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Okan Yeşilot, Haydar Aliyev’in siyasi mirası ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerine katkılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Panelin ardından ses sanatçısı Süreyya Eyvazova, Azerbaycan’ın simge eserlerinden "Sarı Gelin" türküsünü seslendirdi. "Tarihimize baktığımızda biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de kader ortağıyız" Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, Haydar Aliyev’in Azerbaycan milleti için taşıdığı önemi vurgulayarak, gerçekleştirdiği anma konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "İki liderimizden, iki ulu önderimizden birini bugün burada anıyoruz. Biri Atatürk, biri Haydar Aliyev. Her ikisi de bizim yolumuzu açtı. Biri Türkiye’nin, biri Azerbaycanlı Türklerin yolunu açtı. Azerbaycan bizim için can, Azerbaycanlı kardeşlerimiz de can kardeşlerimizdir. Uzakta olsak bile gönül bağıyla bağlıydık ve o kültürün, o toplumun içerisine girdikçe aslında ne kadar yakın olduğumuzu; benzerlik de değil ne kadar aynı olduğumuzu fark ettim. Aslında bizim bir olduğumuzu keşfettim. Ortak kültür, ortak dil ayrı bir dil değil, hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Ama bir kan birliği kesinlikle var ve bu kan birliğinin, genetik birliğinin, genetik aynılığın ben artık kimyasına çok inanmaya başladım. Çünkü yabancı hissetmiyoruz orada, benim için başka bir ülke değil. Tarihimize baktığımızda aslında biz hem kardeşiz hem soydaşız hem de aslında kader ortağıyız; aynı mücadelelerden geçmişiz. Emperyalist güçler tarafından aynı acılar çektirilmiş, aynı mücadele süreçleri yaşanmış. Dolayısıyla Haydar Aliyev gibi, Mustafa Kemal Atatürk gibi ulu önderler eğer bu kadar güçlü biçimde bizlere ışık tutup bizim yollarımızı açtılar ise, bu üniversitenin çatısı altında da şunu söyleyebilirim ki bizler için en büyük güç bilgi olmalı. Çünkü biz emperyalist güçlerle ancak ve ancak bilgi ile başa çıkabiliriz. Bu iki ulu önderin özelliği, her iki önder de kahramanlık destanını kendi halklarıyla birlikte, kendi milletleriyle birlikte yazdılar. Destanı cephede, meydanlarda birlikte gerçekleştirdiler. Birlikte kahramanlık hikayeleri yazıldı ve tarihe birlikte geçildi; milletiyle bütünleşerek ve büyük millet sevgisiyle. İktidar hırsı değil, millet sevgisi, milleti kurtarmak, bağımsızlık ve özgürlük sevdasıyla gerçekleştirilen büyük bir güç, büyük bir enerji. Dolayısıyla onlara çok şey borçluyuz." "Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır" Prof. Dr. Güngör, bilginin iki millet arasındaki birleştirici gücü artıracağını ve güçlü bir Türk ittifakının bilgili insanlarla mümkün olabileceğini dile getirerek, "Bugün burada olmanız bizler için çok anlamlı. Ülker Hanım bize "’İyi ki kapılarınızı açtınız’ demişti. Ben de dedim ki; biz kapıları açmadık, kapılar zaten hep açıktı. Biz çünkü kapıları kapatamayız, kapılar hep açık çünkü biz kardeşiz, biz aynı milletiz. Biz birbirimize dayanırsak güçlü oluruz. Yoksa bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya, geleceğin belki emperyal gücü Çin; bunlar için biz hep başkası olacağız, biz hep öteki olacağız. Bizim öteki olmaktan kurtulmamızın tek bir yolu var: Birbirimizi tanımak, birbirimizin farkına varmak ve biz olabilmek. Onun için de bilgi ittifakı yapmalıyız. Biz zaten kardeş ittifakı yapıyoruz, bilgi ittifakı yapmalıyız. Üniversitelerimiz arasında bilgi alışverişi, etkileşimi hızlandırmalıyız. Bunu çok daha güçlü hale getirmeliyiz. Bilmek ve bilgi yolunda ittifak, her tür emperyal baskıdan kurtaracaktır. Dolayısıyla da farkında olmak, dolayısıyla da birbirinin yanında olmak, birbirinin içerisinde olmak, ittifakı güçlü bir Türk ittifakı oluşturabilmek, güçlü bir Türk bloku oluşturabilmek. Bunun yolu da aşkın insan yetiştirebilmek, bilinçli insan yetiştirebilmek ve bilgili insan. O nedenle de eğitim güçlerimizi birleştirmeliyiz. Bu tür topluluklarda da bunun farkını ve bunun farkındalığını sürekli güçlendirmeliyiz. Ben tekrar huzurunuzda Ulu Önderimiz Haydar Aliyev’i saygıyla, minnetle, sevgiyle anıyorum" ifadelerine yer verdi. Program, konuşmacılara ve katkı sunanlara plaket takdim edilmesiyle sona erdi.
Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde beyaz önlük heyecanı Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi 1. sınıf öğrencilerine yönelik Geleneksel Önlük Giyme Töreni, 15 Temmuz Milli İrade Salonunda yoğun katılımla gerçekleştirildi. 2025-2026 Akademik Dönemi itibarıyla üniversite hayatına adım atan 316 öğrenci, hekimlik yolculuklarının ilk ve en anlamlı sembollerinden biri olan beyaz önlüğü giymenin gururunu yaşadı. Törene; Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ve eşi Prof. Dr. Esra Hacımüftüoğlu, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Reyhan Keleş ile Prof. Dr. Hasan Yılmaz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Erzurum Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özgür Dağ, Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Atila Eroğlu, BAP Koordinatörü Prof. Dr. Erol Akpınar, akademisyenler, öğrenciler ve aileler katıldı. Açılış konuşmasını gerçekleştiren Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Meltem Alkan Melikoğlu, beyaz önlüğün yalnızca bir kıyafet değil; bilgi, sorumluluk, etik ve fedakârlıkla örülü uzun bir yolculuğun sembolü olduğunu vurgulayarak, öğrencilerin nitelikli hekimler olarak yetişmesi için fakülte olarak tüm imkânların seferber edildiğini ifade etti. "Beyaz Önlük, İnsanlığa Hizmet Yolculuğunun Simgesidir" Törende konuşan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu ise öğrencilerin bu özel gününe tanıklık etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Beyaz önlüğün, hekimlik mesleğinin taşıdığı kutsal sorumluluğun ve insani değerlerin bir göstergesi olduğunu belirten Rektör Hacımüftüoğlu, şu ifadelere yer verdi: "Bugün giydiğiniz beyaz önlük, sadece bir kıyafet değil; insanlığa hizmet yolculuğunuzun başlangıcıdır. Önünüzde zorlu ama bir o kadar da onurlu bir eğitim süreci bulunuyor. Öğreneceğiniz her bilgi, gelecekte kurtarılacak bir hayatın, umut verilecek bir ailenin temeli olacaktır. Atatürk Üniversitesi olarak sizlere, güçlü akademik altyapımız ve köklü eğitim geleneğimizle en iyi imkânları sunmak için kararlılıkla çalışıyoruz." Tıp Fakültesinin yalnızca akademik başarıyı değil, etik değerleri ve insani erdemleri de esas alan bir anlayışla eğitim verdiğini vurgulayan Rektör Hacımüftüoğlu, velilere de teşekkür ederek öğrencilerin bu noktaya gelmesindeki emek ve fedakârlıkların önemine dikkat çekti. Tören Hatıra Fotoğrafıyla Sona Erdi Konuşmaların ardından 1. sınıf öğrencileri, akademisyenler eşliğinde beyaz önlüklerini giyerek hekimlik mesleğine ilk adımlarını attı. Tören, günün anısına çekilen hatıra fotoğrafları ile sona erdi. Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesinde geleneksel hale gelen Önlük Giyme Töreni, genç hekim adayları için unutulmaz bir başlangıç olurken, üniversitenin nitelikli sağlık profesyonelleri yetiştirme vizyonunu bir kez daha gözler önüne serdi.