Suriye’de 13 yıl süren iç savaşın ardından muhalif güçler, 61 yıllık Baas rejimine son vermişti. Esad’ın yıkılmasıyla birlikte başkent Şam başta olmak üzere Halep gibi nüfus oranının fazla olduğu şehirlere yurt dışından ithal ürünler girmeye başladı. Yıllar sonra Türkiye’den giden ürünler de Suriye’nin her noktasına tırlar yardımıyla ulaşmaya başladı. Türkiye ve Suriye arasındaki ticaret hacminin genişlemesiyle de Hatay’daki sınır kapılarında yaklaşık 2 bini bulan araç kapasitesine ulaşıldı. Ramazan ayının gelmesiyle sınır kapısında 3 ila 5 gün bekleyen tır şoförleri, yemeklerini tırlarında bulunan sandıklarında hazırlayarak sahur ve iftarlarını yapıyor.
"Burada yemek yiyebileceğimiz bir yer olmadığı için iftarı ve sahuru kendi imkanlarımızla yapıyoruz"
Ramazan ayını yollarda direksiyon sallayarak geçirdiğini söyleyen ve tırın sandığında iftarını yaptığını söyleyen tır şoförü İbrahim Kara, "Bu Ramazan ayında da yollarda olmaya devam ediyoruz. Buradaki sıkıntımız; sahada toz var, dua ve namaz kılacak yeriniz yok ve yemek yiyebileceğimiz bir yer yok. Bu konuda yetkililer bize yardımcı olsun. Burada yemek yiyebileceğimiz bir yer olmadığı için kendi imkanlarımızla yemek yapıyoruz. Bazen zor şartlar altında suyumuz olmadığımız zaman tırla 7 kilometre gidiyoruz. Bu akşam burada patates kızartması, biber kızartması, çorba ve ayranımız vardı. 5 gün burada sırada bekliyoruz. Burada yemek yiyebileceğimiz bir yer olmadığı için iftarı ve sahuru kendi imkanlarımızla yapıyoruz" dedi.
"Bu Ramazan ayında tozun dumanın için yemek yapıyoruz"
Bölgede tır garajı olmamasından dolayı zorlu şartlarda iftar yaptıklarını ifade eden Alaattin Çevik, "Ben 18 yıldır tır şoförlüğü yapıyorum. Ramazan ayındayız ve iftarımızı çok perişan bir halde açıyoruz. Tuvalet ve banyo yok. Bunlar için çarşıya gidip gelmek çok zor oluyor. Bazen çekicileri çıkarıyoruz bazen de tırlarla gidiyoruz. Bazen de gidemediğimiz için elimizdeki imkanlarla iftarımızı açıyoruz. Bu Ramazan ayında gönül rahatlığıyla bir gün kafamıza göre iftar açamadık. İftardan ziyade normal günlerde zor yaşıyoruz ve sosyal hayat yok. Mecburi yemek yapıp iftar açıyoruz. Burada güzel bir lokanta olsaydı kimse yemek yapmazdı. Bu Ramazan ayında tozun dumanın için yemek yapmazdık. Bir lokantaya tırla gitmemiz veya yürüyerek gitmek gerekiyor ama o da zor oluyor. Kendi imkanlarımızla tırımızın sandıklarında yemek yapıyoruz. Ben iftarımı açmışım. Canım su çekiyor ama su yok. Sıcak çeşme suları içiyoruz. Elimizdeki 5 domates ve biberle et sote yaptık. En azından tenceremizde yemek pişiyor dedik" şeklinde konuştu.
"Tır sandıklarımızdaki malzemelerle yemek yaparak yetinmeye çalışıyoruz"
Tır sandıklarında hazırladıkları yemeklerle iftar yaptıklarını ifade eden tır şoförü Mehmet Faruk Uygur, "İftarda; çorba, etli pilav ve kuru fasulye vardı. Toz ve duman içerisinde yemek yapmak zor oluyor. Market ve lokanta yok. Tuvalet, banyo yok ve sosyal hayat yok. Tır sandıklarımızdaki malzemelerle yemek yaparak yetinmeye çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Ramazan İlın - Ahmet Arslan
