General Mobile Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Yaman, ’’2018’de toplam 900 bin adet telefon satışımız oldu. Bu ürünlerin tamamını burada geliştirip ürettik. 2019’de hedefimiz 700 bin adet. Ciro olarak 2018’de 650 milyon TL, 2019’da ise 600 milyon TL civarında ciro beklentimiz var’’ dedi.
General Mobile Yönetim Kurulu Başkanı Sebahattin Yaman İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında şirketin 2018 yılı değerlendirmesini yaparken, 2019 yılı hedeflerini açıkladı. Toplantıda konuşan Yaman, tüketici kredisi yerine kredi kartına taksitin getirilmesi rekabet açısından önemli olduğuna vurgu yaparken, cep telefonu sektörü 13.9 milyar dolar cari açık verdiğini söyledi.
’’Tüketici kredisi yerine kredi kartına taksitin getirilmesi rekabet açısından önemli’’
2018 değerlendirmesi ve 2019 hedefleri konusunda açıklama yapan Sebahattin Yaman, ’’2018’de toplam 900 bin adet satışımız oldu. Bu ürünlerin tamamını burada geliştirip ürettik. 2019’de hedefimiz 700 bin adet. Ciro olarak 2018’de 650 milyon TL, 2019’da ise 600 milyon TL civarında ciro beklentimiz var. 2019’da bir takım yasal düzenlemelerle birlikte bu rakamlarım hem bizim hem de diğer üreticiler açısından değişebileceğini düşünüyoruz. Daha rekabete açık sistem haline hale geleceğini düşünüyoruz. Tüketici kredisi yerine kredi kartına taksitin getirilmesi, tüketicinin daha rahat ulaşabildiği bir sistemin olması, üreticiler ve sektörler arasında rekabete açılması önemli. Çünkü tüketici kredisi sadece belli mecralara uygulanabiliyor. Her üreticinin uygulayamadığı bir sistem. Bu nedenle de buralarda olumlu değişiklikler olacaktır ve pazar payımız artacaktır’’ dedi.
’’Satış fiyatına hitap eden bir vergilendirme sisteminin olması lazım’’
Cep telefonu piyasasında tekelleşme konusuna değinen Yaman, ’’İki konuda problem görüyorum; birincisi adil bir vergilendirme sistemi olmalıdır. Yani perakende fiyatına hitap eden, perakende fiyatının esas alındığı bir vergilendirme olmalıdır. Örneğin; 3 bin TL’ye satılan A,B,C markasının ürünü varsa; bunların gümrük beyanlarının da, vergilerinin de birbirine benzer olması lazım. Yani satış fiyatına hitap eden bir vergilendirme sisteminin olması lazım. Her 3 markanın da aynı fiyata satılan ürünler arasında farklı beyanlar ve farklı vergi oranları görüyoruz. Bunun doğru olmadığını düşünüyorum’’ şeklinde konuştu.
’’Türkiye’de yerli üreticilerin pazar payı yüzde 5’’
Dünyada yerli telefon üretimi konusunda bilgilendirme yapan Yaman, ’’Dünyadaki yerel üreticilerin pazar payı yüzde 42 civarında. Şu an Türkiye’de yerli telefon pazar payı yüzde 5’ler civarında. Yani bu durum dünyada yükselirken, Türkiye’de geriye doğru gidiyor. Bizim şunu hedeflememiz lazım: Türkiye’de üretim yapan her firmanın elinden geldiğince bu oranı bir yerden başlayıp yükseltmesi lazım. Bazen şunlara takılıyoruz: Bazı parçalar yurtdışından geliyor. Bugün bu endüstride yüzde 100 üretim yapan ülke yok. Bu teknoloji ülkeler arası birbirine bağımlı. Sadece üretici bazlı söylemiyorum. Bu yapıdan dolayı bizim olabildiğince yerelleşmeyi arttırmamız lazım. Bu sektöre yeni girecek arkadaşlarımızın bir yerden başlaması lazım, bizim de bunları destekliyor olmamız lazım. Dünya hızla yerel üretime giderken, Türkiye hızla aşağıya doğru düşüyor. Buradaki temel sorunun birincisi taksit ikincisi ise adil vergilendirme. Yani kredi kartına taksit açılırsa herkesin uygulayabileceği sistem olur. Bu, tüketicinin son derece lehine olabilecek durumdur. Tüketicinin önündeki engelleri kaldırmamız lazım’’ diye konuştu.
’’Cep telefonu sektörü 13.9 milyar dolar cari açık vermiş’’
Cep telefonlarının cari açığa etkisini değerlendiren, ’’Bir otomobil dergisinde rakamlar verildi: Otomobil sektörü cari açığın günah keçisi görülmesine rağmen 5 yıl içerisinde cari açıkta otomobil sektörü 23.6 milyar dolar fazla vermiş. Oysa cep telefonu sektörü 13.9 milyar dolar cari açık vermiş. Otomobil sektörü fazlalık veriyor, biz ise açık veriyoruz. Aslında cep telefonu sektöründe millileşmeye, yerelleşmeye ve yerli-yabancı herkesin Türkiye’de üretmeye çaba göstermesine ihtiyacı var. Mevzuatları buna göre planlamamız lazım. Bugün bir takım teşvik programları ve destekler var. Ama rekabetin önünü açmamız lazım. Sadece yerliler için demiyorum, bir farklılık oluşturulsun demiyorum. Yerli-yabancı herkesin önünün açılması lazım. Adil rekabet ortamı olması lazım. Bunun teşviklerden daha önemli olduğunu düşünüyorum’’ açıklamasında bulundu.
’’Bu sene dünyadaki açılımımızı 33 ülkeden 45 ülkeye çıkaracağız’’
İş ortakları ve dünyada yerelleşme konusuna bilgi veren Yaman, ’’Şirket olarak avantajlarımızdan bir tanesi; dünyanın en iyileriyle birlikte çalışmamız. Yeni şekillenen dünya rekabetinde de bu durumun avantajımıza olduğunu düşünüyoruz. İş ortaklıklarımızı güçlendirerek devam ediyoruz. Bu sene dünyadaki açılımımızı 33 ülkeden 45 ülkeye çıkaracağız. İhracat kat sayımızı ikiye katlayacağız. Ticaret savaşları sonrasında her ülke yerli üretime inanılmaz önem veriyor. Bu durum, o ülkeye ihracatımızda bir engel gibi gözükse de, eğer o ülkede lokalleşir ve yerli üretim yaparsak dolaysıyla o ülkelerde rahat yer alabileceğimiz anlamına gelir. Bu durum tüm markalar için geçerli. Dünyada teşvik sisteminin yüksek olduğu, yerli üretime yüksek teşviklerin ve avantajları olduğu ülkelerdeki iş ortaklarımızla yatırım yapmayı istiyoruz. İhracatımızı da böyle katlayarak devam ettirmeyi düşünüyoruz’’ ifadelerini kullandı.