ASAYİŞ - 13 Mart 2012 Salı 16:20

TUTUKLU SANIKLARIN SAVUNMALARI

A
A
A
TUTUKLU SANIKLARIN SAVUNMALARI

Isparta Belediyesi’ne yönelik operasyon sonrası 7’si tutuklu 82 sanığın yargılandığı davanın duruşmasına devam edildi.
Isparta Adliyesi Konferans Salonu’nda görülen davanın ikinci duruşması saat 09:30’da başladı. Mahkeme ilk olarak iddianamede Belediye Başkan Yardımcısı Resul Göçer ve Koordinatör Mehmet Ateşgül ile gizli ortaklık kurduğu, sahte faturayla para tahsil ettiği, ihalelere fesat karıştırdığı suçlamasıyla yargılanan reklamcı Nurkaya Dursun’a söz verdi.
Reklamcılıktan başka iş bilmediğini kaydeden Nurkaya Dursun, şöyle konuştu: "Isparta Adliyesi’nin bile işlerini ben yaptım. Asla bilboard ihalesine girmedim. 8 ayrı doğrudan temin yöntemiyle ihalelere fesat karıştırmakla suçlanmışım. Kültür Müdürlüğü’nün bütçesi 4 milyon TL. Ben 8 kalemde 157 bin TL’lik iş yaptım. Bundan yargılanıyorum. Adı geçen Lider Reklam ve Doğuş Ofset’le çözüm ortaklığı şeklinde çalıştım. Bunların ticarete kendilerine bağlar benim ticaretim beni bağlar. Elnur Kerimi ile sıkı bir
dostluğum var. Kendisinin atölyesi olmadığı için benim ofisime gelir telefonumu kullanır. Ben hiçbir zaman sahte fatura kullanmadım. Eğer kullansaydım SGK’ye Bağ-Kur’a bu kadar çok borcum olmazdı"
Nurkaya Dursun savunması sırasında gözyaşlarına hakim olamayarak şunları söyledi: "Resul Göçer ve Mehmet Ateşgül bana sahip çıktı. Keşke dost olmasaydım da bu durumda olmasaydım. 6 aydır işlerimi yürütemiyorum. Elemanım işten çıktı. Yusuf Ziya Günaydın dürüst biri olmasaydı beni müteahhit yapardı. Annem kanser hastası kendisini 6 aydır göremiyorum. Büyük hesapları olanlar bizi kurban ettiler. Ben üniversiteye tek kalemde 122 bin TL’lik iş yapan biriyim. ’Nurkaya malı götürmüş’ diyorlar. Ne yapmışım neyi
götürmüşüm."
Mehmet Ateşgül’ün kızının düğünü için alınan havai fişeklerin faturasının belediye tarafından ödenmediğini belirten Dursun, ofisinin örgüt merkezi olduğuna ilişkin suçlamaya da "Ateşgül ve Kerimli ile dostluğumuz çok öncesine dayanır. Gelirler çay içerler" diye yanıt verdi.
Dursun’a, iddianamede adı geçen ’Bu faturaya kaç para yazalım şunlar gerçek şunlar yalan işler 300 teslim ettik ama 700 yazalım’ şeklindeki telefon görüşmesi soruldu. Dursun da şöyle karşılık verdi: "300 çekme zarf yapılmıştır ama o ödeme kalemine girmediği için bu ifadeyi kullandım sanırım. Bu benim konuşma tarzım orada yalan bildiğimiz anlamda değil"
TÜRKİYE’DE SANATÇIYA EL ÖPTÜRÜYORLAR
Ardından davanın tutuklu sanığı heykeltıraş Elnur Kerimli’ye savunma hakkı tanındı. Kerimli, hakkındaki suçlamaları kabul etmezken, "Ben Isparta’dan Kosova’ya, Almanya ve Fransa’ya heykel yapıyorum. Vergiden de muaf olmama rağmen devlete vergi ödedim" dedi. Hakimin gül heykeliyle ilgili sorularını yanıtlayan Kerimli, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sadece 1.5 yıl gül heykeliyle uğraştım. Ancak, kıskançlıktan dolayı yapılması istenmedi. Benim belediyede ihalem olmadı. Ben dostluk kurduğumu sanıyordum. Ama
birlikte olduğumuz insanlarla örgüt kapsamına sokulmuşuz. Belediyeyi soyup soğana çevirmişiz." Kerimli, mahkeme başkanının ’Belediye sana malzeme temin ediyor mu?’ sorusuna ’hayır’ yanıtını verdi. Gül heykelinden 140 bin TL para aldığını söyleyen Kerimli, hayali fatura düzenlemediğini çünkü vergiden muaf olduğunu iletti. Isparta Belediyesi’ne çok sayıda heykel yaptığını kaydeden Kerimli, "Atatürk’ün bir sözü var, ’Sanatkar el öpmez sanatkarın eli öpülür’ diye. Ama Türkiye’de sanatkara el öptürülüyor"
diyerek savunmasını tamamladı.
İhaleye fesat karıştırma ve resmi evrakta sahtecilk yapmakla suçlanan davanın diğer tutuklu sanığı Orhan Gürsel Gündüz de temizlik ihalesiyle ilgili özel bilgi almadığını da vermediğini de söyledi. Temizlik ihalesini kazanan TEM-İŞ firması yetkilisi tutuklu sanık Hüseyin Tüylüoğlu da hakkındaki ihaleye fesat karıştırma suçlamasını kabul etmeyerek şöyle dedi: "Şimdiye kadar 6 belediyede temizlik işi yapıyorum. 700 personel var. 100’e yakın ekipmanım var. İlk önce üç aylık ihaleye girdim. Ramazan
Kabalak’la iş yaptım. Kabalak’ın ekipmanlarına karşılık kendisine 15 bin TL ödedim. Aramızda çıkan sorunlardan ötürü ayrıldık. Belediyeye gönüllü temizlik hizmeti verdik. İhale süreci başlamamasına rağmen temizlik işi aksamasın diye gönüllü olarak araçlarımızı hizmete sunduk. Bir litre mazot kullandığımız ispatlanırsa tüm varlığımı bağışlamaya hazırım"
Mahkeme Başkanı tutuklu sanıkların savunmasının alınmasından sonra duruşmaya ara verdi.
Isparta Belediye Başkanı Yusuf Ziya Günaydın’ın da yargılandığı davada 82 kişi örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, görevi kötüye kullanmak ve resmi evrakta sahtecilik gibi suçlarla yargılanıyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir