SAĞLIK - 12 Şubat 2024 Pazartesi 16:14

Iğdır Üniversitesinin yeni ihtisas ürünü ile tırnak eti soyulmaları tarih oluyor

A
A
A
Iğdır Üniversitesinin yeni ihtisas ürünü ile tırnak eti soyulmaları tarih oluyor

Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünlerde İhtisaslaşma alanındaki çalışmalarında büyük başarıya imza atan Iğdır Üniversitesinde yeni çıkan tırnak ve cilt bakım yağı ile tırnak eti soyulmaları tarih oluyor.


Iğdır Üniversitenin Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALUM) tarafından üniversite bünyesinde kurulan “Serhat Teknopark”ta kurulan tesiste üretilen ürünler yerelden ulusala büyük başarı gösteriyor. Iğdır Üniversitesi Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü ve Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Sorumlusu Öğretim Görevlisi Musa Karadağ’ın büyük azmi ile formüle edilen ürünler başta kozmetik olmak üzere sağlık alanında da büyük öneme sahip olmaya devam ediyor. Öğretim Görevlisi Musa Karadağ tarafından son olarak üretilen tırnak ve cilt bakım yağı birçok insanın mustarip olduğu tırnak eti soyulmalarına çare oluyor. Geliştirilen ürün ile tırnak eti soyulmaların tarih olacağını belirten Öğretim Görevlisi Musa Karadağ, Iğdır Üniversitesi olarak bölgeden ulusala büyük başarılara imza attıklarını söyledi. Karadağ, üniversite olarak amaçların ihtisas alanında daha çok çalışmak ve daha çok üretmek olduğunu dile getirerek; “Üniversitemizin ihtisaslaşması ile beraber Iğdır Üniversitesi Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ALUM) olarak birçok katma değeri yüksek ürüne imza atmaktayız. Şu anda da özellikle kozmetik sektöründe öneme sahip olan tırnak ve cilt bakım yağının seri üretimine başlamış bulunmaktayız. Bize destek veren iş adamlarımız ile bu yağı piyasaya sürdüğümüzü diyebiliriz. Vitamin ve protein bakımından zengin olan ürünümüz bölgedeki tıbbi ve aromatik bitkilerin yağlarından esinlenerek yaptığımızı söyleyebiliriz. Özellikle kayısı ve Ağrı Dağı eteklerinde yetişen birçok bitkinin uçucu yağlarından elde ettiğimizi yağları belli oranda karıştırıp miks ederek piyasaya hazır hale getirdik. Cilt bakımı için piyasaya sürdüğümüz bu ürünün Sağlık Bakanlığı için bütün testleri yapıldı ve bu ürün bütün testlerden de geçmiştir” dedi.


Tırnak eti soyulmasına çare bir yağ


Karadağ, ürünün özellikle tırnak eti soyulmasında etkili olduğunu söyleyerek; “Tırnak çevresinde kalkmış veya tahribata uğramış alanların onarımı için ürettiğimiz bir üründür. Bu ürün tırnakların hem bakımı hem de kuvvetlenmesi için üretilmiştir” dedi.



Iğdır Üniversitesinin yeni ihtisas ürünü ile tırnak eti soyulmaları tarih oluyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Arnavutköy’de yaşlı adama, servis minibüsü çarptı İstanbul’un Arnavutköy’de sabah namazı sonrasında camiden çıkarak evine yürüyen 2 kişiye servis minibüsü çarptı. Bir kişi kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olay, 14 Ocak 2025 Salı günü sabah saatlerinde gerçekleşti. Mehmet Gümüşay ve Talat Selvili iki kişi sabah namazından çıkıp camiinin karşısında bulunan sitedeki evlerine doğru yürüdüğü esnada, kavşaktan dönüş yapan servis minibüsünün altında kaldı. Servis minibüsü önce yol kenarındaki demir korumalıklara çarptı daha sonra ise refüje çıkarak durabildi. Kazada yaralanan 2 kişi hastaneye kaldırıldı. Hastanede tedavileri devam eden 2 kişiden Mehmet Gümüşay isimli şahıs yaşamını yitirdi. Polis ekipleri kazayla alakalı çalışmasına devam ederken servis sürücüsü gözaltına alındı. Yaralı Talat Selvili’nin ise sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazadan hemen sonra yaşanan panik anları ve olaya karışan servis aracı cep telefonu kamerasıyla görüntülendi. Kaza gerçekleştiği esnada aynı camiden çıkan ve olayı gören Birol Özgenç isimli vatandaş, “Biz camiden çıktık oda bizimle beraberdi biz karşıya geçtik onlarda hemen arkamızdan geçiyorlardı. Sesi duyunca baktık minibüs onlara çarptı ve sürükledi. Biz koştuk baktık Mehmet yerde yatıyor, biz buraya geçtiğimizde onlarda yolun ortasındaydı. Biz geçtik onlara çarptı minibüs” ifadelerini kullandı. “Hastaneye gittiğinde vefat etmiş” Yine olayla alakalı konuşan Aykut Aktaş, “Sabah erken saatlerinde hava hala karanlık olduğu için büyük ihtimalle göremediği için iki kişiye çarpıyor. Burada yaşıyordu, ambulans ile hastaneye gittiğinde vefat etmiş. Bu yol gerçekten çok tehlikeli bir yol biz dilekçeler verdik ve bu yolun değişmesini istiyoruz buradan öğrencilerde gelip geçiyor ama bu üzücü yol oldu. İşyeri servisiydi çarpan camii cemaati olarak bu durumdan çok muzdaribiz çözülmesini talep ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
İstanbul “Aile Yılı destekleri, 10 yıl içinde sonuçlarını verecektir” 2025 Aile Yılı kapsamında açıklanan destekler ile doğum oranlarının artmasının Türkiye için önemini vurgulayan İstanbul Esenyurt Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, ekonominin ve demografik yapının geleceğine dikkat çekti. Şahin, genç nüfusa ihtiyaç olduğunu belirterek önümüzdeki 10 yılda hedefe ulaşılması gerektiğini belirtti. 2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile kurmak isteyen gençlere yapılacak teşvikleri açıkladı. Alınan bu kararın ekonomik ve toplumsal yönden Türkiye’yi nasıl etkileyeceğine yönelik değerlendirmelerde bulunan İstanbul Esenyurt Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Zekeriya Şahin, genç nüfusun önemini vurguladı. “4 çalışanın bir emekliyi finanse etmesi gerekirken, bizde oran 1,63” “2025 yılının ilk Kabine Toplantısı’nda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan 2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan etti. Bunu ilan etmesindeki temel gösterge Birleşmiş Milletler nüfus verileri. Nüfus verilerimizde doğum ve doğurganlık oranı çok düştü. 2001 yılında 2.38 olan oran 2023 sonu itibariyle 1.51’lere düştü” diyen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğum oranlarının düşmesi ve bunun süreç olarak devam etmesi, genç nüfusun azalmasına, yaşlı nüfusun artmasına neden olur. Sosyal güvenliğin finansmanı ve istihdam anlamında bir takım olumsuz etkileri olmakla birlikte ekonomik potansiyel açısından da ciddi sıkıntılar doğurur. Özellikle SGK sisteminin sürdürülebilirliği açısından dünyada kabul görmüş oran şudur: Emeklilerin finanse edilmesi noktasında 4 çalışan 1 emekliyi finanse ederken, Türkiye’de bu oran 1,63’e düştü. Bu, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği anlamında bir problem olmakla birlikte, Avrupa’da olduğu gibi nüfusun yaşlanmasına ve demografik yapının bozulmasına da neden olur. İş gücüne katılım ve ekonominin büyümesi noktasında domino etkisi yaparak olumsuz bir etkiye neden olur.” “Ekonomi iyi olursa doğurganlık hızı da yükselir” Destek ve teşviklerin doğurganlık oranı üzerinde olumlu etkisi olacağını belirten Şahin, “Genel kanı, kentleşme, sanayileşme ve de buna bağlı olarak boşanma oranlarının ve evlenme yaşının yükselmesinin doğurganlık oranını olumsuz yönde etkilediği. Yine, ekonomik durum da nedenlerden biri olarak ön plana çıkıyor. Ekonominiz iyi olursa çocuk doğurganlık hızı yükselebilir. Baktığınız zaman aileler çocukları bir maliyet unsuru olarak görmeye başladılar. Aileler şunu düşünüyor; bir bebeğin, çocuğun bakımını, eğitimini, kreş masraflarını anne-baba çalışarak karşılamaya çalışıyor. Babaannenin, anneannenin çocuklara baktığı bir ortam maalesef ki kalmadı. Kentleşme, sanayileşme ve hızlı bir demografik değişim, bütün bu unsurlar çocuk doğurganlığı üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor” dedi. “2030 ve 2050 hedeflerini tutturmalıyız” Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde yaşlanan nüfusa rağmen göçmenler vasıtasıyla istihdam oluşturulduğunu belirten Şahin, Türkiye’nin ise demografik unsurlarını etkin çalıştırarak üretim ve istihdam odaklı olması gerektiğinin altını çizdi. Evlilik öncesi maddi destek gibi psikolojik destek de sağlanması gerektiğini belirten Dr. Şahin, “Günümüzde bu destek rakamları düşük görünmekle birlikte ekonomik kriterlerimiz göz önüne alındığında doğum artışını makul seviyede destekler diye düşünüyoruz. Ekonomimiz biraz daha ivme kazanıp bölgesel anlamda da güçlülüğümüz artarsa kısa sürede bu problemi aşabiliriz. Birleşmiş Milletler’in nüfus verilerine göre 2030’da ve 2050’de Türkiye’nin tahminlerini tutturması gerekiyor” diye konuştu. 24 yıllık süreçte doğum oranında ciddi düşüş yaşandığını belirten Şahin, Aile Yılı kapsamında sağlanacak teşviklerin önümüzdeki 10 yıl içerisinde olumlu yönde etkisini göstereceğini belirtti.