GENEL - 01 Mayıs 2012 Salı 15:28

1 MAYIS`TA TAKSİM`E GİTMEYENLER SAHİLDE MANGAL KEYFİ YAPTI

A
A
A
1 MAYIS`TA TAKSİM`E GİTMEYENLER SAHİLDE MANGAL KEYFİ YAPTI

Çeşitli gruplar 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için Taksim`de kutlama yaparken, bazı vatandaşlarda tatil olan bu günü sahillerde mangal yaparak geçiriyor.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü çeşitli gruplar tarafından Taksim`de yapılan etkinliklerle kutlanırken, bazı vatandaşlarda resmi tatil olan 1 Mayıs`ı deniz kenarında mangal yaparak geçiriyor. Maltepe sahiline gelen yüzlerce vatandaş çoluk çocuk mangal keyfi yaptı. Hamakta sallananından, bisiklete binenine, futbol oynayanından, bağlama çalanına birçok vatandaş değişik eğlencelerle 1 Mayıs`ı geçiriyor. Ailesi ile birlikte sahilde mangal yapmaya gelen işçi Yusuf Yürür de 1 Mayıs`ta Taksim`e gitmeyenlerden.
Her yıl Taksim`e gittiğini ifade eden Yürür, "Her 1 Mayıs`a gidiyoruz. Bir kere kırdık, onda da yakalandık`` şeklinde olayı özetliyor. İşyerinden arkadaşlarıyla birlikte pikniğe gelen Hakkı Sarıca ise, ``Biz meydanlara değil de buraya piknik yapmaya geldik. Aslında kutlamalara katılımın az olacağını sanmıyorum. Ama gündemdeki olaylardan dolayı katılım az olmuş olabilir. Yoksa herkes katılmak ister. Bizde oraya çıkmayı isteriz ama herkes sakin bir yaşam sürmeyi daha çok seviyor`` şeklinde konuştu.
Bir grup öğrenci de bir yandan mangal yaparken, diğer yandan arkadaşlarının çaldığı bağlamayı dinleyerek 1 Mayıs`ı kutladı. Kalabalık bir grup halinde sahile gelen öğrenciler 1 Mayıs`ı mangal yaparak kutladıklarını söyledi. Taksim`e gitmek yerine mangal yapmayı tercih ettiklerini söyleyen Selçuk Eripek, ``Biz böyle kutlamayı tercih ediyoruz. Daha eğlenceli, türkü söyleyip bu günü böyle kutluyoruz`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Görmediği öğrencilerinin gönlüne ’sazının teliyle’ dokunuyor Kayseri’de doğuştan görme engelli müzik öğretmeni Süleyman Ekici; hiç görmediği özel ihtiyaçlı öğrencilerinin gönlüne sazının teli dokunarak, müzik öğretiyor. Kayseri’de yaşayan 42 yaşındaki doğuştan görme engelli olan müzik öğretmeni Süleyman Ekici, monoton yapısından sıkıldığı masa başı memuriyetten ayrılarak 4 sene önce felsefe grup öğretmenliğine geçti. Ortaokulda ve lisede sanat üzerine eğitim alan Ekici, alan değişikliği ile müzik öğretmeni oldu. 2 yıldır Kocasinan ilçesinde bulunan Şehit Yiğitcan Çiga Özel Eğitim Uygulama Okulu’nda görev yapan Süleyman Ekici, özel ihtiyaçlı öğrencilerine müzik öğretiyor. Çaldığı sazıyla derslerini sürdüren Ekici, müzik ile öğrencilerinin gelişimine katkıda bulunmak için çalışıyor. "Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir" Hikayesini anlatan Ekici, "Benim hikayem çetrefilli bir hikaye. Ben daha önce TÜİK de 9 sene memurluk yaptım. Aynı zamanda okuyordum. Sosyoloji mezunuyum. Felsefe grup öğretmenliği yaptım. Daha sonra alan değişikliğiyle müzik öğretmenliğine geçiş yaptım. Ortaokulum ve lise eğitimim sanat üzerineydi. Bir dönem müzik eğitiminde materyal sıkıntısı yaşadığımız için okuyamamıştım. Sonra teknolojinin ve eğitim imkanlarının değişmesiyle tekrar güzel sanatlar bölümünü okuyup, müzik öğretmenliğine geçtim. Biraz uzun sürdü ama geçiş yaptım. Öğretmenlik hayatıma 2020 yılında başladım. 2 yıldır da müzik öğretmeniyim. Her şeyden önce ben karakteristik olarak öğrenmeyi, bilgi edinmeyi ve araştırmayı çok seven bir insanım ve edinilen bilgileri paylaşmayı seven bir insanım. Sadece öğrenci ve öğretmen ilişkisinin dışında normal sosyal hayatımda da böyle bir yapım var. Sosyal ortamlarda da bilgi paylaşmayı ve bilgi edinmeyi seviyorum. Bizim önümüzde rol model hocalarımız vardı. Bizim hocalarımız hep görme engelli hocalardı. ‘Bende onlar gibi olacağım’ derdim ve muhtemelen o dönemde bir taklit gerçekleşti. Öğretmenlik mesleğini kendime yakın bir meslek olarak görüyordum. Memuriyet hayatında bir monoton yapı var. 8-5 çalışma mevcut ve bir bilgi üretme yok. Hazır bir şekilde bir işlem yapılıyor. Devletin işleriyle ilgili sürdürülebilirlik sağlanıyor. Ancak öğretmenlik öyle değil. Öğretmen isterse kendisini sürekli geliştirebilir. Sürekli alıştırabilir ve yaptığı araştırmalar sonucu sürekli bir paylaşım yapabilir Öğretmenlik sürecinde sürekli bir akış var. Öğretmenlik karakterimle uyuştuğu için tercih ettiğim bir meslek oldu. Ben daha önce engelli öğrencilerin bulunmadığı bir okulda görev yapıyordum. O zaman bilgisayarımı götürüyordum ve akıllı tahtaya bilgisayarımı bağlayıp, görselleri oraya yansıtarak gösteriyordum. Özel eğitim kurumlarında ise derslere özel eğitimci öğretmenlerimiz ile giriyoruz. Dersin selametini onlarla sağlıyoruz. Biz sadece bilgiyi paylaşıyoruz ve onlarla birlikte dersi işliyoruz. Onlar bir noktada dersi asiste ediyorlar. Bu sayede iletişim sorunu yaşamıyoruz" ifadelerini kullandı. "Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz" Müzik öğretmeni Ekici, "Dünyada ve ülkemizde değişen birçok şey olabiliyor. Bizim insanlar olarak sıklıkla yaptığımız şey şikayet etmektir. Sistemi şikayet ederiz, ortamı şikayet ederiz, şartları şikayet ederiz. Şikayette kolaylıktır. Ben mesleğin yürütülebilmesi için tanık olduğum, duyduğum ve benim de birebir katıldığım birçok şikayet olabilir. Ama bunların hepsi öğrencilerle iletişim kurmaya engel değil. Evet, mesleğimiz zor. Eve iş götürülen tek meslektir. Sınav yaparsın, eve gidip kağıtları tek tek okursun. Mesleğimizi yürütmek zordur ama öğretmenlik mesleği bir kimliktir. Şartlar ne olursa olsun bütün zorlukların içerisinde bir iğne deliği buluruz. Yeter ki arayalım. Öğrencilerim de özel öğrenciler. Bu aramızda duygusal bir bağ oluşturuyor. Bende görme engelliyim. Burada müziğe mikro düzeyde yaklaşıyoruz. Onların algılayabileceği kapıları aralamaya çalışıyorum. Sürekli araştırıyorum ve uğraşıyorum. O kapıyı bulmaya çalışıyorum" diye konuştu.