SPOR - 07 Mayıs 2018 Pazartesi 23:20

Şenol Güneş: “5 çan çaldı, adalet öldü”

A
A
A
Şenol Güneş: “5 çan çaldı, adalet öldü”

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Kayserispor karşılaşmasının ardından konuştu.

Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Kayserispor karşılaşmasının ardından konuştu. Taraftarın kendisine olan sevgisinden bahseden Güneş, “Sevgi selinin olduğu yerde ayrılmayı doğru bulmam” derken, sözlerini ise, “5 çanın çaldığını, adaletin öldüğünü düşünüyorum” diyerek bitirdi.


Kayserispor’u taraftarı önünde 2-0 mağlup ederek puanını 65 yapan Beşiktaş’ta Teknik Direktör Şenol Güneş, karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu. Soru kabul etmeyen Güneş, oldukça sert açıklamalarda bulundu. Hakkında yazı yazanların basın toplantısında olmamasının kendisini üzdüğünü belirten Güneş, “Kendileriyle direkt görüşmek isterdim. Sahaya kazanmak için çıktık ve hak ettik. Bu sonuç bizi tatmin etmiyor çünkü bulunduğumuz yerden memnun değiliz. Sorumlusu da benim. Yönetim ve taraftar hep yanımda oldu. Camia içinde benimle ilgili mutsuzluk yok. 1 yıl daha mukavelem var. Bu kadar sevginin olduğu yerde kendimden kaynaklı ayrılık olmaz. Bu kadar güzel bir ortamda ayrılmayı doğru bulmam. Dünyanın sonu değil, zamanı gelince tabii ki hepimiz ayrılacağız. Yönetim ve taraftar her türlü desteği verdiği için, bugünkü bulunduğumuz konumdan dolayı onlardan özür diliyorum. Bir videoda kendimden özür dilediğimi söylüyorum, bunu da tekrar ediyorum” ifadelerini kullandı.



“Şiddeti ve küfrü kınıyorum”


Kendisinin suçlu ilan edildiğini belirten tecrübeli teknik adam, “İyi değilim demek ne haddimize, şükürler olsun halimize. Ortada suç varken suçlu bulamayanlar, mağdur diye bana polis gönderenler, beni suçlu ilan ettiler. Kötü birisi değilim ama iyi olmaktan yoruldum. Edepli edebinden susar, edepsiz, ’ben susturdum’ zanneder. Bizim mesleğe saygı göstermeyenlerin, bu meslektekiler tarafından dışlanması gerekirken, bizi kenara atanları unutmayacağız. Susarak konuşmak istedim. Geçen hafta sustuğumda anlatamadım. Yoksa kırıcı olurum diye korkuyorum. Haksızlığa isyan ediyorum. Bu kulüp beni onurlandırdı. Kendi şehrimde de bunu yaşıyorum. Bugüne kadar taraftarlar bize çok destek oldular. Şiddeti ve küfrü kınıyorum. Bu konuda örnek olmak zorundayız. Hiçbir hocanın kafasının yarılmadığı, yabancı cisimlerin atılmadığı bir ortamda örnek olmalıyız. Çok acılar çektiğim için buraya geldiğimi düşünüyorum. Sabırlı olmamız, haksız olduğumuzu göstermez ama kimse bizim gücümüzü ve sabrımızı zorlamasın. Buraya gelmeyip benimle ilgili kanaatte bulunan yazarları görmek isterim” açıklamasını yaptı.



“Kargaşa var diyenler, haklıyla haksızı ayırsınlar”


Herkesle yüz yüze konuşmaya hazır olduğunu sözlerine ekleyen Şenol Güneş, “Fikret Bey, Aziz Bey, Aykut Kocaman ya da kim varsa, hepsiyle yüz yüze konuşmaya hazırım. Benim beklentilerim kendimle ilgili değil. Kafasında soru işareti olanlar hastaneye gidip raporları alsınlar. O belgeleri zaten zamanı gelince vereceğim herkese. Türkiye’de sıkıntılar var, seçim atmosferi var, biz olabildiğince alttan alıyoruz ama biz suçlu değiliz ki. Biz alttan alıyoruz ki sakin olunsun. Onun için edepli, edepsizi ayırmaya çalışıyoruz. Ayıramazsak kargaşa olur. ’Zaten kargaşa var. Siz de kargaşa oluşturmayın sahaya çıkın’ diyenler, haklıyla haksızı ayırsınlar. Ben milli takımda hukukun gücü mü, gücün hukuku mu demiştim. O gün gücün hukukuna inanıyordum, bugün ise 5 tane çanın çaldığını, adaletin öldüğünü düşünüyorum” diyerek sözlerini tamamladı.



5 çanın çalmasının anlamı


Şenol Güneş’in “5 tane çanın çaldığını, adaletin öldüğünü düşünüyorum” sözü, çanların çalarak ölümlerin ilan edildiği ülkeyi akla getirdi. Hikayeye göre çan 1 kez çalındığında halktan birisi, çan iki kez çalındığında tanınan ve eşraftan olan birisi, çan 3 kez çalındığında saray çevresinden birisi, çan 4 kez çalındığında ise kralın öldüğü belirtiliyor. Hikayede çancı, çanı 5 kez çalınca, halk çanın neden 5 kez çalındığını sorar. Haksızlığa uğradığını söyleyen çancı, “Adalet öldü” der.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ABD’de hayatını kaybeden Ahu Tuğba’nın cenazesi ailesine teslim edildi ABD’de 1 Eylül’de hayatını kaybeden sinema oyuncusu Ahu Tuğba’nın cenazesi, Miami-İstanbul seferini yapan yolcu uçağıyla İstanbul’a getirildi. Ünlü oyuncunun cenazesini teslim alan kızı Anjelik Calvin, annesinin ölümüne neden olan hastalığının KOAH ve migren olduğunu söyledi. Oyuncu Ahu Tuğba, ABD’de birlikte yaşadığı kızı Anjelik Calvin’in evinde 1 Eylül’de hayatını kaybetmişti. KOAH hastalığı nedeniyle hayatını kaybettiği öğrenilen Tuğba’nın cenazesi, ABD’nin Miami eyaletinden kalkan THY uçağıyla saat 16.00 sıralarında İstanbul Havalimanı’na getirilmişti. Tuğba’nın cenazesi ekipler eşliğinde uçaktan indirilirken diğer prosedürler ve yakınlarının teslim alması için kargo terminaline götürüldü. Ünlü oyuncunun kargo terminaline getirilen naaşını ABD’de yaşayan kızı Anjelik Calvin teslim aldı. "Migren ilacının etkisinin olduğunu düşünüyorum" Kargo terminalinde açıklamalarda bulunan Ahu Tuğba’nın kızı Anjelik Calvin, "9-10 gün uyumayan bir kız çocuğu düşünün ateşlendi bir anda soğuktu buz gibiydi ben annecim hadi ateşin düştü alnını öptüm uyumaya gittim. Artık sırf bu yüzden uyuyamıyorum. Ben ne olduğunu düşünüyorum, ben herhalde migren ilacının bir etkisi olduğunu düşünüyorum annemin ölümünde. Aç karnına almış olduğu ateş düşürücü migren ilacı da üzerinde yazıyor birden fazla alınca kanamaya sebebiyet verir diye. Migren ilacından şüpheleniyorum” şeklinde konuştu. "Kızım ben ölürsem beni Türkiye’ye göm dedi" Ölmeden önce annesiyle yaşadığı son konuşmayı anlatan Calvin, "İlgi istiyorum dedi bebek gibi. O hissetti sanki bana dedi ki ‘kızım ben ölürsem beni Türkiye’ye göm dedi. Beni burada bırakma dedi. Bana ‘yavrum ben öleceğim galiba’ dedi. Ben de ‘anne ne biçim konuşuyorsun hastaneye gidelim’ dedim. Solüsyon makinesi yetmiyor sana hastaneye götüreyim seni dedim. Döndü bana tekrar dedi ki ‘ben gayet iyiyim’ sonrasında uyuya kaldı. Bir süre sonra kontrol etmeye gittim. Uyuyor sanıyorum melek gibi başta hiç algılayamadım, sonra artık ben tabii duramıyorum şüphelendim akşam olunca içim içimi yiyor. Bir baktım annemde tık yok kaldırdığım zaman artık ceset olmuştu. Allah almıştı onu" diye konuştu. Anjelik, "Rabbim bizi affetsin böyle geciktiği için. Bu da Allah’ın hükmü ve ben elimden geleni yaptım" şeklinde konuştu. Yarın son yolculuğuna uğurlanacak Anjelik Calvin son olarak annesinin sosyal medya hesabından cenaze işlemlerine ilişkin detayları aktaran bir paylaşımda bulundu. Calvin yaptığı paylaşımda, "Bu cumartesi (yarın) saat 11.00’de Beyoğlu Atlas Sineması’nda anma töreni olacaktır. Cenaze, Teşvikiye Camii’nde öğlen kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verilecek. Annemi birlikte dualarla uğurlayalım, dualarla gitsin" ifadelerini kullandı.
Bitlis Ahlat’ta 50 engelliye akülü araç hediye edildi Bitlis’in Ahlat ilçesinde ihtiyaç sahibi 50 engelli bireye akülü araç hediye edildi. Adil Paylaşım Derneği, Cros Medikal, Wiki Autos, Avukat Muaz Ergezen ve Hollanda’da yaşayan gurbetçilerin katkılarıyla, Ahlat Kaymakamlığı ile Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği işbirliğiyle temin edilen 50 akülü araç ihtiyaç sahibi engellilere düzenlenen törenle dağıtıldı. Ahlat Özel İdaresi Şantiye Şefliği Bahçesinde gerçekleşen program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Göreve başladığımız ikinci günde böyle önemli bir program, böyle güzel duygulu bir programla sizlerle bir araya gelmekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Gerçekten bir ülkenin medeniyet seviyesini ölçebileceğimiz elbette çok Kriter var. Ama bu kriterlerden en önemlisi engelli vatandaşlarına sağlayabildiği imkanlardır. Eğer bir ülke bir şehir hangi ölçekte alırsak alalım, engelli vatandaşlarının ve onların ailelerinin ihtiyaçlarını, sorunlarını önemli oranda gideremiyorsa geri kalan yaptığı işlerin bir bereketi olmaz diye düşünüyorum. İşte bu sebeple Devletimiz, hükümetimiz, engelli vatandaşlarımız için uzun yıllardır çok ciddi çabalar sarf ediyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın engelsiz yaşam projeleri var. Yine belediyelerimizin çok ciddi bir şekilde fiziki mekanlara yönelik olarak, bu sorunları gidermeye, engelli vatandaşlarımızın her yere erişimini sağlayabilecek bir düzen kurma ile ilgili çalışmalar var. Şimdi bunların hepsi bir araya geldiğinde artık yavaş yavaş görünür oluyor. Son 20 yıllık süre zarfında çok ciddi atılımlar yapıldı. Belediyelerimizin, hükümetimizin çalışmalarıyla engelli kardeşlerimiz sokağa çıkabiliyor. Çok sayıda okullar açıldı. Özel eğitimle ilgili özel çocuklarımız için. İnancımız zaten bunu salık veriyor. Eğer ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın sorunlarına eğilmediğimiz takdirde, dediğim gibi hiçbir şeyin bereketi olmuyor. Şuan 50 vatandaşımızın akülü araç dağıtımı yapılacak. Bunun sayısı ne kadar ihtiyaç varsa gidermek zorundayız. Biz gerek devlet kurumlarımız gerek sivil toplum kuruluşlarımız genel yönetimlerimiz el birliği yapacağız ve bu sorunu önceleyeceğiz. Dediğim gibi işimizin bereketi kalmaz. Ben buradan hayırsever vatandaşlarımıza da sesleniyorum. Hiçbirimiz hiçbir makamın, hiçbir mülkün sahibi değiliz. Hepimiz ancak ve ancak emanetçiyiz. Bu emaneti yürüttüğümüz süre zarfında yapabileceğimiz en güzel işlerden birisi engelli kardeşlerimizin dertlerine derman olmaya çalışmak ve onların yanında olmaktır. Çünkü bu Yapılan faaliyetle, bu güzel kardeşlerimiz adeta özgürlüklerine kavuşuyor. Bu güzel kardeşlerimiz ailelerinin üzerindeki yükü de hafifletmiş oluyor. Dolayısıyla aile içerisindeki sevgi bağlarını da daha da güçlendirmiş oluyoruz. Çünkü sürekli bir arada olmaktan kaynaklı sorunlar var. Empati yaptığımız zaman çok kıymetli bir hizmet. Küçük dokunuşlarla böyle gönüllere girmek ancak bu şekilde olur. Bu programa projeye emeği geçenlere teşekkür ediyorum” dedi. Kazakistan Fahri Başkonsolosu Avukat Muaz Ergezen de, “Engelli kardeşlerimiz yakından şahit olduk ki engelli kardeşlerimize imkan verildiğinde hayatın içine neler kattıklarına şahit olduk. Bu nedenle elimizden geldiği kadarıyla bağışçı ve ihtiyaç sahiplerini bir araya getirmeye çalışıyoruz” dedi. Engellilerle El Ele Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Neslihan Akdemir, sunulan imkanın kıymetini paha biçilemez olduğunu belirterek, binlerce kilometre uzaktan araçları gönderen bağışçılara ve emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından Vali Karakaya ve beraberindekiler, akülü araçlarını teslim alan engelli bireylerle bir süre sohbet etti. Hediye töreninin ardından dua edilerek, çekilen toplu hatıra fotoğrafıyla birlikte program sona erdi. Akülü araçlarını alan yürüme engelli bireyler kendilerine akülü araç hediye edilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirerek destek olanlara teşekkür ettiler.