ÇEVRE - 13 Ocak 2025 Pazartesi 21:15

Yılın ilk dolunayı ‘Kurt Ay’ Hatay’da görüldü

A
A
A

Yılın ilk dolunayı olan ‘Kurt Ay’, Hatay’ın Belen ilçesinde görüldü.

Her yıl ocak ayında görülen ve ‘Kurt Ay’ olarak adlandırılan yılın ilk dolunayı, bu gece Hatay’ın Belen ilçesinde gerçekleşti. 2025 yılının ilk dolunayı, Hatay’ın tarihi ilçesi Belen’de stratejik öneme sahip Belen Geçidi’nde görüntülendi. Amanos Dağları’ndan dolunayın yükselişi eşsiz bir manzara oluşturdu.

Özellikle ocak ayına denk gelen dolunay için kullanılan ‘Kurt Ay’ ismi, kış mevsiminin sert şartlarında kurtların daha sık görülmesi ile ilişkilendiriliyor.

Ahmet Seher



Yılın ilk dolunayı ‘Kurt Ay’ Hatay’da görüldü

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Manisa’da imalat sanayisinde yeşil dönüşüm için imzalar atıldı Zafer Kalkınma Ajansı (ZAFER) tarafından yürütülen 2024 yılı Manisa İmalat Sanayisinde Yeşil Dönüşüm Üreten Şehirler Teknik Destek Programı (MUSTD) kapsamında sözleşmeler, Manisa Valisi Vahdettin Özkan’ın başkanlığında düzenlenen törenle imzalandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından finanse edilen ve Zafer Kalkınma Ajansı (ZAFER) tarafından yürütülen 2024 yılı Manisa İmalat Sanayisinde Yeşil Dönüşüm Üreten Şehirler Teknik Destek Programı (MUSTD) kapsamında sözleşmeler, Manisa Valisi Vahdettin Özkan’ın başkanlığında düzenlenen törenle imzalandı. Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Toplantı Salonunda gerçekleştirilen toplantıya Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz ve Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Kutlu Eser ile destekleyecek firmaların temsilcileri katıldı. MUSTD Programı ile Manisa imalat sanayisi, çevreye duyarlı, yenilikçi ve sürdürülebilir üretim modelleri benimseyerek hem ekonomik hem de çevresel fayda sağlayacak adımlar atmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda atılan her adım, Manisa’nın “yeşil üretim üssü” olarak konumlanmasına katkı sağlayacak. Manisa 13 ilden birisi bölgedeki tek il Törende konuşan Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Kutlu Eser, yeşil dönüşümün Manisa sanayisi için taşıdığı önem vurgulayarak, "MUSTD, Manisa’daki imalat sanayisinin küresel rekabet gücünü artırmayı ve işletmelerin sürdürülebilir üretim süreçlerine geçişini desteklemeyi hedefliyor. Manisa 13 ilden birisi ve bölgemizde sadece Manisa bu programa dahil bu da bizim için çok önemli. Program çerçevesinde, küçük, orta ve büyük ölçekli toplam 11 işletmeye yeşil dönüşüm süreçlerine yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlanacak. Bu hizmetler, karbon ayak izinin azaltılması, enerji verimliliği, atık yönetimi ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi gibi konularda işletmelere rehberlik edecek." diye konuştu. "Yeşil dönüşüm stratejik bir öncelik haline gelmiştir" Törende konuşan Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Yılmaz ise Türkiye’nin ve dünyanın en kritik gündem maddelerinden biri olan yeşil dönüşüm konusunu ele almak ve Manisa sanayisinin bu dönüşüme nasıl uyum sağlayabileceğini değerlendirdiklerini söyledi. MTSO Başkanı Yılmaz, "İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda yeşil dönüşüm, sadece çevresel bir zorunluluk değil; aynı zamanda ekonomik büyüme ve rekabetçilik için stratejik bir öncelik haline gelmiştir. Manisa, Türkiye’nin en güçlü sanayi şehirlerinden biridir. Şehrimizdeki imalat sanayisi, 10 milyar dolarlık ihracat hacmiyle ülkemizin dış ticaretine önemli katkılar sunmaktadır. Ancak bu başarıyı sürdürülebilir kılmak ve uluslararası pazarlardaki rekabet gücümüzü artırmak için yeşil dönüşüm konusunda kararlı adımlar atmamız gerekiyor. Avrupa Birliği’nin yeşil mutabakatı (European Green Deal) çerçevesinde ortaya koyduğu standartlar ve karbon sınır düzenlemeleri, bu dönüşümün hızla gerçekleşmesi gerektiğini bize bir kere daha göstermektedir. Manisa TSO olarak, sanayicilerimizin bu sürece adapte olabilmeleri için üzerimize düşeni yapıyoruz. Özellikle karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliği, döngüsel ekonomi uygulamaları ve yenilenebilir enerji kullanımı gibi alanlarda üyelerimize rehberlik ediyoruz. Geçtiğimiz yıl başlattığımız projelerle 70’den fazla işletmemize enerji verimliliği ve sürdürülebilir üretim eğitimleri verdik. Organize sanayi bölgelerimizde yeşil enerji yatırımları teşvik edildi ve toplamda 150 mw’lik yenilenebilir enerji kapasitesine ulaşıldı. Ayrıca, karbon ayak izini azaltmaya yönelik projelere yüzde 40’a varan maliyet tasarrufu sağlayacak teknik destekler sunduk. BU yeterli mi maalesef yeterli değil. Bizler, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası olarak inanıyoruz ki; yeşil dönüşüm iş birliğini ve kararlılığı gerektiriyor. hem kamu hem de özel sektörün bu süreçte el ele vermesi büyük önem taşıyor. Üyelerimizin bu dönüşüm sürecinde yalnız olmadıklarını ve ihtiyaç duydukları tüm desteği alacaklarını bir kez daha vurgulamak istiyoruz." dedi. "Kalkınma ajansları önemli bir köprü vazifesi görüyor" Törende konuşan Manisa Valisi Vahdettin Özkan ise, "Eskiden belki kapalı bir toplumda, bir köyde, bir mahallede ya da bir şehirde, bir sektörde çok sınırlı sayıda paydaşımız bizi etkileyen ve bizden etkilenen aktörler vardı. Ama şu anda artık bütün sektörler birbirleriyle alakalı. Bütün dünya aslında birbiriyle alakalı. Dünyanın bütünü bizim tabiri caizse özellikle ticari ve üretim bazlı olarak düşünecek olursak müşterimiz, pazarındaki hedefimiz. Bütün bunlardan hem girdiler hem çıktılar veriyoruz. Bu ekosistemin içinde bizim rekabet gücümüzü arttıracak hususlar nelerdir? Bu noktada odaklanmanın önem arz ettiğini ben de ifade etmek istiyorum. Bu anlamda özellikle son zamanlarda kalkınma ajansları bizler için önemli. Kalkınma ajansları sadece kamuda değil özel sektöre de esasen birbirine yardımcı olmak, birbirlerine rehberlik etmek üzere nitelikli uzmanlardan müteşekkir kalkınma ajansımızın özellikle dünyada rekabet gücümüzü arttıracak yeşil dostu, AR-GE ve İnovasyonu odağına almış olan rekabetçi bir sürdürülebilir yapının oluşturması firmalarda, burada aktör olarak rehberlik yapması, teknik destek vermesi bizim açımızdan daha da kıymetli. Gerçekten yeşil dönüşüm, artık hem çevresel duyarlılığı koruması açısından hem de firma olarak ayakta durmamızın, rekabet gücümüzü arttırmanın da önemli bir parametresi. Bu teknik desteklerle inşallah bu konuda da nitelikli bir katkı sunmuş olacağız. Kalkınma Ajansı Genel Sekreterimizin ifade ettiği bölgesel gelişmeler, aslında mikro düzeydeki bu analizler makro ekonomik hedefleri belirlerken bunu beslemesi artık önemli bir keyfiyet. Eskiden, sadece kamudaki uzun verimli kalkınma planlarına baktığınız zaman, çoğu zaman uzman bir ekibin merkezden aslında verileri analiz ederek planlama stratejilerini ve operasyonlarını üretiyordu. Şu anda Kalkınma Ajansları vasıtasıyla özellikle yerelde sadece kamu değil, özellikle özel sektörün öncülüğünü esas alarak bütün paydaşlarla mahalle mahalle, şehir şehir, sektör sektör o istişareleri yaparak onların çıktılarını ulusal düzeydeki üretilmesi gereken stratejilerde girdi olarak kullanıyoruz. Bu şu açıdan önemli, bu tutarlı, iş bünyesi sağlam özellikle yeni gelişmelere duyarlı, çevreye duyarlı dünyadaki rekabet gücümüzü besleyecek parametreleri içeren bir süreçtir esas itibariyle. Yani yerelde insanlarımızın ihtiyacı nedir? Onları nasıl gidereceğiz, nasıl kalkınacak ve bu kalkınma sürecinde mahallemizde, şehrimizde, ülkemizde ve dünyada en önemli aktör haline gelmek için neler yapmamız gerekiyor? Birey olarak ya da firma olarak. Bu mekanizmaları sağlamada kalkınma ajanslarımızın önemli bir köprü olduğunu ifade etmek istiyorum. Önemli husus da aslında motivasyon. Bu gençlerimize özellikle hem eğitimle ilgili motivasyon hem de mesleki eğitimle ilgili motivasyon önemli." dedi. Yapılan konuşmaların ardından Zafer Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Kutlu Eser, küçük, orta ve büyük ölçekli toplam 11 işletme ile sözleşmelerini imzaladı. Manisa’da sözleşme imzalayan firmalar ise şöyle: "Ekinler Endüstri San. ve Tic. A.Ş., Manisa Kardan Cemmer Otomotiv Mak. Aks. San. ve Tic. A.Ş., Vestel Elektronik San. ve Tic. A.Ş., Konveyör Beyaz Eşya ve Otomotiv Yan Sanayi Tic. A.Ş., Uğur Beton Metal ve Plastik Sanayi Turizm Ticaret A.Ş., Telateks Tekstil Ürünleri San. ve Tic. A.Ş., Öztaş Global Soğutma Teknolojileri ve Metal San. ve Tic. A.Ş., Başoğlu Kablo ve Profil San. ve Tic. A.Ş Manisa Şubesi, Yorglass Cam San. ve Tic. A.Ş., Özvardar Cam San. ve Tic. A.Ş. ve Pilenpak Ambalaj San. ve Tic. A.Ş." İmza töreni toplu fotoğraf çekilmesi ile sona erdi.
Kilis Türkiye’de öğrendiği mesleğini ülkesi Suriye’de sürdürecek Suriye’deki iç savaştan kaçarak geldiği Türkiye’de 11 yıldır yaşayan ve şoförlük yapan Muhammed Bilal, Esad rejiminin devrilmesinin ardından dönüş yapacağı ülkesinde mesleğini sürdüreceğini söyledi. Suriye’deki iç savaş nedeniyle Türkiye’ye sığınan 24 yaşındaki Muhammed Bilal, 6 yıl boyunca şoförlük yaparak ailesinin geçimini sağladı. Türkiye’deki misafirperverlikten büyük memnuniyet duyan Bilal, artık ülkesine dönme ve orada şoförlük mesleğini sürdürme kararı aldı. "Türk halkı bize kucak açtı, artık mesleğime ülkemde devam edeceğim" Suriye’den Türkiye’ye geldiklerinde oldukça zor bir dönemden geçtiklerini belirten Bilal, "Türkiye’ye geldiğimizde ne yapacağımızı bilemedik ama Türk halkı bize kucak açtı. Burada 6 yıl boyunca şoförlük yaparak geçimimi sağladım. Türkiye’de mesleğimi öğrendim ve çok şey kazandım. Şimdi ülkemde de bu mesleğe devam edeceğim" dedi. Ailesine yardım ediyor Bilal, şoförlük yaparak sadece kendi geçimini sağlamakla kalmadığını aynı zamanda ailesine de maddi destek sağladığını söyledi. "Burada kazandığım parayla ailemi geçindirdim. Onlara her zaman yardım ettim. Şimdi onları Suriye’ye gönderiyorum. Orada da yeni bir yaşam kuracaklar" ifadelerini kullandı. "Türk halkı, bizim ikinci ailemiz oldu" Türk halkına olan minnettarlığını vurgulayan Bilal, "Türklerden çok memnunuz, bizleri yıllarca misafir ettiler, bize yardımcı oldular. Türk halkı, bizim ikinci ailemiz oldu. Şimdi, onları geride bırakmak zor olsa da kendi ülkeme dönme zamanı geldi" şeklinde konuştu. "Burada öğrendiklerimle ülkeme katkı sağlamayı düşünüyorum" Suriye’ye dönerken, orada yeni bir hayat kurmayı ve şoförlük mesleğini sürdürmeyi planladığını belirten Bilal, "Suriye’de yaşam zor ama burada öğrendiklerimle ülkeme katkı sağlamayı düşünüyorum. Hem mesleğimle ilgili deneyimlerimi kullanacağım hem de ülkeme hizmet edeceğim" diye konuştu.
İstanbul Pendik’te öğretmene saldırı: "’Şiddete dur’ diyoruz" Pendik’te bir ilkokul öğretmeni, servis yoluna girenleri yaya yoluna yönlendirdiği gerekçesiyle saldırıya uğradı. Aldığı darbelerle beyin travması geçiren öğretmen, saldırgandan şikayetçi oldu. Güvenlik kamerasına yansıyan olay sonrası okul önünde açıklama yapan eğitimciler, “Öğretmene şiddete dur de” çağrısında bulundu. Olay, İstanbul’un Pendik ilçesindeki 75. Yıl Mesut Yılmaz İlkokulu’nda okul çıkışında meydana geldi. İddiaya göre, bir şahıs, servislerin çıktığı yoldan yayaların geçmesine izin vermediği gerekçesiyle öğretmen İbrahim Cengiz’e saldırdı. Yumruk darbeleriyle beyin travması geçiren Cengiz, darp raporu alarak saldırgandan şikayetçi oldu. Olayın ardından okul önünde bir araya gelen eğitimciler, düzenledikleri basın açıklamasıyla saldırıyı kınadı. ‘Kınıyoruz. Yeter artık! Öğretmene şiddete dur de’ sloganıyla tepki gösteren öğretmenler, meslektaşlarına yönelik artan şiddet olaylarına dikkat çekti. “Beyin travması ile atlattım ama birçok arkadaşım hayatını kaybetti” Darp edilen öğretmen İbrahim Cengiz, “Eğitim gönüllüleri ve eğitimciler olarak görevimizi yapıyoruz. Görevimizi yaptığımız sırada bir vatandaşımız tarafından darp edildim. Hiç kimsenin birbirine bu şekilde davranmaması gerekir. Biz velimizi kurallara riayet ederek güvenli bir şekilde yaya yoluna yönlendirirken darba maruz kaldık, üzgünüz. Bu şiddet olaylarının sürekli olması bizi üzüyor artık. Ben bugün belki beyin travması ile atlattım ama birçok öğretmen arkadaşımız hayatını kaybetti. Biz haklıyız. Sonuna kadar da hakkımızı savunmaya devam edeceğiz” dedi. “Öğretmenlerimize şiddet son bulsun” Hürriyetçi Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Başkanı Abdulkadir Apaydın ise, “Üzülerek şunu görüyoruz, öğretmenlerimize şiddet artarak devam ediyor. İbrahim öğretmenimizi görevi başında şehit verdik. Biz yaka kartlarımızı, ‘öğretmene şiddete dur de’ diye takıyoruz. Artık takmak istemiyoruz, öğretmene şiddet son bulsun. Bu yaka kartlarımızı çıkartalım. Buradan yetkililere sesleniyorum, Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla ilgili bir revize yapıldı ama bunu yeterli görmüyoruz. Şiddetin son bulmasını, öğretmenlerimizin kılına bile dokunulmamasını istiyoruz. ‘Öğretmene şiddete dur’ diyoruz” ifadelerini kullandı.
Aydın Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde 24 karaciğer ve 12 böbrek sahte belgeyle nakledilmiş Aydın Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 24 karaciğer nakli ile 12 böbrek nakil ameliyatlarının usulsüz belge ile yapıldığı ortaya çıktı. Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, üniversite hastanesinin bilgi sisteminde değişiklik yapıp sahte belge ile karaciğer ve böbrek nakli yapan doktora, 10 ay hapis cezası ile yargılama gideri olarak bin 740 TL para cezası verildi. Mahkeme heyeti doktorun iyi halini göz önünde bulundurarak hükmün açıklanmasını geri bıraktı. İlginç olay, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde uzun süredir görev yapan organ nakil koordinatörü bir hekimin hastaneden ayrılıp özel bir hastaneye geçmesi üzerine ortaya çıktı. Hastaneden yaptığı ameliyatlara ilişkin belge ve raporları almak isteyen Doç. Dr. E.M.Y. yaptığı nakillere ilişkin raporlardan kendi isminin çıkarılıp E.B.C. isimli doktorun adının yazılı olduğunu görünce durumdan şüphelenip olayı CİMER, Savcılık ve Adnan Menderes Üniversitesi Rektörlüğü’ne şikayet etti. Şikayet üzerine, Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 2022 yılında hastanenin HBYS’sine (Hastane Bilgi Sistemi Yönetimi) girerek, 23 hastanın ameliyatına kendisi de katılmış gibi ismini raporlara girip, böbrek nakli faaliyet izin belgesi almak amacıyla verileri değiştirdiği belirlenen doktor E.B.C.’ye ADÜ Rektörlüğü tarafından men-i muhakeme ile kınama cezası verilip dosya kapatıldı. Ancak Doç. Dr. E.M.Y. olayın kapatılmaması gerektiğini belirterek Danıştay’a başvurarak olayın incelenmesini istedi. Danıştay 1. Dairesi oy birliği ile ADÜ Rektörlüğü’nün verdiği men-i muhakeme kararını bozarak olayın mahkemeye sevk edilmesine karar verdi. Bunun üzerine Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2024/14 esas sayısı ile açılan davada taraflar dinlenip şikayetçi olan doktor ile sanık doktorun ifadeleri alındı. İfadelerinde şikayetçi olan Doç. Dr. E.M.Y. üniversite hastanesinde 23 ayrı organ nakil raporunda yapılan değişiklikle Sağlık Bakanlığının da yanıltılıp usulsüz belge alındığını ileri sürerken, değişikliği kamu yararı adına yaptığını ileri süren diğer doktor E.B.C. ise bu kapsamda 24 karaciğer, 12 böbrek nakli yaptığını dile getirdi. Aydın 5. Asliye Ceza Mahkemesi 2024/1111 nolu kararında yaptığı organ nakil ameliyatlarının mevzuata uygun olması amacıyla raporlarda değişiklik yaptığını ve bunu da kamu yararı gözeterek yaptığını belirten hekime 10 ay hapis cezası verip hükmün açıklanmasını geri bıraktı. Doktorun yargılama ve posta gideri olarak bin 740 TL para cezası ile avukat ücreti ödemesine karar verildi. Öte yandan, olay ilk ortaya çıktığında men-i muhakeme kararı veren ADÜ Rektörlüğü, duruşmaya gönderdiği avukat ile halen organ nakil mesul müdürü olarak görevini sürdüren E.B.C.’ye verilen 10 ay hapis cezasının onanıp kararın istinafa açık bırakılmamasını talep etti.
Ankara İçişleri Bakanı Yerlikaya: "23 ilde icra edilen FETÖ operasyonunda 110 şüpheli yakalandı" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 23 ilde FETÖ terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen ‘Kıskaç-34’ operasyonlarında 110 şüphelinin yakalandığını bildirdi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 23 ilde FETÖ terör örgütüne yönelik gerçekleştirilen ’Kıskaç-34’ operasyonuyla ilgili sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunarak şu ifadelere yer verdi: "Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Başkanlığı ve İstihbarat Başkanlığı koordinasyonunda; İl Emniyet Müdürlükleri TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Adana, Antalya, Ankara, Aydın, Bolu, Çorum, Denizli, Düzce, Edirne, Eskişehir, Hatay, Isparta, İstanbul, Kayseri, Karaman, Kocaeli, Kırklareli, Konya, Muğla, Sakarya, Samsun, Trabzon ve Zonguldak’ta FETÖ’ye yönelik son bir haftadır devam eden ‘Kıskaç-34’ operasyonlarında 110 şüpheli yakalandı. Düzenlenen operasyonlar sonucu çok miktarda döviz ve Türk lirası ile çok sayıda doküman ve dijital materyal ele geçirildi." Örgütün çeşitli kademelerinde yer aldıkları öğrenildi Şüpheliler hakkındaki bilgilere yer veren Bakan Yerlikaya, “Operasyonlarda yakalanan şüpheliler; örgütün ‘Akademisyen Yapılanması, Askeri Yapılanması ve Güncel Yapılanması’ içerisinde faaliyet yürütmek, ‘Gaybubet Evi’ olarak adlandırılan hücre evlerinde barınmak, ankesörlü telefonlarla örgüt içerisinde sorumlu şahıslar ile irtibatta bulunmak, münferit sınav soruşturmaları kapsamında mülakatlarda avantajlı olarak kodlanmak ve örgütün kripto haberleşme programı ‘ByLock’ kullanıcısı olmak suçlarından aranıyordu. Ayrıca operasyonlarda FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ve aranma kaydı olanlar da yakalandı" ifadelerini kullandı.