EKONOMİ - 01 Kasım 2024 Cuma 14:29

Iğdır’da üreticilere süt sağım makineleri dağıtımı yapıldı

A
A
A
Iğdır’da üreticilere süt sağım makineleri dağıtımı yapıldı

Iğdır’da verimli ve sağlıklı süt üretimi için yetiştiricilere yüzde 50 hibeyle süt sağım makinesi dağıtıldı.


Iğdır’da süt sığırcılığı yapan yetiştiricilere, süt sağlığını korumak ve iş gücünü azaltmak amacıyla proje kapsamında alınması planlanan 55 adet süt sağım makinesinin alımı gerçekleştirilerek dağıtım yapıldı. Iğdır İl Tarım Müdürlüğünün gerçekleştirdiği projede, 2024 yılı içerisinde süt sağım makineleri; TÜRK-VET sistemine kayıtlı süt sığırcılığı yapan ve sağmal 2-25 büyükbaş hayvan sayısına sahip işletmelerin kullanımlarına sunulmak üzere, İl Özel İdare katkılı yüzde 50 ve çiftçi katkılı yüzde 50 olmak üzere makinelerin alımı gerçekleştirildi. Projenin toplam bütçesi 1 milyon 17 bin 500 TL olup, bunun 508 bin 750 TL’si İl Özel İdare tarafından, 508 bin 750 TL’si ise çiftçiler tarafından karşılandı.


Projede bir konuşma yapan Iğdır Valisi Ercan Turan, "Verimin artması için elimizden geleni yapacağız. Süt sığırcılığını önemsiyoruz. İlimizde çeşitli mandıralar var. Eksik kapasite ile çalışıyorlar. Yüzde 30, yüzde 40 kapasite ile çalışıyorlar. Bu mandıraların yüzde yüz kapasite ile çalışmasını istiyoruz. Bunların hepsi milli bir servettir. Yem bitkileri konusunda da Iğdır şanslı bir ildir. Üretim motivasyonu yüksek bir ildeyiz” dedi.


Süt sığırcılığı yapan çiftçilerden Nurcan Kalem, "Tarım ve Orman Bakanlığımıza teşekkür ediyorum. Bize çok güzel bir destek verdiler. Bu makine çift sağım olduğu için bize daha çok kolaylık sağlıyor. Hiç olmasa çift sağım yapabileceğiz. Zaman konusunda daha iyi geliyor bize. El ile sağım yapıldığı zaman çok zaman alıyordu” dedi.



Iğdır’da üreticilere süt sağım makineleri dağıtımı yapıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tekirdağ Kreşte çocuklara şiddet davası 2025’e ertelendi Tekirdağ’da kreşte çocuklara şiddetle ilgili açılan davada, sanıkların ifadelerinin alınması için duruşma 14 Mart 2025’e ertelendi. Çerkezköy 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde, Özel Çerkezköy OSB Kreş ve Gündüz Bakımevi’nde çocuklara yönelik şiddetle ilgili görülen davada, sanık avukatları hazır bulunurken, sanıklar duruşmaya katılmadı. Mahkemede söz alan bir veli, çocukların bu olaydan derin şekilde etkilendiğini belirterek, sanıkların bir an önce ceza almasını istediklerini ifade etti. Mahkeme heyeti, sanık öğretmenlerin savunmalarının alınması ve dosyadaki eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı 14 Mart 2025 tarihine erteledi. Olayın Geçmişi: Dava konusu olay, Ağustos 2022’de bir annenin çocuğunun evde oyuncak bebeği kollarını arkadan bağlayarak uyutmasını fark etmesiyle gündeme geldi. Anne, bu durumun sebebini sorduğunda çocuğu, kreşte uyumayan çocukların bu şekilde uyutulmaya zorlandığını anlattı. Çocuğunun açıklamalarından şüphelenen anne, diğer velilerle iletişime geçti ve benzer durumların yaşandığını öğrendi. Aileler, çocuklarının bu kötü muameleye maruz kaldığı endişesiyle Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesi sonucunda öğretmenlerin bazı öğrencilere sert ve aşağılayıcı muamelede bulunduğu, bazı çocukları itip kaktıkları görüldü. Görüntülerde çocuklara yönelik sert davranışların yer aldığı tespit edilince öğretmenlerin görevine son verildi. Soruşturmanın ilerlemesiyle kreş müdürü ve müdür yardımcısı da dahil olmak üzere yöneticilerin görevlerine son verildi. Çerkezköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, öğretmenler S.M. ve B.Y. hakkında "Kamu görevlisinin sahip olduğu nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle silahla kasten basit yaralama" ve "Zincirleme kötü muamele" suçlarından hapis cezası talep edilirken, kreş müdürü E.Y. ile müdür yardımcısı T.K. hakkında "Kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan ceza isteniyor. Aileler, yargılama sürecinin hızlandırılmasını ve suçluların adalet karşısında hesap vermesini beklediklerini belirtiyor.
Malatya Atalay: "Trafik sigortaları teminatları da yüksek enflasyona yenik düştü" Ankara Barosu Avukatlarından Denizhan Atalay, trafik sigortaları teminatları ve yüksek enflasyon ile ilgili bilgi verdi. Atalay, "Bilindiği üzere trafik kazalarında meydana gelen maddi ve bedeni hasarların tazmini için sigorta poliçelerinde bir takım teminatlar yer almaktadır. Bu teminatlara ait limitler de her sene güncellenmekte, bu şekilde her sene artan ücretler sebebiyle yükselen tazminatların karşılanması amaçlanmaktadır. Ancak son yıllarda ülkemizde hissedilen yüksek enflasyon sebebiyle artık teminatlar tamamen yetersiz kalmaktadır" dedi. “Tazminatlar arttı, teminatlar yetersiz kaldı” Tazminatların artmasına rağmen teminatların yeterince artmaması kaynaklı oluşan ve gittikçe büyüyen bir problemle karşı karşıya kalındığını belirten Atalay, “Tüm dünyada büyük etki oluşturan pandemi sürecinden sonra ülkemizde oluşan yüksek enflasyon sebepli asgari ücret, 2019 yılına oranla (muhtemel 2025 zammı ile birlikte) yaklaşık on kat artmış, araçlara ait parça fiyatları da yüksek kur sebebiyle on kattan da fazla artış göstermiştir. Ancak bu süreç içerisinde teminat limitlerindeki artış yaklaşık beş kat ile sınırlı kalmıştır. Bu sebeple enflasyon sürecinden önce limitler dahilinde karşılanabilen tazminat bedelleri artık karşılanamaz hale gelmiştir. Örnek üzerinden açıklamak gerekirse, 2019 yılında meydana gelen bir kaza sonucu yüzde 40 oranında sürekli iş göremez halde kalan bir hak sahibinin tazminat hakkı 300 bin lira olsun. 2019 yılında teminat limitinin 360 bin lira olması sebebiyle bu tazminat bedeli rahatlıkla karşılanabilmekteydi. Aynı sakatlığın 2024 yılında oluşması halinde tazminat bedelinin yaklaşık 3 milyon lira olduğunu varsayarsak, 1 milyon 800 bin TL teminat limiti ile tazminatın ancak yarısının karşılanabildiği görülmektedir. Yine maddi hasarlara ilişkin araç başına verilen 200 bin liralık teminatın da komik derecede düşük kaldığı ortadadır. Özellikle yüksek model araçlara verilen zararlarda zararın neredeyse hiç karşılanmadığı herkesin malumudur” dedi. “Sigortalılar verilmesi muhtemel zararları teminat altına aldıramıyorlar” Atalay, “Yukarıdaki örnekte görüldüğü üzere 2019 yılında trafik sigortası yaptıran bir araç sahibi, aracı ile kişilere veya araçlara verdiği zararlardan neredeyse hiç sorumlu tutulamazken (tüm zarar sigorta şirketlerince karşılanabilirken), 2024 yılında sigorta poliçesi yaptıran bir kişi zararın neredeyse yarısından sorumlu tutulmaktadır. Bu hali ile artık trafik sigortası yaptırmak yetmemekte, sigortalılar mecburen ihtiyari mali mesuliyet sigortası yahut kasko yaptırmak zorunda kalmaktadır. Bu durumun en kötü yanı ise sigortalıların bunu bilmemesi. Bir kazaya kusuru ile sebebiyet veren sigortalı artık eskisi gibi “benim trafik sigortam var, sigortam zararı karşılar” şeklinde yaklaşım sergileyemeyecek. Zararların karşılanmasında teminatların yetersiz kaldığını da ancak zarar gerçekleştikten sonra öğrenmesi sebebiyle mağdur olacak. Bu sebeple hem sigortalılık bilincinin geliştirilmesi, hem de düşük teminatların bir an evvel ülke gerçeklerine göre güncellenmesi gerekmektedir" diye konuştu.