GÜNDEM - 06 Kasım 2024 Çarşamba 10:15

"Özel hastane bilinçli olarak devletten para alabilmek için eşimi öldürttü" diyen adam başlattığı hukuk mücadelesini 2 yıldır sürdürüyor

A
A
A
"Özel hastane bilinçli olarak devletten para alabilmek için eşimi öldürttü" diyen adam başlattığı hukuk mücadelesini 2 yıldır sürdürüyor

Hatay’da yaşayan Ahmet Ak, 2021 yılında meme kanserine yakalanan ve vefat eden eşinin kemoterapi tedavisinin özel hastane tarafından kağıt üzerinde ’yapıldı’ olarak gösterildiğini fakat eşinin söz konusu tedavileri almadığını iddia ederek başlattığı hukuk mücadelesini 2 yıldır sürdürüyor.


Defne ilçesinde yaşayan Gülseren Ak, 2020 yılında meme kanseri tanısı konulmasıyla birlikte Özel Defne Hastanesi’nde tedavi görmeye başladı. Yaklaşık bir yıl boyunca hastalıkla mücadele eden 4 çocuk annesi Ak, 44 yaşında vefat etti. Meme kanserine yenik düşen kadının eşi Ahmet Ak, eşinin doğru tedavi edilmediğini düşünerek durumla ilgili araştırmalar yaptı ve doktorlarla görüştü. Ak, hastaneden aldığı evraklarda eşinin sistemde kemoterapi gördüğünü fark etmesi üzerinde eşinin kemoterapi görmediğini iddia ederek durumu yargıya taşıdı. Özel hastanenin para kazanmak için eşine kağıt üstünde kemoterapi tedavisi gördürdüğünü iddia eden Ak’ın başlattığı hukuk mücadelesi 2 yılı aşkın süredir devam ediyor. Yerel mahkemelerden kamu davası açılmasıyla ilgili olumsuz sonuç alan Ak, süreci Yargıtay’a taşımaya hazırlanıyor.



"Eşime hiçbir zaman kemoterapi verilmedi"


Eşine kemoterapi uygulandığına yönelik belgeler olduğunu fakat eşinin böyle bir tedavi görmediğini iddia eden Ahmet Ak, "4 çocuğumun annesi olan eşim, tedaviyi düzgün göremediği için 1 yılda vefat etti. Eşime kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanmadı özel hastanede. Evraklarda kemoterapinin sürekli verildiğini ve kemoterapi hastası olduğunu ispat eden belgeler var. Eşime hiçbir zaman kemoterapi verilmedi. Doktorun itirafı var, kemik iğnelerini de boş vurduk ve kemoterapiyi vermedik dedi. Eşim de doktorun bu itirafından 8 gün sonra vefat etti. Özel hastane bunlarla da yetinmedi, eşimi zorla hastaneden taburcu etti. Ağır hasta olmasına rağmen eşimi zorla hastaneden taburcu etti" dedi.



"Hastanede olmadığımız, gitmediğimiz halde gitmiş gibi gözüküyor"


Başlattığı hukuk mücadelesini 2 yıldır sürdürdüğünü söyleyen Ak, "2 yıldır yargı mücadelesi veriyorum, eşimi öldüren bu hastaneye ve doktorlara hakkımı helal etmiyorum. Devletten çaldıkları o paraları da helal etmiyorum, onları devletimize havale ediyorum. Devletimizin gerekli mercilerinin harekete geçmelerini ve cezalandırılmalarını istiyorum. Özel hastane bilinçli olarak devletten para alabilmek için eşimi öldürttü. Kemoterapi gösterdi, kemoterapi verilmedi. Özel hastanenin kemoterapi takip çizelgesini incelediğimizde de bazı çelişkiler görüyoruz. Hastanede olmadığımız, gitmediğimiz halde gitmiş gibi gözüküyor. Yatmadığımız halde, yatmış olarak gösteriliyor” ifadelerini kullandı.


Özel Defne Hastanesi depremde ağır hasar almış ve ardından yıkılmıştı.



"Özel hastane bilinçli olarak devletten para alabilmek için eşimi öldürttü" diyen adam başlattığı hukuk mücadelesini 2 yıldır sürdürüyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa OTTOSEM’24 sektör temsilcilerini öğrencilerle buluşturdu Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) Otomotiv Topluluğu tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen seminerler serisinde otomotiv sektörünün önemli temsilcileri öğrencilerle bir araya geldi. Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde düzenlenen OTTOSEM’24 etkinliğinin açılış törenine BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, Otomotiv Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Sevilgen, Topluluk Danışmanı Prof. Dr. M. İhsan Karamangil, akademisyenler, sektör temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Otomotiv sanayiinde faaliyet gösteren firmalar, oluşturulan fuaye alanında stant açtı. Rektör Yılmaz ve beraberindekiler stantları ziyaret etti. Rektörden öğrenci topluluklarına övgü Programın açılış töreninde konuşan Rektör Yılmaz, üniversitedeki öğrenci topluluklarının aktif çalışmalarından ötürü büyük bir memnuniyet duyduklarını vurguladı. Yaklaşık 170 öğrenci topluluğuna sahip olduklarını açıklayan Yılmaz; “Kendi içerisinde meslek, bilim ve kültür toplulukları olarak ayrışıyorlar. Önceki yıldan itibaren misafir öğrencilerimiz için de topluluklar kurulmaya başladı. Bu çeşitlilik ve öğrencilerimizin sosyal hareketliliği bizleri mutlu ediyor. Düşünen, araştıran ve sorgulayan gençleri sahip olmanın gururunu yaşıyoruz” diye konuştu. Otomotiv Mühendisliği bölümü özel faaliyetlere imza atıyor Türkiye’deki 23 Araştırma Üniversitesinden birisi olduklarına işaret eden Prof. Dr. Ferudun Yılmaz, bu ligin içerisinde üst sıralara çıkabilmek adına eğitim-öğretimin yanı sıra bilimsel ve akademik çalışmalara her zamankinden daha fazla önem verdiklerini kaydetti. Fakülteler, meslek yüksekokulları ve diğer tüm birimlerin bu faaliyetlerin geliştirilmesinde özel bir yeri olduğunun altını çizen Rektör Yılmaz; “Mühendislik Fakültemiz de bu kıymetli birimlerin başında geliyor. Otomotiv Mühendisliği Bölümümüz, Türkiye’de sınırlı sayıda bulunan ve değerli projelere imza atan bölümlerimizin başında geliyor. Bursa ve sektör temsilcileri için de ayrıca önem taşıyor. Bu değere denk düşecek şekilde öğrencilerimizin de aynı bilinçle hareket etmesi, kıymetli organizasyonlara imza atmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz. Otomotiv Topluluğu Seminerleri programımızın hayırlara vesile olmasını diliyor, katkı veren herkese gönülden teşekkür ediyoruz” dedi. Sektörde büyük bir rekabet var Otomotiv Topluluğu Danışmanı Prof. Dr. M. İhsan Karamangil de günümüzde satılan araçların artık akıllı cihaz olarak satıldığını vurgu yaparak; “Önemli bir gelişim süreci yaşıyoruz. Gelecekte de araçlar elektrikli, otonom, bağlanılabilir ve paylaşımlı olacak diye öngörüyoruz. Bunun küçük örneklerini de şimdiden görebiliyoruz. Sektörde büyük bir rekabet var. Önemli firmaların yetkilileri bugün bizimle bir arada olacak ve çalışmalarına dair bilgiler paylaşacak. Üçüncüsünü düzenlediğimiz OTTOSEM’e katkı veren herkese teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu. Organizasyon, sektör temsilcilerinin ağırlandığı seminerler serisinin ardından sona erdi.
Kayseri Dolandırıcılıkta ’kasım’ fırsatçılığı Bilişim Uzmanı Hakan Topuzoğlu, özellikle kasım ayı gibi belirli dönemlerde avantajlı alışveriş yapmak isteyen vatandaşların sitelerin güvenilirliğini kare kod aracılığı ile teyit etmesi gerektiğini söyleyerek, "Site yerine mobil uygulamalar alışverişte daha güvenilir olabilir" dedi. İnternet sitelerinden hem Ticaret Bakanlığının hem de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin güvenli site adımlarından teyitli şekilde alışveriş yapılması gerektiğini söyleyen Hakan Topuzoğlu, "Tabii ki öncelikle bizim alışveriş yönelimlerimizde de biraz değişiklik olması gerekiyor. Yani nedir? Bir yerde son 2 ürün kaldı, son 3 ürün kaldı, son 1 ürün kaldı diye gördüğümüz zaman otomatikman onu alma isteği doğuyor bizde. Tabii işin psikolojik, nörolojik anlamda da etkileri var ama bunu uzmanları daha iyi anlatacaktır. Biz teknik olarak baktığımız zaman birincisi bu tarz reklamlara karşı duyarlı olmamız gerekiyor. Yani son 1 ürün kalmış olabilir ama bu bulunabilecek dünyadaki son bir ürün değil. Ya da kampanya yaptık şeklinde duyuruluyor ama belki de gerçekten de indirim yapılmamış. Bunun için biz ne yapabiliriz? İlk olarak o ürünle ilgili fiyat araştırması yapabiliriz. Yani nedir? Karşılaşma sitelerinde inceleyerek burada ürün fiyatı gerçekten uygun mu değil mi buna bakabiliriz. Sonrasında ise ürün fiyatı uygun olsa dahi o site güvenilir mi diye bunu incelememiz gerekiyor. Bir sitenin güvenilir olduğunu da nasıl anlayabiliriz? Bir ETBİS kaydı dediğimiz E-Ticaret Bilgi Sistemi’ne kayıtlı olması gerekiyor. Yani sayfanın altında bir kare kod oluyor ve bu kare kodu okuttuğunuz zaman da Ticaret Bakanlığının sitesine ulaşıyorsunuz. Bu siteden de o firma hakkında bilgi alabiliyorsunuz. Tabii ki sadece bu da yeterli değil. Yine güvenli site kaydının olması gerekiyor. Bu da TOBB’un geliştirdiği bir önlem diyebiliriz. Haliyle bu site kayıtlı ise, ETBİS kaydı varsa en azından bu işi ciddi olarak, resmi olarak yaptığını anlayabiliyoruz ama yine de hala uyanık olmaya devam etmemiz gerekiyor. Çünkü olmayan bir ürünün satılması ya da olan bir ürünün fiyatın çok çok altında gösterilip gönderilmemesi gibi risklerle de karşı karşıyayız" dedi. "Olmayan ürün çok uygun fiyata satılıyor gibi gösterilerek dolandırıcılık yapılıyor" Topuzoğlu, dolandırıcıların aslında olmayan ürünleri çok uygun fiyatlara gösterdiklerini söyleyerek, "Dolandırıcılar da ilk olarak şunu yapıyorlar; güvendiğiniz bir siteye benzer siteler yapılıyor. Bunlar üzerinden satış yapılıyor. Siz ödemeyi yaptıktan sonra tabii ki ödeme kredi kartıyla ödüyorsanız o firmanın ismine dikkat etmiyorsunuz. Ya da banka havalesi ise hangi firmaya gönderdiğinizin çok farkında olmayabiliyorsunuz. Bunu yaptığınız zaman da haliyle siparişi vermiş oluyorsunuz. İkincisi de dediğim gibi olmayan ürünün aslında çok uygun fiyata satılıyor gösterilmesi. Bu şekilde de dolandırıcılık yapılıyor. Tabii ki sosyal medya üzerinden yapılan satışlar ya da internet sitesi üzerinde yapılan satışlarda dolandırıcılık çok daha kolay olduğu için bizim biraz daha mobil uygulamalara yönelmemiz gerekiyor. Mobil uygulamalarda da yine bilindik siteler ya da bilindik pazar yerleri üzerinden ilerlemek ilk etapta çok daha mantıklı oluyor. Bir de ben şunu yapıyorum. Eğer hiç bilmediğim bir siteden alışveriş yapacaksam telefonla arayıp telefonda bilgi almaya çalışıyorum. Çünkü gerçekten de telefonda cevap veriş şekli bile o firmaların güvenilir mi değil mi olduğunu ortaya koymak için yeterli oluyor” ifadelerini kullandı. "Avantaj ayı, maddi felaket ayı olmasın" Vatandaşların alışverişlerde dikkatli olmasını söyleyen Topuzoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "Mobil uygulamalara yönlenmek iyi bir çözüm olacaktır. Çünkü mobil uygulama çok daha fazla yatırım gerektiren bir alan. Haliyle daha büyük ya da daha iyi altyapısı olan şirketler mobil uygulama yapmayı tercih ediyorlar. O yüzden de mobil uygulama üzerinden alışveriş yapmak daha güvenli duruyor şu aşamada. Elbette bir ürünü almaya karar verdiğimiz zaman, sepete attığımızda biraz düşünelim. 1-2 saat bekleyelim. O gerçekten bir ihtiyacımız mı onu anlayalım. Daha sonra firmayı araştıralım. Yine firmanın güveni olup olmadığına emin olalım. Böylece kasım ayı avantaj ayı gibi dururken bizim için maddi anlamda bir felaket ayı haline gelmesin. Dolandırıcıların da kurbanı olmayalım."
Bursa İnegöl fırsatlar şehri Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksek Okulunda öğrencilerle bir araya gelen Belediye Başkanı Alper Taban, “Gerçekten önemli bir şehirdesiniz. Her şehrin kendine göre farklı dinamikleri vardır. İnegöl fırsatlar sunan bir şehir” dedi. İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksek Okulu organizasyonuyla düzenlenen buluşmada üniversite öğrencileriyle bir araya geldi. Geneli farklı şehirlerden gelmiş olan öğrencilere şehri tanıtan Başkan Taban, aynı zamanda öğrencilerin İnegöl’e dair gözlemlerini de dinledi. MYO çok amaçlı salonunda ve okul kantininde iki ayrı öğrenci buluşmasında Başkan Taban, öğrencilere eğitim süreçleri ve kariyer hedefleri üzerine de tavsiyelerde bulundu. İnegöl fırsatlar sunan bir şehir İnegöl Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Hikmet Sami Yıldırımhan’ın açılış konuşmasıyla başlayan buluşmada, Başkan Alper Taban şöyle konuştu: “Bugün kısaca şehrimizi size anlatmak, ancak daha çok sizleri dinlemek için buradayız. Öğrencilerimizin büyük bölümü de İnegöl dışından gelen öğrenciler. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki gerçekten önemli bir şehirdesiniz. Her şehrin kendine göre farklı dinamikleri, farklı majör, ön plana çıkmış, baskın durumları vardır. İnegöl’de ağırlıklı olarak bir sanayi şehri. İnegöl fırsatlar sunan bir şehir. Sizler de şu anda da hayat akışı içerisinde öğrencilik dönemindesiniz. İnegöl bu süreçte sizlere iş hayatında, kariyer noktasında, ticari hayatta ve ekonomik olarak gelişiminizde katkı sunabilecek bir şehir. Ben bunu çok kıymetli buluyorum. Pek çok şehir gezdik gördük, her şey var ama iş bulma imkanı yok. İnegöl bu anlamda çok kıymetli.” İnegöl Büyükşehirlerle yarışıyor Şehrin ekonomik ve ticari gücüne dair bilgiler sunan Başkan Taban, “İnegöl’den 160 ülkeye ihracat gerçekleştiriliyor. Sadece mobilya da değil, farklı sektörlerde bu ihracatlar yapılıyor. Mobilya ile birlikte metal, makine, kimya, otomotiv, ağaç ve orman ürünleri gibi pek çok alanda ihracat gerçekleşiyor. 2023 yılı rakamları yaklaşık 1,5 milyar dolar seviyesinde. Bu da Türkiye liginde bizi vilayetler arasında 18’inci sıraya taşıyor. Bu sıralamada 30 büyükşehir var. Bu 30 Büyükşehrin 13 tanesini geçmiş bir İnegöl var. Biz bir ilçeyiz. İl veya büyükşehir değiliz. Ama iller ve büyükşehirlerle yarışan bir ilçeyiz” dedi.